Oyuncak Müslüman...
Mümin bebek ismi altında, yeni oyuncak bebekler sürülmüş piyasaya.
O oyuncağı çocuklar oynasın diye değil, çocuklara örnek olsun diye geliştirdiler.
Gerçekte idealize ettikleri insan tipi, mümin bebekten, Oyuncak müslümandan başkası değil.
Sol elini dürtünce Süphaneke okuyacak.
Sağ eline basınca İhlas'ı...
Hayallerindeki ideal müslüman tipi işte bundan ibaret.
Mükemmelliyet diye buna deniyor;
Göğsüne bastırınca Fatiha okuyabilmeye.
Sol ayağını dürtünce arapça ilahi okuyor zaten.
Daha başka ne istersin Allah'tan?
Kafasına bastırdığında "Sorguluyorum" diye bir ses gelse...?
Gelmez.
Tehlikeli olurlar o zaman, toplatılırlar.
Sanayi Bakanlığı "Kafası çalışan" bebekler konusunda anneleri babaları uyarır...
Çocuklarınız "zehirlenebilir" diye...
Ne kadar büyük bir mizah aslında değil mi?
Maksat ezberden Arapça dua okutmaksa...
Bunu üç kuruşluk oyuncaklar da yapabiliyor.
Bana ne gerek var o zaman?
Yaradan ezberi şaşmaz oyuncaklar var etmediyse, bizi seçmişse...
Ben makinaların yapamıyacağı bir şeyler için gönderilmiş olmalıyım.
Bende olan, onlarda olmayan bir şey olmalı.
Çay demleyebilirim fakat bu beni çaydanlık yapmaz.
Bunu yapan makinalar var.
Hem de kredi kartına 12 taksit...
9 ay 10 gün de beklemiyorsun, hemen teslim.
Ezberden iş yapmak için çok pahalı bir makinayım ben.
Bende olan onlarda olmayan bir şey olmalı.
Ben o çayı demlediğim sırada gözlemler yapıp, dizdiğim incebellilerle birlikte, ufuk açan düşüncelerimi, sevgi dolu cümlelerimi de konuklarıma ikram edebilen biriyim.
Ben, çaya olumlu enerji aroması katabilen yegane çaydanlığım...
Mümin bebek de değilim, kafir bebek de.
Hala anlamadın mı?
İnsanım.
Ezber objesi hiç değilim.
Ben hayal kurabilen, özgür iradenin ta kendisiyim.
Hayal kurarım.
Ezber bozarım.
Taklit edeceğim biri varsa o da Yaradanımdır.
Onun gibi ben de yaratırım.
Onun gibi dağları var edemem ama,
Varolmayan yeni dağlar hayal edebilirim.
Resme dökerim, şiire dökerim, yazıya dökerim.
Artık Allah ne verdiyse...
Benim yaratmam asla ona kafa tutmak değildir.
Benim yaratmam onun izinden gitmektir.
Çocuğu yeni şeyler geliştirdi, insanlığa yeni faydalar sundu diye hangi anne-baba üzülmüş ki, benim Yaradanım ben yaratıcı olunca üzülsün?
Yaratılış bir mucizedir.
Yaratılanın yolun sonunda kendi özgürlüğünü bulması şartıyla.
Yaratılış, sıradan bir üretimdir.
Şayet yaratılan, bir ürün gibi gömülmediyse toprağa.
"Kutusunda, ambalajında..."
buRAK özDEMİR
Tanrı'nın doğum gün-lüğü