Kalpler ilahi rahmet ve mağfiret ile yıkanır

[Kartal__13]

İhtiyaç içerisinde ve zor şartlar altında yaşamını sürdürmek zorunda kalan insanlarımızın maddi ve manevi yardımlarına koşarak problemlerini çözmeye, bu zaman diliminde onlara daha fazla yardımcı olmalı, hiç olmazsa acılarına ortak olmalıyız.
Ramazan'ın en önemli özelliklerinden biri şahsîleşen, yalnızlaşan ve yabancılaşan insanı, şefkat ve rahmetle kucaklayıp toplumsal hayata katmaktır. Bu sebeple Müslümanların, tarih boyunca Ramazan ayını aç, fakir ve kimsesiz insanlara ulaşmanın en önemli mevsimi olarak değerlendirmesi müstesna bir meziyettir. Öyleyse Ramazan ayı, insanların yalnız kendi dünyalarında, kendi evlerinde, kendi sofralarında yaşadıkları bir zevk olarak kalmasın.
O, bütün güzellikleriyle gönlün derinliklerinde yaşanan, yoksullarla, kimsesizlerle ve yüreği yaralı insanlarla güzelliklerin paylaşıldığı güzel günler olsun.
Bu ayda şahsî ve sosyal hayatımız yepyeni bir canlılık kazanmakta, kalpler ilahi rahmet ve mağfiret arzusu ile yıkanmakta, gönüller sahurun bereketi, iftarın sevinci, teravih namazının huzuru, okunan ve dinlenen Kuran'ın feyzi ve tutulan orucun manevi hazzı ve zevki ile incelerek manevi derinlik kazanmaktadır.
Ayrıca bu ayın manevi atmosferinde, şahsiyetlerimiz yenilenmekte, özümüzde yer alan ancak çoğu kere farkına varamadığımız iyilik ve feragat duygularımız kendisini daha fazla göstermekte, idrakimiz genişlemektedir. Oruç ibadeti sayesinde ihtiyaç sahibi insanların durumları daha iyi anlaşılmakta ve bu nedenle yardım yapma ve paylaşma gücümüz kuvvetlenmekte; muhtaç aileleri, yaşlı ve kimsesizleri, özürlüleri, terkedilen çocukları, aç ve açıkları düşünme, onların yanında olma arzumuz daha belirgin hale gelmektedir.
Kur'an-ı Kerîm ve ibadet mevsimi olarak nitelenen Ramazan Ayının rahmetinden, inanan ve inanmayan herkesin nasibini alması mümkündür. Çünkü bu ay farklı tezahürleriyle çeşitli kesimlere hitap etme özelliğini bünyesinde taşımaktadır. Bu itibarla Ramazan Ayı, şahsîleşen ve maddileşen toplumsal hayatımız, sosyal bunalımlar ve kendi öz değerlerine karşı yabancılaşma ile yüzyüze gelen ve aynı zamanda ekonomik bir dar boğazdan geçen toplumumuz için, zorlukları aşma hususunda gerekli olan ruh donanımını kazanma bakımından bulunmaz bir fırsattır.


Mehmet Talü

Araştırmacı yazar