Eski Ve Yeni Hukukumuzda İşçinin Çalışma Süresi-İstirahat-Ta'til Ve İbadet HakkıProf. Dr. Ahmed Akgündüz
I- KONUNUN TAKDİMİ
İşçi-işveren münâsebetleri ve işçilere tanınan hakların bü­tün ayrıntılarıyla değişik ilmî meclislerde tartışıldığı günümüz­
de
işçinin en önemli hakları arasında yer alan istirahat
ta'til ve ibadet hakkının da
böylesine bir ilmî toplantıda tartışılması birçok açıdan önem arz etmektedir. Evvela
günümüz iş huku­
ku mevzuatı
batı menşe'li olduğundan
işçinin en basit ihtiyaç­
larını düzenleme yoluna gittiği halde
ibadet hakkı gibi kudsî bir mana ifade eden en tabü hakkından bahsetmemiştir. Bu
uygulamada ve doktrinde tartışmalara yol açmıştır. İşçinin iba­
det hakkıyla lâiklik prensibi arasında doğrudan irtibat kurulması ise bir başka konudur. İkincisi
işçinin istirahat
ta'til ve ibadet hakkının eski hukukumuzda nasıl tanzim edildiğini araştırmak ta
hem hukuk tarihimiz açısından ve hem de % 99'u müslü­
man olan işçilerimizin vicdan huzuru açısından önemlidir. Bu sebepledir ki
biz bu yazımızı böylesine önemli bir mevzuun eski ve yeni hukukumuzda nasıl düzenlendiği ve tatbikatta nasıl bir şekil aldığını tetkike tahsis etmiş bulunuyoruz.
Makalenin asıl konusuna girmeden önce şu hususun bi­linmesinde fayda mülâhaza olunmaktadır: Eski hukukumuz­
da ecîr-ı has denilen ve sadece işverenin çalışma şartıyla kayıt­
lı bulanan ücretli diye ta'rif edilen mefhumun
günümüz hu­
kukunda farklı kavramlarla ifade edildiğine dikkat etmek gere­
kir.[1] Eski hukukumuzda ecîr-i has ta'biriyle ifade edilen mâ nânın şumulüne
günümüz hukukundaki bağımlı işçiler dahil olduğu gibi
kamu hizmetlerini daimî bir statüde sürekli olarak ifa eden memurlar da dahil bulunmaktadır. Zira devlet memurlarının hepsi de hükmî bir şahıs olan devletin ecîr-i hassıdır­
lar.[2] Günümüz hukukunda bağımsız olmayan işçilerin özel hukukunu iş hukuku tanzim etmektedir. Devlet memurlarına ait hükümler ise
idare hukukunun konusunu teşkil etmekte­
dir[3]. Bağımsız işçiler diye de ifade edebileceğimiz ve Mecel­
le'nin
işverenden başkasına işlememek şartıyla kayıtlı bulun­
mayan ecîr-i müşterekler ise
yazımızın konusu dışındadırlar. Zira bunlar
istirahat
ta'til ve ibadet haklarını kendi iradeleriyle istedikleri gibi düzenleyebilirler[4]. O halde makalemizin konu­
sunu
günümüzdeki ma'nasıyla işçi ve memurların istirahat
ta'til ve ibadet hakları teşkil edecektir. Önce eski hukukumuzdaki yani İslâm hukukundaki ve özellikle Osmanlı tatbikatındaki durumu görelim.