3 sonuçtan 1 ile 3 arası

Konu: El-Kebîr (c.c)

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart El-Kebîr (c.c)

    EL-KEBÎR (C.C.)

    “Her hususta pek büyük.”

    Büyük ki, hem ne büyük! O'nun büyüklüğü karşısında bütün büyükler küçük kalır.

    Çünkü büyükleri yaratan da O'dur.

    İçinde bulunduğumuz şu dünya, dünyadan bin misli büyük yıldızlar ve daha neler, neler O'nun kudreti­nin eseridir.

    Bu kadar muazzam varlıkları vücuda getiren Zât-ı Akdes, elbette en büyüktür.

    Ve zerreden küreye ne varsa, hepsi, hepsi O'nun büyüklüğüne delâlet eder.

    Kendisinden başka kimse tam kemâliyle O'nun büyüklüğünü bilemez.

    O'nun yüce zâtı hakkında düşünmek de hoş değildir, ancak yaratıklarına bakmak kâfi.

    Çünki zât-ı kerîmi hiçbir şeye denk olmaz ki, insan tasavvur edebilsin...

    Güneş mülküne bak, mehtaplı gecelere nazar et, bulut­lardan elmas taneleri gibi yere dökülen kar tanelerine ve kuru dallar üzerinde gülümseyen türlü türlü çiçeklere akıl elini uzat.

    Bütün bunları yokluktan varlık âlemine getiren zâtın ne kadar büyük olduğunu anla.

    O'nun büyüklüğü hiçbir şeyle kıyas edilemez.

    “Küre-i arz bir kafadır ki, yüz bin ağzı vardır.

    Herbir ağzında yüz bin lisânı vardır.

    Her lisanında yüz bin bürhanı var ki, herbiri çok cihetle Vâcibü'l-Vücud, vâhid-i ehad, herşeye kadir, her şeye alîm bir Zât-ı Zülcelâlin vücûb-u vücuduna ve vahdetine ve evsâf-ı kudsiyesine ve Esmâ-i Hüsnâsına şehadet ederler...”

    “... Hangi tesadüf şu acâib-i masnûât ile dolu sefine-i rabbâniyeyi bir meşher-i acâip yaparak, yirmi dört bin sene bir mesafede bir senede süratle çevirip, onun yüzünde dizilmiş eşyadan hiçbir şey düşürmesin?

    Hem, zemin yüzündeki acîb sanatlara bak; anâsırlar, ne derece hikmetle tavzif edilmişler, bir Kadîr-i Hakimin emriyle zemin yüzündeki Rahman misafirlerine nasıl güzel bakıyorlar, hizmetlerine koşuyorlar.

    Hem, acîb ve garip sanatlar içinde rengârenk acîb hik­metli zemin yüzünün sîmâsındaki bu nakışlı çizgilere bak; nasıl sekenelerine enhâr ve çayları, deniz ve ırmakları, dağ ve tepeleri, ayrı ayrı mahlûklarına ve ibâdına lâyık bi­rer mesken ve vesâit-i nakliye yapmış.

    Sonra, yüz binler ecnâs-ı nebatat ve envâ-ı hayvanâtı ile kemâl-i hikmet ve intizam ile doldurup, hayat vererek şenlendirmek; vakit be vakit muntazaman mevt (ölüm) ile terhis ederek, boşaltıp yine muntazaman ba'sü ba'de'l-mevt suretinde doldurmak, bir Kadîr-i Zülcelâl'in ve bir Hakîm-i Zülke-mâl'in vücûb-u Vücuduna ve vahdetine yüz binler lisânlarla şehâdet ederler...”

    “İşte ey coğrafyacı efendi! Bu zemin kafası, yüz bin ağız, herbirinde yüz bin lisân ile Allah'ı tanıttırsa; ve sen O'nu tanımazsan, başını tabiat bataklığına soksan, derece-i kabahatini düşün.

    Ne derece dehşetli bir cezaya seni müstehak eder; bil, ayıl ve başını bataklıktan çıkar.” Sözler, Bediüzzaman Said Nursî.

    Aklını tabiatla bozanlar ve kuş beyinliler hariç, hiç kimse Allahu Teâlâ'nın büyüklüğünü ve birliğini inkâr edemez.

    Çünkü O'nu inkâr, insanın kendisini inkârdır.

    Bir zaman o insandan dünyada eser yoktu, gün gelecek yine dünyaya veda edecektir.

    Böyleyken, inkârın kuyusuna düşüp başını dalâlet kayalarına çarpmak akıl kârı değildir.

    Âlemde görünür görünmez her şeyin varlığı ve yok­luğu, Aziz ve Celîl olan Allah'ın bir irâdesine bağlıdır.

    O, bir şeyin var olmasını veya yok olmasını murâd ettiğinde, o şey hemen oluverir.

    Artık düşünmek, fikretmek gerekir ki, O'nun büyüklüğünün ve kudretinin sonu yoktur.

    Allahü Teâlâ'yı bırakıp fânileri büyük bilenler ve onun bunun eseriyiz diyenler başlarına gelecek felâketi pek yakında görüvereceklerdir.

    O'nu sevenler ve O'nun rahmetinin gölgesine koşanlar iki cihanın da baharını elde edeceklerdir. Âlemde O'nun aşkı, gecesi olmayan bir gündüz gibidir.

    Şu hale bir bakınız: Bir gün, adamın biri Ebu Hâtem'in konağına geldi.

    Kapının halkasını tutup güm, güm, çaldı. Şanlı Şeyh içeriden seslendi:

    “Kimdir o?”

    Dışarıdaki cevap verdi:

    “Bir derviş, Allah diyen bir derviş!” Ebû Hâtem, hizmetçilerine fırsat vermeden kendi koşup kapıyı açtı.

    Kapıda perişan kılıklı bir adam.

    Hemen dışarı attı kendini, yere eğildi, yüzünü gözünü toprağa sürdü ve şaşkın şaşkın baknan dervişin çıplak ayaklarını öptü.

    Sonra ayağa kalktı, doğruldu, yüzünü mesafelere çevirdi ve dedi:

    “Ey insanlar! Başka Allah diyen var mı? Gelsin ayağını öpeceğiz!”

    Allah aşkı böyledir ve Allah için ayakları öpmek de sezadır. Mustafa Necati Bursalı, Esma-i Hüsna Şerhi, Erhan Yayınları: 170-172.
    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 10.492, Level: 68
    Points: 10.492, Level: 68
    Level completed: 11%,
    Points required for next Level: 358
    Level completed: 11%, Points required for next Level: 358
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Dj Hak_Yolcusu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Üye

    Üyelik tarihi
    Aug 2010
    Yer
    Kayseri
    Mesajlar
    2.142
    Points
    10.492
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: El-Kebîr (c.c)

    Cezakallahu Hayran Abi
    Emeğine sağlık
    Notası kayıp bir müziğim bu zamanda,
    Ses tellerim titrer, konuşamam yanında,
    Arzu halimi ancak bilirse O bilir,
    Yarın Hak divanında...

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: El-Kebîr (c.c)

    Alıntı abdurrahmn Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Cezakallahu Hayran Abi


    Emeğine sağlık




    Gözlerine, Yüreğine sağlık Abdurrahman Kardeşim.
    Cezakallahu hayran...
    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

Benzer Konular

  1. Dîvan-ı kebîr tercümelerî
    By Günışıgı in forum Edebiyat
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 22.06.09, 10:00
  2. Cevşen-ül Kebir Hatmi Okuyalım Nurlanalım
    By İslam-Gülü in forum Risale-i Nur Külliyatı
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 13.06.09, 10:22

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •