***
DIŞARDA
Points: 155.310, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 0%
Achievements


EskI SaId’In YenI SaId’e DÖnÜSÜm TarIhI Ve GerÇekleSmesI SÜrecI
ESKI SAID’IN YENI SAID’E DÖNÜSÜM TARIHI VE GERÇEKLESMESI SÜRECI
Bediüzzaman’in anlatimindan ES’den YS’e geçisin kesin bir tarihi vermek pek mümkün görünmemektedir. Ancak, bu dönüsümün bir süreci kapladigi rahatlikla görülmektedir. Bediüzzaman’in bu dönüsüm zamanini ve de dönüsümün nasil gerçeklestigini açiklamak bakimindan 26. Lem’a olan Ihtiyarlar Risalesindeki birçok rica bize yardimci olmaktadir.
Bediüzzaman’in bu dönüsümün büyük bir kismini Ihtiyarlar Risalesinde anlatmasi çok anlamli görünmektedir. Aslinda ES ‘in YS’e dönüsümünün baslangicini Bediüzzaman’in Rusya’da esarette iken, tek basina kaldigi Volga nehrinin kenarindaki tatarlarin camisine kadar götürmek mümkündür. 9. Rica’da Bediüzzaman bu camide kaldigi uzun gecelerinde uyanik kaldigini ve Volga nehrinin kenarinda, derin gaflet uykusundan muvakkaten uyandigini bize söylemektedir. Bu gecelerdeki iç alemiyle ilgili hesaplasmadan sonra, artik ES gibi insanlarin içtimai ve sosyal hayatina karismamaya karar verdigini ve geri kalan ömürünü inzivalarda veya magalarda geçirmeye karar verdi.
Artik O degisik bir ruh haletine girmis bulunmaktaydi. Bu dönemde ES daha çok inzivayi tercih ederek, Abdulkadir’i Geylan-i, Gavs-i Azam ve diger manevi rehberlerin dua ve zikirlerini terkarlayarak, kendini alabildigince dis dünyadan çekmeye çalismistir.
Özellikle Cevsenül kebir kendi dönüsümünde etkili olmustur. Bütün bunlardan sonra kendi ifadesiyle enesini maglup etmis bir YS. dogmustur.
Kendi ifadelerinde bu arada “her nefis ölümü tadacaktir” ayetinin ikazinda siklikla rabita-i mevt ettigini görmekteyiz. Bu dönemde Bediüzzaman henüz 45 yasindadir. Iste Yeni Said’in dogusu tam bu süreçte gerçeklesmistir. Bu arayis sürecinde Bediüzzaman, kendisinin akil ve fikrini hikmeti felsefe ile yarali olarak hissetmektedir.
Bu dönemde Bediüzzaman hem aklen, hem fikren hareket eden ehli hakikat arkasindan giderek, bu yaralarini tedavi etmeye ugrasirken, hangisinin arkasindan gidecegini karar vermeye çalisirken, Imam-i Rabbani ona gaybi bir tarzda “Tevhid-i kible et” derken, Eski Said “Üstad-i hakiki Kur’an’dir. Tevhid-i kible bu üstadla olur”diyerek dogrudan dogruya Kur’an’a yönelmistir. (1277).
Bu yolculugunun önemli bir boyutu, iç alemde nefsiyle dis alemde ise tabiat tagutlariyla mücadelesini ve onlari maglup etmesiyle ilgilidir. Fatihanin sonundaki ayetin isaret ettigi, üç yolu Lemeat’ta anlatirken, bu yollarin nelere denk geldigini tahlile tabi tutar.
Ayni konuyu YS. yeniden 30. sözde yeniden ele alirken bu üç yolu anlatir. Iste YS. dogusu kendini bundan böyle sirat-i müstakim olan Kur’an’in cadde-i kübrasinda bulmasidir.
Eski Said bu üç yoldan özellikle ikinci yolun bazi düsüncelerinden etkilendigini, bu dönüsüm sürecinde bütün bunlardan arindigini söyleyebiliriz.