4 sonuçtan 1 ile 4 arası

Konu: Ölümü çok hatırlamak lâzımdır:

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 3.700, Level: 38
    Points: 3.700, Level: 38
    Level completed: 34%,
    Points required for next Level: 100
    Level completed: 34%, Points required for next Level: 100
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Zümral - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Üye

    Üyelik tarihi
    Aug 2010
    Mesajlar
    53
    Points
    3.700
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    16

    Standart Ölümü çok hatırlamak lâzımdır:

    Ölümü çok hatırlamak lâzımdır:
    Kâinatın Efendisi Aleyhissalâtü vesselâmın lâl ü güher beyanları içinde, lezzetleri acılaştıran ölümü çok zikretmek gerekir. Bundan maâda, yine Efendimiz bizzat kabirleri ziyaret etmiş ve ziyaret tavsiyesinde bulunmuşlardır. İnsan, ölümün hakikatına inandığı gibi, onu his, duygu ve aklına nakşederek, hayâl ve düşünce dünyasına da hakim kılar ve kıyamete kadar sürecek olan kabir hayatına da kendini ikna ederse, bu takdirde dünyaya ve ukbaya bakışı ve davranışları farklılaşır ve değişik olur. Onun içindir ki, söz Sultanı, “Benim bildiklerimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız” buyurmuşlardır.

    Ölüm düşüncesi, insanın mânevî damarlarında meydana gelebilecek ülfet ve vesveseyle birlikte, şeytanın süslü gösterdiği günah virüsünün ve benzeri mikropların en azından tesirlerini ve zararlarını giderecek bir antikor gibidir. “Madem öleceğim ve öldükten sonra da hesaba çekileceğim; öyleyse, şu fani dünyânın elemli lezzetlerine kapılıp, günah işlemenin ne manâsı var!” düşüncesi içinde ölüm, bir yönüyle güçlü bir vazgeçirici, bir yönüyle de coşturucu bir tesire sahiptir. Fakat, eğer mânevî damarlarımız, antikorların hiç fayda temin etmeyeceği ölçüde günahlarla, dünyânın haram lezzetleri olan mikroplarla dolmuş ve artık vücudun her yanında bir hücre anarşisi meydana gelmiş ve ölüm antikorlarının bile tesir edemeyeceği bir duvar teşekkül etmişse, o zaman ne ölüm, ne de ölüp gidenler ruhta hiç bir şey uyandırmayacak ve yakınlarımızın birer birer göçüp gidişi, bizde sadece bir kaç günlük geçici bir elem hasıl edecektir. Sonra da, “Canım, ölenle ölünmez ki! Hepimizin yeri de orası; Allah iman, Kurân nasip etsin!” şeklindeki klişeleşmiş teselli ve temennilerle bütün göz ve gönüller yeniden gaflete gömülüp gidecektir.

    Niçin hatırlanmaz ölüm? Nefsin hoşuna giden pek çok haram lezzetleri acılaştırarak ağzın tadını kaçırdığı, keyfi bozduğu, insanı nefsanî isteklerden vazgeçmeye, bir kısım bedenî haz ve alışkanlıklardan kopmaya zorladığı, peşin lezzetlere rağmen ruha öteler hesabına zâhidlik aşıladığı, dünyaya bakan yönüyle kalbi daralttığı ve düşünceyi buğulandırarak süslü, toz-pembe dünyâları kararttığı içindir ki, ölüm hatırlanmak istenmez.

    a) Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamak, ölümü unutturur:
    Ölüm neden tesir etmez? Tevehhüm-ü ebediyetten.. hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya bağlanmaktan ve yaşamak için yaşamaktan.. çocuk oyuncakları mesabesindeki peşin ücretlerle avunmaktan.. kalb ve fikrin geçmiş ve geleceğe dönük gözlerini kapamaktan...

    Bir insan düşünün; her tarafı altı cihetten de komple endam aynalarıyla kaplı bir odaya giriyor. Bulunduğu istikamette geriye dönüp bakıyor; gerilere doğru upuzun uzayıp giden iç içe bir aynalar koridoru, yani yaşanmış koca bir ömür.. evet, şu kadar yaşamıştım, şu kadar görmüş-geçirmiştim duygularıyla kanatlı hâtıraların atlas iklimlerinde dolaşma... Bir de ileriye dönüp bakıyor; aynı şekilde o kadar da ileriye doğru uzayıp giden bir ömür. “Yaşım ne ki, daha gencim! Emsallerime göre fena da sayılmam! Malım mülküm var; gelirim yerinde; eşim, dostum ve çevrem.. makamım.. mesleğim...” Esasen, küçücük bir odada, dört duvar arasında sıkışıp kalmış bulunmasına rağmen, kendini dev aynalar arasında, renkli bir hayatın içinde görüyor ve yüzü soğuk olduğundan ölüme soğuk bakıyor; onu görüyor, ona uzak duruyor. Bunun da ötesinde, ölüm düşüncesini günlük düşünceleri arasında boğmak ve öldürmek için nice çılgınlıklar yapıyor; akla hayâle gelmeyen yiyecek, giyecek çeşitlerinde teselli arıyor; içki âlemlerine, müzik çılgınlığına, moda ve model dünyalarına, uyuşturucu alemlerine sığınıyor..

    Bizim müslümanca hayatımızda edîbâne, nezihâne ve dünyâ ve ukba adına çok faydaları tekeffül eden iki bayramımız vardır: Ramazan ve Kurban Bayramları. Şimdi bir bunlara, bir de meselâ Almanların bir yıl içinde kutlamaya çalıştıkları -biz bayramlarımızı tesîd ederiz- eğlence günlerine bakınız! İki hafta, hattâ bir ay geçer, bilmem ne yortusu; bir ay sonra bir faşing, arkasından bir başkası, arkasından bir diğeri... Bu insanların her birini tek tek psikolojik bir tahlil ve tetkikten geçirecek olsanız görürsünüz ki, hepsi birer eğlence insanı ve sanırsınız ki, son derece neşeliler.. gülmek ve gülüşmek için yaratılmışlar... Oysa ki bu ve benzeri hâdiseler, ölümü öldürme düşüncesi ve onu unutmaya çalışma gayretinden başka bir şey değildir. Evet, müslümanın da kendi çizgileri içinde ve meşrû dairede dünyâ adına bir sevinç ve neşe hayatı vardır; ne var ki, onun neşe dünyasında bile ölüm ve ölüm ötesine ait ürpertici, fakat aynı zamanda imrendirici esintiler, manâlar ve buğular bulunur. Sonra, müslümanın iç dünyâsı ve ruhî saadeti, dünyalık eğlencelere ihtiyaç bile hissettirmez.

    b) Ebedi saadet saraylarının kapısı ölümle açılır:
    Ölümün alnından öperiz biz: “Sen ne mübârek arkadaş ve refakatçisin” deriz ölüme. Varsın, başkaları sana dikenli nazarıyla baksın, sen gülün ta kendisisin. Bırak, bazıları sana “kara yüz” yakıştırmasında bulunsun, sen, bizim için bizi aydınlık ülkelere uçuran ötelerden iki ışık kanatsın. Bakma sana “soğuk yüz” dediklerine; sen bizim için, müjde çiçekleriyle kar gibi beyaz ve berraksın. Onlar sana “çukur” derler, “dehliz” derler; fakat biz, “ebedî saadet saraylarına açılan koridorsun” deriz. “Ayıran” da derler sana; fakat sen, haddizatında, ebedî âlemlere intikal etmiş binlerce ahbaba, dost ve yârâna kavuşturansın. Başta, sîmalarına meleklerin hayran olduğu nebîlere, sonra Sahâbeye, salihlere, hısım ve akrabaya bizi ulaştıransın. Cemalullaha yaklaştıransın!...

    Evet, ayıransın da, fakat, elemli, sıkıntılı ve ayrılık hasreti yüklü şu dünyâ talimgâhından, hayatların en hası hakiki hayata intikal ettiren bir terhis tezkeresisin! Sen, bizi Gönderene dönme anında, cismimizi nura garkedecek bir ebed şerbetisin! Ve sen, bir son değil, sonun sonusun; sonsuzluğa eş ve baş olabilecek son bir sonsun. Son ile sonsuzluğu dudak dudağa getiren bir ufuk ve Cemale açtığın gözlere çekilen bir sürmesin.. Ve yine sen, dertli bir neslin dert yüklü Tercümanına, “Eyvah, bugün yine ölmemişim” dedirtensin. İşte ölümün iki yanı: Önce terhib düşüncesiyle ölüm, sonra da terğib düşüncesiyle ölüm...

    Ölüm düşüncesi, arzettiğimiz gibi hem caydırıcı, hem de teşvik edici yönleriyle bir yandan seyyiatımız, mesuliyet hissimiz ve Rabbimize karşı yaptıklarımızdan hesap verme endişesiyle bizi iki büklüm ederken, bir yandan da ümit-reca münasebeti içinde kalbimizi hoplatıp bizi canlandırmakta, şahlandırmakta ve kalbimizle beraber duygularımız ve düşüncelerimizle beraber davranışlarımız üzerinde müsbet tesir icra etmektedir. Rabıta-ı Mevt denilen ölümü sürekli hatırlama ameliyesiyle, kabirleri ziyaret ve hastalarla sakatlardan ibret almakla -İnşaallah- ülfetten kurtulmuş, iç gerilimimizi ve canlılığımızı muhafaza etmiş ve şeytan ve günahların zararından korunmuş olacağı
    z.

    Bu Makale, Fethullah GÜLEN Hoca efendinin “İnancın Gölgesinde- 2” adlı eserinden alınmıştır.

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 10.492, Level: 68
    Points: 10.492, Level: 68
    Level completed: 11%,
    Points required for next Level: 358
    Level completed: 11%, Points required for next Level: 358
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Dj Hak_Yolcusu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Üye

    Üyelik tarihi
    Aug 2010
    Yer
    Kayseri
    Mesajlar
    2.142
    Points
    10.492
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: Ölümü çok hatırlamak lâzımdır:

    İnna lillahi ve inna ileyhi raciun... Allah müslüman kullarına kıyameti yaşatmadan hayırlı ölümler nasip etsin . Allah razı olsun paylaşımın benim için günün anlamı ve önemini anlatan bir paylaşım olmuş...
    Notası kayıp bir müziğim bu zamanda,
    Ses tellerim titrer, konuşamam yanında,
    Arzu halimi ancak bilirse O bilir,
    Yarın Hak divanında...

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 3.700, Level: 38
    Points: 3.700, Level: 38
    Level completed: 34%,
    Points required for next Level: 100
    Level completed: 34%, Points required for next Level: 100
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Zümral - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Üye

    Üyelik tarihi
    Aug 2010
    Mesajlar
    53
    Points
    3.700
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    16

    Standart Cevap: Ölümü çok hatırlamak lâzımdır:

    ben tşkr ederim beğenmenize sevindim

  4. #4
    ***
    DIŞARDA
    Points: 11.128, Level: 69
    Points: 11.128, Level: 69
    Level completed: 70%,
    Points required for next Level: 122
    Level completed: 70%, Points required for next Level: 122
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Hafız_emre - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    KONYA
    Mesajlar
    904
    Points
    11.128
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: Ölümü çok hatırlamak lâzımdır:

    bugün ölecekmiş gibi ahirete hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya çalış. Hadis-i şerif...

    ellerine emeğine sağlık

Benzer Konular

  1. ölümü hatırlamak
    By Konyevi Nisa in forum Kütübi Sitte
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 17.04.10, 10:25
  2. Ölümü Hatırlamak
    By kabristani in forum İslami Konular Ve Kaynaklar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 25.01.10, 21:19
  3. Ölümü çok hatırlamak lâzımdır:
    By BaRLa in forum İslami sorular
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 24.06.09, 09:06
  4. ölümü hatırlamak
    By Konyevi Nisa in forum Kütübi Sitte
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 16.10.08, 12:58
  5. Ölümü çok hatırlamak lâzımdır:
    By SiLa in forum Ölüm
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 07.09.08, 11:03

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •