***
DIŞARDA
Points: 455.346, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 100,0%
Achievements


Zerre Risalesi-Zerratın Harekatındaki Vazife ve Hikmetleri-4.Kısım
Zerre Risalesi-Zerratın Harekatındaki Vazife ve Hikmetleri-4.Kısım
Zerratın vazife ve harekatındaki hikmetleri Müellif -r.a- beş kısımda mütela etmiştir.
1- Vacibul Vücud un Vücudunu
2- Malikul mülkün malikiyetini
3- Esmanın nakışlarını,yani Sani ve Nakkaş gibi isimlerin tecelliyatını gösteriyor.
5- Beşincisi: Nihayetsiz kemâlât-ı İlâhiyeyi, hadsiz celevât-ı cemâliyeyi (Cemalli isimlerin cilvelerini) ve gayetsiz tecelliyât-ı celâliyeyi (celalli isimlerinin tecellilerini) ve gayr-i mütenâhî (sonsuz) tesbihât-ı Rabbâniyeyi şu dar ve mahdut (sınırlı) zeminde ve mütenâhî ve az bir zamanda göstermek için zerrâtı kemâl-i hikmetle kudretiyle tahrik edip, kemâl-i intizamla tavzif ederek, mütenâhî bir zamanda, mahdut bir zeminde gayr-i mütenâhî tesbihât yaptırıyor, gayr-i mahdut tecelliyât-ı cemâliye ve celâliye ve kemâliyesini gösteriyor
Dördüncüsü: Hadsiz âlem-i misâl (herşeyin hakikatının ve suretinin geçtiği sur alemi ) gibi gayet geniş âlem-i melekût (esma ve sıfat alemi olmak üzere levh-i Mahfuz gibi manevi alemler) ve gayr-i mahdut sair uhrevi (yani berzah,haşir meydanı,cennet ve cehennem gibi) âlemlere birer mahsülât veya tezyinât veya levâzımât gibi onlara (Alem-i Misal,Alem-i Melekut ve uhrevi alemlere) münâsip şeyleri yetiştirmek için şu dar mezraâ-i dünyada, zemin yüzünün tezgâhında ve tarlasında, Hakîm-i Zülcelâl, zerrâtı tahrik edip, kâinatı seyyâle (sel gibi akıcı) ve mevcudâtı seyyâre ederek şu küçük zeminde o pek büyük âlemlere(Alem-i Misal,Alem-i Melekut ve uhrevi alemlere ) pekçok mahsülât-ı mâneviye yetiştiriyor. Nihayetsiz hazîne-i kudretinden nihayetsiz bir seyli dünyadan akıttırıp, âlem-i gayba ve bir kısmını âhiret âlemlerine döküyor.
**Mesela bir ağaca bakıyoruz,yeni yeni çiçekler açtı.Fakat o çiçekler bir müddet sonra solup gittiler.Bu misal,bütün mevcudat bir müddet görünüp derakap kayboluyorlar.
**insan bu seyl-i kainatın farkında değil ama,alemde çok şiddetli bir şekilde tahribat ve tamirat oluyor.
**insan vücudunda günde milyonlarca zerre tahrip olup gidiyor.Yerlerine yenileri geliyr.Bütün mevcudat bunlara kıyas edilsin.kainat bir sel gibi çok alemlere akıyor.Mesela eşyanın suret ve hakikatleri Alem-i misale geçiyor,hem suret ve programı Levh-i Mahfuz a kaydediliyor,hem temessülat meyve olarak,suretler ise manzara olarak cennet e akıyor.
…………………………
***Bu manaları ifade etmek içindir ki;O Hakim-i Zülcelal,esmasının tecelliyatı muktezası zerratı tahrik eder,feleğin çarkını çevirir,mevcudatı halden hale sevkeder. Ta ki hem Alem-i Şehadette,hem Alem-i Gayb menzillerinden olan Alem-i Misal de ve Levh-i Mahfuz da,hem alem-i ahİrette yani Cennet te seyredilsin,hem de bizzat kendi nazar-ı dekaik-aşinasıyla müşahede etsin, Cenab-ı Hak bu dar-I dünyada seyrettiği gibi,zeval bulan mevcudatı esma ve sıfat dairesine,ilm-i ezelisine geçirdikten sonra da seyreder.Daha bunlar gibi pek çok hikmetleri vardır.
Demek şu seyl-i mevcudat, “hem Hakîm, hem Rahîm, hem Âdil, hem Kadîr bir Zât-ı Zülcelâlin taht-i tedbir ve rububiyetinde ve hikmet ve rahmeti içinde hikmetnümâ bir seyeran, ibretnümâ bir cevelân, vazifedârâne bir seyahat suretinde bir seyrüseferdir, bir terhis ve tavziftir ki, böylece kâinat çalkalanıyor, gidiyor, geliyor.”-11. lema-4.nükte
Felsefecilerin 'hikmet' dedikleri şey,mevcudatın zeval ve fenasıyla bir anda abesiyyet-i mutlakaya inkılap ederbu manaya göre,herşey yok olup gidiyormesela bu kadar mükemmel cami kabiliyetlere mazhar ve ahseni takvimde yaratılan insan,az zaman kalıp,hiçbir arzu ve istediğini elde etmeden ölüp gidiyor.
***felsefe de insandaki bu yüksek kabiliyeti kabul ediyor.Evet insanda öyle bir kabiliyet var ki,arşa kadar terakki edebilir..arş ve ferş onun aine-i ruhunda görünebilir.Bunu kabul etmişler.
Peki bu kadar mükemmel bir mahluku kim yarattı?Niçin ölümle yok etti?Felsefe bu sualler karşısında suküt etmiştir.
zira alemin tılsımını açan,kainatı ve yüksek kabiliyete mazhar olan insanı abesiyetten ve idam ı ebediden kurtaran yalnızca imanın iki kutbu olan 'amentü billah vebi'l- yevmi'l- ahir' dir