Amr bin Âs’in bîati

Müsriklere bir çok siyasî taktik verip ögreten ve Müslümanlara en çok eziyet eden Benî Sehm Kabilesine mensup Amr bin Âs da, mahcup ve o âna kadar yaptiklarinin pismanligi içinde Peygamber Efendimizin huzurunda bulunuyordu. Utancindan basini kaldirip Efendimize bakamiyordu.3

Kendi tâbiriyle Resûl-i Ekrem Efendimize geçmis günahlarinin ve Islâma karsi yaptiklarinin affi sarti ile “sartli bîat” etmek istiyordu.

Peygamber Efendimiz de, “Bîat et ey Amr” dedi ve ilâve etti:

“Süphesiz Islâm, daha önce olmus olanlari siler, yok eder. Hicret de daha önce olanlari siler, yok eder.”4

Bu sözler, mahcup mahcup duran Amr’in gönlünü rahatlatti. Daha dün, Hz. Resûlullaha düsmanlikta en siddetliler arasinda yer alan Amr; ruh, kalb, akil ve bütün lâtifeleri iman nuruyla nurlandiktan sonra, “Insanlardan hiç biri, bana Resûlullahtan (a.s.m.) daha sevgili ve daha yüce olmamistir”1 diyecektir.

Hz. Resûlullaha bîat ettikten sonra, Amr bin Âs (r.a.) Mekke’ye geri döndü.2

Resûl-i Ekrem ilerde görecegimiz gibi Hz. Amr bin Âs’i birçok askerî birliklerin basinda vazifelendirecek ve Cenâb-i Hak onun eliyle Islâma bir çok zaferler kazandiracaktir. En meshur fethi de Misir Fethi olacak; bu sebeple de “Misir Fâtihi” diye anilacaktir. Söyle demistir: “Vallahi Müslüman olusumuzdan beri mühim islerde Resûlullah Aleyhisselâm, beni ve Hâlid bin Velid’i, Ashabinin hiç birinden ayirmadi.3

* * *