Iste bu küçük fotografta öyle bir güzel resim mündemiçtir ki, ileride tahrirle sana görünecektir. Simdi bu zeminde kütüb-ü mezburenin secereleri tenebbüt ve makalât-i selâsenin cedaviliyle sulanacaktir.
Ey birader! Senin elini tutup hazine-i hakaike götürmekten evvel, vaad ettigim birkaç meseleyle acele edip basar-i basiretinize gisavet ve perde olan hayalâti def edecegim. Öyle hayalât, gulyabânî gibi elleriyle senin gözünü kapar, gögsüne vurur, seni tahvif eder. Faraza gösterse de, nuru nar, dürrü mederr gibi gösterir. O hayalâttan sakin! Senin vesveselerinin en büyük mensei, küreviyete taallûk eden birkaç meseledir. Ezcümle: Sevr ve Hût ve Kaf Dagi ve sedd-i Zülkarneyn ve cibalin evtâdiyetleri ve yer altinda cehennemin yerini tayin etmek ve -1- ve -2- gibi mesaildir. Hakikatlerini beyan edecegim; tâ, dinin düsmanlarinin gözleri kapatilsin. Ve dostlarinin gözleri dahi açilsin. Iste basliyorum:





1- "Yeri yayip dösedi." (Nâziât Sûresi: 79:30. )
2- "Gökteki dag gibi bulutlardan Allah dolu taneleri indirir." Nur Sûresi: 24:43. "Günes de onlar için bir delildir ki, kendisine tayin edilmis bir yere dogru akip gider." (Yâsin Sûresi: 36:38.) "Yayilmis." (Gâsiye Sûresi: 88:20.)