ŞÂH-I NAKŞİBEND HAZRETLERİNDEN


Silsile-i Sâdât'ın on beşinci halkası Şâh-ı Nakşibend (k.s.) Hazretlerine, Buhârâ âlimlerinden biri:
“Namazda kalp huzuru ne ile elde edilir?” diye sordu.
Şâh-ı Nakşibend (k.s.) Hazretleri: “Helâl yemek yenmeli ve yerken de daima Allâh’ın huzurunda olduğunu bilerek, bu şuurla uyanık bulunmalıdır. Namaz dışındaki zamanlarda, abdest alırken ve iftitah tekbiri getirirken de tam bir uyanıklık içinde olunmalıdır. Böyle olunursa kalp huzuru elde edilir.” buyurmuşlardır.
“Bizim yolumuz sohbettir. Halveti (yalnızlığı) tercih etmekte şöhret vardır. Şöhret ise âfettir. Hayır ve bereket, cem'iyyettedir. Cem'iyyet sohbettedir. Sohbet, sohbet ehlinin yekdiğerinde (birbirinde) fâni olması ile hâsıl olur.”
Şâh-ı Nakşibend (k.s.) Hazretlerine: “Bir zaman size selam verip de selamını almayarak kendisini iltifata mazhar kılmadığınız filan kimsenin sizde hatırı kalmıştır” diye arz ettiler. Şâh-ı Nakşibend (k.s.) Hazretleri de şöyle buyurdular:
“O kimseye özrümüzü beyan etmemiz lazımdır. Zira o kimse bana selam verdiğinde ben, Hak Sübhânehû ve Teâlâ'nın kelâmını dinliyordum. Hakk'ın kelamına kulak vermek beni, halkın selamını almaktan alıkoydu.” (Enîsü't-Tâlibîn)