3 sonuçtan 1 ile 3 arası

Konu: Osmanlıca Türkçe Sözlük - z -

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 12.470, Level: 73
    Points: 12.470, Level: 73
    Level completed: 5%,
    Points required for next Level: 380
    Level completed: 5%, Points required for next Level: 380
    Overall activity: 99,9%
    Overall activity: 99,9%
    Achievements
    Ekrem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Mar 2012
    Yer
    (Ebedi dünyasına göç etti)
    Mesajlar
    964
    Points
    12.470
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    14

    Standart Osmanlıca Türkçe Sözlük - z -


    Z

    za’f (A.) [ ضعف ] zayıflık, zaaf.

    za’f gelmek zayıflamak.

    za’ferân (A.) [ زعفران ] safran.

    za’fî (A.) [ ضعفی ] zayıflıkla ilgili, zaaf ile ilgili.

    za’fiyyet (A.) [ ضعفيت ] zayıflık, zafiyet.

    zâbıta (A.) [ ضابطه ] güvenlik görevlisi.

    zâbih (A.) [ ذابح ] boğazlayan.

    zâbit (A.) [ ضابط ] subay.

    zâbitân (A.-F.) [ ضابطان ] subaylar.

    zabt (A.) [ 1 [ ضبط .tutma. 2.ele geçirme. 3.kavrama.

    zabt edilmek ele geçirilmek.

    zabt etmek ele geçirmek.

    zabtiye nâzırı emniyet genel müdürü.

    zabtiye nezâreti emniyet genel müdürlüğü.

    zabtiyye (A.) [ ضبطيه ] güvenlik güçleri, polis, jandarma.

    zabtnâme (A.-F.) [ ضبط نامه ] tutanak, zabıt yazısı.

    zabtürabt (A.) [ ضبط و ربط ] disiplin.

    zâc (A.) [ زاج ] göztaşı.

    zâd (A.) [ زاد ] azık.

    zâd (F.) [ 1 [ زاد .doğmuş. 2.doğum.

    zâde (F.) [ 1 [ زاده .doğmuş. 2.evlat.

    zâdegân (F.) [ زادگان ] soylular, aristokratlar.

    zâdgegânlık satmak soyluluk taslamak.

    zafer (A.) [ ظفر ] üstünlük kazanma.

    zaferyâb (A.-F.) [ ظفریاب ] üstünlük kazanan, muzaffer olan.

    zaferyâb olmak üstünlük kazanmak, muzaffer olmak.

    zâğ (F.) [ زاغ ] karga.

    zağan (F.) [ زغن ] çaylak.

    zahâir (A.) [ ذخائر ] zahireler.

    zâhib (A.) [ 1 [ ذاهب .giden. 2.sanıya kapılan.

    zâhib olmak 1.gitmek. 2.sanıya kapılmak.

    zâhid (A.) [ زاهد ] aşırı dindar, zühd ile uğraşan.

    zâhidâne (A.-F.) [ زاهدانه ] zahitçe.

    zâhir (A.) [ 1 [ ظاهر .ortaya çıkan, görünen, zuhur eden. 2.belli, açık, aşikâr.

    3.sanırım. 4.görünüş, dış yüz.

    zâhir olmak ortaya çıkmak, görünmek, zuhur etmek.

    zâhirbîn (A.-F.) [ ظاهربين ] sadece görünüşe bakan.

    zahîre (A.) [ ذخيره ] depolanmış erzak.

    zâhiren (A.) [ ظاهرا ] görünüşte, görünüşe göre.

    zâhirî (A.) [ ظاهری ] dış görünüş ile ilgili, görünüşteki.

    zâhirperest (A.-F.) [ ظاهرپرست ] sadece dış görünüşe bakan.

    zahm (F.) [ زخم ] yara.

    zahmdâr (F.) [ زخمدار ] yaralı.

    zahme (F.) [ 1 [ زخمه .vuruş. 2.yara. 3.tezene, mızrap.

    zahmet (A.) [ 1 [ زحمت .sıkıntı, meşakkat. 2.güç.

    zahmzede (F.) [ زخم زده ] yaralı.

    zahr (A.) [ 1 [ ظهر .sırt, arka. 2.arka yüz.

    zahriye (A.) [ ظهریه ] kağıdın arka yüzündeki yazı.

    zâid (A.) [ 1 [ زائد .artık. 2.artan. 3.artı. 4.gereksiz.

    zaîf (A.) [ ضعيف ] zayıf, güçsüz.

    zâik (A.) [ ذائق ] tadan, tadına varan.

    zâika (A.) [ ذائقه ] tat alma duyusu.

    zâil (A.) [ زائل ] yok olan, yok olucu.

    zâil olmak yok olmak, ortadan kalkmak.

    zâir (A.) [ زائر ] ziyaretçi.

    zâkir (A.) [ ذاکر ] zikreden.

    zakkûm (A.) [ 1 [ زقوم .zakkum ağacı. 2.zıkkım.

    zâl (F.) [ زال ] saçları ağarmış, ihtiyar.

    zalâm (A.) [ ظلام ] karanlık.

    zâlim (A.) [ ظالم ] zulüm eden.

    zâlimâne (A.-F.) [ ظالمانه ] zalimce.

    zamâim (A.) [ ضمائم ] ekler.

    zamâne (A.) [ 1 [ زمانه .devir. 2.felek.

    zamîme (A.) [ ضميمه ] ek.

    zamimeten (A.) [ ضميمة ] ek olarak.

    zâmin (A.) [ ضامن ] tazmin eden.

    zamîr (A.) [ 1 [ ضمير .gönül. 2.iç. 3.zamir, adıl.

    zamm (A.) [ ضم ] ekleme, arttırma.

    zamm edilmek eklenmek, arttırılmak.

    zamm etmek eklemek, arttırmak.

    zamm olunmak eklenmek, ilave edilmek.

    zamme (A.) [ ضمه ] ötre.

    zan (A.) [ ظن ] zan, sanı.

    zanbak (A.) [ زنبق ] zambak.

    zanîn (A.) [ ظنين ] zan altında bulunan.

    zann (A.) [ ظن ] zan, sanı.

    zannedilmek sanılmak.

    zannetmek sanmak.

    zânû (F.) [ زانو ] diz.

    zapt bk. zabt.

    zapt edilmek ele geçirmek.

    zapt etmek ele geçirmek.

    zaptiye bk. zabtiyye

    zâr (F.) [ 1 [ زار .perişan, ağlayan, inleyen. 2.inilti.

    zâr (F.) [ زار ] yer.

    zâr etmek ağlayıp inlemek.

    zâr olmak ağlayıp inlemek.

    zarâfet (A.) [ ظرافت ] zariflik.

    zarar (A.) [ ضرر ] ziyan.

    zarardîde (A.-F.) [ ضرردیده ] zarar gören.

    zarb (A.) [ ضرب ] vuruş.

    zarbhâne (A.-F.) [ ضرب خانه ] darphane.

    zarf (A.) [ 1 [ ظرف .kap. 2.mektup zarfı. 3.zarf.

    zarfiyyet (A.) [ ظرفيت ] kapasite.

    zârî (F.) [ زاری ] inleme, zar zar ağlama.

    zâri’ (A.) [ زارع ] ekici, çiftçi.

    zarîf (A.) [ ظریف ] zarafet sahibi, nazik, nüktedan.

    zarîfâne (A.-F.) [ ظریفانه ] zarifçe.

    zarûrât (A.) [ ضرورات ] sıkıntılar, mecburiyetler.

    zarûret (A.) [ 1 [ ضرورت .sıkıntı. 2.yoksulluk. 3.zorunluluk.

    zarûrî (A.) [ ضروری ] zorunlu.

    zarûriyyât (A.) [ ضروریات ] zorunluluklar.

    zât (A.) [ 1 [ ذات .kişi. 2.kendi.

    zâten (A.) [ ذاتا ] aslında.

    zâtî (A.) [ ذاتی ] kişisel.

    zâtülcenb (A.) [ ذات الجنب ] akciğer zarı iltihabı, zatülcenp.

    zâtürrie (A.) [ ذات الرئه ] zatürriye, akciğer iltihabı.

    zav’ (A.) [ ضوء ] ışık.

    zavâhir (A.) [ ظواهر ] dış yüzler.

    zâviye (A.) [ 1 [ زاویه .açı. 2.köşe. 3.küçük tekke.

    zâyi’ (A.) [ ضایع ] kaybolan.

    zâyi’ etmek kaybetmek, yitirmek.

    zâyi’ olmak kaybolmak, yitmek.

    zâyi’ât (A.) [ ضایعات ] kayıplar.


  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 12.470, Level: 73
    Points: 12.470, Level: 73
    Level completed: 5%,
    Points required for next Level: 380
    Level completed: 5%, Points required for next Level: 380
    Overall activity: 99,9%
    Overall activity: 99,9%
    Achievements
    Ekrem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Mar 2012
    Yer
    (Ebedi dünyasına göç etti)
    Mesajlar
    964
    Points
    12.470
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    14

    Standart


    zebân (F.) [ زبان ] dil.

    zebândıraz (F.) [ زبان دراز ] dili uzun.

    zebâne (F.) [ 1 [ زبانه .yalaz. 2.dilimsi.

    zebânzed (F.) [ زبانزد ] ünlü, dillerde dolaşan.

    zeber (F.) [ زبر ] üst.

    zebercedî (A.) [ زبرجدی ] fıstık yeşili.

    zebh (A.) [ ذبح ] boğazlama.

    zebh edilmek boğazlanmak, kesilmek.

    zebh etmek boğazlamak, kesmek.

    zebîh (A.) [ ذبيح ] kesilmiş hayvan, boğazlanmış.

    zebîl (A.) [ 1 [ زبيل .pislik. 2.gübre.

    zebûn (F.) [ 1 [ زبون .alçak. 2.aciz, zavallı. 3.güçsüz.

    zebûn etmek 1.alçaltmak. 2.aciz bırakmak. 3.güçsüz bırakmak.

    zebûn olmak 1.alçalmak. 2.aciz kalmak. 3.güçsüz kalmak.

    zecr (A.) [ 1 [ زجر .zorlama. 2.eziyet etme.

    zecrî (A.) [ زجری ] zorlayarak, zorlayıcı.

    zede (F.) [ 1 [ زده .vurmuş, dövmüş. 2.vurulmuş, dövülmüş. 3.uğramış, müptela

    olmuş.

    zehâb (A.) [ 1 [ ذهاب .gidiş. 2.sanıya kapılma.

    zeheb (A.) [ ذهب ] altın.

    zehr (A.) [ زهر ] çiçek.

    zehr (F.) [ زهر ] zehir, ağı.

    zehre (A.) [ زهره ] çiçek.

    zehrhand (F.) [ زهرخند ] acı gülüş.

    zehrnâk (F.) [ زهرناک ] zehirli.

    zekâ (A.) [ ذکا ] zekilik.

    zekan (A.) [ زقن ] çene.

    zekâvet (A.) [ ذکاوت ] zekilik.

    zeker (A.) [ 1 [ ذکر .erkek. 2.erkeklik üreme organı.

    zelâzil (A.) [ زلازل ] depremler.

    zelîl (A.) [ ذليل ] düşkün, zavallı.

    zell (A.) [ زل ] sürçme, kayma.

    zelzele (A.) [ زلزله ] deprem.

    zemân (A.) [ 1 [ زمان .zaman. 2.çağ. 3.süre.

    zemâne (A.) [ 1 [ زمانه .devir. 2.felek.

    zemherîr (A.) [ زمهریر ] karakış.

    zemîm (A.) [ ذميم ] kötü.

    zemîn (F.) [ 1 [ زمين .yer. 2.dünya. 3.fon. 4.konu, alan.

    zeminbûsî (F.) [ زمين بوسی ] saygı ile yer öpme.

    zemistan (F.) [ زمستان ] kış.

    zemistânî (F.) [ زمستانی ] kışlık.

    zemm (A.) [ ذم ] kötüleme, yerme.

    zemm edilmek kötülenmek, yerilmek.

    zemm etmek kötülemek, yermek.

    zemzeme (A.) [ 1 [ زمزمه .melodi. 2.mırıltı.

    zen (F.) [ زن ] kadın.

    zenâdıka (A.) [ زنادقه ] zındıklar.

    zenâne (F.) [ 1 [ زنانه .kadınca, kadınsı. 2.kadın işi.

    zenb (A.) [ ذنب ] suç, günah.

    zenbîl (A.) [ زنبيل ] zembil.

    zenbûrek (F.) [ زنبورک ] zemberek.

    zencebîl (A.) [ زنجبيل ] zencefil.

    zencî (A.) [ زنجی ] siyahî, zenci.

    zencîr (F.) [ زنجير ] zincir.

    zencîrî (F.) [ 1 [ زنجيری .zincirli. 2.zincirlik deli.

    zendeka (A.) [ زندقه ] zındıklık.

    zendost (F.) [ زن دوست ] zampara.

    zeneb (A.) [ ذنب ] kuyruk.

    zenehdân (F.) [ زنخدان ] çene.

    zeng (F.) [ 1 [ زنگ .zil. 2.pas.

    zengî (F.) [ زنگی ] zenci, siyahî.

    zengûle (F.) [ 1 [ زنگوله .çan. 2.çıngırak.

    zenne (F.) [ زنه ] kadın rolünü üstlenen erkek sanatçı.

    zenperest (F.) [ زن پرست ] kadın düşkünü.

    zer (F.) [ 1 [ زر .altın. 2.akçe.

    zer’ (A.) [ زرع ] ekim.

    zerâfe (A.) [ زرافه ] zürafa.

    zerbâf (F.) [ زرباف ] sırmacı.

    zerd (F.) [ زرد ] sarı.

    zerdâlû (F.) [ زردالو ] zerdali.

    zerde (F.) [ 1 [ زرده .zerde. 2.sarılık. 3.safran.

    zerdûz (F.) [ زردوز ] sırmacı.

    zerefşân (F.) [ زرافشان ] altın saçılmış, altın yaldızlı.

    zerger (F.) [ زرگر ] kuyumcu.

    zerharîd (F.) [ زرخرید ] köle.

    zerîn (F.) [ زرین ] altından.

    zerk (A.) [ زرق ] deri altına verme, şırınga etme.

    zerrâ’ (A.) [ زراع ] ekici, çiftçi.

    zerrâk (A.) [ زراق ] ikiyüzlü.

    zerrât (A.) [ ذرات ] zerreler.

    zerre (A.) [ 1 [ ذره .en küçük parça, molekül. 2.azıcık, birazcık.

    zerreşikâf (A.-F.) [ ذره شکاف ] kılı kırk yaran.

    zerrin (F.) [ زرین ] altından.

    zevâl (A.) [ 1 [ زوال .yok olma, yok oluş. 2.batma. 3.öğle.

    zevâlnâpezîr (A.-F.) [ زوال ناپذیر ] yok olmayan, kalıcı.

    zevâlpezîr (A.-F.) [ زوالپذیر ] yok olucu, fani.

    zevât (A.) [ ذوات ] kişiler.

    zevâyâ (A.) [ 1 [ زوایا .açılar. 2.köşeler. 3.küçük tekkeler, zaviyeler.

    zevc (A.) [ 1 [ زوج .koca. 2.çiftin teki.

    zevcât (A.) [ زوجات ] nikahlı kadınlar, karılar.

    zevce (A.) [ زوجه ] nikahlı kadın, karı.

    zevceteyn (A.) [ زوجتين ] karıkoca.

    zevceyn (A.) [ زوجين ] karıkoca.

    zevciyet (A.) [ زوجيت ] eşlik.

    zevebân (A.) [ ذوبان ] erime.

    zevk (A.) [ 1 [ ذوق .beğeni, hoşlanma. 2.tat.

    zevkbahş (A.-F.) [ ذوق بخش ] zevk veren.

    zevrak (A.) [ زورق ] kayık.

    zeyl (A.) [ 1 [ ذیل .ek, zeyil. 2.etek.

    zeylen (A.) [ ذیلا ] ek olarak.

    zeyn (A.) [ زین ] süs.

    zeyn olmak süslenmek.

    zeytûn (A.) [ زیتون ] zeytin.

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 12.470, Level: 73
    Points: 12.470, Level: 73
    Level completed: 5%,
    Points required for next Level: 380
    Level completed: 5%, Points required for next Level: 380
    Overall activity: 99,9%
    Overall activity: 99,9%
    Achievements
    Ekrem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Mar 2012
    Yer
    (Ebedi dünyasına göç etti)
    Mesajlar
    964
    Points
    12.470
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    14

    Standart



    zıdd (A.) [ ضد ] zıt, karşıt.

    zıddiyyet (A.) [ ضدیت ] zıtlık, karşıtlık.

    zılâl (A.) [ ظلال ] gölgeler.

    zıll (A.) [ ظل ] gölge.

    zımnen (A.) [ ضمنا ] bu arada, dolayısıyla.

    zımnî (A.) [ ضمنی ] dolaylı, üstü kapalı.

    zırh (F.) [ زره ] zırh.

    zırhpûş (F.) [ زره پوش ] zırhlı.

    zıyâ’ (A.) [ ضياع ] kaybolma.

    zıyâ’ (A.) [ ضياء ] çiftlikler.

    zî (A.) [ ذی ] sahip.

    zi’b (A.) [ ذئب ] kurt.

    zîbâyî (F.) [ زیبایی ] güzellik.

    zîbâ (F.) [ زیبا ] güzel.

    zîbak (A.) [ زیبق ] cıva.

    zîc (A.) [ زیج ] yıldız atlası.

    zifâf (A.) [ زفاف ] gerdek.

    zih (F.) [ زه ] kiriş.

    zîhayât (A.) [ ذی حيات ] canlı.

    zihgîr (F.) [ زهگير ] okçu yüzüğü.

    zihî (F.) [ زهی ] ne güzel, bravo.

    zihin (A.) [ ذهن ] zihin.

    zihn (A.) [ ذهن ] zihin.

    zihnen (A.) [ ذهنا ] zihin yoluyla.

    zihnî (A.) [ ذهنی ] sihinsel.

    zihniyyet (A.) [ ذهنيت ] düşünce tarzı, anlayış.

    zîk (A.) [ ضيق ] darlık.

    zîkıymet (A.) [ ذی قيمت ] değerli.

    zikr (A.) [ ذکر ] zikir, anma.

    zikr etmek anmak.

    zikr olunmak anılmak, zikredilmek.

    zîkudret (A.) [ ذی قدرت ] güçlü, kudretli.

    zillet (A.) [ ذلت ] düşkünlük, aşağılık, alçaklık.

    zilzâl (A.) [ زلزال ] sarsıntı.

    zimâm (A.) [ زمام ] yular.

    zimâmdâr (A.-F.) [ 1 [ زمامدار .yular tutan. 2.işleri yürüten, sorumlu.

    zîmedhal (A.) [ ذی مدخل ] müdahalesi olan.

    zimmet (A.) [ ذمت ] elde tutma zorunluluğu.

    zîn (F.) [ زین ] eyer.

    zinâ’ (A.) [ زناء ] zina, nikahsız cinsel ilişki.

    zinâkâr (A.-F.) [ زناکار ] zina eden.

    zencîrbend (F.) [ زنجيربند ] zincire vurulmuş.

    zencîrbend edilmek zincire vurulmak.

    zindân (F.) [ زندان ] hapishane.

    zindânî (F.) [ 1 [ زندانی .zindancı. 2.mahpus.

    zinde (F.) [ 1 [ زنده .diri, canlı. 2.sağlığı yerinde.

    zindegânî (F.) [ زندگانی ] yaşam.

    zindîk (A.) [ زندیق ] zındık.

    zînet (A.) [ زینت ] ziynet, süs.

    zinhâr (F.) [ زنهار ] sakın.

    zîr (F.) [ زیر ] alt, aşağı.

    zîrâ (F.) [ زیرا ] çünkü.

    zirâ’ (A.) [ 75-90 [ ذراع cm. lik bir uzunluk ölçüsü birimi, dirsek ile orta parmak

    ucu arasındaki uzaklık.

    zirâ’at (A.) [ زراعت ] tarım.

    zirâ’î (A.) [ زراعی ] tarımsal.

    zirâ’at nezareti tarım bakanlığı.

    zîrdest (F.) [ زیردست ] el altındaki, emir altındaki, ast.

    zîre (F.) [ زیره ] kimyon.

    zîrek (F.) [ زیرک ] uyanık, zeyrek.

    zîrîn (F.) [ زیرین ] alttaki.

    zîrûh (A.) [ ذی روح ] canlı.

    zîrüzeber (F.) [ زیر و زبر ] altüst.

    zîrüzeber etmek altüst etmek, yerle bir etmek.

    zîrüzeber olmak altüst olmak, yerle bir olmak.

    zirve (A.) [ زروه ] doruk.

    zîşan (A.) [ ذی شان ] şerefli.

    zişt (F.) [ زشت ] çirkin.

    ziştî (F.) [ زشتی ] çirkinlik.

    zîvekâr (A.) [ ذی وقار ] ağırbaşlı.

    zîver (F.) [ 1 [ زیور .süs. 2.ziynet, takı.

    ziyâ’ (A.) [ ضياء ] ışık.

    ziyâdâr (A.-F.) [ ضيادار ] aşıklı.

    ziyâde (A.) [ زیاده ] fazla, çok.

    ziyâfet (A.) [ ضيافت ] şölen, ziyafet.

    ziyân (F.) [ زیان ] zarar.

    ziyânkâr (F.) [ زیانکار ] zarar veren.

    ziyâretgâh (A.-F.) [ زیارتگاه ] ziyaret yeri.

    zû’(A.) [ ضوء ] aydınlık, ışık.

    zu’bân (A.) [ ذؤبان ] kurtlar.

    zu’m (A.) [ زعم ] sanı.

    zuafâ’ (A.) [ ضعفا ] zayıflar.

    zucret (A.) [ ضجرت ] yürek daralması, iç sıkıntısı.

    zûd (F.) [ 1 [ زود .çabuk. 2.erken.

    zufr (A.) [ ظفر ] tırnak.

    zuhr (A.) [ ظهر ] öğle.

    zuhûr (A.) [ ظهور ] ortaya çıkma, görünme.

    zuhur etmek ortaya çıkmak, çıkmak.

    zuhûrât (A.) [ ظهورات ] beklenmedik gelişmeler.

    zukâk (A.) [ زقاق ] sokak.

    zulm (A.) [ ظلم ] cefa, eziyet.

    zulm etmek zulüm yapmak.

    zulmânî (A.) [ ظلمانی ] karanlıkla ilgili.

    zulmet (A.) [ ظلمت ] karanlık.

    zulmetefzâ (A.-F.) [ ظلمت افزا ] karanlığı arttıran.

    zulümât (A.) [ ظلمات ] karanlıklar.

    zunûn (A.) [ ظنون ] zanlar.

    zûr (F.) [ زور ] güç.

    zurafâ (A.) [ 1 [ ظرفا .zarifler. 2.seviciler, sevici kadınlar.

    zûrbâ (F.) [ 1 [ زوربا .güçlü. 2.zorba.

    zûrmend (F.) [ زورمند ] güçlü.

    zurûf (A.) [ 1 [ ظروف .kaplar. 2.zarflar.

    zübde (A.) [ زبده ] ِz.

    zücâc (A.) [ زجاج ] cam.

    zücâciyye (A.) [ زجاجيه ] cam eşyalar.

    zühd (A.) [ زهد ] zahitlik, aşırı sofuluk.

    zühhâd (A.) [ زهاد ] zahitler.

    zühre (A.) [ زهره ] Venüs, اoban Yıldızı.

    zührevî (A.) [ زهروی ] cinsel ilişkiyle bulaşan.

    zühûl (A.) [ ذهول ] dalgınlıkla unutma.

    zükâm (A.) [ زکام ] nezle.

    zükûr (A.) [ ذکور ] erkekler.

    zülâl (A.) [ زلال ] berrak, saf.

    zülf (F.) [ زلف ] zülüf.

    züll (A.) [ ذل ] alçalma, alçaklık, düşkünlük, zillet.

    zülüf (F.) [ زلف ] zülüf, iki yandaki lüleli saç.

    zümre (A.) [ زمره ] grup, topluluk.

    zümûm (A.) [ ذموم ] yermeler, kِtülemeler.

    zümürrüd (A.) [ زمرد ] zümrüt.

    zünbûr (A.) [ زنبور ] eşek arısı.

    zünnâr (A.) [ زنار ] papaz kuşağı.

    zünûb (A.) [ 1 [ ذنوب .suçlar, günahlar. 2.kuyruklar.

    zürâfe (A.) [ زرافه ] zürafa.

    zürefâ (A.) [ ظرفا ] zarifler.

    zürrâ’ (A.) [ زراع ] ekiciler, çiftçiler.

    zürriyyât (A.) [ ذریات ] soylar, zürriyetler.

    zürriyyet (A.) [ ذریت ] soy, zürriyet.

    züvvâr (A.) [ زوار ] ziyaretçiler.

    züyûl (A.) [ ذیول ] ekler, zeyiller.

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •