3 sonuçtan 1 ile 3 arası

Konu: Kızlar biraz utansa ya keşke!

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 8.201, Level: 61
    Points: 8.201, Level: 61
    Level completed: 17%,
    Points required for next Level: 249
    Level completed: 17%, Points required for next Level: 249
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    haceesma - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Üye

    Üyelik tarihi
    Jul 2008
    Mesajlar
    353
    Points
    8.201
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Kızlar biraz utansa ya keşke!



    " Eveleyip gevelemeden derdimi anlatacağım. Derdim kızlar... Kız olduğum için dert edinmedim kızları, bahsedeceğim konuda erkeklerden ümidimi kestiğim için dert edindim kızları.

    Utanmak insanın fıtratındandır ve utanmak en çok kızlara yakışır.

    Kızların hayâ etmesi, yanaklarındaki bir gamze gibi güzelleştirir onları. Nasıl ki bir kolye, küpe zarafeti artırırsa, utanmak da zümrütten bir kolye gibi ışıldar. Yanakların kızarıp pembeleşmesi bir lütuftur, bir ziynettir kızlar için.

    Elinde olmadan utanması, gülümsemeye başlayınca elini dudaklarına götürüp ağzını kapatması, çekingenliği, kimi zaman az konuşması, kadını kadın/kızı kız yapan bir ziynettir.

    Melezleştik, sevinebilirsiniz!

    Yıllar öncesinden değilse de; bedava sms aşklarının olmadığı, sakıza dönüşen kalbî duygular ile alakalı kelimelerin anlamını yitirmediği, erkeklerin sokaklarda seçebileceği binlerce ve her türlü kızın olmadığı zamanlarda daha çoktu utanan kızlar. Hem zaten o zamanlarda hayâ eden kızların, edepli kızların çekingenliğinin bir güzellik unsuru olduğu tartışılmaz bir gerçekti. "Rahat ol biraz, kendin ol" ikazı ile başlayan; ailelerimize, efradımıza yabancı olmayı öğütleyen, hangi ülkeden ithal edildiği bile belli olmayan melez stiller ile, melez cümleler ile, melez tarzlar ile kaybolmadığımız günlerde, utanan kızlar herkes tarafından iyi bilinirdi.

    Zevkler tartışılmaz mı?!

    Hızlılık ve çabukluluk devrinde yaşadığımız için utanmaya vaktimiz kalmadı zannediyorum ki. “Utanarak vakit kaybetmemeli, karşımızdaki ile hemen irtibata geçmeli, ne kadar çok insan o kadar çok entellik, o kadar çok sosyallik” anlayışı mahvediyor bizi ve gittikçe mahvedecek.

    Her yaz biraz daha açılan hemcinslerimin "zevklerini” tartışacak değilsem de, karşılıklı cinslerin ilişkilerinin bu kadar yavan, normal karşılanması beni rahatsız ediyor. Ve caddelerden sokaklardan geçtikçe, insanların vıcık vıcık ilişkilerine maalesef ki şahit olunca, psikolojim gerçekten alt üst oluyor, beynimin rafları karışıyor.

    Dincimiz de dinsizimiz de modern artık!

    Etrafımızda garip şeyler oluyor. Hangi kesimin içine kendimizi atarsak atalım; dinci olsun, laik olsun, modacı olsun, dizici olsun; kendiliğinden utanan, yüzü kızaran bir kız görme ihtimalimiz gittikçe azalıyor. Gelincik bulmak kadar zorlaşıyor. Utanan ablalarımla karşılaştıkça onlara sıkıca tutunmaya çalışıyorum. Her konuya her görüşe açık kızlar, giderek, her erkeğe açık kızlara dönüşüyor. Gittikçe, büyüdükçe, açıldıkça ve sosyalleştikçe"…

    Biraz çekinin kardeşim!

    Derdimi biraz daha somut anlatmak gerekirse, hangi mevzu olursa olsun herhangi bir erkekle çekinmeden konuşabilen kızlara iyi gözle bakmıyorum nerdeyse. Yani biraz çekinin kardeşim, biraz pembeleşse keşke o kılsız-tüysüz yanaklarınız. Biraz olsun bir tereddüt geçirin içinizden. “Yahu bu karşımdaki erkek” deyin, “acaba böyle konuşmaya devam etsem mi” filan deyin... İçinizde bir yerde o kaygı olsun bir miktar.

