İslam, insan hayatına ve sağlığına yeterince önem vermiş ve "hakk-ı hayat muhteremdir" diyerek onu layık olduğu dereceye yükseltmiştir. Rasulüllah (s.a.v.) Efendimizin koruyucu hekimli*kle ilgili yüzün üstündeki hadisleri, İslam'ın insan sağlığına ver*diği değerin çizgisini belirlemektedir.
O bakımdan müminin namazda bile olsa, ortaya çıkan yılan, akrep ye benzeri zehirli ve tehlikeli haşereyi öldürmesine ruhsat verilmiştir.
Nitekim Ebu Hureyre (r.a.) den yapılan rivayette diyor ki: "Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz, namazda iken iki siyahın (yılan ve akrebin) öldürülmesini emretti."
Böylece namaz içinde istisnai olarak namaz dışı harekette bulunmaya cevaz verildiği anlaşılıyor. Bunu kuvvetlendirir ma*hiyette, Hz. Aişe (r.a.) validemiz şöyle diyor:
"Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz, kapı içeriden kilitli olduğu sırada evde namaz kılıyordu. Ben kapıya geldim (ve tıkıldattım). Rasulüllah (s.a.v.) yürüyerek geldi, kapıyı açtıktan sonra yerine döndü."
Hz. Aişe bu olayı anlatırken, evin kapısının kıble cihetinde olduğunu belirtmiştir. Bundan anlaşılan odur ki, nafile namazda bir ihtiyaca mebni kıble cihetine yürüyüp geri dönmek namazı bozmaz. Yılan ve akrep konusunda Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz, diğer bir hadislerinde buna yakın bir anlatımla şöyle buyur*muştur:
"Namazda bile olsanız, iki siyahı (yılan ve akrebi) öldürünüz."
Bu hadisler, kişinin nafile namazda iken ortaya çıkan akrep ve yılanı öldürmesinin vücubuna delalet etmekteyse de, buradaki emrin, ilim adamlarının çoğuna göre "nedb" ifade ettiği belirlen*miştir. Aynı zamanda bu Öldürme olayında meydana gelen hare*ketlerle namazın bozulmayacağı istidlal edilmiştir. .
îlim adamlarının bir kısmı ise, bu hadisi veya hadisleri, "Namazı olduğu yerde kesin ve öylece öldürün" şeklinde yo*rumlamışlardır.
Ancak hemen belirtelim ki, böyle bir hareket hususiyet taşıdığından "amel-i kesîr" ile kıyas edilmez. O bakımdan böylesine özellik arzeden bir hareketin namazı bozmayacağı hakkındaki ictihad ve yorum ağırlık kazanmıştır.

Hadislerin Işığında Müctehid İmamların İstidlal ve İctihadları:


a) Hanefilere göre: Hadiste geçen emir, ruhsat ve ibahe manasınadır. Çünkü bu iki zehirli hayvanı öldürmek, namaz hari*ci bir özellik taşımaktadır, yani namaza dahil amellerden değildir. O bakımdan sözü edilen hayvan öldürülürken fazla hare*ket ortaya çıkarsa, namaz bozulur.
Mecmeul-Enhür sahibi de, "sözü edilen iki hayvanı öldürmek mekruh değildir" derken bunu namaz ile takyid et*mekte, yani kişinin namaz kılarken bu hayvanları öldürmesi mek*ruh sayılmaz demek istemektedir.
b) Şafiî'lere göre: Namazda iken ortaya çıkan yılan veya akrebi öldürmekte bir sakınca yoktur. el-Hasan, îshak ve rey ta*raftarları da aynı görüş v e ictihaddadırlar.
c) Hanbelilere göre: Namazda iken sözü edilen zehirli hay*vanları öldürmekte bir beis (sakınca) yoktur.
d) İmam Nahai'ye göre: Namazda iken yılan ve akrebi öldürmek mekruhtur. Ancak namazı bırakıp Öylece öldürürse, o takdirde o namaza yeniden başlaması gerekir.

Hadislerin Tahlili ve Diğer Rivayetler:


Yukarıda geçen 41 nolu Ebu Hureyre (r.a.) nin rivayet ettiği hadisi, İmam Tirmizi hasenlemiş, yani "hasen"dir diye tesbitte bulunmuştur. Aynı zamanda İbn Hibban aynı hadisi kendi sahi*hinde nakletmiş ve Hakim bunu sahihlemiştir.
Bu konuda Hakim, ibn Abbas'dan bir rivayet yapmışsa da, isnadının zayıf olduğu anlaşılmış ve ibn Mace de buna benzer bir rivayete yer vermişse de isnadında Mendel bulunuyor ki, Zehebi bu zat üzerinde durmuş ve Ahmed b. Hanbel'in onun için "zayıftır" dediğini nakletmiştir.
Şevkani ve el-Iraki'ye göre, cumhur-i ulema, namazda iken yılan ve akrebi öldürmenin mekruh olmadığını ortaya koymuştur. Ancak en-Nahai ile Katade, cumhura muhalif olarak şöyle demişlerdir: "Namazda iken yılan veya akreb sana saldırmadıkça onu öldürme!".
Yapılan sahih rivayete göre hem Hz. Ömer (r.a.), hem de Hz. Ali (r.a.) namazda iken yılan veya akrep Öldürmüşler veya öldürmeye azmetmişlerdir.
42 nolu Hz. Aişe (r.a.) hadisini İmam Tirmizi hasenlemiş ve Nesai ise şu cümleyi de fazla olarak nakletmiştir: "Nafile namaz kılarken.."
Bu sahih rivayetlerden anlıyoruz ki, nafile namaz kılarken, kapı kıble tarafında olursa, fazla bir hareket göstermeden adım atıp kapıyı açmak mekruh değildir.