***
DIŞARDA
Points: 12.470, Level: 73
Level completed: 5%,
Points required for next Level: 380
Overall activity: 99,9%
Achievements


Osmanlıca Türkçe Sözlük - k -
K
ka’b (A.) [ 1 [ کعب .aşık kemiği. 2.tavla zarı. 3.küp.
ka’r (A.) [ 1 [ قعر .derinlik. 2.çukur. 3.dip.
kabâ (A.) [ قبا ] cübbe.
kabahat (A.) [ قباحت ] suç, kusur.
kabâih (A.) [ قبائح ] suçlular, kabahatliler.
kabâil (A.) [ قبائل ] kâbileler.
kabîh (A.) [ قبيح ] çirkin, hoş olmayan.
kâbil (A.) [ 1 [ قابل .mümkün. 2.yetenekli.
kabîl (A.) [ قبيل ] gibi, benzeri.
kâbil olmak mümkün olmak, elvermek.
kâbile (A.) [ قابله ] ebe.
kabîle (A.) [ قبيله ] boy, kâbile.
kâbil-i kıyas [ قابل قياس ] kıyaslanabilir, karşılaştırılabilir.
kâbiliyet (A.) [ قابليت ] yetenek.
kâbiliyyât (A.) [ قابليات ] yetenekler.
kâbin (F.) [ کابين ] mehir.
kabir (A.) [ قبر ] mezar.
kabl (A.) [ قبل ] ِnce.
kablelmîlad (A.) [ قبل الميلاد ] milattan ِnce.
kablettârih (A.) [ قبل التاریخ ] tarih ِncesi.
kablettarihî (A.) [ صبل التاریخی ] tarih ِncesi.
kabr (A.) [ قبر ] mezar kabir.
kabristan (A.-F.) [ قبرستان ] mezarlık.
kabul (A.) [ 1 [ قبول .kabul etme. 2.alma.
kâbûs (A.) [ کابوس ] karabasan.
kabz (A.) [ قبض ] tutma, kavrama.
kabza (A.) [ قبضه ] sap.
kâc (F.) [ کاج ] çam.
kad (A.) [ قد ] boy.
kadd (A.) [ قد ] boy.
kadeh (A.) [ 1 [ قدح .bardak. 2.içki kadehi.
kadem (A.) [ 1 [ قدم .adım. 2.ayak.
kademe (A.) [ 1 [ قدمه .basamak. 2.derece.
kader (A.) [ قدر ] ilahî takdir.
kadh (A.) [ قدح ] kِtüleme, kınama.
kadı (A.) [ قاضی ] dinî yargıç.
kadid (A.) [ 1 [ قدید .kurutulmuş et, kadit. 2.canlı cenaze.
kâdilkudât (A.) [ قاضی القضات ] başkadı.
kadim (A.) [ قدیم ] eski.
kadîmen (A.) [ قدیما ] eskiden.
kâdir (A.) [ قادر ] güçlü.
kadîr (A.) [ قدیر ] çok güçlü.
kadirdân (A.-F.) [ قدردان ] değerbilir.
kadirşinâs (A.-F.) [ قدرشناس ] değerbilir.
kadirşinaslık (A.-F.-T.) değerbilirlik.
kadr (A.) [ 1 [ قدر .değer. 2.şeref. 3.derece.
kadrdân (A.-F.) [ قدردان ] değerbilir.
kadrşinâs (A.-F.) [ قدرشناس ] değerbilir.
kafâ (A.) [ قفا ] baş.
kafes (F.) [ 1 [ قفس .kafes. 2.pencere kafesi.
kâffe (A.) [ کافه ] tümü, hepsi.
kâfi (A.) [ کافی ] yeterli.
kâfile (A.) [ 1 [ قافله .kervan. 2.topluluk, kafile.
kafiyeperdâz (A.-F.) [ قافيه پرداز ] şair.
kâğıd (F.) [ کاغد ] kağıt.
kâh (F.) [ کاخ ] kِşk, kasır.
kâh (F.) [ کاه ] saman.
kahbe (A.) [ 1 [ قحبه .fahişe, 2.alçak, namussuz.
kâhgil (F.) [ کاهگل ] sıva.
kahhar (A.) [ قهار ] kahredici.
kahır (A.) [ 1 [ قهر .yok etme. 2.çok üzülme.
kâhil (A.) [ کاهل ] tembel.
kâhin (A.) [ کاهن ] gaipten haber veren, kehanette bulunan.
kâhir (A.) [ قاهر ] kahreden, yok eden.
kahpe (A.) [ 1 [ قحبه .fahişe. 2.alçak, namussuz.
kahr (A.) [ 1 [ قهر .yok etme. 2.çok üzülme.
kahraman (F.) [ قهرمان ] yiğit
kahrübâ (A.) [ کاهربا ] kehribar.
kaht (A.) [ قحط ] kıtlık.
kahve (A.) [ قهوه ] kahve.
kâid (A.) [ قائد ] komutan.
kâide (A.) [ 1 [ قاعده .kural. 2.temel, esas.
kâideten (A.) [ قاعدة ] kural olarak, esas itibarıyla.
kâil (A.) [ 1 [ قائل .sِyleyen. 2.razı olan.
kâil olmak razı olmak.
kâim (A.) [ 1 [ قائم .ayakta. 2.yerine geçen. 3.dik.
kâim olmak (A.-T.) yerine geçmek.
kâime (A.) [ 1 [ قائمه .kağıt para. 2.ferman.
kâimmakam (A.) [ 1 [ قائم مقام .kaymakam. 2.yerine geçen.
kâin (A.) [ کائن ] bulunan, yer alan.
kâinât (A.) [ 1 [ کائنات .evren. 2.dünya.
kâkül (F.) [ کاکل ] perçem.
kâl (A.) [ قال ] sِz, laf.
kal’ (A.) [ قلع ] koparma, sِkme.
kal’a (A.) [ قلعه ] kale
kâlâ (F.) [ 1 [ کالا .mal. 2.kumaş.
kalb (A.) [ 1 [ قلب .yürek. 2.gِnül.
kalb (A.) [ قلب ] değiştirme.
kalb etmek dِnüştürmek, değiştirmek.
kalbî (A.) [ 1 [ قلبی .yürekten. 2.kalp ile ilgili.
kalbüd (F.) [ 1 [ کالبد .beden. 2.kalıp. 3.kireç kalıpı.
kalbzen (A.-F.) [ قلب زن ] kalpazan.
kalem (A.) [ 1 [ قلم .kalem. 2.keski. 3.büro.
kalemkârî (A.-F.) [ 1 [ قلمکاری .nakkaşlık. 2.kalem işi.
kalemrev (A.-F.) [ قلمرو ] ülke, diyar, topraklar.
kâlıb (A.) [ 1 [ قالب .kalıp. 2.beden.
kalil (A.) [ قليل ] az.
kallâş (A.) [ قلاش ] kalleş.
kalyân (F.) [ قليان ] nargile.
kâm (F.) [ 1 [ کام .damak. 2.arzu.
kamer (A.) [ قمر ] ay.
kameriyye (A.) [ قمریه ] çardak.
kâmet (A.) [ قامت ] boy.
kâmil (A.) [ 1 [ کامل .tam. 2.olgun. 3.bilgili.
kâmilen (A.) [ کاملا ] tamamen, büsbütün, tümüyle.
kamîs (A.) [ قميص ] gِmlek.
kâmkâr (F.) [ کامکار ] mutlu.
kamus (A.) [ قاموس ] sِzlük.
kâmyâb (F.) [ کامياب ] mutlu.
kân (F.) [ 1 [ کان .maden ocağı. 2.yurt, ocak.
kanâat (A.) [ قناعت ] yetinme.
kanaat etmek yetinmek.
kanât (A.) [ قنات ] yeraltı su kanalı.
kand (A.) [ قند ] şeker.
kâni (A.) [ قانع ] yetinen, kanaat eden.
kâni etmek ikna etmek.
kâni olmak ikna olmak.
kannâd (A.) [ قناد ] şekerci.
kantar (A.) [ قنطار ] baskül.
kanun (A.) [ 1 [ قانون .yasa. 2.yol yordam.
kânûn (A.) [ 1 [ کانون .ocak. 2.mangal. 3.Aralık ve Ocak ayları.
kanunî (A.) [ 1 [ قانونی .yasal. 2.kanun çalan. 3.yasa koyucu.
kâr (F.) [ کار ] iş.
kâr etmek işlemek, tesir etmek.
karâbet (A.) [ قرابت ] yakınlık, akrabalık.
karâin (A.) [ قرائن ] ipuçları, karineler.
karar (A.) [ 1 [ قرار .durma. 2.devamlılık. 3.yeterli ِlçü.
karargîr (A.-F.) [ قرارگير ] karar verilmiş.
karargîr olmak karara bağlanmak.
kârbân (F.) [ کاربان ] kervan.
kârd (F.) [ کارد ] bıçak.
kârdân (F.) [ کاردان ] işbilir.
kârgâh (F.) [ کارگاه ] işlik, iş yeri.
kârger (F.) [ کارگر ] işçi.
karha (A.) [ قرحه ] yara.
kârhane (F.) [ 1 [ کارخانه .fabrika. 2.işlik.
kâr-ı kadim [ کار قدیم ] eski el işi.
kâri’ (A.) [ قارء ] okuyucu.
kâri’în (A.) [ قارئين ] okuyucular.
kâria (A.) [ قارئه ] bayan okuyucu.
karîb (A.) [ قریب ] yakın.
karîben (A.) [ قریبا ] yakında.
karîha (A.) [ قریحه ] düşünme gücü.
karin (A.) [ 1 [ قرین .yakın. 2.eş dost.
karîne (A.) [ قرینه ] ipucu.
kâriz (F.) [ کاریز ] yeraltı su kanalı.
karn (A.) [ 1 [ قرن .boynuz. 2.yüzyıl.
kârşinâs (F.) [ کارشناس ] uzman, işten anlayan.
karûre (A.) [ قاروره ] idrar şişesi, ِrdek.
kârvan (F.) [ کاروان ] kervan.
karvanserây (A.) [ کاروان سرای ] kervansaray.
karye (A.) [ قریه ] kِy.
karz (A.) [ قرض ] borç.
kârzâr (F.) [ کارزار ] savaş.