Sayfa 1/3 123 SonSon
30 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: KALPLERİN ŞİFASI: VİRD (S.Fethullah ERDAL )

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart KALPLERİN ŞİFASI: VİRD (S.Fethullah ERDAL )

    Tarikatı nakşibendiden maksat kalbi gafletten uyandırıp rabbi rahmimize bağlayıp ilahi huzuru elde edebilmektir. İnsan sadece Allah (c.c.) ı sevip onun dışında hiçbir şeye kalbini bağlamamalıdır. Allah_u teala yalnız kendi zatının sevilmesini başka bir şeye sevgi gösterilmemesini arzu eder. Ancak, Allah n sevgisi dostluğu kazanıldıktan sonra insan rahata kavuşur, dünyada kabirde haşirde neşirde. Kazançların en karlısı Allah dostluğudur. Allaha yönelen kimse onun dostu olduğu için eziyet görmez.

    Tüm bunlara ulaşabilmenin en kolay ve en önemli yolu kulun sürekli zikir halinde olabilmesidir. Rabbimiz(c.c.) siz beni zikredin, bende sizi zikredeyim (bakara 2/152) bu müjde zikrin faziletini anlatmaya yeterlidir. Bir Kutsi hadiste rabbimiz: kulum beni zikrettiğinde bende onunla beraberim. Kulum beni gizlice anarsa bende onu özel olarak zatımla zikrederim. Kulum beni toplulukta zikrederse bende onu daha hayırlı bir meclis içinde(meleklerimin yanında) zikrederim buyurmuştur.

    Büyükler virdi olmayanın varidanı olmaz demişlerdir. Sadat-ı Nakşibendî bu husus üzerinde titizlikle durmuşlardır: Gavsımız bir sohbetlerinde: zikir kalbin gıdasıdır. Gıdasını almayan zayıflar sonra ölür. Kalp ancak zikir ile beslenir, kuvvetlenir tatlanır manen hayat bulur. Haramlar ve işlenen günahlar ise şeytanın gıdasıdır işlenen günahlar insanın kalbini zayıflatır nefsini ve şeytanı güçlendirir. Bu nedenle , nefis ve şeytan ile sürekli mücadele halindedir. Rabbil âlemin: dikkat edin uyanık olun, kalpler ancak Allahın zikriyle huzur bulur(Rad 13/28) buyurmuştur.

    Zikreden bir kalple zikretmeyen arasında ki fark ölü ile diri arasındaki fark gibidir. Zikreden hakkı hakikati duyar emirler riayet eder bir ilahi emir karşısında tereddüt dahi etmez rabbiyle beraber olmanın huzurunu her dem yaşar ve o hal ona rabbinin rızasını kazanmada bir vesile olur. İlahi emirleri sırf kulağıyla değil aynı zamanda kalbiyle de duyar. Ezan okunur kalbi duyar, rabbinin ayetleri okunur kalbi ürperiri imanı artar. Ve o her dem Allah la olan münasebetini artırmanın yanında ona kavuşma aşkıyla da yanmaya başlar. Yaratılan her nesnede onu görür onsuzluğa tahammülü kalmaz. İşte tüm bu haller ancak Allahın zikriyle olur.

    Dünyevi arzu ve isteklerimiz bizi rabbimizden uzaklaştırmamalı, her zaman rabbimizle beraberlik her işimizi onun rızasına uygun yapmamıza vesile olur b u sayede dünyamızda ahrete döner. Bir gün bayezit i bestami hazretleri hacdadır. Kabenin yanında bir insan görür ki Kâbe'nin örtüsüne sarılmış ağlamaktadır hem de öyle ağlıyor ki mübarek gıpta eder ve ne güzel ağlıyor rabbim banada böyle ağlamayı nasip et der biraz sonra keşf ile kalbine baktığında onun dünyalık bir iş için ağladığını görür ve şaşırır. Sonra Mekke sokaklarında gezerken ticaret yapan bir genç görür. Genç öylesine dünyalığa dalmış ki her tarafını kadınlar çevirmiş onlara bir şeyler satıyor. efendi hazretleri ona bakar ve üzülür: şu gence bak der ne kadarda dünyaya dalmış der . Bu gencin kalbine nazar ettiğinde görürü ki genç bir an dahi Allahtan gafil değil o buna çok şaşırır. İşte dünyayı ahirete çevirmiş bir genç o genç ne kadar bahtiyardır ki Rabbi Rahimi bu ahir zamanda bir rehber nasip etmiş ve yine ona nasip etmiş kendisi anmayı bu ne güzel bir devlettir bu ne güzel bir lütuf. Yalnız bu noktada bize çok iş düşüyor verilen nimetlerin değerini bilmeli her an nefis muhasebesi yapmalı ve görevlerimizi ihmal etmemeliyiz hele de bu Allah'ı anmak gibi büyük bir güzellik iken.

    Mürşidimiz bu konuya özellikle titizlik gösteriyor ve her demde bizi uyarıyor. Eğer onun elinde terbiye olmak istiyorsak eğer onu sevdiğimizi söylüyorsak emirlerine riayet etmeliyiz ki bu şekilde sevgimizin yalan olmadığı anlaşılsın bir insan düşün ki Allah'ı sevdiğini söylese onun emirlerini yapmasa resullahı sevdiğini söylese sünnetini yapmasa onun sevgisi ne kadar gerçekçi olur ki çünkü seven sevdiğinin her dediğini yapar. Bunun gibi biz mürşidimize sevgimizi de onun bize verdiği reçeteleri hakkıyla yerine getirmekle göstermeliyiz.

    S.Abdulhakim hz. buyurdular: sabah akşam virdlerinize devam ediniz. Bu derslere devam ettikçe kaplerde Allahın izni şahı haznenin himmetiyle ilahi bir pencere açılır. İnsanların en hayırlısı kullar hakkında kötülük düşünmeden sabahlayan ve akşama kavuşandır. İnsanın en iyi dostu Allaha kullukta kendisine yardımcı olandır.

    İnsanın kalbi sağlam olursa bütün vücududa iyi olur. Kalp bozulursa bütün vücud bozuk olur. Kalp Allahu tealanın zikrinin yapıldığı yerdir. Kalp ölürse bütün vücut yok olur. Nakşibendilikte asıl önemli olan kalbi ıslah etmektir. Zikirden maksat kalbi bütünüyle çalıştırmaktır. Çalışmaya başlayan , saat gibi çalışır. O zaman kalbin sahibi hangi işle meşgul olursa olsun kalbi zikretmeye devam eder böylece insanın her anı zikirle ve ibadetle geçer.

    Hasan-ı Basri hz. birisi gelip efendim gönlüm kasvetle dolu ne yapayım deyince buyurur: Allah'ın zikri ve tövbe ile yumuşat buyurur.

    Nefis pak olup münevver bir hale gelirse o zaman Allahın kokusu gelir. Necis olan nefsin kokusu sahibinde bulundukça yaptığı amellerin nuru semaya ulaşmaz ve zayi olur. Böyle bir amel sahibine fayda vermez, Allaha ancak pak bir gönül ve pak bir dil ile ulaşabiliriz.


    Seni çok Özledim Annem

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 4.127, Level: 40
    Points: 4.127, Level: 40
    Level completed: 89%,
    Points required for next Level: 23
    Level completed: 89%, Points required for next Level: 23
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    seref4 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Üye

    Üyelik tarihi
    Sep 2009
    Mesajlar
    1
    Points
    4.127
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart Cevap: KALPLERİN ŞİFASI: VİRD (S.Fethullah ERDAL )

    Selamun Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu.Allah razı olsun kardesim güzel bir paylaşım olmuş eline yüreğine saglık da bide bu zikir nasıl yapılır ne sekilde uygulanır ondan bahsetsen hani bilmeyenlerde faydalansa.hani teoriğini öğrendikte pratiginide anlatırsan sevinirim.Allah razı olsun.

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: KALPLERİN ŞİFASI: VİRD (S.Fethullah ERDAL )

    Hak dostlarının temel prensiplerinden birisi de “Vukuf-i Adedî” dir.

    Manası, zikirde mürşidin tespit ettiği sayıya dikkat etmek, ölçüyü korumak, usule uymak, gerçek hedefe yönelmek ve böylece kalbi uyandırıp Yüce Allah ile huzura ulaşmaktır. Kısaca usulünce ilacı içip şifa bulmaktır.Her işte usül esastır. Usül işin temelidir. Arifler şu prensipte söz birliği etmişlerdir: “Usülsüz vusül olmaz.” Yani, usüle uymayan hedefe ulaşamaz.Bu yolda hedef Yüce Allah’tır. Usül ise edebe uymaktır. Edep, lazım olanı yapmaktır. Bu yolda neyin lazım olduğunu rehber belirler. Rehber Kur’an ve Sünnet’tir. Alimler Kur’an ve Sünnet’in tercümanıdır. Yolcuya düşen rehberine uymaktır.

    Arifler vukuf-i adedî prensibini Kur’an ve Sünnet’ten almışlardır. Onunla hak yolcularına bir çok edep ve usul öğretmişlerdir. Bu usüller delil ve tecrübeye dayanır. Bu prensibin izahı içinde şu sorulara cevap bulacağız


    Seni çok Özledim Annem

  4. #4
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: KALPLERİN ŞİFASI: VİRD (S.Fethullah ERDAL )

    GENEL ZİKİR, ÖZEL ZİKİR

    Zikirde sayı önemli midir? Herkes istediği şekil, usul ve sayıda Yüce Allah’ı zikredemez mi? Gaye sayı mıdır, zikir midir? Zikirden gaye nedir? Mürşidlerin belirlediği zikrin dışına çıkan bir mürid niçin zarar görür? Çok zikirden zarar gelir mi? Farklı zikir yapan çarpılır mı? Zikir çekmeyen terbiye olmaz mı? Zikir vazifesi ne zaman biter?

    Zikir, genel ve özel olarak iki şekilde yapılabilir. Genel zikir bir zaman ve sayı belirlemeden günlük yaşantı içinde devamlı zikir ve fikir halinde olmak ve kalben Allahu Tealâ ile huzur halini muhafaza etmektir. Bu herkesin ilâhi sevgisine, ilmine, terbiyesine, tefekkür kabiliyetine ve manevi nasibine göre değişir. Yatarken, kalkarken, yerken, içerken, vasıtaya binerken, eve, camiye, işyerine girip çıkarken, bir işe başlarken, acı-tatlı olaylarla karşılaşıldığında öğretilen zikirleri yapmak bu kısma girer. Bu tür zikirler günlük virdden ayrıdır, yapılan amelin edebidir.

    Özel zikir ise zamanı, sayısı ve şekli belirlenerek yapılan zikirlerdir. Bunların bir kısmını Hz. Peygamber s.a.v. Efendimiz öğretmiştir. Bize onları öğretildiği gibi yapmak düşer. Fayda ve fazilet bundadır. Aksini yapan hayırdan mahrum olur, vebale girer, zarar eder.



    Seni çok Özledim Annem

  5. #5
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: KALPLERİN ŞİFASI: VİRD (S.Fethullah ERDAL )

    ŞEKİL VE SAYILAR NEDEN ÖNEMLİ?

    Mesela, Efendimiz s.a.v. farz namazlardan sonra otuzüç’er defa “sübhanellah”, “elhamdülillah” ve “Allahu ekber” zikirlerinin yapılmasını ve bunun “lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ şerike leh” zikriyle yüze tamamlanmasını tavsiye buyurmuştur. Buna aynen uyulmalıdır. Bu zikirler namazın peşinden yapıldığında sayısı bellidir. Bu sayıdan az veya çok yapmak uygun değildir. Onları otuzbeşe çıkaran kimse zarar ettiği gibi, otuzikide bırakan da zarardadır.

    Bazı zikirlerde fazilet sayıya bağlanmıştır. Sayıyı korumayan kimse fazileti kaçırır. Yüce Allah’ı zikirden zarar olmaz diye bu sayıyı artırmaya çalışmak doğru değildir. Bu, şeytanın oyunudur. Çünkü şeytan kula emredilen bir ibadeti hepten terk ettiremezse, onu istenenden az veya çok yaptırarak faziletini yok ettirir. Kulluğun esası, Allah ve Rasülü tarafından istenileni yapmaktır.

    Dinimizin vaktini, şeklini ve rekâtlarını belirlediği namazlar da bu kısma girer. Onlarda kendi akıl ve tercihimizle artırma, eksiltme yapamayız. Ezan, kamet, teşrik tekbirleri, telbiye gibi şekli belirtilen zikirler de böyledir.



    Seni çok Özledim Annem

  6. #6
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: KALPLERİN ŞİFASI: VİRD (S.Fethullah ERDAL )

    VİRD NEDİR?

    Özel zikirlerin bir kısmı alim ve ariflerce tespit edilmiştir. Bu tür zikirler, yapanların tercihine bırakılmıştır. Onlar, “Allah’ı çokça zikredin” emrine girer. Bu zikirlerin zamanı, sayısı, şekli ve yapılma usulü ariflerin içtihadına dayanmaktadır. Terbiye sahasında müçtehid olan kâmil mürşidlerin içtihat yetkisi vardır. Onlar bu zikirleri bir delil, müşahede ve tecrübeyle ortaya koymuşlardır.

    Tasavvuf terbiyesinde işte bu zikre “vird” denir. Vird, her gün belirli zaman dilimi içinde yapılmak üzere belirlenmiş vazifelerdir. Bunlar, “Allah”, “lâ ilâhe illallah” gibi zikir lafızları yanında, namaz, Kur’an, salât u selam, tefekkür, murakabe ve rabıta gibi vazifelerdir. Bu vazifeler dinin övdüğü zikirler ve ameller içinden seçilmiştir. Onları ya ehli olan bir kimse kendi başına seçip uygular. Ya da bu vazifeler bir ehil mürşide tabi olunarak onun nezaretinde yapılır.

    Bu zikirleri tek başına yapan kimse alim, arif, kâmil ve tecrübeli olmalıdır. Yoksa işi zor, tehlikesi çok olur. Çünkü zikirler farklı faydaları ve neticeleri olan ilaçlar gibidir. Ehil olmayan kimse kalbe ilaç olacak zikri seçerken yanılabilir, uygulamada yanlışlık yapabilir, sırayı karıştırabilir. Ayrıca, tek başına çekilen bir zikre şeytan müdahele edip edebini çiğnetebilir, safiyetini bozabilir, hedefini değiştirebilir.

    Kâmil bir mürşidin terbiyesine giren kimse ise bu tür durumlarla yalnız değildir. Kâmil mürşid, manevi hastalıklarda mütehassıs doktordur. O, hangi manevi hastalığa ne tür bir zikrin ilaç olacağını bilir.

    Günlük vird ilaç gibidir. Bu ilacın ne zaman ne kadar alınacağını manevi doktor olan mürşid belirler. Hastaya ilacı reçeteye uygun olarak içmek düşer. Kâmil mürşid, vird verdiği kimseye sevgi ve feyiz de verir. Onu kontrol eder. Dua ile destekler. Şeytanın tuzaklarını tanır, hilelerini bilir. Onun zikri kullanıp müridi düşürebileceği benlik, ibadetine güvenme, insanları küçük görme, Allah rızasını unutup keşif keramet gibi şeylere yönelme tehlikelerine karşı tedbir alır.

    Mürşidin feyzi ve faydası müritteki samimiyet, itaat, gayret ve edebe bağlıdır. Mürşidin verdiği zikri beğenmeyen, onu yeterli görmeyip az veya çok bulan, başka zikirlere heves eden kimse, gizli bir muhalefet içindedir. Bunda ayrıca mürşidine karşı bir itimatsızlık ve ciddiyetsizlik mevcuttur. Bu durumdaki bir kimsenin mürşidden alacağı feyzi kesilir, kalbi karışır, terbiye yolu tıkanır, amel aşkı söner, hizmet heyecanı biter. Eğer durumunu mürşidi ile istişare etmez ise, bir zaman sonra onu terk eder; aklı, nefsi ve şeytanı ile baş başa kalır.



    Seni çok Özledim Annem

  7. #7
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: KALPLERİN ŞİFASI: VİRD (S.Fethullah ERDAL )

    ZİKİRDE ASIL HEDEF

    Arifler, zikirde verilen sayıya dikkat etmekle birlikte, asıl hedefin sayı değil, kalp huzuru ve ahlâk güzelliği olduğunu belirtmişlerdir. Büyük veli Alauddin Attar k.s. zikirden maksadın ne olduğunu şöyle açıklar:

    “Zikirde sayının çok olması önemli değildir. Asıl önemli olan, kalbin zikrettiği Yüce Rabbi ile huzur bulmasıdır. Zikrin fayda vermesi ve kulda eserini göstermesi için bu gerekir. Zikrin tesiri önce kalpte, sonra bedende olur. Gerçek zikir kalpte Allah’tan gayri her şeyi siler, temizler. Kalpte ilâhi cezbe, aşk, tecelli ve birlik hasıl olur. Bu zikir sayesinde insan ilâhi tecellilere ulaşır, marifete erişir, ilm-i ledün sahibi olur.”

    Nakşî yolunun piri Şah-ı Nakşibend k.s. de vukuf-i adedîyi ledün ilminin başlangıcı görür ve der ki:

    “Gizli zikri bu usul üzere çekenler, bütün benliklerinde Yüce Allah’ın azametini hissederler, O’nun tecellilerini bütün eşyada müşahede ederler.”

    Bu neticeye uygun olarak arifler zikri tek sayılar üzerinde yapmayı tavsiye ederler. Mesela bir nefeste üç, beş, yedi veya yirmi bir kere zikretmeli, zikri tek sayılarda bitirmelidir.



    Seni çok Özledim Annem

  8. #8
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: KALPLERİN ŞİFASI: VİRD (S.Fethullah ERDAL )

    NE ZAMANA KADAR ZİKİR?

    Arifler der ki: Zikrin sayısı ve şekli değişebilir, fakat kuldan hiçbir zaman zikir vazifesi düşmez. Bu vazife ölene kadar sürer. Berzah ve ahiret aleminde de devam eder. Ayrıca, zikir ne kadar yüksek olursa olsun, kuldan hiçbir ibadeti düşürmez. Gerçek zikir, ibadetlere lezzet katar, kalbi destekler, kulu istikamet üzere tutar.

    Bazıları, her şey zikirden ibarettir diyerek, bütün ibadetleri terk etmişlerdir. Bu büyük bir hatadır. Böyle düşünmek haramdır. ‘Biz zikir ile ulaşacağımız yere ulaştık, artık namaz, oruç, hac gibi ibadetlere gerek yok. Haramlar da bize zarar vermez, asıl hedef kalp huzurudur’ diyenlere büyük veli Cüneyd-i Bağdadi k.s. şu cevabı vermiştir:

    - Evet ulaştılar, ama cehennem ateşine! (İbnu Acibe, İkazu’l-Himem)

    Şu uyarı da onun:

    “İşin başında Allah ile arasındaki hukuku sağlam ve güzel yapmayan kimse, manen ilerleyemez. Bu vazifelerin başında farzları yapmak, haramlardan kaçınmak, günlük virdlere devam etmek, fazilet olan işlere sarılmak, şüphelerden kaçınmak gelir. Kim bunları yerine getirirse, bundan sonrasını Allah kendisine ikram eder.” (Hânî, el-Kevakibü’d-Dürriyye)

    Büyükler, kim mürşidinin sırrına ulaşmak istiyorsa virde sarılsın. Çünkü mürşidin sırrı onda gizlidir, demişlerdir.

    Bir adam Cüneyd-i Bağdadi k.s.’nin elinde tesbih gördü. Hayret etti ve: “Sen bu derece yüksek şeref ve makam sahibi bir insan iken, hâlâ elinde tesbih mi taşıyorsun?” diye sordu. Büyük arif adama döndü ve dedi ki:

    - Evet tesbih taşıyorum. O benim bu makamlara ulaşma sebebimdir. Onu hiçbir zaman terk etmem.” (İkazu’l-Himem)

    Sabit el-Benanî k.s.’nin oğlu anlatır:

    Vefatı yaklaştığında babamın yanına vardım. Kendisine kelime-i tevhidi telkin etmek istedim. “Babacığım lâ ilahe illallah de!” diye hatırlatmada bulundum. Bana dönerek: “Oğlum! Beni kendi halime bırak. Ben şu anda günlük altıncı virdimi yapmakla meşgulüm.” dedi. (İbnu’l-Cevzî, Sıfatu’s-Safve)



    Seni çok Özledim Annem

  9. #9
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: KALPLERİN ŞİFASI: VİRD (S.Fethullah ERDAL )

    GİZLİ ZİKİR: ZİKRİN EN HAYIRLISI

    Zikirde esas olan gizliliktir. Çünkü zikredilen zat Allahu Tealâ’dır. O, kula şahdamarından daha yakındır. Bir defasında yolculuk esnasında Ashab-ı Kiram’ın yüksek sesle tekbir getirdiğini işiten Rasulullah A.S. Efendimiz, onları şu şekilde uyarmıştır:

    “Böyle sesinizi yükseltip kendinizi yormayın. Siz kulağı sağır veya uzaktaki birisini çağırmıyorsunuz. Sizler, gizli açık her şeyinizi işiten, size çok yakın olan ve hep sizinle beraber bulanan Allah’ı zikrediyorsunuz.” (Buharî, Müslim, Ebu Davud)

    Cenab-ı Hak kulun kalbine nazar etmekte ve onun içinden geçen düşünceleri bilmektedir. Bu durumda sesi yükseltip O’na bir şey duyurmaya hacet yoktur. Esas mesele kalbin uyanması ve Allah’a yönelmesidir.

    Gizli zikir iki şekilde olur. Birincisi sadece kalple yapılır, ikincisi kalp ve dille yapılır. Ancak dilin katıldığı zikirde ses yükseltilmez, sadece kendi duyacağı kadar söylenir. Gizli zikir Rasulullah A.S. Efendimiz tarafından en hayırlı zikir olarak tanıtılmıştır. (Ahmed, Ebu Ya’la, İbnu Hıbban)

    Kudsî hadiste, “Kulum beni gizlice içinden zikrederse, ben de onu zatımda zikrederim.” buyurulmuştur. (Buharî, Müslim)

    Gizli zikri tercih eden arifler, işe kalpten başlamaktadır. Zikir ilk safhada sadece kalp ile yapılmaktadır. Zikir için Allah lafzı tercih edilmektedir. Dil damağa yapışık halde tutulup, kalp ile “Allah... Allah...” diyerek zikir çekilmektedir. Allah lafzı, Alemlerin Rabbi Yüce Yaratıcımız’ın özel ismidir. Diğer bütün ilâhi isimleri içinde toplamaktadır. Bu ism-i şerifle zikir çekildiğinde, bütün ilâhi isimlerin tecellisine ulaşılmış olmaktadır. Bu zikir kalp, ruh, sır, hafi, ahfa ve nefs latifeleri üzerinde çekilerek vücuda tam yerleştiği zaman, zikirlerin en faziletlisi olan “lâ ilâhe illallah” zikrine geçilmektedir. Ancak bu zikir kalp ve dil ile birlikte çekilmekte ve böylece bütün vücut zikre katılmış olmaktadır.



    Seni çok Özledim Annem

  10. #10
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: KALPLERİN ŞİFASI: VİRD (S.Fethullah ERDAL )

    Gavs-ı Sânî (k.s) Hz.leri, bir sohbetlerinde zikir hakkında şöyle buyurdular:

    “Zikir kalbin gıdasıdır; gıdasını almayan kalp zayıflar, sonra ölür. Kalp ancak zikir ile beslenir, kuvvetlenir, tatlanır, manen hayat bulur. Haramlar ve işlenen günahlar ise, şeytanın gıdasıdır. İşlenen günahlar, insanın kalbini zayıflatır; onun düşmanı olan nefsi ve şeytanı kuvvetlendirir. Bu nedenle, insanın içinde kalp, nefis ve şeytan devamlı mücadele hâlindedir. Rabbü’l-Alemin:

    “Dikkat edin, uyanık olun; kalpler ancak Allah’ın zikriyle huzur bulur,” buyurmuştur.” Ra'd 28


    Seni çok Özledim Annem

Sayfa 1/3 123 SonSon

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •