5 sonuçtan 1 ile 5 arası

Konu: Uzletin Amacı ve Şartları

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Uzletin Amacı ve Şartları

    Kuddûsî’ye göre insanlar üç amaçla uzleti tercih ederler; birinci grup; insanların
    kötülüklerinden dolayı insanlardan uzaklaşmışlardır, ikinci grup ise; insanları kendi
    kötülüklerinden korumak için insanlardan uzaklaşmışlardır. Tabiî ki ikinci grup birinci grup
    insandan daha üstündür. Üçüncü grup insanlar ise; Allah ile beraber olmayı O’nunla
    bütünleşmeyi tercih ettiklerinden dolayı uzlet ile yaşarlar. İşte bu grup insan topluluk içinde
    uzleti gerçekleştirdikleri için, bunlar Allah’ın erleridirler. Ama en yüce uzlet, uzlet içinde
    uzlet yaşamaktır. Bu da sûfînin hâlvete girmesidir.775 Sûfî Allah’a kavuşmak için kalbini
    tamamen varlıktan arındırdıktan sonra, Allah’la bütünleşmeyi, iç dünyasında Mutlak
    Yaratıcı’nın birliğini bilmektir. Yoksa arzularına uyarak bu asil hedefini kaybedebilir.

    Tefekkürle olur hâsıl gönülde ma’rifet nûru
    Bilûr ol nûr ile ârif heman Cebbârı uzletde

    Be- küllü fitnenin başı avâm-ı mâsa hultatdır
    Bulur sâlik gönül emrazına tımârı uzletde

    Zemâne hâlkının yok ekserinde zikr-i Hakk şagli
    Birâder it hemân sen rûz u şeb ezkârı uzletde

    Nasihat eylese düşmân olup hem mevtîn isterler
    Karışma onlara it zikr ü istiğfârı uzletde

    İden nâs ile istînâs olur müflis dimişler bil
    Geçüb bu kâr-ı beden bulagör hoş kârı uzletde

    Hırâ dağında Hz. peygamber(s) ederdi uzlet ahyânen
    Gelip Cibril ona bildirdi pes esrârı uzletde

    Ferâgat eyle Kuddûsî hâlâ’ik ile sohbetten
    Özine ihtiyâr it sohbet-i Settâr’ı uzletde776


    Kuddûsî’nin tasavvufî insan tiplemesinde “Hüdâ ehli/aşk insanı uzlet esnasında
    Hakk ile alış-veriş içindedir. O bütün herkesle ilişkisini kesip Hakk ile tenhada yalnız bir
    şekilde777 zikir ve tefekkür ile bir iletişim bir alış-veriş yapmaktadır. Tanrı ile baş başa kalan
    kul gönlü tüm ağyârdan temizledikten sonra huzurlu bir gönül ile zihni, Allah düşüncesi
    üzerinde yoğunlaştırmaya yardımcı olan bir fenomendir.778 Duyu organlarının dış

