Amr bin Âs’in Peygamberimize suali

Mücahidlerle Medine’ye dönen kumandan Amr bin Âs (r.a.), iç âleminde bir duyguya kapilmisti. Bu duygusunu bizzat kendisi söyle anlatir:

“Resûlullah (a.s.m.), beni askerî birligin basinda Zâtü’s-Selâsil’e göndermisti.

“Askeri birligin içinde Ebû Bekir ve Ömer de bulunuyordu. Resûlullahin yaninda benim yerim daha üstün olmazsa, herhalde beni, Ebû Bekir ve Ömer’in basina kumandan tayin ederek göndermezdi’ diye içime dogdu.

“Hemen Resûlullahin yanina gidip ‘Yâ Resûlallah! Halkin sana en sevgilisi kimdir?’ diye sordum.

“‘Âise’dir,’ buyurdu.

“‘Erkeklerden kimdir?’ diye sordum.

“‘Âise’nin babasidir’ buyurdu.

“‘Ondan sonra kimdir?’ diye sordum.

“‘Ondan sonra Ömer’dir,’ buyurdu.

“Bir takim daha erkeklerin isimlerini saydi.

“Kendi kendime, ‘Artik bu sorumu tekrarlamayayim’ dedim. Ve beni en sonraya birakmasindan korkarak sustum.”1

Hakikat-i halde, Amr bin Âs Hazretleri, Ashâb-i Kirâmin büyüklerindendi. Fakat, o vakit Sahabîler arasinda ona nisbetle Allah indinde ve Hz. Resûlullah katinda daha sevgili ve daha efdal pek çok zatlar ve onun tabakasinin üst tarafinda hayli tabakalar vardi. Iste bunu anlayan Hz. Amr, sözü daha fazla uzatmayip kisa kesmistir.