Oruç ruh ve beden sağlığı yönünden son derece önemli bir ibadettir. Maddi gıdalar bedeni ve nefsi besleyip güçlenmesini sağladığı gibi, namaz, zekat, hac,oruç gibi ibadet ve taatlar da ruhu besleyip güçlenmesini sağlar. Zira ibadet ruhun gıdasıdır. Oruç ibadeti nefis-ruh mücadelesinde akıl ve irade sahibi olan insanın ağırlığını ruh tarafına koyma manasına gelmektedir. Oruç, insanı cismaniyetten uzaklaştırıp, daha fazla ruhaniyet kazandırır, maddi âlemden uzaklaştırıp melekut âlemine yaklaştırır.
Birçok nefsi arzusuna Ramazan ayında dizgin vuran insan, ruhen arınır ve temizlenir. İnsanda kötülüğe karşı olan meyil, bu ayda adeta yok olur. Rahmanın rızasına kavuşma arzusuyla dolu gönüller, iyilik yapmanın hazzını tadarken, toplumda ihtiyaç sahibi olan insanların ihtiyaçlarını gidererek, bir taraftan da toplumsal huzurun pekişmesinde önemli rol oynarlar.
Bütün istatistikler Ramazan suç oranın düştüğünü göstermektedir. Kısaca Ramazan güzel duyguların hakim olduğu bir iklimdir.
Oruç ibadeti ve onunun gerek fert ve gerekse toplum için getirdiği faydalar çok farklı şekillerde ifade edilmeye çalışılmıştır.
Oruç, insanı gerektiğinde nefsin bütün arzularını yenebilecek bir irade gücüne sahip kılar; günlük alışkanlıkların esaretinden kurtarır. Her türlü feragata, fedakarlığa atıştırır. Açlık elemini duymak hususunda zenginle fakiri birleştirir. Zenginlere fakirleri düşündürür. Gururu giderir. Günün birinde yiyecekten, içecekten mahrum kalındığı zaman, açlığa, susuzluğa katlanmak gücünü kazandırır. Oruca riya karışmaz. Oruç insanı riyasızlığa ve ihlasa ulaştırır. Oruçta riya yoktur. Ebu Hureyre (R.A.)'den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz:
"ALLAH: Adem oğlunun işlediği her hayır iş kendisi içindir, fakat oruç böyle değildir. Oruç sırf benim için tutulan bir ibadettir. Onun mükafatını da ben veririm, buyurdu. Oruç bir kalkandır. Herhangi biriniz oruçlu olduğu zaman, artık o kimse kötü söz söylemesin, fiil yapmasın, düşmanlık veya bağırma da yapmasın. Eğer bir kimse ona sövmeğe yahut onunla döğüşmeğe kalkışırsa, derhal: Ben oruçlu bir kimseyim, desin. Muhammed'in canı kudret elinde bulunan ALLAH'a yemin ederim ki, oruçlunun ağzının açlık kokusu ALLAH katında misk kokusundan daha hoş ve daha temizdir. Oruçlunun sevinip neşeleneceği iki sevinci vardır; Birisi iftar vaktinde, orucu bozduğu zaman sevinir, öbürüsü de Rabbisine kavuştuğu zaman orucunun mükâfatı ile sevinir." (Buhari; Savm: 9, Müslim; Sıyam:164, Ebu Davud; Savm:25, Tirmizi; Savm:25, Tirmizi; Savm: 55, Nesei; Siyam: 41, İbn-i Mace; Siyam:1, Muvatta; Siyam: 58) buyurmuşlardır.
Bakınız bu hadîs-i kudside Cenab-ı Hak: "Adem oğlunun işlediği her hayır iş kendisi içindir, fakat oruç böyle değildir. Oruç sırf benim için tutulan bir ibadettir. Onun mükafatını da ben veririm," buyuruyor. Buradan, oruç ibadeti ve onun hikmetleri hakkında çok calib-i dikkat sonuçlar çıkarmak mümkündür. Şöyle ki:
Bilindiği gibi bütün ibadetler ALLAH içindir. Peki neden ALLAH Teâlâ "Oruç Benim için eda edilen ibadettir." buyuruyor. Çünkü ALLAH'a kulluğun en samimi ve hasbi örneği oruçta yaşanır da onun için.
Mehmet Talü
Araştırmacı yazar