Kalbin kararliligi, rüya ve istihare


Önce umumi bir yanlisi düzeltelim: Istihare namazi kilindiginda rüya için yatmak ve rüya görmek sart degildir, gelecekle ilgili kesin öngörülerde bulunmak sart degildir, istihareden gelecegin bizim arzumuz çerçevesinde sekillenmesini saglamak murad degildir. Istihare yapmak, kehanette bulunmak ve gelecegi görmek demek degildir. Istihareyi böyle anlamak dinî bir yaklasim degildir. Gelecegi görme muradi ile istihare yapilmaz. Yapilirsa dogru sonuç vermez. Bu hususu yüksek sesle dile getirmek ve bu telakkiyi, bu zanni, bu yanlis bilgiyi yikmak istiyorum. Çünkü bu yanlis bilgi bizi istihare ruhundan kopariyor.
Istihare, girisilen bir iste Allah’tan hayir umdugumuzu ifade etmek için yapilir. Istihare bu yönüyle bir çesit duâdan baska bir sey degildir. Istiharede, hayirli olana gönlümüzü yatistirmasi için Allah’a duâ ederiz.
Nitekim Peygamber Efendimiz (asm), istihare için, “istihare namazindan sonra kalpten geçen mânânin ve olusan kararliligin” önemli oldugunu bildirmislerdir.1 Insanda bu kalbî kararlilik rüya görmeden de pekâlâ olusabilir. Diger yandan rüyada beyaz ve yesil görülen kimi zamanlar vardir ki, kalpte kararlilik meydana gelmemistir.
Her sart ve zeminde yapilacak istiharenin özünde, Allah’tan hayir ummak vardir. Yoksa fal gibi gelecegi görme istegi yoktur. Zaten gelecegi görmek, bize hayir da getirmez. Bunu bastan kabul etmeliyiz. Çünkü gelecegi ilmek ilmek biz örüyoruz ve bu örgümüzü Allah’a olan tevekkülümüzle kaynastiriyoruz. Gerekli sartlari yerine getirdikten sonra gelecek hususunda yapmamiz gereken tek sey, Allah’a güvenmek olmalidir.
Diger bir husus; bu kösede rüya yorumlamasi yapmiyoruz. Genel mânâda rüyalariniz için hayir dilemenizi öneriyoruz. Biz de hayir diliyor, hayir olsun diyoruz. Gün boyu olumlu seyler düsünen, olumlu umutlar tasiyan, kalbinin kararliligi bulunan ve karamsarlik yasamayan kisi, rüyasinda mutlu ve umutlu seyler görür, beyaz renkler görür. Nitekim Bediüzzaman Hazretleri de, “Güzel gören güzel düsünür. Güzel düsünen güzel rüya görür” demistir. Istihare ruhuyla baktigimizda, bu demektir ki, bizim kalbimiz bir tarafa yatismis, bir kararliliga ulasmis, bir tarafa meyletmis; bu durumda bize sadece hayir dileyip adim atmak kaliyor. Bu sirada kildigimiz istihare namazi ve yaptigimiz duâ, kalbimizin yatistigi isin hayirli olmasini Cenâb-i Allah’tan dilememizi saglar. Çünkü hayir bizim arzumuzda degil; Cenâb-i Allah’in takdirindedir.
Evlenecegimiz kisiyi dindar diye seçmissek, huy güzelligi varsa, bize denkse ve onu begenmissek, onun üzerinde ailemizde bir fikir birligi ve temayül olusmussa; artik Allah’tan hayir umulur, hayir istenir, Allah’a tevekkül edilir, her sey Allah’in takdirine birakilir ve evlenecegimiz kisiden Allah için razi olunur. Bu durumda iki rekât namaz kilinir ve Allah’tan hayir istenerek gerekli islemler baslatilir. Istihare budur ve Tevhid inanci bunu gerektirir.
Kalbinde kararlilik olusmayip kararsizlik devam ettiginde, istihare namazini tekrar kilar ve Allah’a tekrar duâ eder. Ihtiyaç duydugu her an namaz ve duayi kesmez, devam ettirir. Namazdan ve duadan sonra, kalbinde umdugu sekilde her hangi bir yatkinlik bulursa; “Bismillah” der ve ilk adimi atar. Artik Allah’a tevekkül eder. Sünnet olan budur.
Dipnotlar:
1- Tecrit Terc. 4/143