Bir imtihandır yetim. Yiyeniçen
yürüyen
konuşan bir imtihan.
Dul annesinededesine
amcasına
babasının din kardeşlerine
insanlığa imtihandır.
Kazanırken herkesinin kazandığıkaybederken ise
yetimden önce öbürlerinin kaybettiği bir imtihan.
Oaramızda dolaşan bir test aracıdır; mala esaretimizin olup olmadığı
“benden doğmasa bile bana ait” çocuklarımın
bağrıma basacak bebelerimin olup olmadığını test eder.
İnsan ve mal yan yana geldiğinde neyin öne geçeceğini test eder.
İnsanla başlayan ve onunla devam eden bir imtihanın adıdır o.
Yetimlikle iç içeyiz. Kimse bir yetimin torunu olmadığını belgeleyemez. Bu ümmetin peygamberi de yetim geldi. Yetimi koruduyetimi kollamayı vasiyet etti. Rabbi ona emretti o da ümmetine. Yetimi okşadı. Yetim babalarına cennet vaat etti. Cennette kendisine iki parmağın yakınlığı kadar yakın bir konum vaat etti.
Yetimtek tek tuğlalardan oluşan muhkem bir binanın nasıl kurulduğunun
bir büyük ümmetin tek vücut şuuruna nasıl erdiğinin izlenebileceği bir aynadır. O aynaya bakar vefamızı ölçeriz. Merhametimizi
insanlıktan neler barındırdığımızı ölçeriz.
Yetim olabilirdimo ezikliği ve eksikliği yaşayabilirdim. Babalı büyümenin şükrü olarak bir yetime kefil olma ve ona yürek açma vefası göstermek kendini anlamış olmaktır.
Yetimle sabrımız ölçülür; insanların neredeyse kendi çocuklarına tahammül edemedikleri bir zamandadinden ve insaniyetten kardeşimiz olan “elin çocuğu”nun yerli yersiz sıkıntılarına ne kadar tahammül edebileceğimiz ölçülür.
İman ettiğimiz Rahman Rabbimizin rahmetinden payımıza ne düştüğü ölçülür.
Bunun için yetim rahmettirsabırdır
ispattır
imtihandır.
Sadaka vermenin![]()
yolunda infakın en verimli alanlarından birisi yetime bakmak
onun hayatına kefil olmaktır.
Yetime ilgi ve onu kefalet altına almaRamazan ayında annesinin çorbasını
ayağının çorabını teminden ibaret olmamalıdır. Yetimi yedirmekle yetimi sahiplenmek açıları farklı bakışlardır. Biri zaman zaman hatırlama
belki de baştan savma gibi anlaşılabilen bir tavır
diğeri ise
kendinden görme
sorumluluğunu hissetmedir. Sevap olması açısından bir dilim ekmek dahi şüphesiz
katında me’cur bir ameldir. Nihayetinde ecri vardır. Ancak bir babanın boşluğunu doldurmaya çabalamak daha geniş bir alanda gerçekleştirilebilir çaptadır.
Yetimin ailesine bir poşetlik erzak sunmayı da küçümsemiyoruz elbette. Ancak insanın kaderinde muhtemelliği yüksek bir vakıaya karşı kurumsallaşmış bir yetim babalığı ihtiyacını gözümüzle müşahede ediyoruz. İleri derecede ve oturmuş bir yetim kefaletimüminlerin himayesinde geliştirilmiş bir kuruma dönüştürülmelidir. Bunun için şu tavsiyeleri öne çıkarıyoruz:
Yetim için anneiki kanat yerine tek kanatla uçabileceği en önemli değerdir. Yetimler kadar annelerinin de himaye altına alınmaları önemlidir. Onların
anneli bir yetimlik yaşamaları
onurlu ve iffetli bir anneye sahip olmaları büyük bir nimettir. Yetim anneleri için yetimlerle paralel yürüyen projeler geliştirilmelidir.
Yetimin ihtiyacı mücerret yiyecek ve giyecektenokuyup diploma sahibi olmaktan ibaret algılanmamalıdır.
Sadece yetime kazandırma değil aynı zamanda yetimi kazanmayı da ihtiva eden planlarla yola çıkılmalıdır.
Yetimlik Kur’an’da yer alan bir imtihan vesilesi olarak bilinmelidir.
Pek çok ihtimalli bir sonucun bizi beklediğini müdrik olmalıyız. Horlanmasına sebep verilmediği gibiaşırı himaye gibi bir nedenle
ele avuca sığmaz hale gelmesine de neden olunmamalıdır.
Yetime kol kanat açmayı ona velayet sahibi olmak gibi düşünmek hatalıdır. Yetimleri sahiplenmede kurumsallaşma bilhassa asrın getirdiği ilave sorunlar karşısında zorunlu olmuştur. Yetimlere yönelik çalışmaları yürüten vakıflar ve benzeri kurumlar aslındabirer fert olarak ifa etmemiz gereken bir görevi ifa ettikleri için bizim yükümüzü taşımaktadırlar. Yetimlere karşı hissettiğimiz yükümlülüğü vakıflara ve benzeri kurumlara karşı hissetmek zorundayız. Evlat edinme seçeneği ise İslam fıkhı açısından sakıncalıdır. Yetimi eve alma yerine ona ev gibi bir ortam sağlama yolu takva açısından daha uygundur.
N. Yıldız