KADININ SESİ HARAM MI?
İslâmiyet kişiyi fitne ve fesada sürükleyen görüntüdavranış ve hallere karşı koruyucu tedbirler alır. Çünkü İslâmda insanın safiyet ve vakarının muhfazası ve bozulmaması esastır. Bu tedbir ve koruma hem erkek için
hem de kadın için eşit seviyede düşünülür.
Diğer yandan insana verilmiş olan özellikkabiliyet ve farklılıklar bir başkasının vebal altına girmesine sebep olmamalı
yanlış duygulara kapılmasına meydan vermemeli
nefsini azdırmamalıdır.
Yaratıcı tarafından kadına ihsan edilen sesi de bu çerçeve içinde düşünmek gerekir. Esas itibariyle başta insan olmak üzere hiçbir varlığın sesi mutlak olarak haram ve günah sınıfına sokulmaz. Çünkü yaratılışında bir haramlık mevcut değildir. Bunun içindir kihiçbir âyet ve hadis kadının sesini haram kılıcı bir hüküm bildirmez.
Başta Hanefi ve Şâfiî imamları olmak üzere mezhep sahibi müçtehid imamlarımızın kanaatleri de bu merkezdedir. Hattâ bütün fıkıh kitaplarında şu hükmü görüyoruz: Cumhura göre kadının sesi avret değildir. Yani bütün müçtehidlere göre kadının sesi haram değildir.
Şâfiî mezhebi âlimleri ve diğer müçtehidler şöyle derler: “Kadının sesi avret değildir. Çünkü kadın alış veriş yaparmahkemede şahitlikte bulunur. Bunun için sesini yükselterek konuşmak zorunda kalır.1
Kadının sesinin avret olmadığının gerekçesi İslâmın ilk uygulamalı devri olan Saadet Asrıdır. Yani Peygamber Efendimizin (a.s.m.) ve sahabilerin uygulayış biçimidir. Bu uygulanış biçimi üç şekilde görülüyor:
Birincisi: Peygamber Efendimizin (a.s.m.) sahabi hanımlarla konuşmasıonların sorularına cevap vermesi
şikâyetlerini dinlemesi
ihtiyaç ve taleplerini karşılamasıdır.
Bir örnek olması bakımından şu hadis-i şerifi nakledelim:
Amr bin Şuayb rivayet ediyor:
Bir kadın yanında kızı ile birlikte Resulullaha (a.s.m.) geldi. Kızın kolunda iki altın bilezik vardı. Resulullah (a.s.m.) kadına sordu: “Bu bileziklerin zekâtını veriyor musun?”
Kadın“Hayır
vermiyorum” diye cevap verdi.
Bunun üzerine Resulullah (a.s.m.) tekrar sordu:
“Pekikıyamette bu iki bilezik yerine
’ın sana ateşten iki bilezik taktırması hoşuna gider mi?”
Kadın iki bileziği hemen çıkarıp Resulullaha (a.s.m.) uzattı ve “Bunlar artıkve Resulüne aittir” dedi.2
İkincisi: Sahabiler gerek Peygamberimizin hanımlarınagerekse diğer hanım sahabilere hadis ve benzeri durumlarda soru sorarlar
konuşurlar ve bazı konularda bilgi alırlardı.
Üçüncüsü: Yine Sahabe döneminde kadınlarhalifelere şikâyetlerini dile getirirler veya dinî meselelerde diğer sahabilere bilmediklerini sorup öğrenirlerdi.
Bu mesele için de bir örnek verelim:
Kadının biri Hazret-i Ömer’e gelerek“Yâ Emîrelmü’minîn! Kocam geceleri ibadet eder
gündüzleri de oruç tutar” şeklinde şikâyette bulundu.
Hazret-i Ömer“Ne demek istiyorsun? Kocanı geceleri ibadet etmekten ve gündüzleri oruç tutmaktan alıkoymamı mı istiyorsun?”
Bunun üzerine kadın başka bir şey söylemeden çıkıp gitti ve biraz sonra bir daha gelip aynı şikâyetini dile getirdi. Hazret-i Ömerkadına yine aynı cevabı verdi.
Bu durumu gören Kâ’b bin Sûr söze karıştı ve “Yâ Emîrelmü’minînkadının hakkı var. Cenab-ı Hak erkeğe dört kadınla evlenebileceğine müsaade ettiğine göre
dördüncü gün kadının hakkıdır” dedi.
Bunun üzerine Hazret-i Ömer kadının kocasını çağırtıp dört günde bir oruç tutmamasını ve her dört gecede bir kadının yanında yatmasını emretti.3
Ancak diğer bütün mübah meselelerin mahiyet değiştirip mahzurlu bir hal almasında olduğu gibikadının sesi meselesinde de aynı durum söz konusudur. Kadının sesi mübah
masum ve meşru olmasına karşılık hangi sebeplerden dolayı “avret” olur
nasıl olursa yasak sınıfına girer
yabancı erkeklerin dinlemesi haram olur?
Kadının sesi yaratılışı icabı dikkat çekicidir. Özellikle ses normalin dışında bir tonda çıkarsa birtakım mahzurları beraberinde getirmektedir ve dinî tabiriyle “fitneye” sebep olmaktadır. Demek kiharam olan sesin kendisi değil de
kontrol dışı bir mahiyet taşımasıdır.
Ahzab Sûresinin 32. âyet-i kerimesi bu husustaki ölçüyü Peygamber hanımlarının şahsında şöyle veriyor:
“Ey Peygamber hanımları! Siz herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Eğer halinize layık bir takva ile korunacaksanızyabancılarla câzibeli bir şekilde konuşmayın ki
kalbinde fesat bulunan kimse bir ümide kapılmasın. Konuşurken ciddiyet ve ağırbaşlılıkla söz söyleyin.”
Müfessir Vehbi Efendi bu âyeti tefsir ederken“Söylediğiniz söz fitneye sebep olmasın. Yani cazibeli ve ecânibi şüpheye düşürecek bir halde edalı ve naz ü istiğna ile söylemeyin” şeklinde izah getirmektedir. Elmalılı’nın ifadesiyle “Yayılarak
kırıtarak
sınık
yılışık” olduğunda “kalbi çürük kötülüğe meyilli kimseler” bir ümide kapılırlar. Bundan dolayı da günaha girilmiş olur.
Vehbe Zühaylî bunu normal konuşmalardan ziyade dinî muhtevada da olsa aynı gerekçe ile mahzurlu görür: “KadınınKur’ân şeklinde de olsa
coşkulu ve nağmeli olarak okumakta iken seslerini işitmek haramdır. Çünkü bunda fitneye sebep olma korkusu vardır.”4
İbni Âbidîn ise meseleye şu şekilde bir açıklık getirir:
“Tercih edilen görüşe göre kadının sesi avret değildir. Yalnız zekâsı kıt olanlar zannetmesinler ki‘biz kadının sesi avrettir demekle konuşmasını kasdetmiyoruz. İhtiyaç halinde ve benzeri durumlarda kadının yabancı erkeklerle konuşmasına cevaz veriyoruz. Yalnız kadınların yüksek sesle konuşmalarını
seslerini uzatmalarını
yumuşatmalarını ve nağmeli bir şekilde okumalarını caiz görmüyoruz. Çünkü bunlarda erkekleri kendilerine meylettirmek ve şehvetlerini tahrik etmek vardır. Kadının ezan okuması da bundan dolayı caiz olmamıştır.”5
Bizim de katıldığımız hükmü Faruk Beşer Hoca veciz bir şekilde şöyle dile getirir:
“Kadın her şeyiyle olduğu gibi sesiyle de çekicibüyüleyici ve tahrik edicidir ve aslında bu onun çirkin olduğunu değil
güzel olduğunu gösterir. Birer nimet demek olan çekici yönlerini
bu arada sesini fitneye sebep olmak ve tahrik etmek için kullanırsa
yani konuşmasını kırıla döküle ve kadınsı biçimde yaparsa
ya da nağmeli sözlerle normal konuşurken zaten tahrik edici olan sesini daha da etkileyici hale getirirse
sesi avret olduğundan değil de
fitneye sebep olacağından haram olur. Vakarlı ve karşısındakine ümit kestirici edayla konuşursa haram olmaz.6
Son olarak zamanımızın müfessirlerinden Muhammed Ali es-Sabûnî’nin yorumuna yer verelim:
“Açıkça görüldüğü gibieğer fitneden emin ise kadının sesi haram olmaz. Ancak
erkeklerin
kadınları fitne ve fesada götüren hallerden uzak tutmaları gerekir.”7
Sorudaki unsurlara gelinceşiir ve ilahide ses incelip kalınlaştığı
nağmeli olduğu ve câzip bir mahiyete büründüğü için yabancı erkeklerin duyacağı şekilde söylemek beraberinde mahzurları taşımaktadır.
Hanımların sesli olarak zikretmeleri de şayet yabancı erkekler duyacaksayine aynı kategoriye girmekte ve birtakım yanlış duyguların uyanmasına sebebiyet vereceğinden ezanda olduğu gibi müsaade edilmemektedir. Ancak kendi aralarında sesli olarak Kur’ân okumalarında ilâhi söylemelerinde ve zikretmelerinde haliyle mahzur olmaz.
1 Tefsîrü Âyâti’l-Ahkâm2: 167.
2 TirmizîZekât: 12.
3 Hayâtü’s-Sahâbe3: 349.
4 İslâm Fıkhı Ansiklopedisi1: 467.
5 Reddü’l-Muhtar1: 272.
6 Hanımlara özel ilmihal314.
7 Tefsîrü Âyâti’l-Ahkâm2: 167.
Mehmed Paksu
Aileye Özel Fetvalar
Selam ve dua ile...