922- Muaz b. Rıfaa b. Rafi (r.a), babasından aktararak şöyle der: Rasûlullah (s.a.v)’in arkasında namaz kıldım ve aksırdım ve şöyle dedim: “Elhamdü lillahi hamden kesîran Tayyiben mübareken fîh mübareken aleyhi kema yuhibbu Rabbuna ve Yerza” = En çok ve eksiksiz tüm övgüler Allah’a mahsustur. İyilikler ve bereket O’ndandır Rabbimin razı olduğu ve hoşlandığı gibi.” Rasûlullah (s.a.v), namazı bitirince döndü ve: “Kimsenin söylemediği o sözleri namazda söyleyen kimdi?” Sonra, ikinci sefer: “Kimdi o söyleyen” dedi. Rıfaa b. Rafi b. Afra: “Benim Ey Allah’ın Rasûlü” dedi. Rasûlullah (s.a.v): “Nasıl demiştin tekrar et” buyurdu. O da: “En çok ve eksiksiz tüm övgüler Allah’a mahsustur. İyilikler ve bereket O’ndandır. Rabbimin razı olduğu ve hoşlandığı gibi” dedi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Benliğim kudret elinde olan Allah’a yemin olsun ki; bu duayı otuzdan fazla Melek birbiriyle yarış edercesine Allah’ın katına çıkarıyorlardı.” (Tirmizî, Salat: 296; Ebû Davud, Salat: 171)
923- Abdulcebbar b. Vail babasından naklediyor ve şöyle diyor: “Rasûlullah (s.a.v)’in arkasında namaz kıldım, ellerini kulaklarının alt hizasına kadar kaldırdı. “Ğayril mağdubi aleyhim veladdâllîn” deyince “âmin” dedi. arkasında olduğum için bunu işittim. Rasûlullah (s.a.v), bir adamın şöyle dediğini işitti: “Elhamdü lillahi hamden kesiran tayyiben mübareken fih= En çok ve eksiksiz tüm övgüler Allah’a mahsustur. İyilikler ve bereketler O’ndandır” Rasûlullah (s.a.v), namazını bitirip selâm verince: “Namazda o sözü söyleyen kimdir?” diye sordu. Bir adam: “Ey Allah’ın Rasûlü! benim ve bunu söylemekle kötü bir niyetim yoktu” deyince; Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “On iki melek o sözü Allah katına çıkarmakta yarış etti, arşa varıncaya kadar kimse de onlara engel olmadı.” (Ebû Davud, Salat: 121; İbn Mâce, Salat: 2)