2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: Kapanan ictihad kapısı

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 455.346, Level: 100
    Points: 455.346, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 100,0%
    Overall activity: 100,0%
    Achievements
    SiLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    EMEKTAR KURUCU

    .
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    ISPARTA
    Mesajlar
    18.956
    Points
    455.346
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Kapanan ictihad kapısı

    Kapanan ictihad kapısı

    Fıkhî görüş ayrılıkları, fıkıh ekollerini doğurdu. Daha sonra bun­ların gelişmesiyle fıkhî mezhepler kurulmuş oldu. Burada işaret et­memiz gereken husus şudur: Bu ihtilaflar dînin özüne ait olmayıp bazı nass'lar hakkındaki anlayış farklarından ve külli hükümleri cüz'i meselelere tatbikten ibarettir. İhtilâfa düşenlerin hepsi, Kur'ân ve Sünnet nass'larına hürmet etmekte beraberdirler. Hattâ onlar, İslâm'a o derecede bağlı idiler ki, ekserisi sahabilerin sözlerine dahi muhalefete müsamaha etmiyordu. Çünkü sahabîler, vahy'in gelişini ve Peygamber'in onu nasıl tatbik ettiğini gözleriyle görmüşler ve İlimlerini bizzat Peygamber (S.A.)'den alarak, kendilerinden sonra­kilere aynen nakletmişlerdir. Münakaşaya son verecek kat'î bir de­lil bulunmayan fer'î meseleler üzerinde meydana gelen ihtilâflar, ağacın dalları mesabesinde olup Şeriatın köküne dokunmamaktadır.İslâm büyükleri, geçmişte ve hali hazırda hiçbir zaman kendi sözlerinin din olduğunu, kayıtsız şartsız bunlara uyulması gerekti­ğini söylememiştir. Hattâ onlar, müslümanları, hakka götüren de­lili araştırmaya davet etmişlerdir. Meselâ, Büyük İmam Ebu Hanife, «Bu bizim ulaştığımız en iyi neticedir. Kim bundan hayırlısını bu­lursa ona uysun” demiştir. Bazı fakihler ona, «Senin bu ulaştığın netice şüphe götürmez bir hakikat mıdır?» diye sormuşlar, o büyük ihlâs ve tevazu sahibi İmam da şu cevabı vermiştir: «Bilmiyorum, belki de ulaştığım netice şüphe götürmez bir bâtıldır.»İmam Şafiî, kıyasa dayanan görüşlerine aykırı bir hadis bulur­larsa talebelerinin kendisine muhalefet etmelerini teşvik ederdi. O, bu hususta şöyle söylerdi: «Sahih bir hadis bulunursa benim mez­hebim odur.» O, bütün İmam gücü ile.şöyle haykırmıştır: «Peygam­ber'in hadîsine muhalefet edersem hangi yer beni taşır, hangi gök beni gölgelendirir?»İmam Mâlik de aynı düşüncelere sahipti. O, talebelerini kendi­sinin fetvalarını yazmaktan menederdi. Nitekim Ebu Hanîfe de ay­nı şeyi yapmıştır. Talebesi Ebu Yusuf un kendisinin sözlerini yazdı­ğını görünce ona şöyle demiştir: «Ey Yakub, vay haline! Benim sözlerimi mi yazıyorsun? Ben bugüne göre düşünüyorum. Belki ya­rın başka türlü düşünürüm. Belki yarından sonra da bir başka tür­lü düşünebilirim.»Ahmed b. Hanbel, her insanın ictihad yapabileceğini kabul ederdi. Dolayısiyle Hanbelî mezhebinde ictihad kapısı hiç kapanma­mıştır. Bazı Hanefî ve Şafiî mezhebine mensup fakihler, son zaman­larda ictihad kapısını kapadığı halde, Hanbeliler, böyle bir şeye te­şebbüs etmemişlerdir.Mezheplerarası ihtilâf; zekâları açmış, yorulma bilmez ve sü­rekli gayretlerle İslam İlimlerinin gelişmesini sağlamıştır. Bu gay­retler öyle'zengin fıkhî bir miras bırakmıştır ki, insanlık âleminin en büyük serveti budur, dersek mübalâğa etmiş olmayız. Hattâ onun, eğer iyi bir karşılaştırma yapılırsa, Avrupalıların en büyük hukukî çalışma mahsûlü olarak gördükleri Roma hukukundan kat kat üs­tün olduğu ortaya çıkar.Müctehid İmamlardan sonra fıkhı çalışmalar, onların talebeleri tarafından aynı metodlarla yürütülmüştür. Daha sonra, sadece ön­ceki İmamların görüşleri incelenmekle yetinilmiştir. Böylece fıkhi düşüncenin yerine öncekilere uyma fikri hâkim olmuştur. Ne yazık ki, hicri dördüncü asırdan sonra yavaş yavaş başlamış olan taklit­çilik, sonraki yüzyıllarda büsbütün İslâm dünyasını kaplamıştır.Taklide sürükleyen sebepleri şöyle özetleyebiliriz:1— Talebeler hocalarına uymuşlar, bunlardan sonra gelenler de daha öncekilere uymuşlar ve bu nesilden nesile sürüp gitmiştir. Gelen her yeni nesil, kendinden önceki nesli daha çok takdir etmiş ve ona uymayı vazife bilmiştir.2 — Kaza (yargılama), kendine göre bir metod ve olayları bir disiplin içerisinde halletmek istemektedir.Sahabiler.Tâbiile r, ve Teba-î Tabiin devrinde kaza (yargılama) belli kayıtlara tâbi değildi. Çün­kü, bu devirlerde dinî duygu ve takva herşeyin üstündeydi. Bu de­virlerde kazayı bir disipline sokmak fikri ortaya çıkmış ise de ger­çekleşememiştir. Abbasi Halifesi el-Mehdî ve Harun er-Reşid devir­lerinde kaza işleri Hanefî fıkhına göre yürütülmeğe başlanmıştır. Bundan sonra Hanefî mezhebi, İslâm devletinin uzun asırlar boyu resmî mezhebi olmuştur. Endülüs (İspanya) ve Kuzey Afrika'da Mâlikî mezhebi, bir müddet Şam'da Şafiî mezhebi aynı yeri işgal et­miştir.3 — Hicriilk üç asırda meydana gelen fıkhı servet, birçok me­selelerin çözümünü sağlamıştır.4 — Hicrî üçüncü asırdan sonra mezhep taassubu hâkim olmuş ve mezhebler arasında sert çekişmeler alevlenmiştir, özellikle aynı ülkelerde bulunan mezhebler arasındaki çekişme (cedel) ler, pek şid­detlenmiştir. Buna misal olarak Hanefî ve Şafii mezheblerini verebi­liriz.İşte bu gibi sebeplerden îslâm bilginleri, sadece eskilerin sözle­rine başvurmakla yetinmişlerdir. Daha' sonraki asırlarda ictihad kapısı kapanmış ve koyu bir taklit çağı, başlamıştır. Bütün mezhep­ler, ictihad kapısının kapanması fikrini aynı şekilde karşüamamış-lardır. Bu fikir, Hanefî ve Şafiî mezheblerinde büyük bir kabule mazhar olmuş, Mâliki mezhebinde daha az revaç bulmuş, Hanbelî mezhebinde ise reddedilmiştir. Yukarıda da söylediğimiz gibi Han-belîler, yeni olayların hükümlerini ortaya koymak için her asırda bir müctehidin bulunması gerektiğini ileri sürmüşlerdir.Zeydiyye ve îmamiyye mezhebleri ile Haricîler, kendi bilginlerinin ictihad etmelerini zorunlu görmüşlerdir. Zahirîler de daha ileri giderek, her müslümanın takati nispetinde ictihad yapması gerek­tiğini söylemişlerdir. Onlara göre nıüslümanlar, hiç olmazsa fetva verenlerin kim olduklarını ve onların verdiği fetvaların nelere da­yandığını bilmelidirler.Zahirîlerin dışında içtihadın zarurî olduğunu söyleyenler, bunun âlimlere mahsus bulunduğunu ve halkın fetva sorduğu kimseleri taklid edebileceğini ileri sürmüşlerdir.Çağımızda zihinler ictihad kapısının yeniden açılmasına yönel­miştir, Mevkii ne olursa olsun hiçbir fakih, ictihad kapısını kapat­ma yetkisine sahip değildir. Çünkü insan aklı, hiçbir zaman düşün­mekten men edilemez. Öte yandan yeni olayların, mevcut hayat şartları altında bir hükme bağlanması gerekir.Elbette ictihad kapısının kapatılması kötü bir şeydir. Fakat, ic­tihad için gerekli ehliyete sahip olmayanların ictihad yapmaları İslâmiyete daha çok zarar getirir. Bunun içindir ki müctehid'de bu­lunması gereken ehliyeti ve ictihad şartlarını belirtmek mecburiye­tindeyiz. Müctehid olacak kimse, önce İslâm dîninin genel amaçla­rını iyice kavramalıdır
    .Muhammed ebu zehra

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 2.124, Level: 27
    Points: 2.124, Level: 27
    Level completed: 83%,
    Points required for next Level: 26
    Level completed: 83%, Points required for next Level: 26
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    true - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Üye

    Üyelik tarihi
    Jul 2012
    Mesajlar
    11
    Points
    2.124
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart Cevap: Kapanan ictihad kapısı

    yazidan anlasilan kisacasi su olsa gerek,

    ictihad kapisi Avama Kapali, Havas´a acik, dogru olanda budur,..

    Allah razi olsun..

Benzer Konular

  1. Maliki mezhebinde ictihad ve tahric
    By SiLa in forum Maliki
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 31.01.11, 06:54
  2. Lev kapısı...
    By Günışıgı in forum Hayata Dair
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 01.11.10, 07:40
  3. Ictihad'in sartlari nelerdir?
    By ACİZKUL in forum Fıkıh ve Akaid
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 22.05.09, 21:47
  4. Örf ve ictihad
    By SiLa in forum Fıkıh ve Akaid
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 20.11.08, 03:32
  5. Bid’at, sünnet ve farklı ictihad
    By SiLa in forum Sünnet ve bid’at nedir
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 12.06.08, 17:39

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •