Ya Hayaller Olmasaydı?

Her geçen saniye beynimizden geçen düşüncelerin esiri altında yaşıyoruz. O esarette küçücük bir delikten görünen Güneş gibi hayallerimiz, bize umut oluyorlar. Sıkıntıları anlıkta olsa yok eden umutlardır o hayaller. Bizi mutlu ederler. Yaptığımız her şeyi onların peşinden gitmek için yaparız, ya bir gün gerçekleşirse. O duvarları yıkmak isteriz, ellerimiz kanayana kadar yumruk atarız o duvarlar yıkılsın diye; çabalarsın çabalarsın gün gelir hiç beklemediğin bir anda yıkılan duvarların karşısında ne yapacağını bilemeden bakarsın. Bu kadar çabanın sonucu karşında duruyordu ama artık gerçekten onu istiyor muydun ki… Sonra yıkılan duvarların yerine yenilerini örmeye başlarız ve bu bir hayat boyu böyle devam eder. Peki ya hayallerinin peşinden giden insanlar; yeni duvar örmektense ilerlemek için kendi yollarını nasıl çiziyorlar, bu hepimizin yapabileceği bir şey mi, bende o cesaret var mı, kendi sistemi mi yenebilir miyimâ
Hayalleri kullanma yolları diye bir el kitabı olsa ne kadar kolay olurdu gibi duruyor dimi; bu sefer duvarı örerken içine labirentler koyarız. Sanki bir sonra ki madde o labirenti çözecekmiş gibi hissederiz. Kısacası kendi zihnimizde oynadığımız oyunlarla kendimizi sürekli meşgul ederiz; önce şu olsun, hele bir dur bekleyelim, sonra sonra, daha zaman var ya olur bir şekilde… gibi kelimeleri yan yana getire getire sadece hayallerimizi değil hayatlarımızı da erteliyoruz. Sürekli kaçıyoruz. Kaçarken kaçmadığımız düşüncesine hapsediyoruz kendimizi. Sonra bir banyoya giriyoruz ve suyun altında hayatı sorgulamaya başlıyoruz, ta ki o suyu kapatana kadar. Hayata geri dönüş.
[COLOR=rgba(0, 0, 0, 0.8)]Peki ya bu hayat bizim istediğimiz gerçek olan mı?
-Tabi canımâ
-Sonuçta hayat benim, istediğimi yaparımâ
-Hayallerimin peşinden gidiyorumâ
Geleceğimizin hayallerden oluştuğunu düşünürsek, hayallerimiz için yaşıyoruz. Sonuçta herkesin en az bir tane hayali vardır. Yok dersek kendimizi kandırırız. Sadece ona ulaşmak için çaba göstermiyoruzdur ya da yukarıda ki gibi sürekli bir engel â çıkıyordur karşımıza.
Hayallerimizin önünde ki engeller bizim mutluluğumuzun içinde ki mutsuzluk balonlarıdır. Sürekli bir tanesi patlar, anlık vurur geriletir AMA o balonların içindeki havayı yavaş yavaş boşaltırsak fark etmeden hayallerimize bir adım daha yaklaşırız.
Hayallerimin peşinden koşarken, engelleri yıkarak ilerlediğimi düşünmek ya da bilmekâ En azından öyle olduğunu varsaymak. Basit ama güçlü. Hayallerimin büyük olmasından da asla çekinmedim, korkmadım ya da üzülmedim.
Hayaller olmasaydı çok zor olurdu gibi geliyor!


Alper şimşek