Namaz kılan herkes bu dertten şikâyet eder. Na*maza durduktan sonra aklımıza çirkin düşünceler edep dışı şeyler gelir. Canımız sıkılır kalbimiz dara*lır kafamız karışır sonunda huzurumuz kaçar.

"Kalbim ne kadar bozulmuş" diye kendimizi suç*larız. Heyecana kapılırız. Kurtulmak için huzurdan kaçarız. İçimizde namaza karşı bir soğukluk başlar. Sazan olur namazı bozar tekrar başlarız. Öyle anlar olur ki namaza durup durduğumuza bin pişman oluruz.

Aman dikkat!

Bütün bu kötü düşünceler bizden kaynaklanmıyor. Tamamıyla şeytandan geliyor. Na*maz kılmaya hazırlandığımız andan itibaren şeytan bizimle uğraşmaya başlar bitirinceye kadar devam eder.

Bunun adı vesvesedir. Vesvese şeytanın sesi ve sözleridir. Yoksa bizim içimizden kalbimizden geli*yor değil....

Vesvese bir hayal hastalığıdır. Namaza durur dur*maz şeytan abur cubur şeylerle kafamızı doldurur.

Hayal duygumuz bir ayna gibidir. Her türlü gö*rüntüye açıktır. Dikkatimizi namazdan çeker kötü düşüncelere çevirir.

Çare nedir?

Bir defa telâş etmeyelim. Bu çirkin sözler ve görüntüler bize ait değildir şeytana aittir. Çünkü kalbimiz bundan rahatsızdır. Kalbimizden gelmiyor.

Ya nereden geliyor?

Şeytanın kalbimize yakın bir yerde kumanda mer*kezi var vesveseyi oradan gönderiyor.

Bu çeşit vesvesenin hiçbir zararı yoktur. Ne zaman ki zarar görüyorum düşüncesine kapılırsak o zaman zarar görürüz.

Hayal aynamızda görünen bu çirkin görüntülerin ve sözlerin bize hiçbir zararı yoktur. Şeytandan gelen bu şeyler televizyondaki ateşe benzer ateşin görün*tüsü yakmaz. Veya vesvese yılana benzer televizyon*da görünen yılan zarar veremez. Yahut televizyonda*ki pisliğe benzer elimize bulaşması mümkün değil*dir.

Bu örneklerde olduğu gibi namazda iken hayali*mize gelen kafamızı karıştıran huzurumuzu kaçıran o kötü sözler ve pis manzaralar da namazımıza zarar vermez.

Çare olarak ne yapmamız gerekir?

Bu tür kötü düşüncelere önem vermeyeceğiz cid*diye almayacağız üzerinde durmayacağız gözü*müzde büyütmeyeceğiz korkup ürkmeyeceğiz. Benimsemeyeceğiz kabul etmeyeceğiz zarar verir diye bir endişeye kapılmayacağız.

(Yirmi birinci Sözden)

Mehmed Paksu