Ah kalbim aşkla iç içesin!
Hala akan gözler anıyor
Bir bir sayfaları aralarken ufukları hüzünle tarıyor
Düşen yaprağın melalini anlıyor
feryat eden kuşa öyle bakıyor
Şimdi kim
kalbin sesinde buluşuyor ve ruhun serencamında aşkı kokluyor
Ne söylesem kim duyacak
Kalbi fakirliğimle mütemadiyen yüreğim dağlanacak
Eller yine boş kalacak
hasret yumağı artık gönlümde aklanacak
Sala okunacak ve teneşir sukutu yaşatacak
yine hicran ruhumda kalacak
Ne hakkıyla hazanı anarım
Ne de mezarın dirliğinde maverayı hakkıyla yaşarım
Hiç sorma ben yaşarken hazandım
kalbi solgunluğumla hicrandım
Ne şevki tanıdım ve ne de çocukluğumda dahi sürurla tanıştım
bir faktım
Annem yaşarken hüzünlüydü
Babam zaten kederinde seyreden bir kul olarak demdi
Bahar halimde anlamsızdı
çiçekler renkleriyle duygumda solgundu
Ne kokusunu ve ne de çilenin korkusunu unuttum
çünkü hal hazza vurgundu
Dinlediğim name anlatıyordu
Boş kumsallarda umudun izlerini tarayarak yaş akıyordu
Her nedense çığlığım duyulmuyordu
yüreğim umudun tadını unuttu
Şimdi gecenin kuşatan meramı
akıl ve izanımın felahı kalbime aşkı hatırlattı
Ey kuş sen bari kanatla uç
Umutlarım ne kadar kanatlansa da kalbim hala çok mahcup
Ey nefes sen olsun niyetin mutlakıyetinde sadakat keyfiyetinde oruç
Artık rahmetin ikliminde haşyet yok ve ruhum vicdanla hesaplaştı kalmadı suç
Ne cehennemin korkusu
Ve nede suç ve cezada belirginleşen yortusu kalbi burkmuyor
Bizarlık ancak aşla anlamlaşınca umut sevdalaşıyor ve akıl pik yapıyor
Ne kadar korku varsa
azat oluyor ve ruhi hürriyet kalbin ikliminde buluşuyor
İşte o zaman Mürvet
Ve şahadet içinde harlaşan kuvvet kelimelerde mısralaşıyor
Yazmak amaca ulaşmak için tutku yaşatıyor
merak kimde ise aşklaşıyor
Korkma ve bir şekli yete bulaşmadan yaz
sen yaz ki fikrin ve zikrin anlaşılsın
Mustafa CİLASUN