Sûfînin
Şahsiyet İnşâsında Tefekkürün Fonksiyonu
Derûnî Düşünmek
Tefekkür, dü
şünmek, derûnî olarak ve iç dünyaya dalarak düşünmek, hatırlamak,
hatırlatmak, meyl etmek, muhakeme yapmak, fikr etmek1190 anlamına gelen bir kelimedir.
Tefekkür, sadece İslâm sûfîlerin değil, Batılı düşünür ve psikiyatristlerin de
üzerinde durdukları önemli bir derin düşünce eylemidir.
Düşünce tarihinde hemen hemen her din ve her düşünce ekolu tefekkürü
tartışmıştır. Kimi tefekkürün gerekliliğinde, kimi de tefekkürün pratik yanında gereksiz kalışı
üzerinde dü
şüncelerini ortaya koymuştur.1191
Aristotales (m.ö.384-322)’ten günümüze kadar bir çok filozof tefekkürü
mutlulu
ğun anahtarı olarak kabul etmiştir.1192 Aristotales’e göre mutluluğun âlameti farikaları
ne olursa olsun, ki
şinin tefekküre dayalı bir yaşamdan bunların daha fazlasını elde eder.
Çünkü tefekküre dayalı bir eylem, sıradan pratik etkinliklere göre daha “sürekli” ve daha da
“kendine yeterlidir.”1193 Aynı zamanda, Aristoteles, pratik erdemlerle sürdürülen hayatın
mutlu bir yaşam olduğunu söyler. Fakat insan o yaşamı tefekküre işaret eden bir şey olarak
yaşamadıkça, doğru bir şekilde anlayıp, düzgün bir şekilde idrak etmesi mümkün değildir.
Ahlâkî açıdan erdemli olanlarda gerçek mutluluğun tefekkürde olduğunu
düşünmektedirler.1194 Tefekkürle sürdürülen bir hayat ideali, o hayatın anlamına yeni bir yön
verilmesini içerir. Ona göre insan, tefekküre dalarken, Tanrı’ının hikmetine katılmış olur;
fakat insan tefekküre dalarken yine de Tanrı’ya nazaran eksik kalır.1195 Burada verilmek
istenen düşünce, yaşama en derin değerini veren şeyin tefekkür olduğudur.1196
İ
nsanların düşüşünce yapısı ve dinî inanışları ne olursa olsun, eylemin temel taşı
olarak görülen tefekkür, tarih boyunca her dü
şünce ve inanıştaki insanı yönlendiren temel
etkenin hamuru olmuştur. Örneğin, manastır yaşamın ikinci özelliği olan tefekkür, en büyük
sevap olarak kabul edilir. Tefekkür kişinin düşüncelerini sürekli olarak Tanrı’nın bulunduğu
noktaya yöneltmesi ve yüreğinin, Tanrı’yı görmesini sağlayacak kadar temiz olmasını
sa
ğlaması zorunluluğudur. Amaç sürekli olarak Tanr’yı düşünmektir. Böyle bir amaç ve
inanış ile gelişen “benlik” teknolojisi oldukça berrak bir açılımla o kişiyi mutluluğa
taşıyacaktır.1197
Ayn
ı şekilde Blaise Pascal (ö.1662)’da, insanın düşünen bir saz olduğunu, elsiz
ayaksız bir insanın düşünülebileceğini; fakat düşüncesiz bir insanın düşünülemiyeceğini, eğer
böyle bir yaratık düşünülse, ancak bir taş ya da yırtıcı bir hayvan olabileceğini söyler.1198
Rene Descartes (ö.1650)’e göre ise, elsiz, ayaks
ız, bedensiz ve dünyasız bir insan
düşünülebilir, fakat düşüncesiz bir insan düşünmek mümkün değildir. Onun için, bütün özü
ve doğası düşünmek olan ve varolmak için hiçbir yere ihtiyacı bulunmayan ve maddî hiçbir
ş
eye bağlı olmayan bir cevherdir1199 Kişi, sürekli olarak düşüncelerini Yaratıcı’ya yöneltmek
zorunda olduğu için, tefekkür ile düşüncesinin fiilî akışını sürekli irdelemek durumundadır.
Dolayısıyla bu irdelemenin hedefi, Yaratıcı’ya yönelen düşünceler ile onun dışındaki
düşünceleri sürekli olarak birbirinden ayırmaya çalışmaktır. İçinde bulunan ân’a yönelik bu
sürekli ilgi, düşüncesiz eylemden çok farklı bir olgudur.1200
Sûfîler, terminolojik anlamda tefekkürü, iyi ve kötüyü alg
ılamaya yaratan
gönüldeki bilinçli aydınlama, ma’rifet ve hikmet bilgisini elde etmeye aracılık yapan ışık
olarak ele almışlardır. Sûfînin kavuşmak istediği bilgiye ulaşabilmesi için nesnelerin
anlamlarını idrak etmede kalbin faaliyete geçmesi ve muhakeme içinde bulunmasıdır. Gönül
dünyasının derûnî düşünce üretme ve aydınlanma ameliyesidir1201.
1186 Ahmet İnam, “Andelib-i Gûyâ’nın Yolculuğu Olarak Aşk”, Doğu Batı Düşünce Dergisi: Aşk ve Doğu, s.26,
Ankara, 2004, s.100–101.
1187
Kuddûsî, Dîvân, s.170.
1188
Aynı eser, s.171.
1189
A.e., s.177.
1190
İbn Manzûr, Lisanu’l-Arab, II, 1120; Cürcânî, Ta’rifât, s.43; Râgıb el-İsfehani, Mütedât, s.578; Komisyon,
el-Müncid, s.591.
1191
Michel Foucault, Benlik Teknolojileri, (Kendini Bilmek’in içinde), çev. Gül Çağalı Güven, Om Yay.,
İ
stanbul 1999, ss.70-71.
1192
Jonathan Lear, Mutluluk, Ölüm ve Yasamın Artakalanı, (çev. Banu Büyükkal), Metis Yayınları, İstanbul
2006, s. 46.
1193
Aristoteles, Nikomakhos’a Etik, (Yun. çev. Saffet Babür), Kebikeç Yayınları, Ankara 2005, 1137b, 111.
1194
Aristoteles, Nikomakhos’a Etik, s. 112.
1195
Aynı yer.
1196
Lear, age., s.47.
1197
Foucault, age, s. 70.
1198
Pascal, Düşünceler, (çev. İ. Zeki Eyüpoğlu), Say Yayınları, İstanbul 1992, s. 36.
1199
Descartes, Metot Üzerine Konuşma, (çev. K. Sahisel), Sosyal Yay., İstanbul 1984, s. 8, 33.
1200
Aynı eser, s. 71.