Hâtimenin hâtimesi

Bir adam müstaid ve kabil oldugu seyi terk ve ehil olmayan seye tesebbüs etmek, seriat-i hilkate büyük bir itaatsizliktir. Zira sani odur ki, istidadi, san'atta intisar ve tedahül; ve san'atin mekayisine ihtiram ve muhabbet; ve nevamisine temessül ve imtisal, elhasil, fena fi's-sanat olmaktir. Vazife-i hilkat bu iken, bu yolsuzlukla san'atin suret-i lâyikasini tagyir eder. Ve nevamisini incitir. Ve asil müstaid oldugu san'ata olan meyliyle, tesebbüs ettigi gayr-i tabiî san'atin suretini çirkin eder. Zira, bilkuvve olan meyil ve bilfiil olan san'atin imtizaçsizligi için bir kesmekes olur.

Bu sirra binaen, pek çok adam meylü'l-agalik ve meylü'l-âmiriyet ve meylü't-tefevvukla mütehakkim geçinmek istediginden, ilmin saninda olan tesvik ve irsad ve nasihat ve lûtfu terk edip, kendi istibdad ve tefevvukuna vesile-i cebir ve tânif eder. Ilme hizmete bedel, ilmi istihdam eder. Buna binaen, vezaif ehil olmayanin ellerine geçti. Bahusus medaris bununla indirasa yüz tuttu. Buna çare-i yegâne, daire-i vahidenin hükmünde olan müderrisleri, darülfünun gibi çok devaire tebdil ve tertip etmektir. Tâ, herkes sevk-i insanîsiyle hakkina gitmekle, hikmet-i ezeliyenin emr-i mânevîsini, meyl-i fitrîsiyle imtisal edip kaide-i taksimü'l-a'mâle tatbik edilsin.
Tenbih
Ulûm-u medarisin tedennîsine ve mecrâ-yi tabiîden çevrilmesine bir sebeb-i mühim budur: Ulûm-u âliye () maksud-u bizzat sirasina geçtiginden, ulûm-u âliye () mühmel kaldigi gibi, libas-i mânâ hükmünde olan ibare-i Arabiyenin halli, ezhani zaptederek, asil maksut olan ilim ise tebeî kalmakla beraber ibareleri bir derece mebzul olan ve silsile-i tahsile resmen geçen kitaplar evkat, efkâri kendine hasredip harice çikmasina meydan vermemeleridir.