***
DIŞARDA
Points: 25.810, Level: 96
Level completed: 46%,
Points required for next Level: 540
Overall activity: 0%
Achievements


Cevap: Peygamber Duaları
6- Yusuf Peygamber
a) Günah’tan Allah’ın Sonsuz Kudretine Sığınış Duası
“Ey Rabbim! Benim için hapis bu kadınların zina isteklerine boyun eğmekten daha iyidir. Çünkü sen onların oyunlarını-tuzaklarını benden uzak tutmazsan, ben o zaman onların ayartmalarına kapılır doğruyu-eğriyi seçemeyen kimselerden olurum.”(Yusuf,12/33.)
Günaha bulaşmaktansa zindana girmeyi daha evlâ görecek kadar duyarlılık sahibi, bir erdem, hikmet ve iffet timsali olan Yusuf peygamber bu duasıyla ahlaksız teklifle karşılaşan iffet sahibi Müslüman bir erkeğin takınması gereken tavrı, bununla birlikte sığınıkların en güvenlisi olan Allah’a nasıl bir tevekkül ile yöneleceğimizi göstermiştir.
b) Şükür ve Adanış Duası
Yusuf peygamber bu duasında “hayatın yegane amacının Allah ile yakınlık kurup, adanmış biri olarak canı sahibine teslim etmek olduğu”nu örnek bir yakarışla dile getirmiş, Rabbimiz bu yakarışı tüm zamanlarda yaşayacak müminler için örnek olarak Kitab’ına almıştır:
“Ey Rabbim! Bana nüfuz ve iktidar bahşettin; olayların altında yatan gerçekleri kavrayıp açıklama bilgisi verdin. Ey göklerin ve yerin yaratıcısı! Dünyada ve Ahiret’te benim yakınımda-yanımda olan, beni koruyup destekleyen Sen’sin: Canımı bütün varlığıyla kendini sana adamış biri olarak al ve beni dürüst ve erdemli insanların arasına kat!”(Yusuf,12/101.)
7-Eyyub Peygamber
Eyyub peygamber dert ve sıkıntıların da en az Allah’tan gelen huzur ve mutluluklar kadar değerli olduğunun idrakine varmış ender insanlardandır. O ağır hastalığının yol açtığı derin umutsuzluklara rağmen uzun yıllar sabretmiş ve sonunda ilahi bir işaretle ayağını yere vurarak çıkardığı şifalı mucizevi su sayesinde tüm dertlerinden kurtulmuştur.
Rabbani bir lütuf olarak gelen şifa öncesinde Eyyub peygamber Allah’ın merhamet sıfatına sığınarak şöyle yakarmıştır:
“Ey Rabbim! Bu dert beni buldu; ama Sen merhametlilerin en merhametlisisin” (Enbiya,21/83.)
8- Şuayb Peygamber
Tahkim ve Tevekkül Duası
Döneminin en yaygın şirk işleme biçimi olan ekonomik soyguna karşı yılmadan cihad eden adalet timsali Şuayib peygamber kendisini ve az sayıda mümini sürmek veya öldürmek için planlar kuran zalim topluma karşı Allah’a sığınmıştır. O ve yandaşı olan müminler tevekkülü zırh edinerek hak yoldan sapmayacaklarını ve sonuna kadar direneceklerini ilan ederek Allah’a şöyle yakarmışlardır:
“Ey Rabbimiz!Bizimle halkımız arasında hak neyse ortaya çıkar. Çünkü hakkı ortaya çıkaranların en hayırlısı sensin.” (A’raf,7/89.)
9-10) Musa-Harun Peygamberler
Yeryüzünün en muktedir hükümdarlarından biri olan Firavun’a karşı kararlılıkla mücadele eden ve adalet için kesintisiz bir özgürlük cihadı başlatan Tevhid Dini’nin önderlerinden Musa peygamberin Kur’an’da çok sayıda duası zikredilmektedir.
a) İstiğfar Duası
Musa peygamberin Risalet’inden önce sebep olduğu kaza ölümünden dolayı Allah’tan af dileyen yakarışı:
“Ey Rabbim! Ben kendime yazık ettim. Beni bağışla...Ey Rabbim!Bana bahşettiğin nimetler hakkı için bir daha suçlulara arka çıkmayacağım.”(Kasas,28/16-17.)
b)İstiâze (Allah’a sığınış) Duası
Musa a’ın sebep olduğu ölümcül kazadan sonra, maktülün Firavun ırkından olması Mısır adaletine güvenmemesi sonucunu doğurmuş ve idam fermanı verilmiş bir suçsuz olarak korkuyla Allah’a sığınışı:
“Ey Rabbim! Zalimlere karşı beni koru.”(Kasas,28/21.)
c) İnayet Duası
Musa a’ın Medyen’de bir sığınak ararken Allah’tan yardım istemek için yaptığı yakarış:
Ey Rabbim! Bana bahşedeceğin her hayıra öyle muhtacım ki.”(Kasas,18/24.)
d) Daimi Hicret ve Beraat Duası
Musa peygamber, bu duası ile manevi olarak kirlenmiş bir Cahiliyye toplumuyla arasında varolması gereken perdeyi –daimi hicret ve beraat halinde yaşama bilinci-ni dile getirmiş, kalbini arınmaya açık tutan müminlere örnek yakarışını miras olarak bırakmıştır:
“Ey Rabbim!Benim sadece kendime ve kardeşime sözüm geçiyor. O zaman bizimle bu sapkın halk arasına bir çizgi çek.”(Maide,5/25.)
e) İnşirah ve Sültan Duası
Musa peygamber mücadelenin başında yaşadığı sıkıntılı halini Rabbine açmıştır. Görevin zorluğundan kaynaklanan göğsün daralması, ilahi bir lütuf olan inşirah ile açılaktır. Bu sebeple O, Allah’tan inşirah/göğsüne ferahlık vermesi ve Sültan/destekleyici maddi-manevi güçler vermesi için şöyle yakarmıştır:
“Ey Rabbim!Doğrusu beni yalanlamalarından korkuyorum. Göğsümün daralacağından ve dilimin dilimin dolaşacağından korkuyorum; bu yüzden bu işi Harun’a tevdi et.”(Şuara,26/12-13.)
“Ey Rabbim! İçimi senin aydınlığınla genişlet, görevimi bana kolaylaştır, dilimdeki düğümü çöz ki söyleyeceklerimi tam olarak anlayabilsinler; ve bana yakınlarımın arasından yükümü paylaşacak bir yardımcı tayin et: Kardeşim Harun’u mesela, onunla benim gücümü pekiştir; görevimden ona da bir pay ver ki, insanların katında senin yüceler yücesi adını daha da yükseklere çıkaralım; ve seni sürekli analım; muhakkak ki sen bütün varlığımızla bizi görmektesin.”(Taha,20/25-35.)
Musa peygamberin bu duasında bir salih amelin nasıl yapılması gerektiğine ilişkin şu dersler çıkarılabilir: işe Allah’ın yardımını talep ederek O’nun adı ile başlamak; kendimiz gibi olanlarla dayanışma içinde olmaya çalışmak-bireysel hareket etmemek/güç birliği yapmak; başarıda da başarısızlıkta da Allah’ı anmaktan asla vazgeçmemek...
Musa ve Harun peygamberler Firavun’a gitmeden önce Allah’tan istedikleri inşirah ve sültan talebini birlikte yaptıkları dualarla da dile getirmişlerdir:
“Ey Rabbimiz! Firavunun bize düşmanca davranmasından yahut azgınlıkta devam etmesinden korkarız.”(Taha,20/45.)
f) Kafir Toplumun Elinden Kurtuluş Duası
Musa a başarıya ulaşmış, ilahi yardımların mucizevi etkileri tesirini göstermiştir; Firavun’un uzman bürokratlarının ilahi hakikate teslim olup ebedi hidayet talep edişleri de dua ile olmuştur:
“Ey Rabbimiz! Dar zamanda bize sabır ihsan et ve yürekten sana bağlanan kimseler olarak canımızı al. Ey Rabbimiz! Bizi zalim bir topluluğun elinde rezil-rüsvay etme, bu kafir toplumun elinden lütfunla kurtar bizi.”(A’raf,7/125.)
g) Helaktan Muhafaza Duası
Tur’dan döndükten sonra kavmini buzağıya taparken görmesi Musa peygamberi onu çok üzmüştü. Gerekli uyarıları yaptıktan sonra ilk iş olarak şirk suçunun muhatabı olan Allah’tan özür dilemek üzere toplu bir yakarış gerçekleştirmiştir. Kavmi içinden seçtiği yetmiş adam ve kardeşi Harun olmak üzere toplam yetmiş iki duyarlı insan, ruhlarını saran büyük bir manevi sarsıntı eşliğinde helaktan muhafaza buyurması için Allah’a şu yakarışta bulunmuşlardır:
“Ey Rabbim! Beni ve kardeşimi bağışla ve rahmetine kabul et; çünkü Sen merhametlilerin en merhametlisisin. Ey Rabbim! Eğer dileseydin sana şirk koşanları daha önce yok ederdin ve onlarla beraber beni de. İçimizden bir takım dar kafalıların yaptıklarından dolayı bizi helak edecek misin? Bütün bunlar senin bir imtihanından başka bir şey değil; ki onunla dilediğinin sapmasına fırsat verir, dilediğini de doğru yola sokarsın. Bizim velimiz sensin öyleyse bizi bağışla. Bize acı, çünkü bağışlayanların en hayırlısı sensin. Bizim için bu dünyada da Ahiret’te de iyi ve güzel olanı yaz. Bak işte pişmanlık içinde sana yöneldik.”(A’raf,7/151,155-156.)
Helak edilmeye layık olan sadece kafirler ve onların yardakçıları münafıklardır; bu yasa gereği şirke karşı mücadeleden vazgeçmeyen Musa-Harun peygamberler ve imanını salih amellerle takviye eden yetmiş mümin kişiden oluşan topluluğa Allah rahmetini indirmiş, onları affetmiş, helak yasalarının işleyiş süreci durmuştur. Samiri hariç halkın diğer kesimleri bu şirk suçunu işlemekte ısrar etmedikleri için onlar da Allah’ın rahmetinden nasiplerini almışlardır.
h) Helak Duası
Musa peygamber hiçbir uyarının artık fayda vermeyeceği derecede duyarlılıklarını yitirmiş Firavun ve refahtan şımarmış azgın çevresinin mücadelenin nihayetinde helak edilmesini niyaz etmiştir:
“Ey Rabbim! Gerçek şu ki, Sen Firavun ve onun seçkinler çevresine dünya hayatında görkem ve zenginlik verdin. Öyle ki, bunun sonucu olarak onlar da ey Rabbim! başkalarını Senin yolundan çeviriyorlar! Ey Rabbimiz! Öyleyse artık onların zenginliklerini silip yok et! Kalplerini katılaştır! Çünkü onlar çetin azabı görmedikçe inanmayacaklar.” (Yunus,10/88.)
11-12) Davud-Süleyman Peygamberler
a) Adil Bir Hükümranlık İçin Yakarış
Süleyman peygamber, İslam’ın yücelmesi için seferber edebileceği büyük bir hükümranlık vermesi için Allah’a yakarmış ve duası makbul olmuştur. Tarihte eşine ender rastlanan bir güç ve iktidara malik olduğu halde O, sahip olduğu her şeyi, hiç şımarmadan Tevhid Dini İslam’ın hizmetinde kullanmıştır. İşte insanlığa örnek olarak Kur’an’da anılan bu büyük hükümranlık için yapılan yakarış:
“Ey Rabbim! Günahlarımı affet, bana benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver; çünkü sen bol bol veren lütuf sahibisin.”Sad,38/35.)
b)Hamd Duası
Davud ve Süleyman peygamberler kendilerini ilim vererek peygamber yaptığı için Yüce Allah’a hamdetmişler; vahiy nimetine nankörlükle değil şükran ifadesiyle karşılık verdikleri için insanlığa örnek dualarıyla Kur’an’a anılmayı hak etmişlerdir. Onların örnek hamd edişleri şöyle olmuştur:
“Bütün övgüler bizi iman eden öteki kullarından üstün kılan Allah’a attir.” (Neml,27/15.)
c) Şükür ve Şirke Karşı Güç Birliği Yakarışı
“Ey Rabbim! İçimde öyle düşünceler uyandır ki, bana ve ana-babama bahşettiğin nimetler için sana hep şükreden biri olayım. Ve hep senin hoşnut olacağın dürüst ve erdemli işler yapıyor olayım; ve beni rahmetinle dürüstlük ve erdemlilik timsali salih kullarının arasına kat.”(Neml,27/19.)
Büyük bir iktidar sahibi olan Süleyman peygamber bu duası ile Yüce Allah’ın bahşettiği her türlü nimete karşı şükran duyduğunu itiraf ederek ilan etmiştir. Yüzeysel bakıldığında, sıradan yöneticilerde rastlandığı gibi böyle kudretli bir hükümdarda her şeye burun büken bir şımarıklık, gurur ve kibir ilk göze çarpan özellik olurdu. Fakat O ilahi vahyin eğitiminden geçtiği için ahlakı, ne kadar güç sahibi olursa olsun alçakgönüllü olmayı sürdürmesini gerektirmiştir. Bu yüzden tevazu ile nankörlüğe tenezzül etmeyen bir salih kul olarak, daima kendisi gibi müminlerle dayanışma içinde olmayı dilemiştir.
Davud a’ın oğlu olan Süleyman peygamber bütün ihtişamına rağmen servetinin Allah’ı unutturmasına izin vermemiştir. İktidar ve zenginlik sahibi diğer insanların aksine Rabbini çok anmasıyla alemlere örnek olmuştur.
13- Yunus Peygamber
Yunus peygamber uyarılarının bir işe yaramadığını gördüğü halkını Allah’tan izin almadan sabırsızca terk etmiştir. Öfkeyle çıkıp gittiği şehirden çok uzaklarda, batmak üzere olduğu için yüklerinin hafifletilmesi kararı alınan bir gemide yolculuk ederken kura kendisine çıkmıştır ve bir anda kendisini balığın karnında bulmuştur. Bu sonuçtan hikmetli bir ders çıkaran Yunus a tahammülsüzlüğünden kaynaklanan hatasını itiraf ederek balığın karnında, tevazu, günahı itiraf ve istiğfar içeren bir yakarışla halini Allah’a şöyle arz etmiştir:
“Allahım! Senden başka ilah yoktur. Sınırsız kudret ve yüceliğinle Sen her şeyin üstündesin. Doğrusu gerçekten ben büyük bir haksızlık yaptım.”(Enbiya,21/87.)
Sahile sağ selamet bir şekilde Allah’ın yardım ile çıkan Yunus peygamber hemen terk ettiği halkının yanına koşmuş ve onları bıraktığından daha iyi bir durumda pişman olmuş bir vaziyette ıslah olma cehdi içinde bulmuştur.
14- Zekeriyya Peygamber
Zekeriyya peygamber çocuğu olmayan olgun bir müminin zürriyet sahibi olmak için Allah’a nasıl yakarması gerektiğine ilişkin bir numune olarak Kıyamet’e kadar yaşayacak insanlar için güzel bir örnektir. İşte genç kuşakların kalbini vahiyin ışıklarıyla doldurmak için yanıp tutuşan ve İslami irşadın kesintisiz bir şekilde devam etmesi için çırpınan bir arınmışlık timsali Zekeriyya peygamberin yakarışı:
Ey Rabbim! Doğrusu artık kemiklerim gevşedi, saçlarım ağardı, ama şimdiye kadar ey Rabbim sana yönelttiğim dualarda cevapsız bırakıldığım hiç olmadı.Ve gerçek şu ki ben göçüp gittikten sonra yakınlarımın yapacaklarımdan kaygı duyuyorum; çünkü karım baştan beri kısırdı. Öyleyse bana katından benim yerimi alacak bir yardımcı bahşet. Ki, bana ve Yakub’un Evi’ne mirasçı olsun, ve Sen ey Rabbim, onu hoşnut olacağın bir ahlakla donat.
Ey Rabbim Rahmetinle bana güzel bir zürriyet bağışla, zira Sen her yakarışı duyarsın. Beni çocuksuz bırakma! Fakat beni varissiz bıraksan bile biliyorum ki, herkes göçüp gittikten sonra kalıcı olan biricik varlık sensin. (Meryem,19/3,4,5; Ali İmran,3/38;Enbiya,21/89.)
15- İsa Peygamberin Duaları
Maide/sofra Duası
İsa a insanların sahip olabildikleri bütün rızıkların asıl sahibi olan Allah’tan kalpleri pekiştiren, sonsuz bir güvene eriştiren maddi-manevi bereketler için kaynaklık edecek bir sofra istemiştir:
“Ey Allahım, Ey Rabbimiz! Gökten bize bir sofra gönder; o bizim için –ilkimizden sonucumuza kadar- sürekli tekrarlanan bir ziyafet ve senden bir işaret olacaktır. Ve bize rızkımızı ver, zira Sen rızık verenlerin en iyisisin.” (Maide,5/114.)
16- Muhammed Mustafa SAV’in Duaları
a) Besmele Duası
“Ey Rabbim! Girişeceğimi her işe doğruluk ve içtenlik üzere girmemi, bırakacağım her işten de doğruluk ve içtenlik göstererek çıkmamı sağla; ve bana katından bir sültan/destekleyici bir güç-bir tutamak bahşet.” (17/80.)
Peygamberimiz Muhammed S’in bu duası, gecenin derinliklerinde, teheccüd ve Kur’an tilaveti için kıyam ettiğinde, gün’e diri bir ruh ve Tevhid bilinçle başlaması için Yüce Allah tarafından öğretilmiştir. “Allah’ın yardımı olmadan hiçbir işi başaramayacağımız” gerçeği, duada öne çıkan önemli ögedir. Yine her işe dua ile ve Allah’ın adı ile başlanması gerektiğine ilişkin vurgular taşıyan bu yakarış, bütün eylemlerimizde Rabbimiz’in rızasını asla hatırdan çıkarmamamızın lüzumunu işlemektedir.
b) Tevhid Duaları
İstiâne(yalnız Allah’tan yardım dileme) duası
“Yalnız sana ibadet eder, yalnız senden yardım dileriz.” (Fatiha Suresi,1/5.)
Tevhid ve Ebedi Hidayet Duası
İman ettikten sonra insanların kalplerinin eğrilmesi mümkündür. Bunun için hidayetten sonra Allah’ın Hadi ve Mü’min sıfatlarının sağlayacağı güvenlik şemsiyesi altında kalıp, daimi bir koruma istemek gerekir. İşte bu gerçeği hatırlatan Rabbimizin, peygamberimizden ve onun ümmetinden istediği en güzel yakarış örnekleri:
“Bizi dosdoğru yola ilet! Nimet verdiklerinin yoluna, gazabına uğrayanların ve sapkınların yoluna değil.” (Fatiha Suresi,1/6-7.)
Allah’ın gelmiş geçmiş ve halen yürürlükte olan hükümleri arasında ayırım yapmadan iman etme ve dünyevi sorunlar tarafından kuşatma altında olan imanımızı sonsuza dek muhafaza edebilmemiz için, peygamberimize ve ümmetine tavsiye edilmiş diğer yakarış örnekleri:
“Ey Rabbimiz! Derin kavrayış sahipleri dışında hiç kimse ders almasa da ilahi kelamın Muhkem, müteşabih tüm beyanlarına inanır; onlar arasında ayırım gözetmeyiz. Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi hakikatten bir daha saptırma ve bize rahmetini bağışla, Sensin hakiki Lütuf Sahibi. Ey Rabbimiz! Geleceğinde hiçbir kuşku bulunmayan O Gün’ü görüp yaşamaları için mutlaka insanlığı bir araya toplayacaksın. Tanıklık ederiz ki, Allah vadini yerine getirmekten asla kaçınmaz.”(Ali İmran,3/7-9.)
Tevhid ve Tevazu Duası
İlahlıkta ve Rablikte ortağı bulunmayan Yüce Allah, Peygamberimizin şahsında tüm müminlerin tevazuyu nasıl kendilerine şiar edineceklerini dua formunda öğretmektedir:
“Ey Egemenlik Sahibi Allahım! Sen egemenliği dilediğine verirsin, dilediğinden alırsın; dilediğini yüceltir dilediğini alçaltırsın. Bütün iyilikler Senin elindedir. Doğrusu Sen istediğini yapmaya kadirsin. Gündüzü kısaltarak geceyi uzatır, geceyi kısaltarak gündüzü uzatırsın ve dilediğine her türlü hesabın üstünde rızık bağışlarsın.” (Ali İmran,3/26-27.)