Hz Ali, gençlik ve sağlığı iki değerli nimet olarak değerlendirerek şöyle buyuruyor:
Bu iki nimetin değerini ancak onları kaybeden kişi bilir.
Gençliğin değeri için Resulullahın bu buyruğu yeter:
Kıyamet gününde insanın ömür gençliğinin hesabı sorulacaktır,
onları nasıl ve nerede harcadın diye.
Hz Ali, şöyle buyuruyor:
Gençliğinizin değerini yaşlanmadan önce,
sağlığınızın değerini ise hastalanmadan önce bilin.
Hz Ali, gençliğini gaflet içinde geçiren insanlar için şöyle buyuruyor:
Sağlıklarında herhangi bir sermaye hazırlamamışlardır,
hayatın ilk fırsatlarını güçlü iken ibret almaksızın kaçırmışlardır,
hayatlarının en parlak dönemini hiçbir karşılık almadan kaybetmişlerdir.
Gençliğinde sadece vücuduna bakan birisi, y
aşlandığında yenilgi ve zilletten başka neyi elde edebilir?
Hz Ali, çocukların eğitimindeki, zamanın rolüne değinerek eğitim için çalışan
ve çocuklarını eğitmek için çaba gösteren anne babalara seslenerek şöyle buyuruyor:
Çocuklarınıza zorla kendi zamanınızın örf ve adetlerinizi kabullendirmeğe çalışmayın,
onlar başka zamanın insanlarıdırlar.
Hz Ali’nin bu buyruğu yıllardan beri süregelen örf ve adetlerin zorla kabullendirilmemesi gerektiği yanı sıra
bu örf ve adetlerin her zaman doğru olmadığını da açıklıyor.
Birçok yanlış örf ve adetler hala halkın arasında doğru değerlermişçesine uygulanıyor
ve bu uğurda birçok insanın da canı yanıyor.
Müslüman bir insanın tek doğruluk ölçüsü İslam’dır
dolayısıyla İslam’la örtüşen örf ve adetlere uymalıdır
ters düşenleri ise bir kenara bırakmalıdır.
Hz Ali, oğlu Hz Hasan’a şöyle buyuruyor:
Allah’tan başkasına kulluk etme, Allah seni hür yaratmıştır.
Şüphesiz gençlik döneminde insanın şehveti doruk noktadadır
ve bu da birçok kötülüğe zemin hazırlıyor.
Hz Ali, Şehvet’e karşı koymak doğrultusunda şöyle buyuruyor:
Şehvetine yenik düşen kişi,
altın karşılığında alınıp satılan köleden daha değersizdir.
Kendine saygı duymak, Hz Ali’nin gençlere yönelik diğer bir nasihatidir,
Hz Ali, Hz Hasan’a şöyle buyuruyor:
Kendine değer ver ve aşağılık işler seni istediğine ulaştırsa dahi
hiçbir aşağılık işe bulaşma,
hiçbir şey insanın şerefinin değerinde olamaz
ve kaybolan şerefin yerini kendisinden başka hiçbir şey dolduramaz.
Hz Ali, oğlu Hz Hasan’a şöyle buyuruyor:
Oğlum, senin terbiyen için çabuk davrandım,
kalbin katılaşmadan ve aklın başka şeylerle meşgul olmadan,
bilginler ve tecrübe sahibi kişilerin daha önce zorluğunu yaşadığı
ve seni bu konuda ihtiyaçsız kıldığı işlere koşman için erken başladım,
öyleyse onların bize ulaşan tecrübeleri sana da ulaşacaktır.
Gençliğin verdiği sarhoşluk hepimizin çok iyi bildiği başlı başına büyük bir tehlikedir,
gençler bu konuya yeterli özeni göstermeyip dikkatsizce davrandıklarındaysa kendileri
ve etraflarındaki insanlara zarar verebilirler.
Hz Ali, bu konuyla ilgili şöyle buyuruyor:
Akıllı insan, kendisini para, güç, ilim, övgü ve gençlik sarhoşluğundan korumalıdır.
Bu sarhoşlukların her birisi akıl’ı yok edecek
ve insanı küçük düşürecek zehirli rüzgârlara sahiptir.
Bu sarhoşlukların tedavisi ise ancak insanın kendi değerini bilmesiyle gerçekleşebilir.
Hz Ali bu konuda şöyle buyuruyor:
Ey gençler, insanlık şerefinizi edep ve terbiye ile koruyun,
paha biçilmez değerli dininizi ilim ve bilgi ile kötü kişiler ve tehlikelerden uzak tutun.
Hz Ali, arkadaşlık konusunda gençlere hitaben şöyle buyuruyor:
Din kardeşlerinizle olan arkadaşlığınızı sağlamlaştırın,
onlar sizin dünya ve ahret sermayenizdirler.
Allah için arkadaşlık yaptığı bir arkadaşını kaybeden kişi,
vücudunun en değerli parçasını kaybeden kişi gibidir.
Hz Ali, bu konuyla ilgili, oğlu, Hz Hasan’a şöyle buyuruyor:
Arkadaşlığındaki samimiyet’e güvenerek kardeşinin hakkını zayi etme zira hakların zayi olması arkadaşlıkları yok eder
ve hakkını zayi ettiğin kişi senin arkadaşın olmaz.
Hz Ali, diğer buyruklarında ise gençlerin doğru yoldan ayıran sebepleri beyan ederken aşağıdaki sebeplere değinmişlerdir:
1- bilgisizlik
2- şehvet
3- kötü insanlardan taklit etmek
4- aşırı sinirlilik ve gazap
5- üstünlük kazanmak duygusu
6- çokluk isteği
7- kibirlenmek
8- aile terbiyesinden yoksun olmak
9- iman’ın zayıf olması.