704) "... (Abdullah) ibn-i Ömer (Radyallâhü anhümâ)'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir :
Ben, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken dinledim
«Araplar (şu) namazınızın adında size galebe etmesinler. Çünkü O(nun adı) 'İşA'dır. Ve araplar, develer sebebiyle (o namazı) gece karanlığına tehir ederek ona -Ateme» ismini verirler.»"

705) "... Ebû Hüreyre (Radyallâhü anh)'den rivayet edildiğine-gprer Peygamber (Sallaiahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Araplar (yatsı) namazının isminde size galip gelmesinler.» Râvi İbn-i Harmele (Radıyallâhü anh) şu fıkrayı da rivayet etmiştir: «... Çünkü şüphesiz O(nun adı İsa'dır. Araplar develerde meşguliyetleri) sebebiyle (yatsı namazını) gecenin şiddetli fcaranh-ğına geciktirdikleri için (ona) Ateme derler.»"

706) "... Abdullah bin Zeyd (bin Abd-i Rabbih) (Radıyallâhü a«A>'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir :
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) namaza davet için borazanı arzulamış ve çan ittihazını emretmiş ve çan yapılmıştı. Sonra (mezkûr) Abdullah bin Zeyd rüya görmüş ve rüyasını şöyle anlatmıştır : Ben rüyamda üzerinde iki yeşil elbise bulunan bir adam gördüm. Bir çan taşıyordu. Ona:
— Ey Allah'ın kulu! Şu çanı satar (mı) sın? dedim. Adam:
— Bununla ne yapacaksın? diye sordu. Ben:
— Onunla namaza çağırırım, dedim. O:
— Seni şu çandan daha hayırlı bir şeye delâlet etmiyeyim mi? dedi. Ben t
— Delâlet edeceğin şey nedir? diye sordum. Adam:
— Şunu söylersin, dedi i
Ravi demiştir ki: Abdullah bin Zeyd, bu rüyadan sonra sabahleyin çıkarak Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve SellemJ'in yanına varmış ve gördüğü rüyayı ona anlatmak üzere:
'Yâ Resûlallah! Ben rüyamda üzerinde iki yeşil elbise bulunan bir adam gördüm. Bir çan taşıyordu.' demiş ve gördüğü rüyayı anlatmıştır. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) sahâbilere =
«Sizin arkadaşınız bir rüya görmüştür.» buyurduktan sonra (rüya gören Abdullah'a) :
«Bilâl ile beraber mescide çık da gördüğün ezan kelimelerini ona öğret. Bilâl da çağırsın. Çünkü Onun sesi, seninkinden daha gürdür.» buyurdu. Abdullah demiştir ki: Ben Bilâl1 le mescide çıkarak Ona ezan kelimelerini öğretmeye başladım. O da o kelimelerle çağırıyordu. Bunun üzerine Ömer bin El Hattab ezan sesini işitince çıka-geldi ve ı
— Yâ Resûlallah! Vallahi Abdullah'ın rüyada gördüğünün mislini ben de rüyamda görmüştüm* dedi..
Râvi Ebû Ubeyd demiştir ki ( (Rüya sahibi) Abdullah bin Zeyd El-Ensârî (Radıyallâhü anh) nin bu rüya hakkında aşağıdaki şiirleri söylediğini Ebû Bekir El-Hakemi bana haber vermiştir.
Ezan için, celâl ve ikram sahibi Allah'a çokça hamd ederim.
Çünkü bana ezanı Allah'tan bir müjdeci getirdi. Benim yanımda o ne güzel müjdecidir.
Ezan kelimelerini üç gece üstüste bana getirdi. Her gelişinde öğrendiğimi daha da pekiştirdi.»

707) '... Sâlim'in babası (Abdullah bin Ömer) Radtyallâhü anhümyâen rivayet edildiğine göre şöyle demiştir :
Abdullah Bin Zeyd (R.A.)'in Hal Tercemesi
Abdullah bin Zeyd bin Abd-i Rabbih bin Sulebe bin Zeyd el-Ensarî el-Hazred Ebû Muhammed el-Medeni, Akabe görüşmesinde bulunmuş ve Bedir savaşma katılmıştır. Rüyasında ezanı gören zât odur. Medine-i Münevvers'de mescid-i Nebevi yapıldıktan sonra hicretin ilk yılı rüya olayı vuku bulmuştur. Peygamber <S.A.V.Vden hadîs rivayet etmiştir. Râvileri : Oğlu Muhammed, Saîd bin el-MÜ-seyyeb, tbn-i Ebİ Leylâ ve bir cemaattır. Buhârî ve îbn-i Adiyy: Ezan hadisinden başka hadisi tanınmıyor demişlerdir. Fakat el-Hâlız : Ben, Onun ezan hadîsinden başka hadislerini bularak bir cüzde topladım, demiştir. Halife Ömer bin Abdül-aziz'in hayat hikayesinde sahih bir senedle rivayet edildiğine göre Abdullah'ın kızı, Halife'nin huzuruna girerek: Ben, Abdullah bin Zeyd'in kızıyım. Babam, Bedir savasına katılmış ve Uhud savaşında şehid edilmiştir, demiş; Halîfe de : Dilediğini İst» «Uyerek tttlediğt kadar ons yardımda bulunmuştur. Oğlu Muhammed'-den rivayet edildiğine göre Abdullah, 64 yaşında iken hicretin 32. yılı vefat etmiş ve Osman (R.A.) onun namazını kaldırmıştır. (El-

708) *'... Ebû Mahzûre bin Mî'yer (Radtyallâkü anhy'm kucağında yetim olarak yetişmiş olan Abdullah bin Muhayrîz (Radıyallâkii anhyden rivayet edildiğine göre:
Ebû Mahzure kendisini Şam'a göndermeye hazırlarken Abdullah şöyle demiştir t Ben, Ebû Mahzûre (Radıyallâhü anh)'ye Ey Amca! Ben Şam'a doğru yola çıkıyorum. Ve şüphesiz senin ezan okuyuşun bana sorulacaktır, dedim. (Râvi Abdülaziz demiştir ki) Abdullah, Ebû Mahzûre (Radıyallâhü anh)'nin şöyle dediğini bana haber vermiştir i
Ben, bir nefer (on kişilik grub) içinde yola çıkmıştım. Biz yolun bir yerinde bulunuyorduk. Restiluilah (Sallallahü Aleyhi ve Sel-lem) in müezzini, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in yanında namaz için ezan okudu. Biz de müezzin sesini, ondan yüz çevirdiğimiz halde işittik. Bunun üzerine biz onunla alay ederek ve bağırarak ezan okuduk. Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (sesimizi) işitti ve bize bir topluluk gönderdi. Gelenler bizi Onun huzurunda oturttular. O da:
«Sesini yüksek olarak işittiğim şahıs hanginizdir?» diye sordu. Kavmin hepsi beni işaret ettiler ve doğru söylediler. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), hepsini salıverdi ve beni alıkoyarak bana:
-Kalk ezan oku» buyurdu. Ben de kalktım. O esnada Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'den ve bana emrettiği ezandan nefret ettiğim kadar, hiç bir şeyden nefret etmiyordum. Nihayet Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in huzurunda ayakta durdum. Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bizzat bana ezan kelimelerini telkin ederek şöyle buyurdu: De ki:Sonra bana buyurdu ki: «(Şunu okurken) sesini yükselt.
Sonra ben ezan okumayı bitirince beni çağırdı ve içinde bir miktar gümüş bulunan bir keseyi bana verdi. Sonra elini Ebû Mahzûre (Radıyallâhü anh)'in başının Ön kısmı üzerine bırakıp yüzü, memeleri ve ciğeri üzerinden geçirdi. Nihayet Resûlullah (SaHallahü Aleyhi ve Sellem)'in eli Ebû Mahzûre (Radıyallâhü anh)'nin göbeğine ulaştı. Sonra Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
«Allah seni mübarek kılsın, bereketi, üzerinde olsun.» buyurdu. Bundan sonra ben:
Yâ Resûlallah! Mekke'de ezan okumayı bana emrettin (mi?) dedim. O:
«Evet. Sana emrettim.» buyurdu. Artık Resûlullah (Sallallahü. Aleyhi ve Sellem) 'e karşı duyduğum nefret, tamamen gitti. Ve hepsi Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) için muhabbete dönüştü. Sonra ben Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in Mekke valisi Attâb bin Esîd (Radıyallâhü anh)'in yanına vardım. Ve Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in emrinden dolayı Attâb varken, namaz için ben ezan okudum.
Râvi (Abdülaziz) demiştir ki: Ebû Mahzûre'ye yetişenler bu hadîsi Abdullah bin M uhayriz'in bana haber verdiği şekil üzere baaıa tahdis ettiler."
Not : Zevâid'de : Bu hadis, Buhârİ'nin sahihinden başka, hadis kitablannda mevcuttur. Lâkin musannifin rivayetinde bir ilâve vardır. Musannifin rivayetine ait isnad, sahih olup, ricali sikalardır, denmiştir.

709) "... Ebû Mahzure (Radıyallâhü ank)'den rivayet edildiğine göre
şöyle demiştir:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), bana ezanı ondokuz kelime olarak, ikameti de onyedi kelime olarak öğretmiştir.
Ezanı
İkamet onyedi kelimedir

710) "... Resûlullah (Sallailahü Aleyhi ve Sellem)'in müezzini Sa'd (EI-Karazî (Radıyallâhü ank)'den rivayet edildiğine göre :
Resûlullah (Sallailahü Aleyhi ve Sellem), Bilâl (Radıyallâhü anh)'a (ezan okurken) iki parmağını kulağına sokmasını emrederek:
«Şüphesiz o, senin sesini daha çok yükseltir.» buyurmuştur.»

711) "... Ebû Cuhayfe (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
Ben, El-Ebtah (2) 'ta Resûlullah (Sallailahü Aleyhi ve Sellem> 'İn yanına vardım .Kendisi, kırmızı bir çadır altındaydı. Biraz sonra Bilâl (Hadıyallâhü anh), çıkıp ezan okudu. Ezanında döndü ve iki parmağını kulaklarına soktu."

712) "... (Abdullah) İbn-i Ömer (Radtyallâhü ahümâ)'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu demiştir :
«Müezzinlerin boyunlarına takılmış olan müslümanların iki hasleti vardır. Bu haslet müslümanların namaz ve orucudur.»

713 "... Câbir bin Semûre (Radtyallâhü anhyâtn rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
Bilâl (Radıyallâhü anh), ezanı vakitten hiç geciktirmezdi. İkameti bazen biraz geciktirirdi."

714) "... Osman bin Ebil-Âs (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir :
Peygamber {Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'İn bana yaptığı son tavsiye ezan için ücret alan bir müezzini ittihaz etmemem idi."

715) "... Bilâl (Radtyaüâhü a»*)'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir :
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve S e İle m) sabah ezanında tesvib etmemi emretti. Ve yatsı ezanında tesvib etmemi bana yasakladı."

716) " Bilâl (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre kendisi, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e gelerek :
Sabah namazı (vakti) ni haber vermek istemiş de Bilâl (Radıyallâhü anh) 'a t
Osman Bin Ebfl-As (R.A.)'ın Hat Tercemesi
Osman bin Ebil-As bin Bişr Ebû Abdillah Peygamber <S.A.Vr>'in yanına sa-kîf hey'eti içinde gelerek müslümanlığı kabul etmiştir. Peygamber (S.A.V.) Onu Tâil valiliğine atamış. Peygamber (S.A.V.)'den sonra Ebû Bekir (R-A.) ve Ömer (R.A.), hilafetleri gj«ypaniTwfa onu bu görevde ibkâ ettirmişler. Bilahere Ömer (R.A.), onu Umman ve Bahreyn valiliğine atamıştır. Peygamber (S.A.V.)'den dokuz hadîs rivayet etmiştir. Kendisindefl de Sald bin el-MÜseyyeb, Nâfİ bin C0-beyr, Yezid bin Abdillah ve el-Hasan bin Ebi'l-Hasan rivayette bulunmuşlardır. Hicretin 55. veya 51. yılı, Muâviye (R.A.)'nin hilafeti zamanında velat etmiştir. Tirmizİ, Ebû Davûd ve îbn-i Maceh, onun hadislerini rivayet etmişlerdir. (El-Men-hel. C. 4, Sah. 48)
O uyuyor, denmiş. Bunun üzerine Bilâl (Radıyallâhü azıh) : Namaz uykudan hayırlıdır, namaz uykudan hayırlıdır, demiş; Bunun üzerine bu cümle sabah ezanına yerleştirilmiş ve böylece (tesvîb) durumu sâbitleşmiştir."

717) "... Ziyâd bin el-Hâris es-Sudâî (Radtyallâhü anA)'den rivayet edildiğine göre şöyle söylemiştir:
Ben, bir yolculukta Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in beraberindeydim. Bana emretti. Ben ezan okudum, sonra Bilâl (Ra-dıyallâhü anh) ikâmet etmek istedi. Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
«Sudâ'nın kardeşi ezan okumuştur. Kim ezan okursa o ikâmet eder.» buyurmuştur.*'