Ruhların Makarrı=Berzah Âlemi1
Faydalı Bir Mesele 24
Faydalı Bir Mesele 25
Ruhların Makarrı=Berzah Âlemi
Cenâb-ı Hak Kur'an-ı Kerim'inde şöyle buyuruyor:
O Allah ki sizi bir nefisten inşa etti: Karar kılınacak yer ve emânet edilecek yer (kıldı). [1] Yine buyuruyor:
Allah onun karar kılacak yeri ve emanet edilecek yeri bilir. [2] Karar kılınacak yer, meni ve yumurta keseleridir. Emanet edilecek yer de, ölümden sonraki berzah âlemidir.
Müslim, îbn-i Mes'ud (Radıyallahû anh) 'dan rivayet ettiğine göre, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
Şehidlerin ruhları, Allah katında, (Âhirette) yeşil kuşların içlerine girerler, gündüzleyin Cennette, istedikleri gibi gezerler. Sonra Arşın altında bulunan kandillerin içine barınırlar.
îmam Ahmed, Ebû Dâvud, Hâkim, Beyhaki, ibn-i Abbâs (Radıyallahû anh)'dan rivayet ettiklerine göre, Peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu :
«Uhud'da, arkadaşlarınız vurulduğu zaman, Allah onların ruhlarını yeşil kuşların içine koydu. Cennet gündüzlerinde, gelir. Cennet meyvelerinden yerler. Sonra Arşın altında asılı olan altın kandillerin içinde barınırlar.»
Saîd bin Mansûr, ibn-i Abbâs (Radıyallahû anh)'dan rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:
«Şehîdlerin ruhları, yeşil kuşların içine girerler. Cennet ağaçları içinde uçuşurlar, meyvesinden yerler.»
Baki bin Muhalled, Ebû Said-i Hudri (Radıyallahû anh) 'dan rivayet ettiğine göre, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
«Şehidler, sabah gelir, akşam giderler. Sonra Arşa asılı kandillerin içine barınırlar. Cenâb-ı Hakk onlara:
— Size yaptığım ikramdan daha üstün bir ikram biliyor musunuz? der.
Onlar ise şöyle derler:
— Hayır, fakat ruhlarımızın cesedlerimize iade etmeni isteriz ki, bir daha savaşıp senin yolunda şehid düşelim.
Hennad bin Sirri, «Zühd» kitabında ve ibn-i Mende, Ebû Said-i Hudri (Radıyallahû anh) 'dan Resûlullah'dan şöyle buyurduğunu rivayet etmişlerdir:
«Şehidlerin ruhları, yeşil kuşlar içinde, Cennet bahçelerinde gezinirler. Sonra Arşa asılı kandillerin içinde barınırlar.»
Sonra Allah ile onlar arasında yukardaki konuşma geçer-;-,
Ebû Şeyh, Enes (Radıyallahû anh)'dan, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir.
«Allah şehitlerin ruhlarını arşa asılı kandiller içinde barınan, ak kuşların cevfinde diriltir.»
İbn-i Mende, Saîd bin Süveyd'den rivayet ettiğine göre, o ibn-i Şihab'dan müminlerin ruhlarının nerede barındıklarını sormuş. Ibn-i Şihap demiş:
«Bana ulaştı ki, şehidlerin ruhları, Arşta uçuşan yeşil kuşlar gibidirler. Gelir sonra, Cennet bahçelerine giderler. Her gün Cenâb-ı Hakk Sübhanehu ve Teâlâ'ya gelir, ona selâm verirler,
Ibn-i Ebi Hatem, İbn-i Mes'ud (Radıyallahû anh) 'dan rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir:
«Şehidlerin ruhları Arşın altında kandiller içinde yeşil kuşların cevfindedirler. İstedikleri gibi Cennette gezerler. Sonra kandillerine dönerler... Mümin çocuklarının ruhları ise serçelerin içine girerler. Cennette istedikleri gibi gezerler.»
Ebû Derda (Radıyallahû anh)'dan rivayet edildiğine göre; . Kendisinden şehidlerin ruhları sorulmuş. Demiş ki:
Onlar yeşil kuşlardır. Arşa asılı kandiller içindedirler. Cennet bahçelerinde istedikleri gibi gezerler.»
îmam Ahmed, Abd ve ibn-i Ebi Şeybe, Teberani, Beyhaki, ibn-i Abbâs (Radıyallahû anh)'dan sahih bir sened ile rivayet ettiklerine göre, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
«Şehid ruhları, Cennet kapısında geniş bir bulut üzerinde yeşil bir kubbe içindedirler. Sabah akşam, rızıklan cennet'den onlara gider.
Hannad bin Sirrî «Zühd» kitabında ve ibn-i Ebi Şeybe, ibn-i Ka'b'dan rivayet ettiklerine göre şöyle demiştir:
-Şehidler, Cennet meydanlarının bahçeleri içinde kurulan kubbeler içindedirler. Onlara bir öküz bir de balık gönderilir, dövüşürler. Şehidler onlarla oynarlar. Bir şeye muhtaç oldukları zaman, iki hayvandan biri diğerini öldürür, şehidler ondan yerler. Onda Cennetteki her nimetin tadını bulurlar.
Buharı, Enes (Radıyallahû anh)'dan rivayet ettiğine göre Harise (Radıyallahû anh) katledildiğinde anası;
Yâ Resûlallah, benim Harise'ye olan bağlılığımı biliyorsun, eğer Cennette ise sabrederim. Eğer Cennette değilse, ne yapacağımı bilirsin, dedi. Resul-i Ekrem (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) buyurdu:
-Cennetler çoktur. O ise en yüksek Cennet olan Firdevs'dedir.
îmam Malik, İmam Ahmed, Nesai sahih bir sened ile Ka'b bin Malik (Radıyallahû anh)'dan rivayet ettiklerine göre, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
«Mü'minin ruhu. Cennet ağacına konan, ondan yiyen bir kuştur. Sonra kıyamet gününde Allah onu cesedine iade eder.
Tirmizi'nin rivayeti ise, şöyledir:
«Şehidlerin ruhları, Cennet meyvesi veya Cennet ağacından yiyen yeşil kuşlar içindedirler.»
îmam Ahmed, Teberani hasen bir sened ile, ümm-ü Hani dıyallahû anhâ)'dan rivayet ettiklerine göre;
O Resûlullah'a:
— Biz öldükden sonra, birbirimizi görüp ziyaretleşecek diye sordu.
Resûlullah ise şöyle cevap verdi:
— «Ruh Cennet ağacından yiyen bir kuş olur. Kıyamet günü geldiğinde her nefis cesedine döner.»
îbn-i Sa'd Mahmûd bin Lebid tarikiyle Ümm-ü Beşir bin Berrâ (Radıyallahû Anhüm)'dan rivayet ettiğine göre;
O Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)'den, ölüler birbirini tanır mı diye sormuş.
Buyurmuş ki:
Ellerin kurusun; itminan ile Allah'a inanmış bir ruh Cennette yeşil bir kuştur. Eğer ağaç başında kuşlar tanışıyorsa, onlar da tanışır.
İbn-i Asâkir, ibn-i Lahia yoluyla, Ebul-Esved'den, o da ümm-ü Ferve bint-i Muâz es-Süllemiye'den o da Ebû Mârufun hanımı Ümm-ü Beşir (Radıyallahû anh)'dan rivayet ettiğine göre;
O Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)'den «Öldükten sonra görüşecek miyim,» diye sormuş. Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) buyurmuş ki:
«Ruh, ağaçtan yiyen bir kuş olur. Kıyamet günü geldiğinde cesedine girer.»
îbn-i Mâce, Teberâni, Beyhakî, Sahih bir sened ile, Abdurrahman bin Ka'b bin Malik'ten rivayet ettiklerine göre, şöyle demiştir:
«Ka'b Ölüme yaklaştığında, ümm-ü Beşir binti Berrâ (Radıyallahû anhüm) yanına geldi.
— Yâ Ebâ Abdurrahman şayet filanı görürsen benden ona selam söyle, dedi.
Abdurrahman:
— Yâ Ümm-e Beşir Allah seni bağışlasın, bununla ilgilenecek vaktimiz olmaz, dedi.
Ümm-ü Beşir:
— İşitmedin mi Resûlulllah buyurdu:
«Müminin ruhu istediği gibi Cennette gezer. Kâfirin ruhu da Cehennemde hapsedilir.» Abdurrahman:
— Evet, dedi. Ümm-ü Beşir.
— İşte, bahsettiğim şey budur.
İbn-i Mende, Taberani, Ebû Şeyh, Dumrate bin Habip (Radıyallahû anh) 'dan mürsel olarak rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:
Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)'den müminlerin ruhları soruldu. Buyurdu ki:
«Onlar yeşil kuşlar içindedirler. Cennette istedikleri gibi gezerler.»
Yâ Resûlullah kâfirlerin ruhları nerde olur?., dediler.
Buyurdu ki:
«Onlar Cehennem'de hapsedilir.
Beyhaki Şuâb»da İbn-i Ebi Dünya, «Menâmat» Saîd bin Müseyyib'den rivayet ettiklerine göre;
Selmân-ı Fârisi ve Abdullah bin Selâm (Radıyallahû ânhüma) karşılaştılar. Biri diğerine dedi ki :
-— «Eğer benden önce Rabbine kavuşursan, ne gördüğünü bana bildir.»
— «ölüler, dirilerle görüşür mü?»
— «Evet müminlerin ruhları Cennettedirler, istedikleri gibi gezerler.» dedi.
Taberani, Beyhaki, «Şuâb»da Abdullah bin Amr (Radıyallahû anh) 'dan rivayet ettiklerine göre, şöyle demiştir:
«Cennet güneş şuaları içinde dörülür. Her sene iki sefer açılır. Müminlerin ruhları bir nevi serçe kuşları içinde Cennet meyvelerinden yerler.»
îbn-i Mende bunu Abdullah'dan merfûan rivayet etmiş; Hallâl, da ondan mevkûfen, şu ibare ile rivayet etmiştir:
«Müminlerin ruhları serçeye benzer, yeşil kuşlar içindedirler. Cennette tanışırlar ve onun meyveleriyle rızıklanırlar.»
İmam. Ahmed, Hâkim sahih görmüştür Beyhaki Ebû Dâvud, ibn-i Ebi Dünya, çeşitli yollardan Ebû Hüreyre (Radıyallahû anh)'dan rivayet ettiklerine göre, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«Müminlerin evlâtları, Cennetin bir dağındadırlar. İbrahim ve Sâre onlara bakarlar. Kıyamet gününde Allah onları babalarına teslim eder.
îbn-i Ebî Dünya el-İ'za» kitabında, ibn-i Ömer (Radıyallahû anh)'dan rivayet ettiğine göre, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
İslâm içinde doğan her çocuk Cennettedir. Yer içer. Yâ Rabbi ebeveynimi bana kavuştur,» der.
Yine îbn-i Ebî Dünya o kitapta Halid bin Ma'dan'dan rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:
«Cennette Tuba isminde bir ağaç var. Her tarafı memedir. Süt emen ve ölen çocuklar, o ağaçtan emzirilirler. Bakıcıları da İbrahim Halil-ür'rahmandır.»
Yine İbn-i Ebî Dünya'nın Ubeyd bin Umeyr'den rivayetine göre; «Cennet'de, sığır memeleri gibi memeli bir ağaç vardır. Cennet ehlinin çocukları onunla beslenirler.»Saîd bin Mansûr, Mekhûl (Radıyallahû anh) 'dan rivayet ettiğine göre, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur :
Müslüman çocuklarının ruhları yeşil serçeler içinde, Cennet ağaçları üzerindedirler. Babaları İbrahim (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm) onlara bakar.
İbn-i Ebi Hatem, Hâlid bin Ma'dan'dan rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir:
«Cennetde, Tuba isminde bir ağaç vardır. Her dalı süt verir. Cennet ehlinin çocukları ondan emzirilirler. Kadının düşürdüğü çocuk da, Cennet nehirlerinden bir nehirde dolaşır, Kıyamet kopunca (mahşerde) kırk yaşında bir adam olarak diriltilir.»
İbn-i Ebi Şeybe, Beyhaki, ibn-i Abbâs tarikiyle Ka'b'dan rivayet ettiklerine göre, şöyle demiştir:
«Cennetü'l-Me'vada yeşil kuşlar vardır. Şehidlerin ruhları içlerine girer, gezerler. Firavun kavmi gibi zalim milletlerin ruhları ise siyah kuşlar içine Cehenneme uğrarlar. Müslüman çocuklarının ruhları ise, Cennet serçeleri içinde olurlar.»
Hennad bin Sirri «Zühd»de, Hüzeyl'den rivayet ettiğine göre;
Firavun kavminin ruhları siyah kuşlar içinde Cehenneme sabah akşam uğrarlar.
Şehidlerin ruhları ise yeşil kuşlar içindedir.
Bülüğa ermemiş müslüman çocuklarının ruhları, Cennet serçelerinden bir takım serçelerdir, gezinip otlanırlar.
İbn-i Ebi Şeybe;
«Allah yolunda katl edilenlere ölü demeyin. Onlar diridirler. Fakat siz bilemezsiniz,»[3] âyeti kerime hakkında İkrime'den rivâyet ettiğine göre, şöyle demiştir: Şehitler, Cennetin ak güvercinleri veya ördekleridirler.
Abdurrezzak, Katade (Radıyallahû anh) 'den rivayet ettiğine göre; O şöyle demiş:
Bize ulaştı ki:
Şehidlerin ruhları, ak kuşlar suretinde, Arşa asılı kandiller içinde barınırlar
îbn-i Mübarek, ibn-i Amr'den nakline göre şöyle demiştir:
«Müminlerin ruhları beyaz kuşlar suretinde Arşın gölgesindedirler. Kafirlerin ruhları ise yedi kat yerin dibindedirler.»
îbn-i Mende, Ümm-ü Kebşe Binta Ma'rur'dan rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:
Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) yanımıza girdi. Biz ondan müminlerin ruhlarını sorduk. Öyle anlattı ki, evdekileri ağlattı.
Buyurdu ki:
Müminlerin ruhları, yeşil kuşlar içindedirler. Cennette gezerler. Meyvelerinden yer, suyundan içerler. Arşa asılı altın kandiller içine barınırlar. «Ya Rabbi kardeşlerimizi de bize kavuştur. Bize va'd ettiğini ver,» derler.
Kâfirlerin ruhları ise, siyah kuşlar içindedirler. Ateşten yer, ateşten içerler. Cehennem taşlarında barınırlar. «Yâ Rabbi dost ve kardeşlerimizi bize kavuşturma, bize vaad ettiğini verme,» derler.
Beyhaki «Delâil»de, ibn-i Ebî Hatem ve ibn-i Merdeveyh, «Tefsirlerinde, Ebû Saîd el-Hudri (Radıyallahû anh)'dan rivayet ettiklerine göre; Resul-i Ekrem (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur :
İnsan ruhlarının onda yükseldiği miraç [4] bana verildi (gösterildi). Ölü o miracı gördüğü için, imrenerek göğe doğru bakar. O miracın güzelliğinden hayrette kalır. Hiç bir yaratık, o Miraç kadar güzel bir miraç görmemiştir.
Ben ve Cibril, (O Miraçta) yükseldik. Semanın kapısını açmak istedik... Karşımıza, Adem çıktı. Mümin zürriyetinin ruhları ona arz olunuyordu. Herbirisine:
«Bu temiz bir ruh ve hoş bir kişidir. Onu Âla-yı illiyine götürün,» diyordu.
Sonra facir, günahkâr zürriyetinin ruhları ona arz olunuyordu.
Onlara da:
«Pis ruh, ve iğrenç bir kişidir, onu esfel-i safiline götürün,» diyordu.
Ebû Nuaym, zaif bir sened ile Ebu Hüreyre (Radıyallahû)'den rivayet ettiğine göre, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
Müminlerin ruhları, yedinci gökte, beklerler. Cennetteki yerlerine bakarlar.
Yine Ebû Nuaym, Hilye'de, Vehb bin Münebbih'den şöyle rivayet etmiştir:
«Allah ın yedinci kat gökte, Beyda isminde bir evi vardır. Müminlerin ruhları onda toplanır. Dünyadan biri öldüğünde, ruhlar onu karşılayıp dünyadaki durumları ondan sorarlar. Dışarıdan gelen birisinden sorulduğu gibi...
Said bin Mansûr, Sünen'inde ibn-i Ömer (Radıyallahû anhüma)'dan rivayet ettiğine göre;
O Abdullah bin Zübeyr'in cesedi darağacında iken, anası Esma {Radıyallahû anhâ) 'yi teselli ve taziye etti. Dedi ki:
Üzülme, esas olan ruhlardır. Onlar Allah katında bakidirler. Bu asılan ise fani bir ceseddir.
Mervizi «Cenazeler» kitabında, Abbâs bin Abdülmuttalib'den şunu rivayet etmiştir:
«Mü'minlerin ruhları Cebrail (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm)'e götürülür. Ona, «Bunlar, kıyamete kadar sana emanettir,» denilir.
Saîd bin Mansûr Sünen'inde İbn-i Cerir-i Taberi «Edeb» kitabında Mugire' bin Abdurrahman'dan rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir:
Selmân-ı Fârisi, Abdullah bin Selâm (Radıyallahû anhüma) ile karşılaştı. Dedi ki:
— Benden önce ölürsen, ne gördüğünü bana anlat. Şayet ben önce ölürsem, başıma, geleni sana bildiririm.
Abdullah (Radıyallahû anh) :
— Öldüğün halde nasıl bildirirsin, dedi. Selmân (Radıyallahû anh):
— Ruh, cesedinden çıktıktan sonra bir daha cesedine dönünceye kadar, yer ve gök arasında kalır, dedi.
Allah'ın emri Selman, (Radıyallahû anh) önce öldü ve Abdullah bin Selâm onu rüyada gördü.
— En üstün neyi buldun? dedi.
Selmân (Radıyallahû anh) :
— Ben tevekkülü çok acâip bir şey olarak gördüm, dedi.
İbn-i el-Mübarek, «Zühd»de-Hakim-i Tirmizi. «Nevâdir el-Usul»
de, İbn-i Ebi Dünya ve ibn-i Mende, Saîd bin Müseyyib'den rivayet ettiklerine göre Selmân-ı Farisi (Radıyallahû anh) şöyle demiştir:
«Müminlerin ruhları, dünya ve ahiret arası bir Berzahtadırlar, istedikleri gibi gezerler. Kafirlerin ruhları da esfel-i safilindedirler.»
Hakim-i Tirmizi, Selmân-ı Farisi (Radıyallahû anh)'den rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir:
«Müminlerin ruhları, yer ve gök arasında Berzahta [5] dırlar. İstedikleri gibi gezerler. Sonra haşirde Allah onları cesedlerine geri çevirecek.»
İbn-i Ebi Dünya, Mâlik bin Enes (Radıyallahû anh)'den rivayetin göre, şöyle demiştir:
«Bana ulaştı ki: Müminlerin ruhları serbest bırakılır, istedikleri gibi gezerler.»
Abdullah bin Amr bin Âs (Radıyallahû anhuma)'nın diğine göre;
Kendisinden, öldükten sonra müminlerin barınakları sorulmuş.
— Onlar, ak kuşlar suretinde, arşın gölgesindedirler; Kâfirlerin ruhları ise, yerin yedinci katındadirlar.
Müminler öldüğünde ruhları müminlerin yanına götürülür. Onların mahfelleri vardır. Ondan kendi arkadaşlarını sorarlar. Eğer O «Arkadaşınız öldü» dese, onlar: «Demek yerin dibine götürüldü» derler.
Kâfir öldüğünde, yerin dibine götürülür. Ordakiler kendisinden
bâzılarını sorarlar. Eğer «öldü» derse, onlar «demek, o göğe çıkartıldı» derler.
Mervizi, ibn-i Mende, «Cenazeler» kitabında ve ibn-i Asâkir, Abdullah bin Ömer (Radıyallahû anhüma) 'dan rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir:
«Kafirlerin ruhları Yemen'de, müminlerin ruhları Şam'da toplanırlar.»
îbn-i Asakir, Urve bin Ruveym'den rivayet ettiğine göre: Her iyi ruh Şam'a gelir, demiştir.
Ebû Bekir «en-Necâd» kendisinin meşhur Hizbinde Ali bin Ebû Talip (Radıyallahû anh)'dan rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir:
«En hayırlı vadi, Mekke vâdisidir. Ve en şerli vadide de Hadramutta olan Ahkâf (vâdisidir. Kâfirlerin ruhları onda toplanır. Bu vadinin ismi, Bürhüt'tür,
îbn-i Ebi Dünya, ibn-i Mende, Ali bin Ebû Talip (Radıyallahû anh) 'dan rivâyet ettiğine göre şöyle demiştir:
«Yeryüzünde Allah'ın en fazla gazap ettiği yer, Hadramûtda Bürhüt ismindeki vadidir. Kâfirlerin ruhları onda toplanır.»
îbn-i Ebi Dünya ise, Ali'den rivayet ettiğine göre; Müminlerin ruhları, zemzem kuyusundadır, demiş.
Ahkaf, Ad kavminin yaşadığı bölgedir.
Hakim «Müstedrek»inde ve ibn-i Mende, el-Ahnas b. Dabi'den rivayet ettiklerine göre;
Kab'ül Ahbar, Abdullah bin Amr (Radıyallahû anh)'e mektup gönderip müslüman ve müşrik ruhlarının nerde toplandıklarını sordu. Abdullah b. Amr dedi ki:
Müslüman ruhlar Kerbelâ'da Eriha denilen yerde toplanırlar. Müşrik ruhlar ise San'a'da toplanırlar. Kab'ül-Ahbâr'ın gönderdiği elçi dönüp de Abdullah b. Amr'ın dediklerini ona anlatınca, Kab; «O. doğru söyledi» dedi.
îbn-i Cerir «Tefsirinde, dedi:
Muhammed bin Avf et-Tai, Ebû Muğire'den, o da Safvân'dan rivayet etti ki:
O Yemen'de Âmir bin Abdullah'dan «Mümin ruhların toplandığı bir yer var mı, diye sordu. Abdullah dedi ki: Onlar yerde toplanırlar. Cenab-ı Hakk şöyle buyuruyor:
Biz Zebur da yazdık ki, Arza benim salih kullarım varis olacaklar, Ravi demiş ki, bu Arz'dan maksat, mümin ruhlarının kıyamette dirilinceye kadar onda toplandıkları yerdir.[6]
îbn-i Ebi Dünya, Vehb bin Münebbih'deni? rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir:
«Mümin ruhlar, kabzedildiği zaman, Remyail isminde bir meleğe bırakılır. O mümin ruhların muhafızıdır.»
Yine ibn-i Ebi Dünya, Ebbân bin Sa'lep'den, o da ehl-i kitap bir adam'dan rivayet ettiğine göre, şöyle demiş:
Kâfirlerin ruhlarına bakan meleğin ismi Devme'dir...
Ukaylî, zayıf bir sened ile, Hâlid bin Ma'dan tarikiyle Ka'b'dan rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir:
Hızır, aşağı deniz ile yukarı deniz arasında nurani bir minber üstündedir. Ona itaat etmek ve onu dinlemek için deniz hayvanlarına emir verilmiştir. Ruhlar da sabah akşam ona arz olunur.
İbn-ül-Kayyim, demiş ki: Ruhların öldükten sonra karargâh edindikleri yer meselesi ağır bir konudur. Ancak rivayete dayanılır.
Birinci görüş olarak denilmiş ki, şehid ve gayr-ı şehid bütün mümin ruhlar, Cennettedirler. Şayet büyük günahlar, onları engellemezse... Kâb, ümm-ü Hani, ümm-ü Bişr, Ebû Saîd Pumrate rivayet ettikleri hadislerin zahiri bunu gösterir.
Şu ayet-i kerime dahi bunu gösterir:
Eğer Allah'a yakınlardan ise, ona rahatlık, güzellik, Naim cenneti vardır. Eğer ashab-ı yemin (sağ taraftarı) ise ashâb-ı yeminden ona selâm olsun. Eğer sapık kâfirlerden ise, ona kaynar sular takdim edilir ve Cehennem ateşine tutulur. [7] Bu âyet, vücuttan çıkan ruhları üç kısma ayırmıştır. Allah'a yakın olanlar ki, onlar, Naîm cennetindedirler. Ashab-ı yemin olanlar ki, onlara selam var. Bu da, onların azaptan kurtulacaklarını gösteriyor. Sapık ve kâfirler ki, bunlar Cehennemliktirler.
Şu gelen âyet-i kerime dahi, bâzı sahabe ve tabünlerin görüşüne göre, ruhların cesetten çıktıktan sonra. Cennete girdiklerini gösteriyor:
Ey nefsi mutmainne, Rabbine dön, razı olarak ve kendinden de razı olunmuş olarak... Kullarımın içine gir Cennetime dahil ol. [8] Sahabe ve tabiinden bir cemâat, demiş ki, bu emir, ruh cesetten çıktığında bir melek lisaniyle ona müjde olarak söylenilir. (Demek ruh cesetten çıktıktan sonra, Cennete girmeye emredilir.)
Yasin âlinden imana gelen hakkında buyurulan şu âyet de bunu teyid eder:
«îman eden o kişiye denildi ki, Cennete gir, o dedi ki: Keşke kavmim bilseydi.» [9]
İkinci bir görüş olarak denilmiş ki: Ruhların cennete girdiğine dair hadisler, şehidlere mahsustur. Nasıl ki başka bir ayette bu, açıkça ifâde edilmiştir.
Hem şu normal ölü hakkında buyurulan «Sabah akşam cennet veya Cehennemdeki yeri ona gösterilir.» hadisi...
Ve sabıkan sözedilen Ebû Hüreyre (Radıyallanû anh)'ın rivayet ettiği «Onlar yedinci gökte, Cennetteki makamlarına bakarlar»
hadisi ve aynı mealde ki, Vehb'in hadisi, bunu teyid ederler.
İbn-i Hazm, demiş ki:
Bir kısım, ruhların karargâhı, cesedleri yaratılmadan önce barındıkları âlemdir. Yani Ademın sağında ve solundadırlar. Bunu âyet ve sünnet de teyid eder. Cenâb-ı Hakk buyuruyor:
«Hani Rabbın Adem oğullarının sırtlarından zürriyetlerini aldığı ve onları şahit gösterdiği zaman, ben Rabbiniz değil miyim? dedi.
Onlar: «Kâlü Bela» (Evet Rabbimizsin) dediler. [10]Yine Cenab-ı Hakk buyuruyor;