Hz.Muhammed(sav)'in 7 güzelliği
Âlemlere rahmet olarak gönderilenPeygamberimiz Hz. Muhammed (SAV)
ALLAH'ın emrine aykırı olması sebebiyle
üzüldüğü veya kızdığı bir şey olursa mutlaka o konudaki tavrını açık ve net bir şekilde ortaya koyardı.
1) Kimseyi eli boş çevirmezdi
"ALLAH Resulühoşlanmadığı şeyleri görmemezlikten gelir
kendisinden beklentisi olan kimseleri hayal kırıklığına uğratmaz
istekte bulunan kişiyi eli boş çevirmez
tamamen mahrum bırakmazdı."
Âlemlere rahmet olarak gönderilenEfendimiz (sav)
ALLAH'ın emrine aykırı olması sebebiyle
üzüldüğü veya kızdığı bir şey olursa mutlaka o konudaki tavrını açık ve net bir şekilde ortaya koyardı. Böyle durumlarda mübarek yüzleri kızarır
alnının tam ortasındaki damar belirirdi. Bunun dışında hoşlanmadığı bir şey gördüğünde bunu görmezlikten gelirdi.
Sevmediği yemeği yemez ancak kötülemezdi. Buyurun siz yiyin derdi. Kendisine keler yemesi teklif edildiğinde; "Kelerbenim hoşuma gitmiyor
siz yiyebilirsiniz" demişti.
Hiçbir kimseyi boş çevirmezdi. Onun kendisinden talepte bulunan bir kimseye "hayır" dediği görülmemişti. İhtiyaç sahibine vereceği bir şey yoksa sahabelerden birine gönderirdi.=
2) Gereksiz yere ve boş konuşmazdı
"ALLAH Resulü şu üç şeyden; Gereksiz tartışmadançok konuşmaktan ve kendisini ilgilendirmeyen şeylerle meşgul olmaktan titizlikle uzak dururdu."
Efendimiz (sav)'ınsükûtu hikmet
sözleri ise ibretti. Lüzumsuz tartışmayı sevmez
haklı bile olsa tartışmayı terk eden kimsenin cennetin ortasına nail olacağı müjdesini verirdi. Buyurmuştur ki; "Kişinin kendisini ilgilendirmeyen şeyleri terk etmesi
Müslümanlığının güzelliğindendir"
3) Kimseyi kötülemezkınamaz ve kusur araştırmazdı
"ALLAH Resulüinsanlarla ilgili şu üç husustan titizlikle sakınırdı: Hiç kimseyi kötülemez
kınamaz ve gizli kusurlarını araştırmazdı. Sadece yararlı olacağını ümit ettiği konularda konuşurdu"
Sevgili Peygamberimiz (sav)irşad ve ıslah için gönderilmişti. Birisine yönelteceği tenkit de yıkıcı değil yapıcı olurdu. Özel hayatı ilgilendiren kusurları deşifre etmek yerine
bu kusurların giderilmesi için gerekli manevi alt yapıyı hazırlamakla yükümlü idi. Toplumda yaşanan eksikliklere genel ifadelerle temas ederdi.
4) Birlikte olduğu kişilerle uyumlu idi
"ALLAH Resulüashabının güldüğü şeylere güler
onların hayret ettikleri şeylerde kendisi de hayretlerini ifade ederlerdi."
EfendimizKur'an ifadesiyle 'içinizden
sizden bir elçi' idi. Herkesin yediğini yer
herkesin içtiğini içerdi. Herkes gibi giyinir
herkes gibi yaşardı. Onun giyiminde sadelik ve temizlik hâkimdi. O'nun insanlardan farklılığı sadece ruh
gönül ve vicdan farklılığı idi. Herkesin konuştuğu konulara o da katılır onların güldükleri şeylere O da gülerdi.
5) Aşırı övgüyü kabul etmezdi
"ALLAH Resulüancak yapılan iyiliğe denk düşen ve dalkavukluğa kaçmayan övgüleri kabul ederdi."
Efendimizkendisini "kuru ekmek yiyen Kureyşli bir kadının oğlu" olarak takdim eder
sürekli ALLAH'ın kulu olma şuurunu aşılardı. Güzel Kur'an okuyan Ebu Musa el Eş'ari
Übeyy bi Ka'b ve Abdullah bin Mesud gibi sahabelerin güzel Kur'an tilavetini takdir ederdi. Ancak hiçbir zaman aşırı övgüde bulunmaz
aşırı övgü yapanları kabul etmezdi.
Aşırı övgü yapanlarınövdükleri kişiyi kör testere ile kesmiş gibi olacaklarını söylemişti. "Sizi yüzünüze karşı aşırı derecede övenlerin yüzlerine toprak saçın" buyurmuştu.
"Aramızda yarın ne olacağını bilen Peygamber vardır" diye kaside okuyan kişiyi hemen uyarmış ve: "Yarın ne olacağını ALLAH'tan başka kimse bilemez" demişti.
6) Hiç kimsenin sözünü kesmezdi
"ALLAH Resulühaddini aşmadığı müddetçe hiç kimsenin sözünü kesmezdi. Eğer huzurunda haddi aşacak şekilde konuşan olursa
o zaman ya o konuşanı susturur ya da o meclisten ayrılmak suretiyle ona engel olurdu."
7) Huzurunda herkesin sözü dikkatle dinlenirdi
"İçlerinden birisiALLAH Resulü'nün huzurunda konuşurken
o sözünü bitirinceye kadar diğerleri can kulağıyla konuşanı dinlerlerdi. ALLAH Resulü'nün nezdinde
onların hepsinin sözü
ilk önce konuşanın sözü gibi ilgiyle karşılanırdı"
Herkese ayrı bir değerayrı bir önem veren Efendimiz (sav) herkesin sözünü dikkatle dinlerdi. Ashabı da birbirlerinin sözlerini kesmez
konuşmalarına müdahale etmezlerdi.
Onlarİslam medeniyetinin öncü kuşağı idiler. Her konuda oldukları gibi
insani ilişkiler konusunda da model toplum oldular. Tarih boyunca rahmetle anıldılar ve rahmetle anılacaklardır.
Not: Bu metinDr. Halil İbrahim Kutlay'ın
'Peygamberimizin gençliğe yaklaşımı' adlı çalışmasından sadeleştirilmiştir.
Haber 7-(Milli Gazete)