Çocuklarda Ahlak Egitimi
Kur'an'da, "Allah sizi annelerinizin karnindan hiçbir sey bilmezler olarak çikardi"5 buyurulmaktadir. Böylece insanin ögrenmeye ve terbiyeye olan ihtiyaci dile getirilir. Mesela hayvanlar dünyaya gelmelerinden kisa bir süre sonra hayat sartlarina uyum gösterirken, insan bir-iki senede ancak ayaga kalkabilir. Kendini idare edebilecek bir seviyeye ancak on bes yasindan sonra gelir. Hayati boyunca da ögrenmeye muhtaçtir. Bediüzzaman'in ifadesiyle, "Insanin vazife-i fitriyesi taallümle tekellümdür".6
Bu esasa dayanarak, Islami kaynaklarin pek çogunda su ortak görüse yer verilir: "Çocuk anne ve babasini yaninda bir emanettir. Tertemiz kalbi, her çesit nakis ve sekilden uzak, saf, kiymetli bir cevherdir. Her türlü seye kabiliyetli oldugu gibi, kendisine verilen her seyi almaya da yatkindir. Eger çocuk iyilige alistirilir, güzel seyler ögretilirse iyilik üzere büyür. Dünya ve ahirette mesut olur."7
Peygamber Efendimiz, insanin bu vasfini su hadisiyle dile getirmistir: "Her çocuk fitrat üzere dogar. Konusmaya baslayincaya kadar bu hal üzere devam eder. Sonra anne ve babasinin tesiriyle Yahudi, Hiristiyan, Mecusi vs. olur."8
Baska bir hadislerinde, "Babanin evladina güzel terbiyeden daha iyi bir hediye veremeyecegini"9 bildirerek, terbiyenin insan hayatindaki yerini vurgulamistir. Yine, "Çocuklariniza ikram edin ve terbiyelerini güzel yapin",10 "Insanin öldükten sonra geride biraktigi en hayirli seylerden birinin, yetistirdigi salih evlat"11 oldugu buyurulmustur.
Çocugun egitimi konusunda Hz. Ali'nin su sözü zikredilmistir: "Evlâdinizi bulundugunuz zamandan baska bir zaman için talim ve terbiye ediniz. Çünkü onlar sizin zamaninizdan baska bir zaman için halk olunmuslardir. Çocugun terbiyesinde sakin kusur gösterme; zira o, senin zamanindan baska bir zaman için yaratilmistir."
Bu terbiye nasil olmalidir? Peygamber Efendimiz, çocugun hayir üzere yetistirilmesi halinde yine hayir üzere yasayacagini, dünya ve ahirette mesut olacagini beyan etmektedir. Hayir üzere yetistirmenin yolu da, çocuga dogdugu andaki safiyetini, güzel ahlak ve salih yasayis istikametinde devam ettirmesini temin edecek hayat prensiplerini benimsetip kazandirmaktir. Bu prensipler de, en mükemmel sekliyle Islam'da mevcuttur. Kur'an ve Sünnet, bastan basa insani sonsuz kemal mertebelerine yüceltecek esaslardan ibarettir. Bunun içindir ki, çocugun babasi üzerindeki haklarindan biri, kendisine Kur'an egitimi verilmesidir.
Islam dünyasinin yetistirdigi büyük sosyologlardan Ibni Haldun, çocugun egitimine Kur'an'la baslanmasi konusunda sunlari söyler:
"Çocuklara Kur'an talim etmek dinin seairinden bir siardir. Müslümanlar bunu esas alarak, bütün beldelerinde yaygin olarak Kur'an egitimi yapmislardir. Çünkü Kur'an ayetlerine ve hadislere dayanan Islam inancinin kalplerde köklesmesi, her seyden önce bu siara baglidir. Onun için Kur'an ögretimi esas haline gelmis olup, daha sonra hasil olan melekeler bu esas üzerine bina edilmistir. Bunun sebebi sudur: Küçüklerin egitimi çok daha fazla köklü olup, daha sonraki yaslarda alinan egitim ve ögretime temel teskil eder. Çünkü kalpler ve zihinler diger melekelerin temelidir. Üzerine bina edilen seyin tarzi ve durumu, temele baglidir."12
Günümüzde çocuklarin, ruh sagliklari yerinde ve insanî vasiflara sahip olarak yetismeleri için daha fazla çaba sarf edilmektedir. Artik çocugun dünyasina girilmis, onun ruhunun gerçek zenginligi anlasilmaya baslanmistir. Bugün çocugun geçirdigi gelisim evreleri bilinmekte ve egitim bu evrelerin özelligine göre düzenlenmektedir. Egitim yöntemleri, araç, gereç ve malzemeleri de yeniden ele alinmakta, degistirilmekte ve gelistirilmektedir. Çocuk sanki yeniden kesfedilmektedir.
Dünyada yapilan bilimsel arastirmalarin sonuçlari, çocukluk yillarinda kazanilan davranislarin büyük bir kisminin yetiskinlikte bireyin kisilik yapisini, aliskanlik, inanç ve deger yargilarini biçimlendirdigini ve saglam bir kisiligin temelinin ilk çocukluk yillarinda atilabilecegini göstermistir. Çocugun Antropolojisi ve Pedagojik Antropoloji gibi bilimler de egitim ve ögretimi daha güçlü kilacak görüs ve tecrübeleri belirlemeye çalismaktadir. Böylece çocuklara verilecek bilgilerin içinde bulunduklari yas grubunun özelliklerine, ihtiyaçlarina ve kapasitelerine uygun düsmesi saglanmaktadir. Çocuklarin dini gelisimi, bu gelisimi etkileyen faktörler zihinlerinin, ruhlarinin ne tür bir egitimi kabullenecegi vb. konularda kuramlar, yöntemler gelistirilmekte, egitici durumunda olanlarin, küçüklerin dini gelisiminden haberdar olmasi, hangi yöntemin din egitiminde yararli, hangi yöntemin dini gelisimi tahrip edici oldugu ortaya konmaya çalisilmaktadir.
Ülkemizde, din egitimi ve ögretimi alaninda bu türden çalismalarin epeyce gecikmis oldugunu söyleyebiliriz. Din egitimi, çogu zaman yön verici ögütler, emir ve yasaklar, söyletilmesi ve ezberlenmesi gereken kurallar bütünü olarak ele alindigindan, karakter gelisimine beklenen olumlu tesiri yapamamaktadir.
Günümüzde çocugun din egitimi ve ögretimi ile ilgili olarak gelistirilen teorilerde su fikir üzerinde önemle durulmaktadir: Çocuklara erken yasta din hakkinda bilgi verilmez gerekçesiyle din ögretiminin ileriki yaslara tehir edilmesi dogru degildir. Din farkli motiflerine ayrilmali, din ögretimi, ögrencilerin kavrayisini göz önünde bulundurarak, yillara göre programlanmalidir. Böylece ögrenciler, her geçen yil dinin bütünü hakkinda biraz daha dogru bilgi sahibi olacaklardir.
Din olgusunun, iman, ibadet ve ahlâk esaslarina ait malzemesi belli gelisim basamaginda islendiginde, çocuklar için daha etkili olur.
Çocugun gelisim düzeyine uygun olmayan, ilgi ve ihtiyaçlarina cevap vermeyen bir program, yalnizca ögretimi basarisiz kilmakla kalmaz, ayni zamanda çocugun gelisimini de büyük ölçüde etkiler.

Islâmiyet, çocugun aile içindeki dini ve ahlâki egitimi hususunda isi oluruna birakmayan bir anlayisa sahiptir. Bu anlayisin isiginda Bediüzzaman, çocuga verilmesi gereken terbiyede nasil bir tutum takip edilmesi gerektigini söyle ifade etmektedir: "Yedi yasina gelen bir çocuga namaz gibi farzlari, peder ve valideleri onlari alistirmak için tesvikkârâne emretmek ve on yasina girse siddetle namaz kildirmak ve alistirmak seriatta var."

dini hakikatlerin telkinine muhtaçtir. Onlarin kötülüklerden uzak, iyiliklere meyilli yetistirilmeleri, bu dini terbiyeyi daha küçük yastan itibaren ruhlarina sindirmekle mümkündür. Adalet, dogruluk, cömertlik, sözünde durmak, alçak gönüllülük, sabir, sükür, edep… gibi güzel davranislar çocuga sevdirilmeli; zulüm, yalan söylemek, alay etmek, kibir, iftira, çekememezlik… gibi kötü davranislardan uzak tutulmalidir.
Görüldügü gibi, çocuk terbiyesinde dikkat edilmesi gereken en önemli husus, çocuga gerçek bir iman, ahlak ve fazilet duygusunun verilmesidir. Bu sekilde yetistirilen bir çocuk, hem dünya hem de ahiret saadetini kazanacaktir.

5. Nahl , 78.
6. Sözler, 293.
7. Canan, Ibrahim, Hz. Peygamberin Sünnetinde Terbiye, 48.
8. Buhari, Cenaiz, 80.
9. Müstedrek, 4:263.
10. Ibn Mâce, Edeb, 3.
11. Ebû Dâvut, Vesaya, 14.
12. Ibni Haldun, Mukaddime, 1295.