    dünya/ağyâr ile ilişkisini kesip, gönül duygularının kapısını açmak uzletin gereklerindendir.
    Kuddûsî’ye göre uzlet, ruhî donanım ameliyesinin aynısıdır. Uzletle, sûfî kendi
    benliğini eriterek Hakk’ın zatından aydınlanmaktadır. O tefekkürle ma’rifet nurunu gönlünde
    canlandırarak, Hakk’ın benliğiyle gelişip olgunlaşır.779 Uzlet kulun bütün varlıkla ilişkisini
    kesmesi değil, bozulmuş olan gönüllerin bulaşıcı kötülüklerinden uzak, yaratıcıyla beraber
    kendi mahiyetini keşf etmeye çalışmaktır. Bunaltıcı ağyâr söz ve fiillerden kendini Hakk’ın
    engin merhamet ve şefkatine teslim ederek sûfînin kendisini yeniden hazırlamaya terk
    etmesidir.
    Kuddûsî için zikir meclisleri uzlet yerleridir. Çünkü sûfî gece gündüz O’nunla
    beraberdir. O meclisler de sürekli Hakk vaat ettiği için, sûfî uzleti yerine getirmiştir. Sûfî
    yığınlar içinde rabbi ile yalnızlığı arar. Hakka meclislerinde bu yalnızlık söz konusu değildir.
    O sürekli kendini anlayabilecek, sırrını paylaşabilecek bir dostun arayışı içindedir.
    Kuddûsî’nin şiirlerinde kendisi insan kitlesi içinde yaşamasına rağmen, bir yalnızlık içinde
    yaşamaktadır.
    Sûfî, eğer kendisine Allah’ın ruiyetini hatırlatacak konuşmasıyla kişiyi yaratıcısına
    yaklaştıracak birini bulamadığı zaman780 kalabalıklar içinde de olsa kendini onlardan “yalnız”
    fakat Allah’la beraber hissedecektir. Allah’tan uzak yaşayan bu tip insanlar Kuddûsî’ye göre
    Allah’ı anmaktan/ zikretmekten uzak oldukları için bunlar sûfîyi onlara karşı yalnızlık içine
    düşürmektedirler. İşte sûfî hakkâ karşı gafil olmamak için, O’nu sürekli hatırda tutmak için,
    kendisini Yaratıcısından uzak tutmaya sebep olan her şeyden uzaklaşarak, Rabb’ı ile beraber
    olması için onu devamlı hatırlamalıdır.
    Kuddûsî’nin düşüncesinde uzlet, bir hazırlık aşaması olup, psikolojik olarak
    mükemmelliğe ulaştıktan sonra, insanların içine karışarak onlar için faydalı şeyler yapma
    sürecidir. Kuddûsî’ye göre, uzletle fikrî ve ruhsal olarak tam olgunlaşmış olan sûfî, kendini
    bulma/bilme sürecinde insanlara faydalı olacağı yere zararı dokunur. Onun için uzlet kişiyi
    Allah’tan uzaklaştıracak her türlü eylem ve sözden uzak durarak, Allah ile yapılan en tatlı
    sohbettir. O sohbet ve diyalog sûfîyi Allah’ın ahlâkıyla ahlâklanmaya götürür.

    774 Kuddûsî, Hazinetü’l-Esrâr, vr., 224b.
    775 Kuddûsî, Dîvân, s.113.
    776 Kuddûsî, Dîvân, s.181.
    777 Asım Efendi, Kâmûs Tercümesi, Matça-i Osmaniye, İstanbul, 1304–1305, III, 805.

    778 Necmüddîn-î Kübrâ, Tasavvufî Hayatı: Usûlü Aşere Risâle ile’l-Hâim, Fevâihu’l-Cemâl, çev. Mustafa Kara,
    Dergah Yay., İstanbul, 1980, s.76.

    779 Schimmel, Cavidname, s.96.
    780 Mekkî, age, II, 131.
    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: Uzletin Amacı ve Şartları

    Kötü ahlâkın kaynağı olan ve insanı sürekli çirkin yönlere çekerek devamlı mâsîva
    peşinde koşturan nefs köpeğidir. O dünyalık için sağa sola saldırmaktan/havlamaktan başka
    işi yoktur. Nefsini ve Rabb’ini tanımayan kişi de nefs itine uyarak köpek gibi âşık ve âriflere
    saldırır. Bu saldırgan nefis köpeğini kontrol etmek için, bir mürşide/kâmil insana ihtiyaç
    vardır. Eğer bu köpek tam olarak eğitilirse kişi insan-ı kâmil sıfatını kazanır.
    Nefs aynı zamanda insana zarar veren, gönül içinde ejderhâlar yutan evran, yılan
    gibidir. Bu yılan, sakınmayanları yutar. Sûfîlere kulak vermeyenlerin gönülleri dardır ve
    nefisleri de yılan doludur. Aynı zaman da madde/mâsîva yedi başlı ejderhaya benzetilir.
    Kendine el uzatanın elini sokar. Dünyayı seven insanlarda yılan gibi dünya için birbirlerini
    sokarlar. Onlar mal için birbirlerini aldatan birbirleriyle mücadele ve çatışma içinde olan
    kişilerdir.
    Bazı insanlar da maymun iştahlıdır. Dünyaya karşı gözleri doymaz, devamlı

    dünyayı isterler. Aynı zamanda maymun yüzlüdürler. Yâni münafık, ikiyüzlü insanlardır.
    Hakk’tan uzak aşktan da bi haberdirler.


    Ehli dünya denmez ana kim helal malı ola
    Etmeye hakka muhabbet hem ona ihsanı bol768


    Fakat Kuddûsî tüm bunlara karşılık, helâl yoldan mal kazanan kişilerin ehl-i dünya
    olarak nitelendirmenin doğru olmayacağını söyler. Eğer bunların gönül dünyasında mâsîvaya
    bağlılık yoksa bu kişiler dünya için çalışan değil, Allah için olan kimselerdir.
    Kuddûsî’ye göre ilk dönem sûfîleri için uzlet, hâlkın içine karışmadan yaşamak
    mümkün görünüyorsa da, günümüzde ise, sûfînin güvende olması için ancak makâm arzusunu
    terk etmesi, kendi benliğini yok etmesi, kendi nefsini öne çıkaracak eylemlerden uzak
    durması ve hatta (Kuddûsî burada Melâmî düşüncesini öne çıkararak) sûfînin kendisini hâlkın
    gözünden düşürecek bazı mubah işleri yapması gerekmektedir. 769

    Atâullah İskenderî (ö.1309) gibi bazı sûfîler, uzleti, kalbin ilacı olarak
    görmüşlerdir. Onlar uzlet kadar sûfînin gönül dünyasını aşk, tefekkür ve zikirle aydınlatan
    başka bir eylemin olmadığı görüşündedirler. Sûfîlere, kişinin tefekkür dünyasına yâni kendini
    bulmak için derin düşüncelere dalması için, Tanrısıyla baş başa kalıp feyizlenmesi ancak uzlet
    sayesinde gerçekleşir.770 Bu da bize uzletin yalnızlık gibi bir kavramla açıklamanın ne kadar
    yanlış olduğunu göstermektedir.
    Kuddûsî, tasavvuf anlayışında uzletin, insanı kendi yaratıcısına teslimiyeti
    konusunun da birçok faydası olduğunu söylemektedir. Uzlet, sûfînin Tanrı’ya vuslattaki arzu
    ve gayretini sürekli kılar. Hâlkla birlikte olduğu zaman bu istek ve arzu dağılır. Çünkü İsa(s)
    da, ağyârla meşgul olan insanlarla oturmayı “ölülerle karşılıklı oturmayınız ki kalpleriniz
    ölmesin” sözleriyle mâsîvayı arzulayan kimseleri kastetmektedir.771


    Hudâ ehli Hudâsı ile eder pâzâr-ı uzlette
    Huzûr-i kalb ile diden sürer ağyârı uzlette

    Tefekkürle olur hâsıl gönülden ma’rifet nûru
    Bilür ol nûr ile ârif hem Cebbâr-ı zlette

    Bi küllî fitnenin başı avâm-ı nâsa hultattır.
    Bulur sâlik gönül amrâzına timârı uzlette

    Hirâ dağında Hz. peygamber ederdi uzlet ahyânen
    Gelûp Cibril ana bildirdi pes esrâr-ı uzlette.
    772


    Kuddûsî’nin anlayışında, Hakk ile halk arasındaki en samimi, en içtenlikli alışveriş

    uzlette yapılan alışverıştir. Bu pazar kurulduğunda, kul, benliğinin bütün alıcılarını Hakk’a
    yöneltmiştir. Kendi kişiliğini oluşturacak olan ana kumanda merkezi konumundaki kalb,
    Hakk’ın dışındaki bütün ağyâra tamamen kapalı bir hale gelir. Kul uzlet esnasında Rabbi ile
    baş başa kalarak ve en derûnî düşüncelere dalarak, O’nun o eşsiz kudretini idrak eder. Bu
    şünceler sonucunda, O’nu bilmek, tanımak bilgisine ulaşır; ana kumanda merkezi kalb bu
    bilgiyle aydınlanır. Sûfî, uzletle fitnelerin nedeni olan ağyârdan bütünüyle soyutlanır. Kalbe
    gelebilecek bütün hastalıklar uzletle tedaviye alınır ve tüm hastalıklar kalbin aydınlanmasıyla
    yok edilir. Artık uzlet, sûfî için İlâhî sırların açıldığı ân’lardır.
    Sosyolojik olarak hâlktan uzak yaşamanın mümkün olmadığını belirten Kuddûsî,
    sûfînin insanların Allah’ı anmaktan engelleyici sözlerinden uzlet/uzak durması gerektiğini
    vurgular. Önemli olan kalbin Allah dışındaki şeylerden/nesnelerden irtibatını kesmektir. Fakat
    sûfî için önemli olan gerçek şudur ki, onlar mâsîvadan ne zaman uzak durup, Tanrı ile baş

    başa kalmışlarsa gerçek mutluluk ve huzuru o zaman yakalamışlardır. Onlar için en güvenilir
    ve tercih edileni Allah ile beraber olmaktır.773

    Kuddûsî’nin tasavvufî felsefesinde, önemli olan kalbin Allah dışındaki her şeyden
    uzak durmasıdır. Yoksa öyle insanlar vardır ki, uzlet adına insanlardan uzak yaşarken, ne
    yazık ki kalbi dünyası bu ayrılığın dışındadır. Onun için burada önemli olan sûfînin iç
    dünyasında Rabb’i ile bütünlük sağlamasıdır.774




    768 Kuddûsî, Dîvân, s.105.
    769 Kuddûsî, Hazinetü’l-Esrar, vr., 224a.
    770 Bk. Atâullah İskenderî, Ebu’l-Abbas Tacûddin Ahmed b. Muhammed b. Abdülkerim b. Alâullah (1309), el-
    Hikemü’l-Atâiyye
    , Kahire (Bulak), 1868.
    771 Kuddûsî, Hazinetü’l-Esrar, vr., 224a
    772 Aynı eser, vr. 225b.

    773 Kuddûsî, Dîvân, s.105.
    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: Uzletin Amacı ve Şartları

    Kuddûsî, sûfînin uzlet etmek istediği kişileri saydıktan sonra ehl-i zikir ile
    muhabbet etmesini tavsiye ederek, onların sohbetlerinin tamamıyla Hakk’la ilgili olduğunu
    ifâde eder. Öte yandan inkâr edenlerin saldırılarına karşı da, sûfînin onlara zarar vermemesini
    ister. Belki bir gün sûfînin yaktığı ışık onların kalplerine sızabilir.

    Uzlet et nâsdan birâder tut nefsi olma cehûl
    ılur ehl-i sülûka uzlet etmek ile yol

    Nâs ile ülfet eden olur kıyamet müflisi
    Sözümü tut gel kerem kıl neshumu eyle kabul

    Uzlet ehli sohbet eyler, rûz u şeb Mevla ile
    Buldu uzlette erenler bahri irfâna vusûl

    Çün Hirâ Dağında uzlet eyledi Şâhı Resûl
    İndi Kur’ân nâzil oldu hakka anı kıldı Resûl

    Kaç heman tenhâ yere nâsa karışma ol aziz
    İştigâl et zikre mezkûru gönül kasrında bul760

    Kuddûsî’ye göre uzlet, sülûka giren sûfînin en çok yol alacağı makâmdır. Uzlet ile
    sûfîye bu yol daha kolay açılır. Ona göre, uzletin aslı insanlardan fizikî bir ayrılık kopuş
    değildir. Tanrıyı unutturan, yâni, O’nu anmayı unutturan başta insan olmak üzere bütün
    eşyâdan uzak durmayı gerektiren bir gerçektir. Allah’ı bir ân bile unutturan varlıklardan uzak
    durmamak, kişiyi, âhirette, O’ndan uzak durmaya götürür. Bu, onun için bütün varlığın iflası
    anlamına gelir. Uzaklaşmanın nedeni, uzleti hedefleyen sûfînin devamlı Allah ile olan
    diyalogundan kaynaklanmaktadır. O bedensel bir kopukluğu değil, düşünsel ve ruhsal bir
    ayrılığın içinde olmalıdır. Bu ayrılık, sûfîye kendini keşfetme, gerçek bilgi olan ma’rifeti
    hakkıyla bilme bilgisine götürerek, sûfîye kendini aşıp, varlığı çözme kuvvetini bularak,
    yaratıcıya kavuşma bilgisini kazandıracaktır.761
    Uzletin sûfî için vergisi, kârı ve önemi, Hz. peygamber(s)’in Hz. peygamberlik
    görevini almadan önce Hira dağındaki hazırlık dönemine benzemektedir. Hz. peygamber(s)
    Hira’da baş başa kalarak kalbi donanımını tamamladıktan sonra Hz. peygamberlik görevi gibi
    zor ve çetin bir görevi üstlenmeyi başarabilmiştir. Sûfî, Hakk’tan uzak yaşamamak için bir
    mücadele içindedir. O uzleti gönül dünyasında yaşarken rabbini burada bulmuştur. Onun için
    uzlet yalnızlık değil; Hakk’ı bilmek ve tanımak için önemli bir makâmdır. Uzlet bir tefekkür,
    bir düşünme ameliyesidir. Sûfînin kendini bilme, kendini tanıma ve rabbine giden yolun
    önemli bir kilometre taşıdır.
    Kuddûsî, uzleti, aynı zamanda tefekkürün bir hazırlık alanı olarak görür. Hakk’ı,
    varlıkları ve varlıkların yaratılış amaçlarını düşünmek ve bu konuda beyni yorarak tefekkür
    etmek uzletle gerçekleşen bir durumdur. Tefekkürün sonucunda gönlün imarı tamamlanmış
    olur.762
    Uzletin bir amacı da kalpleri ölmüş olan insanlarla bir arada olmamaktır. Onların
    bu özelliği diri kalpleri de olumsuz yönde etkiler.
    Kuddûsî’nin anlayışında uzlet, hâlka karışmaktan kaçınmak, onların Hakk’tan
    gayrı kelamlarını, kalbe zarar vereceğinden dolayı dinlememek, bu tür insanlarla
    oturmamaktır. Bu insanın imanını ve tevhîdinî pekiştirir.763 Kuddûsî bu konudaki düşüncesini
    şu şekilde özetlemektedir: “insanın yalnız başına oturması, kötü bir tolulukta bulunmasından
    hayırlıdır. Hayırlı bir mecliste oturmak ise, insanın yalnız başına oturmasından daha
    faydalıdır.”764
    Kuddûsî’ye göre, insanlar, üç nedenden dolayı uzleti tercih ederler; birincisi;
    insanlardan gelebilecek her türlü söz ve eylemlerden dolayı uzlete girmektir, ikincisi;
    insanları kendi şerrinden/kötülüklerinden insanları güvenilir kılmak için uzlet yapmak gerekir.
    Kendi kötülüklerinden dolayı insanlardan çekilmek en önemli uzlettir. Diğerleri de, Allah’la
    sohbet yapmak için uzleti, yâni, kendi ruhları ve gönülleriyle yalnızlığı tercih etmişlerdir. Bu
    aşamaların sonunda sûfî toplum içinde yaşayarak uzleti gerçekleştirir.765 En yüce uzlet, uzlet
    içinde uzleti yaşamaktır. Bu da sûfîlerin hâlvetidir.
    Kişiyi uzlete sevk eden etkenlerin başında insanların saldırgan hayvanlar gibi
    farklı özellikler ve istekler ortaya koymak gelmektedir.

    Kimi hınzır kimi kaplan suretinde kapıser
    Kimi yılan kimi maymun kimi kelb kimi gü

    Ehli dünya türlü surette gelirler mahşere
    Ehli Hakk’tan sureti tebdil okunmaz bilmiş ol766

    Kuddûsî’ye göre, hesap gününde Allah dostlarının dışında kalan diğer inanlar,
    dünya hayatında iken en çok ihtiraslı oldukları konum üzere haşr olunacaklardır. Yâni,
    insanlar içlerindeki hayvani arzulara göre şekil alıp hesap vereceklerdir. Açıkçası nefisleri
    onlar için hangi hayvanî arzuyu ortaya koymuş ise, onlarda o arzuyu taşıyan hayvanın şekline
    girecektir. Kuddûsî nefsanî arzuları değişik hayvan metaforlarıyla açıklar. O
    dünyaya/mâsîvaya gönlünü açanları yılan, domuz, kaplan, maymun, köpek ve hortlak
    şeklinde sembolize eder. Gazâlî de bu konu da, insana, hırs ve şehvet domuzunu ve azap
    köpeğini eğitip hakimiyet altına almasını tavsiye eder. Yırtıcı hayvanlar, nefsin insanı
    darmadağın eden öldürücü, yok edici özellikleri gibidir. Seyr u sülûkta yolu tamamlamak için
    de insanın, yolları bilen ehil bir kılavuzla hareket etmesi kaçınılmazdır. Yoksa vuslat yolunda
    bu tür nefsanî arzulara yenik düşer. 767



    759 Kuddûsî, Dîvân, s. 81.
    760 Kuddûsî, Dîvân, s.105.
    761 Kuddûsî, Hazinetü’l- Esrâr, vr. 225a.
    762 Kuddûsî, Hazinetü’l-Esrar, vr. 224a
    763 Kuddûsî, Hazinetü’l-Esrâr, vr., 224b.
    764 Aynı eser, vr., 262a
    765 Aynı yer
    766 Kuddûsî, Dîvân, s.105.
    767 Gazâlî, Kimyâyı Saâdet, s.20.

  4. #4
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: Uzletin Amacı ve Şartları

    Kuddûsî, içinde yaşadığı toplumun ahlâkî durumunun portresini çizerken, bizi çok
    olumsuz tabloyla karşı karşıya bırakmaktadır. Dönem her yönüyle bir ahlâkî çöküntü
    içindedir. Fitnenin çoğaldığı, insanların birbirlerine karşı güvensiz ve merhametsiz olduğu,
    insanların ahlâken çöktüğünü, insanlar sadece bütün gayretlerini dünya ve maddeye
    harcadığını, ilminde artık şan şöhret için yapıldığını, insanların ilmi para hırsıyla kazanmaya
    çalıştığı, ölümü unuttuklarını, iyilik için insanların hiçbir harekette bulunmadıklarını, fakat
    şerr için hesapsızca para harcadıklarını, insanların birbirine karşı çok acımasız olduğunu,
    insanların hayırlı işlerden ziyade kötü işlere eğilim gösterdiğini, içki, sigara, esrar ve afyon
    gibi zararlı maddelerin çok tüketildiği; gençlerin kadınlara benzediği bütün bu sosyal ve
    ahlâkî marazanın bütün ülkede baş gösterdiğini belirtir. Bütün bu olumsuz, acı manzaraya
    karşın sûfînin, maddî olarak değil, manevî uzleti tercih etmesi gerektiğini söyler.

    Nâs ile ünsiyet eden çünki olur Hakk’tan cüdâ
    Hakk ile ünsiyet içündür bizim uzletimiz755


    Kuddûsî için uzlette amaç, Hakk ile ünsiyet kurmaktır. Yoksa gaye insanlardan
    uzaklaşmak değildir. İnsanlarla yapılan ünsiyet/yakınlık, âşık sûfîyi Allah’tan uzaklaştırır.
    İnsanlarla sürekli kaynaşan kişinin kalp dünyasında huzur varlığı söz konusu değildir. Kalpte
    huzurun devamlılığı için hâlvet ve vahdet gereklidir. Âşıkın oltasına takılan sûfî mâsîvadan
    (Allah’tan başka her şeyden) ilişkisini kesip, Allah ile ülfet (ilişki) içerisine giren kişidir.
    Bundan dolayı Kuddûsî için uzlet, kalbe fayda veren en önemli ritüeldir.756


    Uzlette vahdet vahdette vuslat olmamak olmaz.
    Hultatda şöhret, şöhrette afet olmamak olmaz.757


    Kuddûsî’ye göre, uzlet, vahdete ulaşmak içindir. Vahdet de, Ma’şûka vuslat
    amacıyla yerine getirilir. Sûfî, fenâdan sonra bekâ ile insanların içine karıştı mı bundan
    kendine bir pay çıkarması lazımdır.

    Esrarı çoktur nâstan firarın eyle istihfâ
    Ülfette kesret kesrette rahmet olmamak olmaz

    Zâkir huzûru tenhâda bulur zikr u fikrinden
    Hâlvette rikkat rikkatte savfet olmamak olmaz758


    Kuddûsî, uzletle insanlardan uzak durmanın birçok sırrı ve uzletle Allah ile
    kaynaşmanın birçok hikmeti vardır. Onun için sûfî bu kaynaşmayı mükerrer hâle getirmeli, bu
    ülfetin sürekliliği Allah’ın esirgemesini kazanmak demektir. İnsanlarla oluşturulan yakınlık
    eğer Allah için değilse, sûfîyi Tanrı’dan uzaklaştırır. Bu da onun için en büyük
    sorumsuzluktur. Bundan da gam ve keder oluşur. Sûfî en büyük huzuru Allah ile yakın
    ilişkiye girdiği zaman tadar. O bu yakınlaşmada Allah’ı ve varlığı düşünerek Mâ’şukunu
    anarak onunla hemhâl olur, manen vuslata kavuşur.
    Sûfî, hâlvet ile yalnızlığını Allah ile paylaşırsa içinde merhamet tohumları
    filizlenir. Bu temasla Allah’dan mürîde İlâhî rahmet akar. Sûfî de İlâhî bir merhamet ve
    incelik oluşarak, onu her türlü ağyârdan tertemiz hâle getirir. Eğer sûfî bunun zıddına, insanı
    Tanrı’sından uzaklaştıran sohbetlerde bulunursa, o zaman gafiller gibi yâni, Allah’ı unutan
    insanlar gibi her türü dedikodunun içinde kendini bulur, diğerlerinden farksız bir kişilik
    kazanır.

    Ehl-i dünyadan ırâğ ol çok da etme iltifat
    Hâcetin miktarı söylemiş eyleme hiç ihtilât

    Ehl-i zikre et mehabbet çün celis Hakk anın
    Münkirin incinme kardeş ettiğine anhirât759


    Kuddûsî’ye göre, uzlette asıl gaye, nefsi yok bilmek, nefsin arzusunu eğitmek
    iken, buna karşılık diğer insanlara ve tüm varlığa karşı da, son derece tevâzu ve hoşgörülü
    olmak gerekir.
    Kuddûsî, sûfînin, maddeyi amaç edinen kişilerden uzak durmasını, onun dünya
    hakkındaki sohbetine katılmamasını istemektedir. Allah’ı inkâr eden, insanlardan uzak
    durmayı, onlarla aynı yerde bulunmamayı sûfîlere tavsiye eder. Aynı zamanda Kuddûsî ateist
    ile materyalist inananı bir görmektedir.
    Ayrıca Kuddûsî, âşık sûfîlerin, cahil sûfîlerden uzak durmalarını onlarla arkadaşlık
    kurmamalarını da ister. Fakat bunun yanında kâmil /olgun kişilere de çocuk gibi
    yapışmamalarını tavsiye eder.




    755 Kuddûsî, Dîvân, s.68.
    756 Kuddûsî, Hazinetü’l-Esrâr, vr. 224b
    757 Aynı eser, s.70.

    758 Kuddûsî, Dîvân, s. 70.
    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

  5. #5
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: Uzletin Amacı ve Şartları

    Uzletin Amacı ve Şartları

    Kuddûsî’nin anlayışında, uzlet, tenhaya, yalnızlığa çekilmek demek değildir.
    Uzletin en önemli şartı kişiyi Allah’ı unutturacak durumlardan kaçınmaktır. İrfan sahibi
    kişilerin sohbetlerinde bulunmak, onlarla bir arada bulunmaktır. Çünkü onların
    meclislerinde/oturmalarında yanlış şeyler konuşulmaz, yanlış kişilerle oturulmaz. Bunlar
    yerine getirildiği zaman uzlet amacına ulaşmış olur ve Hakk’a vuslatın engel perdeleri
    aralanmış olur. 747


    Uzlet eyle vahdet eyle kaç kamu’dan Hakk’a gel
    Çünkü hultat oldu ehlu’l-lâha yetmiş kat hicâb

    Uzlet, Allah ile Allah ehlinin pazar ettiği yerdir, zamandır. Orada iki dost arasında
    yapılan alışveriş ve âşık ile Mâ’şukun arasında sevgi akışı gerçekleşir.

    Hudâ ehli hüdâsıyla ider bâzârı uzletde
    Huzûr-ı kalb ile dilden sürer ağyârı uzlette748


    Kuddûsî’ye göre, uzletin önemli özelliklerinden birisi de, Allah’ın yarattıklarını,
    yâni, eşyâyı tefekkür etmektir. Eğer Rabb’ın sonsuz nuru üzerinde sâlik düşünürse, kalbine
    ma’rifetin nuru saçılır. Ve ârif bu nurla uzlette Rabbini tanır. Uzlet bir hazırlık aşamasıdır.
    Ruhun ve bedenin her türlü kirden arındığı bir aşamadır, bir makâkamdır. Bu aşamada Hz.
    peygamber(s.)’e yapılan manevî operasyon gibi bir işleme tabi tutulmak için hazırlama
    safhasıdır. Uzlet, sûfînin, Allah’ın: “Biz, kalbini açıp ferahlatmadık mı, ve üzerinden yükü
    kaldırmadık mı, o belini büken (yükü)”749
    emri gereği, saflama, temizleme gibi hamlık
    evresinden geçip kemâl özelliğini kazandığı andır.
    Bu hazırlık her düşüncede , her dinde varolan bir hazırlık sürecidir. Örneğin,
    Zerdüşt’te uzunca bir süre uzlette kaldıktan sonra bir aydınlama deneyimi yaşamış, Budist
    inanışa göre boşluk deneyimini geçirmiştir. Bu uzlet aşamasında Zerdüşt, mutlak değerlerin,
    görüşlerin, teorilerin içinin boş olduğunu anlamış ve bunların insana ait belli duygusal
    eğilimlerin veya güdülerin tatmini ve sahip olma hırsını perdeleyen birer kılıf olduğunu;
    değerlerin bunun için yok edildiğini, sözgelişi şehvetin nasıl kılıf değiştirip merhamet adını
    aldığını kavramıştır. Ve sonunda, kendine özgü tabiatı gereğince yolunu bulan bir kişi olarak,
    kendi değerlerinin yaratıcısı üstün insan doğmuştur.750

    Kuddûsî nasihat dinlemeyen insanların tavrına karşı kendini uzlete verdiğini ve
    uzletteki tefekkür atmosferiyle huzur bulduğunu söylemektedir.

    Niceler nâsdan kaçub uzlet idenler zikr içün
    Niceler hâlk içre kîl’u kâl ile eyler ferah751


    Asıl uzlet hâlktan uzaklaşarak koparak yapılan uzlet değil, kalbi Hakk ile bedeni
    hâlk ile beraber yapılan uzlettir. Kuddûsî’nin uzlet anlayışı, insanlardan kalbî bir kopuştan
    dolayı yerine getirilen bir yalnızlıktır. Ona göre, sûfînin vuslatında gönül ağy3ardan
    temizlenip, tüm masîvadan yalnızlaştırma durumuna getirilmedikçe, Yaratıcıyla hemhâl
    olmak imkansızdır.

    Bu hâlktan uzlet et Hakk’ı bulasın
    Ki hultat ile yol âsân olunmaz752


    Kuddûsî, uzlet konusunda, her ne kadar ömrünün son anlarında, kendi sosyal
    çevreden gelen sözlü baskılardan dolayı uzleti, hem maddî, hem de mânevî olarak yaşamışsa
    da, onun salık verdiği uzlet mânevî uzlettir. O dünyaya meyledenlerden, gafillerden, bid’at
    ehlinden ve hilebaz denilen dört sınıf insanlardan hem maddî, hem de mânevî uzleti tercih
    etmektedir. Sûfî bu insanlardan uzak durduğu vakit, Allah’a vuslatı erken gerçekleşir.

    Dört neferden uzlet eylersen bulursun tez murâd
    Ehl-i dünyâ ehl-i gaflet ehl-i bid’at hile bâz753


    Uzlet ettik gönlümüzde yok ise de hiç huzûr
    Ettiler hep ihtifâ ebrârımız ebdâlimiz754




    747 Kuddûsî, Dîvân, s.160.
    748 Kuddûsî, Dîvân, s.190.
    749 İnşirâh, 94/1-3.

    750 Nietzsche, Zerdüşt Böyle Buyurdu, s. 27.
    751 Aynı eser, s.218.

    752 A.e, s.60.
    753 Ae, s.65.
    754 Kuddûsî, Dîvân, s.67.
    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

Benzer Konular

  1. Hayatımızın amacı sadece daha iyi yaşamak mıdır?
    By Zümrüt in forum İman ve İslam
    Cevaplar: 6
    Son Mesaj: 11.01.11, 12:15
  2. Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 11.12.09, 19:07
  3. Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 25.07.09, 20:05
  4. Devlet planlama teşkilatı kuruluş tarihi ve amacı
    By SiLa in forum Kamu Yönetimi Ödev
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 13.10.08, 20:55
  5. Haccın şartları...
    By BuRaK in forum Hac Rehberi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 07.06.08, 01:43

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •