Ikincisi: Sizin telifiniz olan Fihristenin tashihinde, bir müstensihin noksan biraktigi bir sayfayi, Tahsin'e dedim: "Yaz" O da yazmaya basladi. Sim siyah bir mürekkepten ve temiz kalemle birden yazdiginiz ikinci cilt fihristenin makbuliyetine hüccet olarak o siyah mürekkep güzel bir kirmizi suretini aldi. Tâ yarim sayfa kadar bu garip hadiseye taaccüp edip bakarken, o mürekkep sim siyaha döndü. Sayfanin öteki yarisi, ayni kalem, ayni hokka tam siyah yazildi. Bir zaman Barla'da, baglardaki köskte, Samli Mes'ud ve Süleyman'in müsahedesiyle ayni hadiseyi baska sekilde gördük. Söyle ki:
Ben, sevmedigim için siyah bir mürekkebi kismen döktüm. Birden, mütebakisi, çok begendigim güzel bir kirmiziya tahavvül etti. Risaletü'n-Nur'un kâtiplerini sevklendirdi. Gözümüze silsile-i kerametin bir ucunu ve bir teressuhunu gösterdi.

• • •

Âhiret kardeslerime mühim bir ihtar

Iki maddedir.
Birincisi: Risale-i Nur'a intisap eden zâtin en ehemmiyetli vazifesi, onu yazmak ve yazdirmaktir ve intisarina yardim etmektir. Onu yazan veya yazdiran, "Risale-i Nur talebesi" ünvanini alir. Ve o ünvan altinda, her yirmi dört saatte benim lisanimla belki yüz defa, bazan daha ziyade hayirli dualarimda ve manevi kazançlarimda hissedar olmakla beraber, benim gibi dua eden kiymettar binler kardeslerin ve Risale-i Nur talebelerinin dualarina ve kazançlarina dahi hissedar olur.
Hem, dört vecihle dört nevi ibadet-i makbule hükmünde bulunan kitabetinde, hem imanini kuvvetlendirmek, hem baskalarinin imanlarini tehlikeden kurtarmasina çalismak, hem hadisin hükmüyle, bir saat tefekkür bazan bir sene kadar bir ibadet hükmüne geçen tefekkür-ü imanîyi elde etmek ve ettirmek, hem hüsn-ü hatti olmayan ve vaziyeti çok agir bulunan Üstadina yardim etmekle hasenatina istirak etmek gibi çok faydalari elde edebilir. Ben kasemle temin ederim ki, bir küçük risaleyi kendine bilerek yazan adam, bana büyük bir hediye hükmüne geçer; belki herbir sayfasi bir okka seker kadar beni memnun eder.
Ikinci madde:
Maatteessüf, Risale-i Nur'un, imansiz ve emansiz cin ve insî düsmanlari onun çelik gibi metin kalelerine ve elmas kiliç gibi kuvvetli hüccetlerine mukabele edemediklerinden çok gizli desiseler ve hafî vasitalarla, haberleri olmadan yazanlarin sevklerini kirmak ve fütur vermek ve yazidan vazgeçirmek cihetinde seytancasina hücum edip darbe vuruyorlar. Hususan burada ihtiyaç pek çok ve yazicilar çok az ve düsmanlar çok dikkatli, kismen talebeler mukavemetsiz oldugundan, bu memleketi o Nurlardan bir derece mahrum ediyor.