    Bunu hastalıklı olun, aklınızdan bu cinselliği çıkarmayın anlamında söylemiyorum. Ama erkeklerin çoğunlukla akıllarından bunu çıkarmadan sizi dinlediğini de bilmemezlikten gelmeyin. Fazla saflığın lüzumu yok. Elbette istisna insanlar olabilir ama her insanla nasıl da bu kadar rahat oluyorsunuz, bunu söylemek istiyorum.

    Okul kantininde otururken yan masadaki erkeği gözünü ayırmaksızın "kesebilen" bir kızlar, gömleğinin üst üç düğmesini açıp "satış" görüşmelerine giden pazarlamacı kadınlar, bunlarla işimiz olamaz zaten...

    Tanıyıp içinde bulunduğum insanlar elbette ki çok uç insanlar değiller. Ayrıca birçok çeşitli karakterde insan tanıdığımı da söylemeyeceğim. Doğup büyüdüğüm, yaşadığım ve tanıştığım insanlar belli bir çerçevenin içinde değillerse de, dünyayı gezmiş gibi, her türlü insan tanımış gibi, insan sarrafıymış gibi tespitler yapmıyorum sizlere. Ancak yine de gördüğümde beni rahatsız eden bir şey bu utanmama durumu.

    Utancın eksikliği anlaşılmıyor mu?

    Hangi yılda, ne zaman kaybettik utanan kızlarımızı bilmiyorum. Sadece utanmak değil mesele, bir de haddini bilmek konusu var tabii. Her şeyi bildiği halde haddini bilmeyi unutanlara ne diyebilirim ki!

    Kapalı ablalar bile evli barklı abilerle o kadar rahat muhabbet edebiliyorlar ki. Gönül bu kardeşim, kayabilir! Ya o adam sana abayı yakarsa? (Zaten istediği de bu mudur o ablanın, bilemiyorum ama!)

    Kıskançlık krizine grip yazmadım elbette bu haberi. Konuştuğum, muhabbetim olan ablalar dahil, tanışıklığımın olmadığı kızlar dahil olmak üzere utanmanın güzel olduğunu hemcinslerime hatırlatmak istedim sadece. Tabii hayâsızlık insanın alışkanlığı oldukça, bir şeyleri normal karşılamaya başladıkça, her gün bilmem kaç erkek ile konuşup muhabbet etmese dayanamayan ablaların bu utanma duygusunu tekrar kazanmaları epey zor... Bu zorluğu aşmaları imkânsız değil tabii ki de...



    Bizler ''haya ancak hayır kazandırır'' buyuran bir Peygamber'in (a.s.m.) ümmetiyiz. Bizler Maraşta fransız askerlerinin bir hanımın örtüsünü açmaya yeltendiği için kurtuluş savaşının ilk kurşununu atan ve savaşı başlatan Müslüman Osmanlılar'ın torunlarıyız.
    Bugün gelinen noktada; utanmaktan utanan bir nesil halini aldık. ''Nasıl böyle olduk, bizi kimler bu hale getirdi, Ümmetin ve Osmanlı'nın torunları nasıl suspus oldu, nasıl narkozlanmış nahoş insancıklar haline geldi?'' şaşırılacak bir durum.

    Bu yazıyla örtüşen bir şiirdir bu...

    BEYAZ MENEKŞE
    Eskiden,
    Utanınca,
    Yüzü kızarırdı tüm ergenlik kızların,
    Şimdi,
    Yüzü kızarınca utanır oldularsa,
    Suçu kimde bunların?

    Eminim eskiden,
    Anneleri yaprak kuruturlardı defterlerinde,
    Adları Ayşe,
    Adları Fatma, Nesrin, Gülsüm en çok da masum,
    İçinden ok geçen karalama kalpler çizerlerdi,
    Hepsi biraz kareli defter, biraz kurşun kalem,
    Biraz da teneffüs saati gülerlerdi,
    Sevmek o zaman yaralı bir kalpti,
    Sevmek o zaman utanmak demekti,
    Aşk, henüz ayağa düşmemişti!
    Sevmek belki de biraz utanmaktı.

    Eskiden,
    Utanınca,
    Yüzü kızarırdı tüm ergenlik kızların,
    Şimdi yüzü kızarınca utanır oldularsa
    Şuçu kimde bunların?
    Eminim,
    Eskiden,
    Anneleri okuldan çıkınca,
    İlk adres eve giderlerdi,
    Gölgelerine bile değmekten çekinir
    Sevdiği de olsa bir oğlanın gölzeri akıverse bakışlarından,
    Kirlendiğini düşünüp,
    Gözyaşlarıyla silerdi sevdiğinin hayalini gözlerinden,
    Sevmek o zaman tertemiz bir hayaldi,
    Sevmek o zaman yabanıl bir umudun değmediği,
    Sevmek, şıpsevdi bir iştah değil,
    Sevmek,
    Uzak... Çok uzak bir evin penceresinde,
    Sabırlı bir beklemeyle sulanan,
    Bembeyaz bir menekşeydi,
    Kuzum, değişmeyen neydi,
    Eskiyen ne.
    Zaman mıydı değişen,
    Yoksa değişmek kirlenmek için bir bahanemiydi.
    Biz mi büyüdük,
    Ar, yıkanmaz mı artık utançla,
    Geç mi kaldık yoksa?
    Geç mi kaldık avuçlarımızdan kayıp giden sabahla...


    Bu utanma kaybı hayatımızın bütün değerlerini kaybetmemize sebep oldu.Aileler eskisi kadar temiz,ilişkiler güvenli değil.Ne kadar koruyarakta yetiştirsekte çocuklarımızı o değerleri kazanmalarını sağlayamıyoruz sanırım.Her bir bireyin duyarlı olması gerekiyor bu konuda.

    utanmak, önce aileden başlar.Babanın, abinin yanında bacak bacak üstüne atıp oturamazsın ,konusurken sesini yükseltemezsin ,çekinirsin. Dağanık olamazsın hemen toparlanırsın...Ama günümüzde babadan abiden çekinmek yok ki utanmakta olsun.. Eskiden abla ile konuşulan mevzular şimdi ise direk baba ile görüşülüyor..Bizler ailemize çocuklarımıza ne öğretirsek onlar da toplumda öyle davranırlar....


    Uzun zaman önce Vehbi Vakkasoğlu'nun bir yazısını okumuştum.
    Diyordu ki; "manevi varlığımızın fay hattıdır ar damarı! Çatladı mı,tahribatı yaman olur.Yüreğimizin manevi varlığında taş üstünde taş kalmaz.Tedavisi ve telafisi de çok zor olur."

    Rabbim ar duygusunu kaybettirmesin inşAllah... "


    alıntıdır
    " Hizmet muvaffak olsun da , varsın bizim yerimiz caminin pabuçluğu olsun. "

    " İlim , nûr -u ilâhîdir . İnsan ise kovan . Kirli bir kovanda arının durmadığı gibi , isyan ve zulmetle kirlenmiş vücud ve kalbde de ilim durmaz . Hulûs-i kalble tahsil olunan ilim , ayn-ı ibâdettir ."


    üstâz Süleyman Hilmi Tunahân (kuddise sirruhû)

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 7.020, Level: 55
    Points: 7.020, Level: 55
    Level completed: 35%,
    Points required for next Level: 130
    Level completed: 35%, Points required for next Level: 130
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    nazgülüm - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Mesajlar
    892
    Points
    7.020
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: Kızlar biraz utansa ya keşke!

    Allah razı olsun...

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 42.870, Level: 100
    Points: 42.870, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 4,9%
    Overall activity: 4,9%
    Achievements
    Zümrüt - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Yer
    ıstanbul rize
    Mesajlar
    7.510
    Points
    42.870
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    24

    Standart Cevap: Kızlar biraz utansa ya keşke!

    Uzun zaman önce Vehbi Vakkasoğlu'nun bir yazısını okumuştum.
    Diyordu ki; "manevi varlığımızın fay hattıdır ar damarı! Çatladı mı,tahribatı yaman olur.Yüreğimizin manevi varlığında taş üstünde taş kalmaz.Tedavisi ve telafisi de çok zor olur."

    Rabbim ar duygusunu kaybettirmesin inşAllah... "
    rahmetli ninemde aynısını söylerdi allah c.c razı olsun bacım enfes paylaşım oldu

    Mecnun Misali Leylâ’nın Zülfüne Hemen Gönül Bağlama.
    Çünkü seni AŞK Çöllerinde Gezdirip Duran Leylâ Değil Mevlâ’dır Hep…

Benzer Konular

  1. Keşke " keşke " demeseydik..
    By yagmurdamlasi in forum Osmanlı tarihi
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 10.04.10, 08:25
  2. Liseli Kızlar
    By mehasin in forum Kitap Tavsiyeleri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 11.12.09, 14:38
  3. Kızlar Admin Olursa
    By TEKAMÜL in forum Forum oyunları
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 12.05.09, 10:03
  4. Biraz dikkat, biraz incelik!
    By Reyhani in forum Sadat'ın Sohbetleri
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 09.04.09, 19:26
  5. kızlar erkekleri neden sever...
    By hafıznuriye in forum komik olaylar,ve fıkralar
    Cevaplar: 7
    Son Mesaj: 02.08.08, 14:27

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •