3 sonuçtan 1 ile 3 arası

Konu: İhlâs Sûresi:

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 60.713, Level: 100
    Points: 60.713, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    ArzuNur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    9.488
    Points
    60.713
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    27

    Standart İhlâs Sûresi:

    İhlâs Sûresi:
    Kur'ân-ı kerîmin yüz on ikinci sûresi. Tevhîd,
    Tefrîd, Tecrîd, Necâd, Vilâyet ve Mârifet sûresi de denilmiştir.
    İhlâs sûresi, Mekke'de
    nâzil oldu (indi). Dört âyet-i kerîmedir. Sûrede; İslâm dîninin tevhîd (Allahü teâlâyı bir bilme)
    inancı en özlü ve en anlamlı şekilde ifâde edilmiştir.

    İhlâs sûresinde Allahü teâlâ meâlen
    buyurdu ki:

    (Yâ Muhammed!) de ki: O, Allah birdir, Sameddir. O doğurmamıştır,
    doğurulmamıştır. Hiçbir şey O'nun dengi (ve benzeri) değildir. (Âyet: 1-4)
    Kim ölüm
    hastalığında, İhlâs sûresini okursa, kabir azâbı görmez. Kabrin sıkmasından emîn olur. Melekler onu kanatlarıyla taşırlar ve sırattan sür'atli bir şekilde geçirirler. (Hadîs-i şerîf-Hâşiyet-üs-Sâvî)

    Kim bin defâ İhlâs sûresini okursa, Cennet'teki makâmını
    görmeden vefât etmez. (Hadîs-i şerîf-Hâşiyet-üs-Sâvî)

    Eve girerken İhlâs-ı şerîf okuyan
    fakirlik görmez. (Hadîs-i şerîf-Hâşiyet-üs-Sâvî)
    Kim İhlâs sûresini besmele ile bin defâ
    okursa diş ağrısı görmez. (Süleymân bin Cezâ)

    Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur...




  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 7.670, Level: 58
    Points: 7.670, Level: 58
    Level completed: 60%,
    Points required for next Level: 80
    Level completed: 60%, Points required for next Level: 80
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    kamilya - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Yer
    Nereden olduğum değil; nerde olduğum önemli..Kalplerin Allah'ta birleştiği yerdeyim..
    Mesajlar
    716
    Points
    7.670
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart Cevap: İhlâs Sûresi:

    ÎHLÂS SÜRESİ

    (Mekke'de nazil olmuştur.)

    İhlâs Sûresinin Nüzul Sebebi ve Fazileti:
    İmâm Ahmed İbn Hanbel der ki: Bize Ebu Sa'd Muhammed İbn Müyesser es-Sâğânî... Übeyy İbn Kâ'b'tan nakletti ki; müşrikler Rasû^ lullah'a: Ey Muhammed, bize Rabbının soyundan sopundan bahset, demişler. Bunun üzerine Allah Teâlâ: «De ki: O Allah, bir tektir. Allah'tır, Samed'dir. Doğurmamış ve doğurulmamıştır. Hiç bir şey O'tıa denk değildir.» âyetini inzal buyurmuş. Tirmizî ve İbn Cerîr de Ahmed İbn Menî kanalıyla bu rivayeti naklederler. İbn Cerîr fazla olarak râvîler arasında Muhammed İbn.Hedaş'ı zikreder. Ayrıca îbn Cerîr ve Tirmizî buna şu ilâveyi yapar: Samed; doğurmamış ve doğurulmamış-olandır. Çünkü doğurulmuş olan her şey mutlaka ölecektir. Ölen her şeyin de mutlaka mirasçısı bulunacaktır. Celîl olan Allah ise ölmez ve O'nun vârisi yoktur. «Hiç bir şey O'na denk değildir.» O'nun benzeri ve dengi hiç bir şey yoktur. Hiç bir şey O'nun gibi değildir. İbn Ebu Hatim bu rivayeti Ebu Sa'd Muhammed İbn Müyesser kanalıyla... Übeyy İbn Kâ'b'tan nakleder. Tirmizî de bu rivayeti Abd İbnHumeyd kanalıyla... Ebu'l-Âliye'den nakleder ve mürsel olarak zikreder. Ayrıca bize haber verdi, demez. Sonra Tirmizî; bu, Ebu Saîd'in sahih hadîslerinden biridir, der.
    Bu anlamda bir başka hadîsi de Ebu Ya'lâ el-Mavsılî... Câbir'den nakleder: Buna göre bir bedevî Rasûlullah'a gelip; bize Rabbımn soyundan bahset, deyince Allah Azze ve Celle: «De ki: O Allah, bir tektir...» âyetini inzal buyurmuştur. Bunun isnadı da yukardakine yakındır. îbn Cerîr bu rivayeti Muhammed îbn Avf kanalıyla Süreyc'ten nakleder. Bu rivayeti seleften birden fazla kişi.mürsel olarak zikretmişlerdir.
    Ubeyd İbn İshâfc el-Attâr... Abdullah İbn Mes'ûd'dan nakleder ki; Kureyş'lüer Rasûlullah (s.a.)a; Bize Rabbının soyundan bahset, demişler de bunun üzerine: «De ki: O Allah, bir tektir.» âyeti nazil olmuş.
    Taberânî der ki: Firyâbî ve başkaları... Ebu VâiTden mürsel olarak ve Abdurrahmân İbn Osman... Ebu Hüreyre'den naklederler ki; Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuş: Her şeyin nisbet edildiği bir şey vardır. Allah'ın nisbet edildiği de: «De ki: O Allah, bir tektir.» kavlidir.
    Buhârî der ki: Bize Muhammed ed-Dehlebî... Hz. Âişe'den nakletti ki j Rasûlullah (s.a.) bir kişiyi seriyye ile birlikte göndermiş. O arkadaş-
    lanyla namaz kılarken hep Ihlâs sûresi ile namaza son veriyormuş. Seriyye döndüğünde bu durumu Hz. Peygambere anlatmışlar. Rasûlullah (s.a.) demiş ki: Ona sorun, neden dolayı böyle yapıyor? Sorduklannda; çünkü bu, Rahmân'ın sıfatıdır ve ben onu okumayı çok seviyorum, demiş. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.) da: Ona bildirin ki, Allah Teâlâ da onu seviyor, demiş. Buhârî'nin tevhîd kitabında bu şekilde rivayet
    edilir. Bazıları ise bu hadîsin rivayetinde Muhammed ed-Dehlebî'yi zikretmezler ve bunu Ahmed İbn Salih kanalıyla naklederler.^Müslim ve Neseî de bu hadîsi Abdullah İbn Vehb kanalıyla... Ebu Hilâl'den nakleder.
    Buhârî, namaz kitabında der ki: Ubeydullah, Sabit kanalıyla Enes'-tennakletti ki:
    Ansâr'dan bir adam Kubâ mescidinde onlara imamlık yapıyormuş. Namaza ilk başladığı zamanda başlangıç olarak hep İhlâs sûresini okuyor, bunu bitirdikten sonra bir başka sûre okuyormuş. Her rek'atta da böyle yapıyormuş. Arkadaşları onunla konuşup demişler ki: Sen, bu sûre ile ilk rek'ata başlıyorsun. Sonra bunu kâfî görmeyerek bir başka sûre okuyorsun. Ya bunu oku veya bırak başka bir sûre oku. O demiş ki: Ben, bunu bırakmam eğer size imâm olmamı istiyorsanız böyle yaparım. İstemiyorsanız imamlığı bırakırım. Onun kendilerinin en af-dalı olduğunu kabul ettikleri için başkalarının kendilerine imamlık etmesini istemiyorlardı. Rasûlullah'ın huzuruna geldiklerinde durumu peygambere haber verdiler. Rasûlullah (s.a.) buyurdu ki: Ey falanca, arkadaşlarının söylediği şeyi yapmanı engelleyen nedir? Her rek'atta bu sûreyi okumanın gerekliliğini sana ne bildirdi? Adam dedi ki: Ben, o sûreyi seviyorum. Rasûlullah (s.a.) buyurdu ki: Senin o sûreyi sevmen, seni cennete girdirir. Buhârî böylece bu rivayeti kesin olarak nakleder. Ebu îsâ et-Tirmizî de Câmi'inde Buhârî kanalıyla İsmâîl İbn Ebu Üveys'-ten... o da Ubeydullah îbn Ömer'den aym isnâdla zikreder. Sonra Tir-mizî; bu hadîsin Ubeydullah kanalıyla Sâbit'ten nakli garîbtir, der. Ve yine Tirmizî der ki: Mübarek İbn Fadâle, Sabit kanalıyla Enes İbn Mâ-lik'ten nakletti ki; adamın birisi: Ey Allah'ın Rasûlü, ben bu ihlâs sûresini çok seviyorum, demiş de Rasûlullah (s.a.): Senin onu sevmen seni cennete girdirir, buyurmuş. Tirmizî'nin ek olarak verdiği bu kısmı Ahnied İbn Hanbel, Müsned'inde muttasıl olarak Ebu Nadr kanalıyla... Enes'ten nakleder. Buna göre, Rasûlullah (s.a.)a bir adam gelip; ben bu ihlâs sûresini çok seviyorum, demiş de Rasûlullah (s.a.) buyurmuş ki: Senin onu sevmen seni cennete girdirir.

    İhlâs Sûresinin Kur'an'ın Üçte Birine Denk Olduğuna Dâir Hadîsler:

    1 — Buhârî der ki: Bize ismail... Ebu Saîd'den nakletti ki: Ada mın birisi, bir başkasının devamlı İhlâs sûresini okuduğunu duydu. Ertesi gün Rasûlullah'a gelip durumu anlattı. Adamın halini küçümsü-yordu. Rasûlullah (s.a.) dedi ki:
    Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki; îhlâs sûresi Kur'ân'm üçte birine denktir. Ayrıca İsmâîl İbn Ca'fer... Ebu Saîd'den; kardeşim Nu'mân oğlu Katâde peygamberden böyle haber verdi, diyen bir başka rivayeti ilâve eder. Bu hadîsi Buhârî de Abdullah İbn Yûsuf kanalıyla Ka'nebî'den rivayet eder. Ebu Dâvûd da onu Ka'nebî'den, Ne-seî Kuteybe'den hepsi de Mâlik'ten bu hadîsi naklederler. Katâde, İbn Nu'mân'ın hadîsini ise Neseîiki yolla İsmâîl İbn Ca'fer'e isnâd eder. — Buhârî der ki: Ömer İbn Hafs... Ebu Saîd'den nakletti ki;
    Rasûlullah (s.a.) ashabına şöyle demiş: Sizden biriniz bir gecede Kur'ân'm üçte birini okumaktan bitkin düşer mi? Bu durum onlara ağır geldi de; ey Allah'ın Rasûlü, buna hangimizin gücü yeter? dediler. Rasûlullah (s.a.) buyurdu ki: «Allah bir tektir, Samed'dir.» kavli, Kur'-ân'ın üçte biridir. Buhârî, bu hadîsin İbrahim İbn Yezîd en-Nehaî ve
    Dahhâk Ibn Şurahbil el-Hemedânî kanalıyla Ebu Said'den naklinde münferid kalmıştır. Ferebrî der ki: Ebu Ca'fer Muhammed İbn Ebu Hâ-tim'in... Bu hadîsi İbrahim'den naklettiğini işittim. Bu rivayet, mür-seldir.

    3 — îmâm Ahmed İbn Hanbel der ki: Bize Yahya İbn İshâk... Ebu Saîd el-Hudri'den nakletti ki; Nu'mân her gece İhlâs sûresini okuyarak yatıyordu. Bu durum Rasûlullah'a anlatılınca buyurdu ki: Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemîn ederim ki; o, Kur'ân'ın yansına veya üçte birine denktir.

    4 — İmam Ahmed İbn Hanbel der ki: Bize Hasan... Abdullah İbn Amr'dan nakletti ki; Ebu Eyyûb el-Ansârî bir mecliste bulunduğunda şöyle demişti: Sizden biriniz, her gece Kur'ân'ın üçte birini okumaya güç yetirebilir mi? Buna kimin gücü yeter? denilince, dedi ki: İhlâs sûresi, Kur'ân'ın üçte biridir. Abdullah İbn Amr der ki: Rasûlullah (s.a.) Ebu Eyyûb'un böyle dediğini duydu ve; Ebu Eyyûb doğru söyler, dedi.

    5 — Ebu îsâ et-Tirmizî der ki: Bize.. Muhammed İbn Beşşâr, Ebu Hüreyre'den nakletti ki; Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuş: Toplanın, çünkü ben size Kur'ân'm üçte birini okuyacağım. Bunun üzerine gelenler toplanıp yığılmışlar. Sonra Rasûlullah çıkıp: «De ki: O Allah, bir tektir. Allah'tır, Samed'dir. Doğurmamış ve doğurulmamıştır. Hiç bir şey O'na denk değildir.» âyetini okumuş, sonra içeri girmiş. Biz birbirimize dedik ki: Rasûlullah (s.a.); ben, size Kur'ân'ın üçte birini okuyacağım, demişti. Gökten bir haber gelmiş olmalı. Sonra Rasûlullah (s.a.) çıkıp geldi ve dedi ki: Ben, size Kur'ân'ın üçte birini okuyacağım, demiştim. Dikkat edin, işte İhlâs sûresi Kur'ân'ın üçte birine denktir. Müslim de bu hadîsi, Sahihinde Muhammed İbn Beşşâr'dan nakleder. Tirmizî; bu hadîs hasendir, sahihtir, garîbtir, der. Râvîler arasında yer alan Ebu Hâzim'in adı ise Selmân'dır.

    6 — İmâm Ahmed İbn Hanbel der ki: Bize Abdurrahmân İbn Meh-dî... Ebu Eyyûb el-Ansârî'den nakletti ki; Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuş: Sizden biriniz bir gecede Kur'ân'ın üçte birini okumaya güç yetirebilir mi? Kim, bir gece İhlâs sûresini okursa; o gece Kur'ân'ın üçte birini okumuş olur. Bu hadîsin isnadı İmâm Ahmed'e dokuz râvî kanalıyladır. Tirmizî ve Neseî de bu hadîsi Muhammed İbn Beşşâr kanalıyla rivayet ederler. Tirmizî, Kuteybç'yi de bunlara ekler ve böylece bu râvîler Abdurrahmân İbn Mehdî kanalıyla... Ebu Eyyûb el-Ansârî'den nakleder ki râvîlerin sayısı ona ulaşır, Tirmizî'nin rivayetinde; Ebu Eyyûb el-Ansârî'nin hanımı Ebu Eyyûb'tan nakleder ki, diye bir il|ve daha vardır. Sonra Tirmizî der ki: Bu konuda Ebu Derdâ, Ebu Saîd, Ka-tâde İbn Nu'mân, Ebu Hüreyre, Enes İbn Mâlik, İbn Ömer ve Ebu Mes'-ûd'dan da rivayetler mevcûddur. Bu hadîs hasendir. Ve bu hadîsin rivayetini Zâide'nin naklettiği rivayetten daha güzel bir şekilde bilmiyoruz. Onun rivayetini Isrâîl ve Fudayl İbn İyâz benimserler. Şu'be ve daha başka güvenilir râvîler bu hadîsi Mansûr'dan rivayet ederler, ancak bu rivayette ıztırâb bulunduğunu bildirirler.

    7 — İmâm Ahmed İbn Hanbel der ki: Bize Huşeym... Übeyy İbn Kâ'b'dan veya Ansâr'dan bir adamdan nakletti ki; Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: Kim, İhlâs sûresini okursa; Kur'ân'm üçte birini okumuş gibi olur. Neseî; «Gece ve Gündüz» bahsinde Huşeym kanalıyla... İbn Ebu Leylâ'dan bu hadîsi nakleder. Ancak onun rivayetinde Hilâl İbn Yes'âf yoktur.

    8 — İmâm Ahmed İbn Hanbel der ki: Bize Vekî'... Ebu Mes'ûd'-dan nakletti ki; Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuş: İhlâs sûresi, Kur'-ân'ın üçte birine denk gelir. Bu rivayeti İbn Mâce de Ali İbn Muham-med kanalıyla Vekî'den nakleder. Neseî ise «Gece ve Gündüz» bahsinde başka tarîklerle Amr İbn Meymûn'dan merfû ve mevkuf olarak nakleder.

    9 — İmâm Ahmed İbn Hanbel dedi ki: Bize Behz... Ebu Derdâ'dan nakletti ki; Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuş: Sizden biriniz her gün Kur'ân'ın üçte birini okumaktan âciz olur mu? Doğrusu Allah Teâlâ Kur'ân'ı üçe böldü. İhlâs sûresi Kur'ân'ın üçte biridir. Bu rivayeti Müslim ve Neseî Katâde'nin hadîsinden naklederler.

    10 — İmâm Ahmed İbn Hanbel dedi ki: Bize Ümeyye İbn Hâlid... Ümmii Külsûm Bint-i Ukbe İbn Ebu Muayt'tan nakletti ki; Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuş: İhlâs sûresi;' Kur'ân'ın üçte birine denk gelir. Neseî de bu rivayeti «Gece ve Gündüz» bahsinde Amr İbn Ali kanalıyla Ümeyye İbn Hâlid'den; nakleder. Sonra Mâlik tarikiyle Humeyd İbn Ab-durrahmân'dan nakleder. Keza «Gece ve Gündüz» bahsinde Muham-med İbn îshâk kanalıyla Humeyd İbn Abdurrahmân'dan nakleder ki, Rasûlullah'ın ashabından bir grup ona anlatmışlar. Rasûlullah (s.a.) buyurmuş ki: Kim îhâs Süresiyle namaz kılarsa; bu, Kur'ân'm üçte birine denk olur.

    11 — İmâm Mâlik İbn Enes der ki: Ubeydullah İbn Abdurrahmân, Ubeyd İbn Huneyn'den nakletti ki; o, Ebu Hüreyre'nin şöyle dediğini işittim, demiştir: Bir gün Rasûlullah (s.a.) ile beraber geldik. O, bir kişinin İhlâs sûresini okuduğunu işitti de buyurdu ki: Ona vâcib oldu. Ben; ne vâcib oldu? dedim de; cennet, dedi. Tirmizî ve Neseî de bu hadîsi Mâlik'ten naklederler. Tirmizî bunun hasen, sahîh, garîb olduğunu söyler ve; bu hadîsi Mâlik'in hadîsinden başka şekliyle tanımıyoruz, der.

    12 — Az önce Rasûlullah'ın; senin ihlâs sûresini sevmen seni cennete girdirir, buyurduğunu kaydetmiştik.

    13 — Hafız Ebu Ya'lâ el-Mavsılî der ki: Bize Katan îbn Nüseyr... Enes'ten nakletti ki, o; Rasûlullah (s.a.)m şöyle buyurduğunu işittim, demiştir: Sizden biriniz bir gecede üç kere İhlâs sûresini okumaya güç yetiremez mi? Doğrusu bu, Kur'ân'ın üçte birine denk gelir. Bu hadîsin isnadı zayıftır. Bundan daha sağlam bir hadîsi Abdullah İbn İmâm Ah-med İbn Hanbel... Hubeyb'ten nakleder ki; bir gece bize hafîf yağmurla beraber karanlık bastırdı. Rasûlullah (s.a.)ı namaz kıldırması için bekledik. Rasûlullah (s.a.) çıktı, benim elimden tuttu ve: De ki, dedi ve sustu. Sonra yine: De ki, dedi ve sustu. Ben; ne diyeyim? dediğimde, buyurdu ki: Yatarken ve kalkarken: «De ki: O Allah, bir tektir...» âyeti ile Nâs ve Felak sûrelerini oku. Bir günde iki kere okuma yeter. Ebu Dâvûd, Tirmizî ve Neseî, bu hadîsi İbn Ebu Zeyd kanalıyla rivayet eder. Tirmizî; bu hadîs bu şekliyle hasen, sahîh ve garîbtir, der. Bu hadîsi Neseî bir başka yolla Muâz İbn Abdullah'tan nakleder.

    14 — İmâm Ahmed İbn Hanbel der ki: Bize îshâk İbn îsâ... Te-mîm ed-Dârı'den nakletti ki; Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuş: Kim, on kere; Allah'tan başka ilâh yoktur, O bir tektir, Samed'dir, eş ve,çocuk edinmemiştir ve hiç bir şey O'na denk değildir, derse; ona kırk bin kere bin iyilik yazılır. Bu hadisin rivayetinde Ahmed İbn Hanbel münferid kalmıştır. Buhârî, Halîl İbn Mürre'yi zayıf bir râvî sayar.

    15 — İmâm Ahmed İbn Hanbel der ki: Bize Hasan İbn Mûsâ... Sehl İbn Muâz'dan nakletti ki; babası Rasûlullah (s.a.)m şöyle buyurduğunu bildirmiş: Kim, ihlâs sûresini tamamıyla on kere okursa, Allah Teâlâ ona cennette bir köşk yapar. Hz. Ömer dedi ki: Öyleyse bunu çokça yapalım ey Allah'ın Rasûlü. Rasûlullah (s.a.) buyurdu ki: O zaman, Allah daha çok ve daha güzelini verir. Bu hadîsin rivayetinde Ahmed İbn Hanbel münferid kalmıştır. Bu hadîsi Ebu Muhammed ed-Dâremî Müshed'inde şöyle .nakleder: Bize Abdullah İbn Yezîd... Ebu Akîl Zühre îbn Ma'bed'den nakletti ki —Dâremî bunun Ebdâl'dan olduğunu söyler— o, Saîd îbn Müseyyeb'in şöyle dediğini işitmiş: Rasûlullah (s.a.) buyurdu ki: Kim İhlâs sûresini on kere okursa, Allah Teâlâ ona cennette bir köşk yapar. Kim de yirmi kere okursa, Allah Teâlâ ona cennette iki köşk yapar. Kim de otuz kere okursa, Allah Teâlâ ona cennette üç köşk yapar. Bunun üzerine Ömer İbn Hattâb demiş ki: Öyleyse köşklerimizi çoğaltalım. Rasûlullah (s.a.) da buyurmuş ki: Allah bundan daha geniş imkânlar verir. Bu hadîs sağlam ve mürsel bir hadîstir.

    16 — Hafız Ebu Ya'lâ der ki: Bize Nasr İbn Ali... Enes İbn Mâlik'-ten nakletti ki; Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuş: Kim İhlâs sûresini elli kere okursa, onun elli yıllık günâhı bağışlanır. Bu hadîsin isnadı zayıftır.

    17 — Ebu Ya'lâ der ki: Bize Ebu Rebî'... Enes İbn Mâlik'ten nakletti ki; Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuş: Kim, îhlâs sûresini bir günde iki yüz kere okursa; Allah Teâlâ ona bin beş yüz sevâb yazar. Ancak o kişinin üzerinde borç varsa yazmaz. Bu hadîsin isnadı zayıftır. Çünkü râvîler arasında yer alan Hatim İbn Meymûn'u Buhârî ve başkaları zayıf sayarlar. Tirmizî de bu hadîsi Muhammed tbn Merzûk kanalıyla... Enes'ten nakleder. Onun ifâdesi şöyledir: Kim, günde iki yüz kere îhlâs sûresini okursa; Allah Teâlâ onun elli yıllık günâhını siler. Ancak üzerinde borç varsa müstesnadır. Tirmizî de aynı isnâdla Rasûlullah (s.a.)ın şöyle buyurduğunu kaydeder: Kim, yatağına yatmak ister de sağ tarafı üzerine yatar ve yüz kere İhlâs sûresini okursa, kıyamet günü Azîz ve Celîl olan Rab ona der ki^Ey kulum, sağından doğru cennete gir. Sonra Tirmizî bu hadîsin Sâbit'ten nakli garîbtir, der. Bu hadîs başka vecihlerle de Enes'ten nakledilmiştir.
    Ebu Bekr el-Bezzâr der ki: Bize Sehl İbn Bahr... Enes'ten nakletti ki; Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuş: Kim iki yüz kere İhlâs sûresini okursa, Allah onun iki yüz yıllık günâhını siler. Sonra Ebu Bekr el-Bezzâr der ki: Biz bu hadîsin Hasan İbn Ebu Ca'fer ve Ağleb İbn Temîm'den başka bir rivayetten sabit olduğunu bilmiyoruz. Ancak her iki râvî de kötü ezberlemede birbirine yakındırlar.

    18 — Neseî, îhlâs sûresinin tefsirinde der ki: Bize Abdurrahmân îbn Hâlid... Abdullah îbn Büreyde'den nakletti ki; babası ona şöyle haber vermiş: Büreyde Rasûlullah ile beraber mescide girdiğinde bir kişi namaz kılıyor ve şöyle duâ ediyormuş: Allah'ım, benim Senden başka ilâh bulunmadığına Senin tek ve Samed olduğuna, doğurmamış ve do-ğurulmamış olduğuna, Sana hiç bir şeyin denk bulunmadığına dâir şe-hâdet ettiğimi bilmeni isterim. Rasûlullah (s.a.) buyurmuş ki: Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemîn ederim ki; o, Allah'tan en yüce ismiyle istekte bulundu. O isimle istenirse Allah verir, duâ edilirse icabet eder. Bu hadîsi diğer Sünen şâhibleri muhtelif tarîklerle Büreyde'den naklederler. Tirmizî; hasen, garîb bir hadîstir, der.

    19 — Hafız Ebu Ya'lâ der ki: Bize Abd'ül-A'lâ... Câbir tbn Abdullah'tan nakletti ki; Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuş: Üç şey vardır ki; îmânla beraber bir kimse bunlara sâhib olarak gelirse, cennetin dilediği kapısından girer ve dilediği kadar hûrî ile evlendirilir: Katilini affeden, gizlice borcunu ödeyen ve her farz namazdan sonra on kez İhlâs sûresini okuyan. Câbir İbn Abdullah der ki: Hz. Ebubekir; ya bunlardan birisi ile gelirse? deyince, Rasûlullah (s.a.): Veya bunlardan birisi ile gelirse, demiş.

    20 — Hafız Ebu'l-Kâsım et-Taberânî der ki: Bize Muhammed İbn Abdullah... Cerîr İbn Abdullah'tan nakletti ki; Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuş: Kim, evine girerken İhlâs sûresini okursa; hem o hâne halkından, hem de komşularından fakirlik kaldırılır. Bu hadîsin isnadı zayıftır.

    21 — Hafız Ebu Ya'lâ der ki: Bize Muhammed îtan İshâk... Ala es-Sakafî'den nakletti ki; o, şöyle demiş: Ben, Mâlik İbn Enes'in şöyle dediğini işittim: Biz Tebûk'te Rasûlullah (s.a.) ile beraber idik. Daha önce benzer şekliyle doğduğunu hiç görmediğimiz bir şekilde güneş parlak ışık ve aydınlıklarla doğdu. Cibril (a.s.) Rasûlullah (s.a.) a geldi. Rasûlullah (s.a.) buyurdu ki: Ey Cebrâîl; ne oluyor ki bugün güneşin daha önce benzerini hiç görmediğim bir aydınlık, ışık ve nûr ile doğduğunu görüyorum? Cebrâîl dedi ki: Bugün Medine'de Muâviye İbn Muâviye öldü. Allah Teâlâ onun namazını kılmak üzere yetmiş bin melek gönderdi. Rasûlullah (s.a.): Neden bu? deyince Cebrâîl dedi ki: O, otururken, kalkarken, gezerken, dolaşırken hep gece gündüz İhlâs sûresini okurdu. Ey Allah'ın Rasûlü, dünyayı senin için tutayım da sen de onun namazını kılar mısın? Rasûlullah (s.a.); evet, dedi ve onun namazını kıldı. Hafız Ebu Bekr el-Beyhâkî «Delâil en-Nübüvve» isimli eserinde, Yezîd İbn Hârûn kanalıyla Ebu Muhammed Alâ es-Sakafî'den bu rivayeti nakleder. Ancak bu zât hadîs uydurmakla itham edilmiştir. Allah en iyisini bilendir.
    Hafız Ebu Ya'lâ der ki: Bize Şâm'lı Muhammed İbn İbrahim... Enes'-ten nakletti ki; Cebrâîl (a.s.) inip; Leys kabilesinden Muâviye oğlu Muâviye öldü, onun üzerine namaz kılmak ister misin? dedi. Rasûlullah (s.a.); evet, dedi. Cebrâîl kanadını yeryüzüne vurdu ve orada bulunan ağaç ve çiçeklerin hepsi döküldü. Cebrâîl Peygamberin tahtını kaldırdı ve ona baktı. Rasûlullah (s.a.), arkasında meleklerden iki saf bulunduğu halde tekbîr aldı. Her safta yetmiş bin melek vardı. Rasûlullah (s.a.) buyurdu ki: Ey Cebrâîl o, bu makama nasıl ulaştı? Cebrâîl dedi ki: O, İhlâs sûresini ve bu sûreyi okumayı çok severdi. Otururken, kalkarken, giderken, gelirken her halükârda bu sûreyi okurdu. Beyhâkî bu hadîsi;Osman İbn Heysem kanalıyla... Enes'ten nakleder ki bu, daha doğrudur. Râvîler arasında yer alan Mahmûd îbn Hilâl hakkında Ebu Hatim er-Râzî; meşhur değildir, der. Bu hadîs daha başka yollardan rivayet edilmişse de biz kısa kesmek için onları terkettik. Ancak hepsi de zayıf rivayetlerdir.

    22 — İmâm Ahmed İbn Hanbel der ki: Bize Ebu Muğîre, Ukbe îbn Amir'den nakletti ki; o, şöyle demiş: Ben, Rasûlullah (s.a.) ile karşılaştım, önce uzanıp elini tuttum ve dedim ki: Ey Allah'ın Rasûlü, mü'-minin kurtuluşu ne iledir? Rasûlullah (s.a.) buyurdu ki: Ey Ukbe; dilsiz ol. Evinin içinden dışarı taşma ve işlediğin günâhlara ağla. Ukbe İbn Âmir der ki: Sonra Rasûlullah (s.a.) benimle karşılaştı ve önce gelip elimi tuttu ve dedi ki: Ey Amir oğlu Ukbe; sana Tevrat, İncil, Zebur ve yüce Kur'ân'da indirilmiş olan üç sûreyi öğreteyim mi? Ukbe İbn Amir der ki: Ben; evet Allah beni sana kurbân etsin, dedim. Rasûlul-lah (s.a.) buyurdu ki: İhlâs, Felak ve Nâs sûrelerini oku. Sonra şöyle dedi: Ey Ukbe; onları unutma ve hiç bir gece bunları okumadan yatma. Ukbe İbn Amir der ki: Rasûlullah (s.a.)m onları unutma dediği günden beri hiç unutmadım ve bunları okumadan da hiç bir gece yatmadım. Ukbe İbrî Âmir der ki: Sonra ben Rasûlullah'la karşılaştım ve ilkin ben uzanıp onun elini tuttum; ey Allah'ın Rasûlü, bana amellerin en üstünlerini haber ver, dedim. Rasûlullah (s.a.) buyurdu ki: Ey Ukbe, seninle münâsebeti kesen akrabalarınla münasebet kur. Sana vermeyene ver ve sana zulmedenden kaçın. Bu hadîsin bazı kısımlarını Tir-mizî, Zühd babında Ubeydullah kanalıyla Ali îbn Yezîd'den nakleder ve; hasen bir hadîstir, der. Ahmed İbn Hanbel de bir başka yoldan Hasan İbn Muhammed kanalıyla... Ukbe İbn Âmir'den bu hadîsi rivayet eder. Ancak bu rivayette Ahmed îbn Hanbel münferid kalmıştır. 23 — Buhârî der ki: Bize Kuteybe... Hz. Aişe'den nakletti ki;
    Rasûlullah (s.a.) yatağına uzandığında her gece avuçlarını toplar, sonra onlara üfürür ve İhlâs, Felak ve Nâs sûresini okur sonra onunla önce başından ve yüzünden başlamak üzere vücûdunun diğer taraflarına gücü yettiğince sürermiş. Bunu üç kez yaparmış. Bu rivayeti Sünen sâ-hibleri Ukayl kanalıyla... İbn Şihâb'tan naklederler.


    Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.

    1 — De ki: O Allah, bir tektir.

    2 — Allah'tır, Samed'dir.

    3 — Doğurmamış ve doğurulmamıştır.

    4 — Hiç bir şey O'na denk değildir.

    Bu sûrenin nüzul sebebi daha önce geçmişti. İkrime der ki: Yahudîler; biz Allah'ın oğlu Uzeyr'e tapıyoruz, dediler. Hıristiyanlar da; biz Allah'ın oğlu Mesih'e tapıyoruz, dediler. Mecûsîler; biz aya ve güneşe tapıyoruz, dediler. Müşrikler; biz putlara tapıyoruz, dediler. Bunun üzerine Allah Teâlâ da Rasûlüne: «De ki; O Allah, bir tektir.» âyetini indirdi. O, birdir ve tektir. Benzeri olmadığı gibi veziri, şeriki, dengi de yoktur. Bu ifâde isbât sadedinde yalnızca Allah için kullanılır. Başka birisi için kullanılmaz. Çünkü O, sıfatlarının ve fiillerinin tümünde en mükemmelidir.
    «Allahtır, Samed'dir.» İkrime, îbn Abbâs'tan nakleder ki: Bütün mahlûkâtm ihtiyâç ve isteklerinde kendisine dayandıkları zâttır. Ali İbn Ebu Talha, İbn Abbâs'tan nakleder ki; o, bu âyete şöyle mânâ vermiştir: O, lutfunda mükemmel olan efendidir. Şerefi en üstün olan Şeriftir. Azameti en yüce olan Azîm'dir. Hilmi en mükemmel olan Halîm'-. dir. İlmi en mükemmel olan Alîm'dir. Hikmeti kemâle ermiş bulunan Hakîm'dir. Her türlü şeref ve yücelikte mükemmelin kendisidir. O, Allah'tır tenzih ederiz O'nu. O'nun sıfatları bunlardır. O'ndan başkası için bu sıfatlar kullanılmaz. O'nun dengi yoktur. O'nun gibi hiç bir şey yoktur. Vâhid, Kahhâr olan Allah'ı teşbih ederiz.
    A'meş, Şekîk kanalıyla Ebu Vâil'den nakleder ki Samed kelimesi; efendilikte son dereceye varmış olan efendi demektir. Âsim da bu rivayeti Ebu Vâil kanalıyla tbn Mes'ûd'dan nakleder.
    Mâlik, Zeyd İbn Eslem'den naklen der ki: Samed; efendi, demektir. Hasan ve Katâde de; yaratıklarından sonra bakî kalan, demektir derler. Yine Hasan der ki: Samed; hiç zeval bulmayan Hayy ve Kay-yûm, demektir. îkrime ise; kendisinden hiç bir şey çıkmayan ve bir şey yemeyen anlamına gelir, der.
    Rebî' İbn Enes; Samed, doğmamış ve doğurulmamış olan demektir. Sanki o ikinci âyetteki: «Doğurmamış ve doğurulmamıştır.» kavlini Samed'in tefsiri olarak kabul etmektedir ki bu, sağlam bir tefsirdir. Bu konuda İbn Cerîr'in Übeyy îbn Kâ'b'tan naklettiği hadîs yukarıda geçmişti. O hadîs te açıkça bu mânâyı destekler.
    Abdullah İbn Mes'ûd, Abdullah İbn Abbâs, Saîd İbn Müseyyeb, Mü-câhid, Abdullah İbn Büreyde, İkrime, Saîd îbn Cübeyr, Atâ İbn Ebu Rebâh, Atıyye el-Avfî, Dahhâk ve Süddî; Samed kelimesinin, Jcarnı olmayan, anlamına geldiğini belirtirler.- Süfyân es-Sevrî de Mansûr kanalıyla Mücâhid'den; Samed kelimesinin, içinde boşluğu bulunmayan anlamına geldiğini bildirir. Şa'bî ise bu kelimenin, yemek yemeyen ve içecek içmeyen demek olduğunu söyler. Abdullah İbn Büreyde de bunun; parlayan nûr anlamına geldiğini, bildirir. Bütün bu rivayetleri İbn Ebu Hatim, Beyhâkî, Taberânî rivayet edip anlatırlar. Ebu Ca'fer îbn Cerîr Taberî de bunların çoğunu kendi isnâdıyla beraber nakleder ve der ki; Bana Abbâs İbn Ebu Tâlib... Büreyde'den nakletti ki —ben onun bu ifâdeyi peygambere kadar ulaştırdığını biliyorum— Samed; karnı olmayan, demektir. Bu, gerçekten garîbtir. Doğru olan, bunun Abdullah Ibn Büreyde'den mevkuf olarak nakledilmesidir.
    Hafız Ebu'l-Kâsım et-Taberânî Sünnet bahsinde, Samed kelimesinin tefsîriyle ilgili yukarıda söylenenlerin pek çoğunu irâd ettikten sonra şöyle der: Bütün bunlar, sahihtir. Bu, Azîz ve Celîl olan Rabbımızm sıfatlandır. İhtiyâçlar konusunda kendisine başvurulan O'dur. Cömertliği ve lütufkârlığı son haddine ulaşmış olan O'dur. O, karnı olmayan, yeyip içmeyen Samed'dir. Ve O, yaratıklarından sonra bakî kalandır. Beyhâkî de buna benzer bir rivayeti nakleder.
    «Doğurmamış ve doğurulmamıştır. Hiç bir şey O'na denk değildir.» Ne onun çocuğu vardır, ne babası, ne de eşi. Mücâhid, «Hiç bir şey O'na denk değildir.» kavline; O'nun eşi yoktur, diye mânâ vermiştir. Bu, Allah Teâlâ'mn şu kavli gibidir: «Gökleri ve yeri yoktan var edendir. Onun nasıl çocuğu olabilir? O'nun bir eşi de yoktur. Ve her şeyi O yaratmıştır. O, her şeyi en iyi bilendir.» (En'âm, 101) Yani O, her şeyin sahibi ve yaratanıdır. Öyleyse yaratıklarından O'nun benzeri ve eşi, yahut O'na yaklaşan nasıl bulunabilir? O, yücedir, mukaddestir, münezzehtir. Tıpkı Allah Teâlâ'mn diğer âyet-i kerîme'lerde buyurduğu gibi: «Bir kısım kimseler: Rahman çocuk edindi, dediler. Andolsun ki; ortaya çok kötü bir şey attınız. Neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak ve dağlar göçecekti; Rahmân'a çocuk isnâd etmelerinden ötürü. Oysa Rahmân'a çocuk edinmek yaraşmaz. Çünkü göklerde ve yerde olan her şey, Rahmân'a kul olarak gelecektir. Andolsun ki, ilmi onlan kuşatmış ve teker teker saymıştır. Hepsi kıyamet günü O'na tek olarak gelecektir.» (Meryem, 88-95) Ve yine Enbiyâ sûresinde şöyle buyurmaktadır: «Dediler ki: Rahman çocuk edindi. O'nun sânı yücedir. Hayır, onlar ikram edilmiş kullardır. Onlar sözle asla O'nun önüne geçemezler. Ancak O'nun emriyle hareket ederler.» (Enbiyâ, 26-27) Sâffât sûresinde ise şöyle buyurur: «O'nunla cinler arasında bir neseb bağı uydurdular. Andolsun ki; cinler de, onların götürüleceklerini bilmektedirler. Allah, onların nitelendirdiklerinden münezzehtir.» (Sâffât, 158-159) Buhârî'nin Sahîh'inde buyurulur ki: İşittiği eziyyetlere Allah'tan daha çok sabreden hiç bir kimse yoktur. Kullar O'nun çocukları olduğunu iddia ederler de O, yine kendilerini rızıklandmp sağlıklı oiaraK yaşatır. Buhârî der ki: Bize Ebû Yemân... Ebu Hüreyre'den nakletti ki; Rasü-lullah (s.a.) şöyle buyurmuş: Azîz ve Celîl olan Allah buyurdu ki: Âdem-
    oğlu hiç hakkı yokken Beni yalanladı. Hiç yeri yokken Bana küfretti. Onun Beni yalanlaması; beni ilk yarattığı gibi geri döndüremez, deme-sidir. Halbuki ilk yaratma, Benim için geri döndürmeden daha zor değildir. Onun Bana küfrü ise; Allah çocuk edindi, demesidir. Halbuki Ben, bir ve tekim. Doğurmamış ve doğurulmamış olan Samed'im. Eşi ve benzeri bulunmayanım. Bu rivayeti aynı şekilde Abdürrezzâk... Ebu Hüreyre'den nakleder. Ancak bu şekliyle her iki rivayette de Buhârî münferid kalmıştır.

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 60.713, Level: 100
    Points: 60.713, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    ArzuNur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    9.488
    Points
    60.713
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    27

    Standart Cevap: İhlâs Sûresi:

    kamilya faydalı paylaşımın için sağol, emeğine sağlık, teşekkür ederim. Allah(c.c) razı olsun.

    Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur...




Benzer Konular

  1. İhlâs
    By ArzuNur in forum İ -Harfi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 27.11.08, 23:14
  2. 112- İhlas
    By BaRLa in forum Kuran-ı Kerim meali
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 13.11.08, 11:28
  3. İhlas
    By ArzuNur in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 19.10.08, 15:58
  4. İhlas
    By BuRaK in forum Bediüzzaman, Çalışmaları
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 21.08.08, 00:22
  5. İhlas Risalesi (21. Lem'a)
    By SiLa in forum Risale-i Nur Külliyatı
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 20.06.08, 18:50

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •