2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: Ölüm

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Ölüm

    Nietzsche’nin ölüm konusundaki görüşleri de, aynen kendisinin ruh yapısı gibi çılgın
    bir karakteristiğe sahiptir. Ona göre, ölümün yaşama karşıt olduğu gerçek değildir.
    Yaşayanlar ölülerin bir türünden ibarettir ve çok ender bir türdür.1560 Nietzsche’ye göre,
    insan, her zaman ölüm okyanusuyla çevrelemiş olmasına rağmen varlığını ne kadar göz ardı
    etmeyi denese de, bu sesiz yolculuk arkadaşı yol boyunca gölge gibi insanın peşindedir.1561

    Yine Nietzsche başka bir eserinde ölümü, kemale eren, olgunlaşan her şey ölmek ister.
    Yaşamak isteyen ham olandır diye tanımlar.1562 Buda Nietzsche’nin, her ne kadar ölümü
    istemezse de, sonuçta insanın bedenen tükenip yok olacağına olan inancını göstermektedir.
    Martin Heidegger (ö. 1976.)’e göre ölüm, uzak bir gelecekte insanı tekleyen bir şey
    değil, insanın doğumunda dünyaya kendisiyle beraber getirdiği bir gerçektir. İnsan yaşamının
    her adımında ölümle karşılaşır. Bir ayağı sürekli olarak ölüm vadisine saplıdır. İnsan yaşamı
    hiçlik uçurumunun eşeğinde sallantıda durur ve her an ona geri dönebilir.1563 Onun için ölüm
    her ne kadar kendisini görünürde yaşamın dışında sergilese de, aslında yaşamın içindedir.
    Aslında Batılıların ölüm konusundaki görüşleri kendi içyüzlerinin ortaya çıkma
    korkusudur. Yâni onlar, ölümün soğukluğuna karşı duydukları endişe ve korku psikolojisi
    içerisinde ölümü sorgulamaktadırlar. Çünkü ölüm, insanın iç yüzünü kendisine gösteren en iyi
    bir ayna pozisyonundadır.1564
    Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, düşünce tarihinde Yaratıcıya olan sevgilerinden
    dolayı ölüme arzu, özlem ve iç huzuruyla bakan tek düşünce ve eylem ekolü sûfîler olmuştur.
    Onlar, ölümü, insan denen mahlukun Yaratıcı tarafından yıkılması taşıdığı her şeyin yok
    olması olarak bakmamışlardır. Ölüm, ancak bir takım bağların çözülmesidir. Bu çözülme ile
    Hakk, insanın gerçek benliğini kendisine çeker. Onun için kaybolma diye bir şey yoktur.1565

    Sûfî devamlı ölümü hatırlar, çünkü onlar, Hz. Peygamberin : “lezzetleri yok eden
    ölümü çok hatırlayın”
    1566 sözünü gönüllerine nakşetmişlerdir. Kuddûsî, bu hadisi şöyle ifade
    etmektedir: Ölümü çok zikir eden dünyaya bakmak istemez, çünkü Fahr-i alem Efendisi,
    insanlara, “ölümü çok zikredin” buyurmuştur.1567 Bundan dolayı, sûfî için ölüm, Sevgiliyle
    buluşma zamanıdır. Seven, sevgili ile buluşacağı günü, anı, hatırında devamlı tutar. Hatta
    ölümün geç gelmesine üzülür. Bir an önce bu dünyadan kurtulup Allah’a dönmeyi diler.1568

    İşte sûfîlere göre, gerçek sevgi sayesinde teslim ve rıza makamına yükselen budur. Kuddûsî
    bu durumu şöyle ifade eder:

    Nefsini ehl-i kubûrdan eyle ‘add Kuddûsîyâ
    Çünki olmaz kul velî ölmezden evvel ölmeden
    .1569


    Onun için ölüme, bedeni terk etme fenomeni olarak bakılabiliriz. İnsan, ruhtan önce
    bedeni görüp sevdiği, bir yerde bedene taparcasına bağlandığı için, ölümü “yok” olma
    zannederek feryat eder. Kendi bedenini ruhunun bineği sayan sûfîler, ölümü binek değiştirme
    olgusu olarak kabul etmişlerdir. Eğer kişi de iç aydınlığı başlayıp, gönül İlâhî lutuflarla
    gıdalanırsa, ölüme aşık olunmuştur. Ve bu da insanın bir daha karanlığa düşmemesi demektir.




    1540 Kuddûsî, Pendname-i Kuddûsî, vr. 205b.
    1541 Kuddûsî, Nasaih-i Kuddûsî, vr. 205a.
    1542 İbn Manzür, Lisan’l-Arab, II. 90-94.
    1543 Leon R. Kass, “Deat is an Event” Death and Pying, (ed. David L. Bender an Richard Hagen), New York
    1980, s. 55.
    1544 Ömer Nasuhi Bilmen, Dini ve Felsefi Ahlâk Lugatçesi, Bilmen Yay., İst. 1967, s. 124.

    1545 er-Râzî, et-Tefsîru’l-Kebîr, XXVI, 284; Jane I. Smith, “The Understanding of Nafs and Ruh in Contemprary
    Muslim Considerations of The Nature of Sleep and Death, The Muslim Word, vol. LXIX, no. 3, July 1979, s.
    154.
    1546 Suad el- Hakim, el-Mücemu’s-Süfi, El-Hikmetü’ fi Hudüdi’l- Kelime, Beyrut 1981, s. 1028.
    1547 İbrahim Düzen, Aziz Nesefi’ye göre Allah, Kainat ve İnsan, Furkan Yay., İst. 2000, s. 212.

    1548 İbnü’l- Arabi, Fütühat, IV, 290.
    1549 Al-i İmran, 3/185.

    1550 Gazzâlî, İhyâ, IV, 489.
    1551 Buhârî, V, 2358; Tirmizî, IV, 567; İbn Mâce, II; 1378.

    1552 Tasavvuf literatüründe sıkça kullanılan bu sözün tahrici hakkında Bk. Ahmet Yıldırım, Tasavvufun Temel
    Öğretilerinin Hadislerdeki Dayanakları, TDVY, Ankara 2000, ss. 262-263.

    1553 Ankaravî, age., s. 118.
    1554 Graham Parkes, Ölüm ve Ayrılma, (Ölüm ve Felsefe’nin içinde ) çev. Nur Küçük, İthaki Yay., İst. 2006,
    s.165-166.
    1555 Buhârî, V, 2358; Tirmizî, IV, 567; İbn Mâce, II, 1378.

    1556 Parkes, agm, s. 168.
    1557 Bardo Thödol, The Tibeton Book of the Dead (trans, A.F. Thurman), The Aquarian Press, London 1994, s.
    32.
    1558 Michel de Montaigne, The Complete Essays of Montaigne, (ed. Donald Frame) Stan Ford Üniversity Press,
    Stanford 1958, s. 20.
    1559 Montaingne, age, s. 20.
    1560 Friedrich Nietzsche, The Gay Science (çev. Wolter Loufmann), vingtage Books, New York 1974, s. 109.
    (Türkçe’si Şen Bilim )

    1561 Aynı eser, s. 278.

    1562 Nietzsche, Böyle Buyurdu Zerdüşt, s. 346.
    1563 Parkes, agm, s. 181.
    1564 Mevlânâ, Mesnevî, III, 3442-3447.
    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: Ölüm

    Ölüm

    Ölüm, hayatın zıddı, bitme-tükenmek, hissiz kalmak, derûnî uyku, bir şeyden kuvvetin
    gitmesi,1542 geçmek, aşmak, sönmek,1543 hayvani kuvvetin yok olması ve ruhun bedenden
    kurtuluşu anlamlarına gelmektedir.1544 Ölüm, ruhun bedenle tamamen ilişkisini kesme
    halidir.1545
    Sûfî terminolojisinde ölüm, dost olan Hakk’ı müşahede etmektir. Ölümden söz etmek,
    bütün düşünce gruplarına acı, hüzün, keder verip, psikolojisini altüst ederken, ölüm sadece
    sûfîlere tatlı gelen bir gerçektir. Onlar, Allah’a olan sevgilerinden dolayı ölüme arzu ve özlem
    ile ve iç huzuruyla bakan tek düşünce ve eylem ekolüdür.1546 Sûfîler ölümü, beden ve diğer
    tüm ağyar bağlarından kurtulup Mutlak Yaratıcı’ya vuslat, kavuşma olarak görmüşlerdir. Aziz
    Nesefî’ye göre ölüm, hayatın zıddıdır. Hayat insanın şuurlu ve idrak olması ise, ölüm,
    şuursuzluk ve idraksizliktir.1547
    Sûfî için ölüm, dünya konağından âhiret yurduna gitmektir. Yoksa canlılığın yok
    olması değildir.1548
    Allah’ın, “Her nefis ölümü tadacaktır”1549 emri gereğince ölüm fenomeni, her varlıkta,
    kiminde his, kiminde fikir olarak mevcuttur. Aynı şekilde “Allah öleceklerin ölümleri anında,
    ölmeyeceklerin de uykuları sırasında ruhlarını alır” âyeti de ölümün, ruhun bedenle tamamen
    ilişkisini kesme halidir. Yâni, uyku, gayb aleminin perdesini bir anlık da olsa kaldırdığı için
    ölüme benzetilmiş ve ona “ölümün kardeşi” denilmiştir. Fakat gayb aleminin perdesini
    tamamen kaldıran sadece ölümdür.1550
    Sûfî için, önemli olan ölümü gerçek manada anlamak ve anmaktır. Sûfînin hayatına
    yön veren, onun için ölümü ve yaşamı anlamlı kılan Hz. Peygamber (s.)’den gelen: “Dünyada
    garib veya yolcu imişçesine yaşa. Kendini kabir ehlinden say”1551 emridir. Bu hadis, sûfînin,
    dünyada garib olmayı, kendini her zaman kabir ehlinden saymayı, “ölmeden önce ölmeyi”1552
    ve âhiret için gerekli tedbirleri anmayı öngörür.1553
    Ölüm olgusu ilk insanın varlığından beri, insanın üzerinde sıklıkla düşünmeye sevk
    etmiştir. Her insan, her düşünce ekolü ölüm gerçeği üzerinde fikir yürütmüştür. Örneğin,
    Sokrates’in felsefi girişimi ölme alıştırması diye nitelendirmesi, ölüm fenomeninin Batı
    geleneğindeki en belli başlı anlaşılma biçimlerinden birini özetler. Bu anlayışta, ölüm
    olgusunun can yakıcılığından kaçmak için, daha ölmeden bedenimle ilişkimi kopararak
    dünyaya ölürüm, böylece fiziksel ölüm geldiğinde onu karşılamak için, daha artık evde
    olamam.1554 Sokrates’in ölüme bu bakış düşüncesi belki de sûfîlerin “ölmeden önce
    ölürüz”1555 ilkesine yaklaşmaktadır. Fakat bu düşünce onların, ölümün aşılmasını içeren
    düşüncelerini oltaya koymaktadır, yoksa sûfîlerdeki vuslat arzusu benzeri bir anlayışı
    vermemektedir.
    Budist felsefede “varoluşun üç karakteristiğinden biri geçiciliktir ki bu, bütün Budist
    geleneğinde yinelenen bir düşüncedir. Onlara göre, tüm varoluş öğeleri geçicidir. Tüm
    varoluş, bir başlangıç ve her anda bitimsiz bir belirleme ve yok olma yaratılma ve ortadan
    kalkma, doğma ve zamanla ölüp gitme döngüsü olarak anlaşılır.1556
    Budistlere göre ölümde yaşam, yaşamda da ölüm vardır. Bu, insan tarafından bilerek
    tasarlanmış değildir. Darma/kozmik yasa tarafından doğal olarak gerçekleştirilir.1557
    Batı’da ölüm hakkında en farklı görüşler Michel de Montaigne(ö. 1592) tarafından
    ortaya atılmıştır. O felsefe yapmayı, ölümü öğrenmek olarak görmüştür. Ona göre ölüm, insan
    yaratılışının koşuludur, bir parçasıdır. İnsanın ölümden kaçması, “benliğinden” kaçması
    demektir. İnsanın sahip olduğu varlığı, ölüm ile yaşam arasında iki eşit parçaya bölünmüştür.
    İnsan yaşamının işi sürekli ölümü inşa etmektir. İnsan, yaşarken ölümledir, yâni yaşıyorken
    ölmektedir.1558
    Montaingne, ölümün yaratıcılığından kurtulmak için çaba harcamaktadır. Yâni, bir
    yerde vedasını eden Montaingne, insan yaşamını ve bu dünyayı yeni bir ışık altında
    görebilmektedir. Henüz hayattayken, ölüm sonrası bir haz yaşar. Ona göre, ölüm, insan
    zihninde sürekli olmalıdır. Her an ölüm tüm cepheleriyle imgelemeye resmedilmelidir. Ona
    göre, ölümün ne zaman, nerede geleceği belli olmadığı için, insan her an onu beklemelidir.
    Ölümü önceden düşünmek özgürlüğünü önceden tasarlamaktır. Nasıl öleceğini öğrenmiş
    olan, nasıl köle olacağını zihninden isteyerek silmiştir. Nasıl öleceğini bilmek insanı her tür
    bağımlılık ve kısıtlamadan kurtarır.1559
    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

Benzer Konular

  1. Gerçek Ölüm ve Görünen Ölüm
    By Konyevi Nisa in forum Ölüm
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 14.11.09, 11:58
  2. Ölüm ve Ölüm Ötesine Hazırlık
    By SiLa in forum Ahiret ve Kıyamet
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 19.10.08, 12:29
  3. Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 13.07.08, 16:24
  4. Ölüm Nedir? İslamda Ölüm
    By SiLa in forum Ölüm
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 12.07.08, 11:26
  5. ölüm var ölüm kıl namazı, kıl gülüm...
    By Konyevi Nisa in forum Namaz ve Abdest
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 06.06.08, 14:51

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •