TEVBE VE İSTİĞFAR
19.[ Bil ki, Allah'tan başka ilah yoktur. (Habibim!) Hem kendinin hem de mümin erkeklerin ve mümin kadınların günahlarının bağışlanmasını dile! Allah, gezip dolaştığınız yeri de duracağınız yeri de bilir.]
Şu halde bil; gerçek şu ki, Allah'tan başka ilah yoktur. Hem kendi günahın, hem mü'min erkekler ve mü'min kadınlar için31 mağfiret dile. Allah, sizin dönüp - dolaşacağınız yeri de bilir, konaklama yerinizi de.
İslam'ın insana kazandırdığı ahlaki değerlerden biri de, kulun Rabbine ibadet ve kulluk görevlerini yerine getirmesi, O'nun dini uğruna cihad etmesi, gücü yettiği kadar gayret etmesi, "Üzerime düşeni yaptım" diye yaptıklarını asla yeterli görmemesi, tersine, daima "Rabbimin benden istediklerini ve üzerimdeki hakkını yerine getiremedim" diye düşünmesi ve her zaman kendi hatalarını itiraf ederek Allah'a, "Sana kullukta yaptığım kusurları bağışla" diye dua etmesidir.
Bu duygunun özü, Allah'ın şu buyruğunda ifade edilmiştir: "Ey Peygamber! Hatalarından dolayı af dile, günahlarından dolayı bağışlanma dile." Bu, Hz. Peygamber'in (s.a.) gerçekte bilerek herhangi bir günah ve hata yaptığını ifade etmez. Aksine en doğru ifadesiyle şöyle denmek istenmektedir: Rabbine karşı kulluk görevlerini bütün kullardan daha fazla yerine getiren Peygamberin derecesi bile, yerine getirdiği görevler karşılığında gönlünden en küçük bir öğünme duygusu geçirmemesini, bütün büyük hizmetleri ve başarılarına rağmen Rabbinin huzurunda kusurlarını itiraf etmesini gerektirir.
Bu ayet nedeniyle Hz. Peygamber (s.a), Allah'tan sürekli ve çok çok mağfiret dilerdi. Ebu Davud, Nesei ve Müsned-i Ahmed'deki rivayetlere göre Hz. Peygamber (s.a), "Ben her gün Allah'tan yüz kere mağfiret diliyorum" buyurmuştur.