Hüccetü'l Islam* Imam Gazali'den Ögütler...

Günümüzden yaklasik 10 asir önce yasamis olan büyük Islam alimi Imam Gazali, ahlaki ve yasantisiyla tüm müminlere örnek olmus, pek çok insan yetistirmis, büyük hizmetler yapmistir. Hicri 5. asrin müceddididir. Yani dini bilgileri yenilemis, dine sonradan dahil edilmis olan batil inanis ve uygulamalari kaldirmistir. Imam Gazali'nin yasadigi dönem, Islam dünyasinin fikri ayriliklar içinde bulundugu, Endülüs Islam devletinin yikilmaya yüz tuttugu, çesitli zorluklarin yasandigi bir dönemdir. Bu dönemde, yayinladigi eserler, verdigi derslerle Islam dünyasinin aydinlanmasina vesile olmus, dönemin Selçuklu padisahlari tarafindan da desteklenmis, korunup kollanmistir.

Ihyau Ulumi'd-Din, Kimya-i Saadet, El-Iktisad fi'l Itikad, Bidayetü'l Hidaye basta olmak üzere yaklasik 75 eser yazmistir. Kelam alanindaki fikirleri Islam düsünce tarihinde bir dönüm noktasi olarak kabul edilmistir. Birer hazine niteliginde olan bu eserleri okuyan bir kisi, bu mübarek zatin ilminin derinligini, üslubundaki hikmeti, samimiyetini, ihlasini, ferasetini, basiretini, aklini, ufkunun genisligini kolaylikla farkedebilir ve bu derin ilimden en güzel sekilde faydalanabilir.
Imam Gazali'nin önemle üzerinde durdugu konulardan biri de Müslümanlar arasindaki dostluk, kardeslik ve muhabbettir. Kiymetli kitabi Ihyau Ulumi'd-Din'de, hadis-i serifler ve ayet-i kerimeler isiginda müminlerin kardesliginin önemini söyle anlatir:
Allah Rasulü (sav) buyuruyor: "Müslüman Müslümanin kardesidir, ona zulmetmez, onu mahrum birakmaz, onu perisan etmez. Kisiye ser olarak Müslüman kardesini horlamasi yeter." (Buhari ve Müslim)
Kardeslik, arkadasin kusurlari karsisinda susmayi gerektirdigi gibi iyi yönlerini anlatmayi da gerektirir. Hatta kardesinin hos taraflarini anlatmak kardeslige has bir meziyettir… Kardesligin amaci onlarin birbirlerinden faydalanmalarini saglamaktir. Yoksa cefalarindan kurtulmak degil. Suskunlugun manasi baskalarini incitmemektir. Öyle ise diliyle kardesligin sevgisini iletmesi, vaziyetini sorusturmasi, bir sikintisinin olup olmadigini sormasi gerekir.
Sevgiyi celbetmekte bunlardan daha da tesirlisi ona karsi kötü bir tertip tasarlandigini veya açik ya da kapali sözlerle serefine dokunuldugu vakit giyabinda kendisini himaye etmen, savunmandir. Kardesligin hakki böyle durumlarda kendisine görünmen, hasimlarini susturup agir laflar söyleme noktasinda elinden geleni yapmandir. Düsmanlarina karsi kendisini korumaman, susman canini sikar, kalbinde nefret uyandirir. Bu, kardeslik hakkini geregi gibi yerine getirmemektir. (Ihyau Ulumi'd-Din, sf.409-410)
Hiç süphesiz bu ögütler tüm Müslümanlar için son derece önemli ve degerlidir. Özellikle de, günümüzde Müslümanlarin içinde bulundugu zorluklar göz önünde bulunduruldugunda. Oysa müminler, Rabbimiz'in buyurdugu, Peygamber Efendimiz (sav)'in ögütledigi gibi birbirlerinin velileri, gerçek dost ve yardimcilaridir. Dolayisiyla birbirlerine karsi tavirlari, konusmalari ve hatta düsünceleri buna uygun olmalidir. Büyük alim Imam Gazali de, müminlerin birbirlerine bakis açilarinin nasil olmasi gerektigini asagidaki sözlerinde çok hikmetli bir sekilde tarif etmektedir:
... Kendilerine daima senden bekledikleri sefkat nazariyla bakmalisin. Güzelliklerini görüp kusurlarini görmezlikten gelmelisin. Sana yöneldikleri ve seninle konustuklari vakit gözlerini yüzlerinden çevirmemelisin.
Rivayete göre Allah Rasulü (sav) huzurunda oturan herkese mübarek simasindan nasibini verir, kendilerine teveccüh buyururmus. Öyle ki meclisinde bulunan kisi kendisinin Rasullullah nazarinda insanlarin en iyisi oldugunu sanirmis. Allah Rasulünün (sav) meclisi haya, tevazu ve emniyet meclisi idi. Rasullullah (sav) sahabelerinin yüzlerine karsi çok gülümser ve gülerdi, konusmalarini dikkatle ve begenerek dinlerdi. Sahabeler de kendisine uyarak ve saygi göstererek onun huzurunda tebessümle yetinirlerdi. Kardeslerinin sözlerini zevkle dinlemek, söylediklerini dogrulamak, verdikleri güzel haberlere sevinmek, itiraz, müdahale ve söylediklerini kabul etmek gibi hareketlerle laflarini kesmemektir. Eger dinlemene engel bir durum ortaya çikarsa özür dilersin. Bir de onlarin duyduklari takdirde hoslarina gitmeyecek laflari dinlememelisin. (Ihyau Ulumi'd-Din, sf. 431)