***
DIŞARDA
Points: 455.346, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 100,0%
Achievements


Cevap: RABITA..ŞİRKMİ .DEYİL DELİLLERİ İLE .ve
BİR KUDSİ HADİSTE ŞÖYLE DİYOR RESULULLAH (sav):
“Her kim benim kullarımdan birine düşmanlık ederse muhakkak ben ona harp açarım Bir ku¬lum kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevgili bir şeyle bana yaklaşmamıştır Kulum bana nafile ibadetleriyle de durmadan yakalaşır, nihâyet onu severim Kulumu sevince de
onun gören gözü, işten kulağı, tutan eli, yürüyen ayağı olurum
Benden bir şey isterse onu verir, bana sığınırsa kendisini korur himayeme alırım ”[1]..... Buhârî, Rikak 38: İbn Mâce, fiten 16
Görüldüğü gibi Allah isterse istediğine olağanüstü güçler verebilir
...Şevkânî şöyle diyor:
Kendisine bu yüce bağışların ve güzel sıfatların ihsan edildiği bir kimseden Şeriata zıt düşmeyecek kerâmetlerin görünmesi uzak bir ihtimal değildir
Çünkü veli, Allah (Celle Celalühü) duâ ettiğinde onun duâsını kabul eder istediğini kendisine verir
Velilerin çoğunda gözüken uzak mesafeleri kısa zamanda kat etme, isabetli keşifler yapma ve beşeri kuvvetlerin ekserisinin aciz kaldığı işleri başarma gibi fevkalade halleri şeytani işler ve iblisî tasarruflar olarak kabul edenler isabetli davranmamışlardır
Zira bu iddia çok açık bir yanılmadır Çünkü duâsı kabul olunan bir velinin Allah (Celle Celalühü)’tan kendisini ulaşılması aylar süren en uzak mesafelere bir anda ulaştırmasını isteyebilir, bunun gerçekleşmesi imkansız değildir
Hak Teala dilediği olan dilemediği olmayan, her şeye kadîr, kuvvet sahibi iken velilerden kendisine bu gibi isteklerde bulunanın duâsına icabet etmemesine ne sebep olabilir [2]. (Allah dostları tevhid yayınları sayfa 28)
Allah’ın, “işiten kulağı olurum” demesiyle veli kulların çok uzak mesafelerdeki şeyleri işitmesi,
Allah’ın(Celle Celalühü) “yürüyen ayağı olurum” demesiyle bir anda çok uzak mesafelere gidip gelme gücüne sahip olamasını her iki taraf ta kabul eder
Çünkü kudsî hadiste böyle buyurulduğunu kendi âlimleri de söylemektedirler
Geriye, tartışılmakta olan; Allah dostunun uzak mesafeden bir insana yardım edip edemeyeceği meselesi kalıyor
Her Peygamber’in, yaptığı gibi bir Allah (Celle Celalühü) dostuda insanları korumak ve zor anlarında yardım etmek için Allah’dan “Ya Rabbi! Müslümanların zor anlarında, bana onlara yardım etme gücü ver” derse Allah (Celle Celalühü) bu duâyı ister kabul eder, isterse kabul etmez
Ama Allah (Celle Celalühü) Kudsi bir hadiste “benden bir şey isterse” duâ ederse duâsını kabul ederim, diyor
Bu delillere dayanarak geçmişte ve günümüzde yaşantısı Kur’ân ve sünnete uyan Allah (Celle Celalühü) dostlarının bu gibi kerâmetlerini gören,
halk arasında bir çok şahitler in tesbiti ile bu kerametleri sabit olan ve bunları gören okuyan bir Müslüman niyetinde de
“ilaç hastalığımı iyi etti” aslında iyi edenin Allah olduğunu bilerek bu sözü söylerken hakiki faili kastetmediği gibi,
Allah (celle celâluhu)’ın izni ile harikulade işleri yapma imkanını Allah tarafından Allah dostlarına ,verildiğine inanan bir müslüman insanların normalde yapamayacağı bir şeyi Allah dostlarından ister .
..İSTERKEN ŞUNU BİLİR O İNSAN
keramet ilmi verilen o zat o kişinin isteği için Allaha dua eder duası kabul olunursa o keramet gerçekleşip o kişinin isteği gerçekleşmiş olur
müfessir Alusi ruhul meani sinde 30:25 ...işleri tedbir edenler hakkı içün (naziat 5 )ayetinin tefsirinde ona göre muhtemel bazı yanlış anlamlara cevap verdikden sonra şöyle diyor.
evet Allah cellacelalühü bazen dostlarından dilediklerine ölmeden evvel olduğu gibi öldükten sonrada dilediği kerameti verir.
ve hak sübhanehu ve teala hastayı iğleştiri boğulmakta olanı kurtarı düşmana karşı yardım eder,yağmur yağdırır ve bunu keramet olarak verir
bazende o kişiye benziyen bir suret ortaya çıkarır.ve osuret o kişinin hürmetne gunah olmayan şeylerden (Allah c.c) istelineni istiyenin istediğini yernie getirmek için yapar . Alusunin sözü bitti
....İBN TEYMİYYE dedi ki:
Bazı kimselerin Peygamber Efendimizden (sav)
veya ümmetine mensup salih bir şahsiyetten bir şey dilemeleri ve bu dileklerinin yerine getirilmesi çok görülen bir olaydır.[10]
İbn Teymiyye; Böyle bir dileğin yerine gelmesi yanı başında duâ edilen
mezarda yatan ölünün kerâmeti olarak sayılabilir.”[11]demiştir.
İbn Teymiyye böyle bir dilekte bulunmayı doğru bulmamakla beraber, böyle dileklerin ALLAH’ın (Celle Celalühü) izniyle kabul olunduğunu, itiraf etmiştir.
Şeytandandır, demiyor, ÖLÜNÜN KERAMETİNDEN DİR DİYOR .
İbn Teymiyye’ye tabi olanlar şeytandandır, diyorlardı. …
[10] İbn Teymiyye, İktizâu’s-Sırâti’l Müstekîm, s: 373-374, Dârul Marife, Beyrut, tsz. Trc. İbn Teymiyye Sırat-ı Mustakîm Kabir Ziyaretleri bölümü tercüme Pınar Yay. s.493, bsk 2004.
[11] İbn Teymiyye, İktizâu’s-Sırâti’l Müstekîm, s: 373-374, Dârul Marife, Beyrut, tsz. Trc. İbn Teymiyye, Sırât-ı Mustakîm Kabir Ziyaretleri bölümü, tercüme Pınar Yay. s.494 bsk 2004
Demek ki Allah (Celle Celalühü) insanların yapamayacağı, Allah’ın(Celle Celalühü) yapabileceği ilimleri istediğine verebilir
Hızır (aleyhisselâm)’a, peygamberlere, cinlere, şeytanlara verdiği gibi insanlara da verebilir Kimse Allah’a (Celle Celâlühü) ne yapıp yapmayacağı konusunda bir sınırlandırma getiremez
Nitekim Hz Ömer (Radıyallahu Anh)’e de binlerce kilometre uzaklıkta ki yenilmek üzere olan ordusunu ve ordudaki komutanı görüp onlara
“Cebel, Cebel!” diyerek seslenip uzaktan orduya komuta ederek yardım etmiştir [1] (Beyhakî Le’lekaide Şerhus-Sünnette İbn Merde Veyh el-İsabe 2/3 İbn Kesîr Tefsir Bidaye c 7 s 1 )
………………. RABITAYA İŞARET EDEN DELİLLER
...Râbıta bir iki âyetten veya hadisten yola çıkılıpta oluşan bir şey değildir.
Râbıta bir çok âyet, hadis, sahâbe ve tabiinin söz ve hareketlerinden alınan işâretlerin toparlanıp zamanla sistemleşmiş, bir şekle sokulmasından râbıta oluşmuştur.
Yalnızca bir âyetin ve hadisin manasına bakarak bu râbıtayı ifâde ediyor demek elbette doğru olmaz.
Hiç kimse bugünkü şekliyle yapılan râbıtanın bire bir Âyette, hadiste, sahâbede olduğunu iddia etmemiştir.
Yok, eğer işâreti, delaleti veya iktizası kıyas yolu ile vasıtalı olarak Râbıtayı gösteren âyet ve mevcuttur…
.Imare İbn Huzeyme İbn Sabit (ra)şöyle anlatıyor: Babam Huzeyme bir kere rüyasında sanki
Resûlüllah’ın(SallALLAHu Aleyhi ve Sellem) alnı üzerine secde ettiğini görmüş, bunu Resûlüllah ’e anlatmıştı. Bunun üzerine Resûlüllah :.
“Ruh ruha kavuşur.” .buyurmak sûretiyle mübarek başını eğerek ona rüyada gördüğü gibi yapmasını emretti.
Babam da arka tarafından Resûlüllah (SallALLAHu Aleyhi ve Sellem)’in alnı üzerine secde yaptı......
[1 ..]İbn Ebî Şeybe, Musannef, İman: 18, 7/243. Ahmed İbn Hanbel, Müsned, no: 21923, 21937, 21943, 21944, 8/201. Nesâî, es-Sünenü’l-Kübrâ, Tabir: 5, no: 7631, 4/384.
……Hz. Hasan (ra)ın Rasülüllah (sav) i çok iyi tarif eden dayısı Rasülüllah (SallALLAHu Aleyhi ve Sellem) ’in Hz. Hatice (ra)’dan üvey oğlu olan) Hint İbn Ebî Hâle’ye:
“Bana Rasülüllah ’in vasıflarını anlat ki; onu hayalimde canlandırayım”[1] diyerek,
efendimiz ’in şemailini ve özelliklerini öğrenmek istemesi konumuz açısından oldukça önemlidir.
Buradaki maksat onu hayalinde canlandırmasından başka bir şey değildir..
..Rasulüllah (sav) buyurdu:
Sizin hayırlılarınız görülmesi size ALLAH (cc)’ı hatırlatan, konuşması ilminize bereket katan ve ameli ahirete rağbetinizi artıran kimselerdir.[2]
[1]… İbnu’l-Esir, Üsdü’l-Gâbe No: 5404, 4/619, Tirmizî, eş-Şemâilü’l-Muhammediyye, 1/26, Beyhakî Delâilü’n-Nübüvve, 1/28
.[2] Ebû Yala Müsned IV 326 h.No.2437
Rasulüllah (SallALLAHu Aleyhi ve Sellem) buyurdu: …
.ALLAH’ın kullarının en hayırlıları o kimselerdir ki, görüldüklerinde ALLAH (cc) zikredilir.[1]
Rasulüllah (SallALLAHu Aleyhi ve Sellem) buyurdu:
Size en hayırlılarınızı haber vereyim mi? Hayırlılarınız o kimselerdir ki, görüldüklerinde ALLAH (cc) zikredilir.[2]
...... Rasulüllah (SallALLAHu Aleyhi ve Sellem) buyurdu:.
..Sizin en hayırlınız, görülmesi ALLAH (Celle Celalühü) zikrettiren (hatırlatan akla getiren) kimsedir.[3]
. Rasulüllah (sav) buyurdu:.
...Velilerim o kimselerdir ki, görüldüklerinde ALLAH (cc) zikredilir.[4]
.Enes (ra)’tan rivâyet edilen bir hadis-i şerifte, Resûlüllah (sav)şöyle buyurmaktadır:
“En faziletli kimseleriniz o kimselerdir ki, onların görülmelerinden dolayı ALLAH (Celle Celalühü) hatırlanır.” [5]
Şu son dört hadisin isnadlarında zayıflık bulunsa bile toplamları itibariyle en azından Hasen li Gayrihi olurlar. Kaldı ki; aynı manadaki ilk iki hadis zaten hasen idiler. Dolayısıyla bir müşkil kalmamış oluyor.
..Şurası akıllı ve insaflı herkesçe bilinebilecek bir şeydir ki, bir veliyi kafa gözüyle görmek, kişiye ALLAH’ı hatırlatıyorsa, gönül gözüyle yani hayali olarak görmesi de ALLAH (Celle Celalühü) zikrettirir.
Hatta kafa gözüyle görememesini bununla telafi eder. Öyleyse şu yedi hadis, Râbıtanın zikre sebep ve vasıta olmasıyla, dolayısıyla bir zikir olduğunu göstermektedir.
...........Ali’ye ( ra) bakmak ibadettir.[6]
Bu hadis, sahih, hatta bazı âlimlerin mütevâtir tariflerine uyan mütevâtir bir hadistir.
Hâkim bu hadisi İmran b. Husayn’den rivâyet ettikten sonra, bu Buhârî ve Müslim şartlarına göre isnâdı sahih bir hadistir. Abdullah İbn-i Mesud’an rivâyet edilen şahidleri de sahihtirler demiştir