629- Ebû Mahzüre (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), Huneyn’den yola çıkınca, biz de on kişilik bir ekiple onları karşılamaya çıkmıştık. Yolda onların namaz için ezan okuduklarını işitince; ezanlarını taklit ederek onlarla alay etmeye başladık. Rasûlullah (s.a.v) bizler için: “Sizin aranızda güzel sesli birinin ezan okuduğunu işittim” diyerek bizleri yanına çağırttı. Bizler de sırayla birer birer ezan okuduk, en son okuyan ise ben idim. Ben ezan okuyunca Rasûlullah (s.a.v) beni önüne oturtarak başımı okşayıp Allah mübarek etsin diye üç sefer dua etti sonra şöyle buyurdu: “Git Mekke’de Kâbe’de ezan oku.” Ben de: “Ben nasıl okurum, bilmiyorum ki” dedim. Bunun üzerine bana ezan okumayı şimdi okuduğunuz şekilde okumamı öğretti:
“Allahü ekber, Allahü ekber, Allahü ekber, Allahü ekber
Eşhedü en lâ ilâhe illallâh, Eşhedü en lâ ilâhe illallâh
Eşhedü enne Muhammeden Rasûlüllâh, Eşhedü enne Muhammeden Rasûlüllâh
Hayye alessalâh, Hayye alessalâh
Hayye alel felâh, Hayye alel felâh
Essalât-ü Hayrun Minennevm, essalât-ü Hayrun Minennevm
(Bunu sabah ezanına ilave etmemi söyledi)
Allahü ekber Allahü ekber Lâ ilâhe illallâh”
Kameti de şu şekilde yapmamı öğretti:
Allahü ekber,Allahü ekber, Allahü ekber, Allahü ekber
Eşhedü en lâ ilâhe illallâh, Eşhedü en lâ ilâhe illallâh
Eşhedü enne Muhammeden Rasûlüllâh, Eşhedü enne Muhammeden Rasûlüllh
Hayye alessalâh, Hayye alessalâh
Hayye alel felâh, Hayye alel felâh
Kad kamet-is salâtü Kad kamet-is salâh
Allahü ekber Allahü ekber
Lâ ilâhe illallâh.” (Dârimi, Salat: 6; İbn Mâce, Ezan: 2)