Camiler Allah'ın inayet ve rahmetinin, feyiz ve ikramının bolca tecelli ettiği kutsal yerlerdir. Allah'ın varlığım ve birliğini kalbden dile, dilden dış organlara en anlamlı şekilde aktaran mü'minlerin birleşip bütünleştiği en önemli mezkezlerdir. Ruh ve bedenin terbi*ye edilip olgunlaştığı ilâhî mektepler; İslâm kültürünün gönüllere ve kafalara işlendiği en mükemmel akademilerdir,
O bakımdan İslâm'da mabedin yeri çok büyük, önemi kelimey*le anlatılamıyacak kadar kapsamlıdır. Rasûlüllah CA.S.) Efendimiz, küfürün ve şirkin zulmünden kurtulup Medine'ye hicret ettiğinde.he-nüz şehre girmeden Küba dolaylarında ilk iş olarak bir mescid yap*tır di ve ilk cumayı da orada kılarak cami ve mescidsiz bir müslü-man beldesinin, içinde incisi bulunmayan sedefe benzediğine işaret*te bulundu.
Tarih boyunca İslâmiyeti ayakta tutan, dinden kaynaklanan ilim ve irfanı yaygınlaştıran ve nesilden nesile ulaştıran vasıtaların ba*şında cami ve mescid gelmektedir.
Bu sebeple ilim adamları ve müctehit imamlar cami konusuna ağırlık vermiş ve müstakil bablar meydana getirmişlerdir.
İlgili hadîsler:
Osman b. Affan (R.A.)'den yapılan rivayette, şöyle demiştir: Re-sûlüllah (A.S.) Efendimiz'den işittim, buyurdu ki:
Kim bir mescid (cami) yaparsa, Allah onun için o mescidin bir mislini Cennet'te yapıp hazırlar.»
İbn Abbas (R.A.)'dan yapılan rivayette, Resûlüllah (A.S. E-fendimiz'in şöyle buyurduğunu söylemiştir:
«Kim Allah için, isterse bağırtlak kuşunun kendi yumurtası için yapmış olduğu yuva kadar olsun, bir mescid yaparsa, Allah Cennet'*te onun için bir ev yapar.»
İbn Abbas (R.A.)'dan yapılan rivayette, Resûlüllah (A.S.) Efen*dimizin şöyle buyurduğunu söylemiştir: «Mescidleri yapı olarak yük*seltmekle emrolunmadım.» îbn Abbas (R.A.) bu hadîsin yorumunda diyor ki:«Yahudi ve Nasarâ'nm (kendi mabetlerini süsleyip şatafat*lı ettikleri gibi, sizler de herhalde mescidleri süsleyip şatafatlı yapa*caksınız iki bu doğru değildir).»
Enes (R.A.)'den yapılan rivayette, Peygamber (A.S.) Efendimiz şöyle buyurmuştur: «İnsanlar mescidler hakkında, (yaptıkları nakış motif, süsleme ve benzeri şeylerden daloyı) övünmedikce kıyamet kopmaz!»
Hadîslerin açık delâletinden şu hükümler anlaşılmaktadır:
1- Cami yapmak müekked sünnettir.
2- Allah rıza için yapılan bir caminin mükâfatı Cennet'tir.
3- Cami ve mescitleri lüzumundan fazla yükseltme bid'attır. Ancak bunun bid'at-ı hasene olduğu söyleyebiliriz.
4- Camileri nakış ve motiflerle yaldız ve renklerle süsleyip şatafatlı hale sokmak sünnete aykırıdır. Bunları daha çok Yahudi ve Hıristiyanlar kendi mâbedlerinde uygularlar.
5- Bir beldede muhtelif semtlerde yapılan camileri süsleme ve şatafatlı duruma getirme karşılıklı övünç nedeni kılmmadıkça kıyamet kopmaz, yani bu gibi sünnet dışı düşünce ve davranışların yaygınlaşması, kıyamet alâmetlerinden biridir.
Hadîslerin ışığında müctehit imamların görüş ve istidlalleri:
a) Hanefîlere göre:
Camileri kireç, alçı, altun suyu ile süslemekte bir sakınca yok*tur. Ancak bunlara harcanan parayı fakirlere dağıtmak daha fazi*letlidir. Fetva da buna göredir. Camileri kireç ve benzeri şeylerle yapıp sıvamak, güzel bir şeydir, çünkü böyle yapmakla sağlam bir bina oluşturulmuş olur. Meşayıh'ten bir kısmı mihrap ve kıble tara*fındaki duvarı nakış ve motiflerle süslemenin mekruh olduğunu; çünkü bunun kalbleri meşgul edeceğini söylemişlerdir. el-Fakiyh Ebu Cafer, Şerh-i Siyerü'l-Kebîr'de cami duvarları üzerinde az olsun, çok olsun nakış bulundurmanın mekruh olduğunu belirtmiş, tavanı*nın az alarak süslenmesine ruhsat verildiğine dikkatleri çekmiştir.
Camileri vakıf parasıyla süslemek pek iyi değildir, çünkü böyle yapmakta vakfın gelirini zayı'etmek söz konusudur.
Camiyi gümüş suyuyla süslemek, kişinin kendi malından sar-fedilerek yerine getirilirse bir beis yoktur.
Anlaşıldığı gibi, Hanefî İmamları camileri süsleme hususunda, rivayet edilen hadîsleri pek delil olarak seçmemişlerdir. Çünkü ço*ğu haber-i vahit ile nakledilmiştir.
b) Şâfiîlere ve Hanbelilere göre, altun ve gümüş ile süslemek, bu iki madenle nakışlamak haramdır.
c) Mâlikîlere göre, camiyi süsleyip nakışlamak mekruhtur. Süs*ler altın ve gümüşle olsa yine de farketmez. Ama kireç ve benzeri şeylerle yapıp sağlamlaştırmak mendubdur. Diğer rivayetler, yorumlar ve tahliller;
508 nolu hadîsi aynı zamanda Taberânî el-Evsat'ta Ebu Bekre'-den (R.A.)., îbn Adiy ise el-Kâmil'de rivayet etmişlerdir. Ancak Ta-berânî'nin rivayet zincirinde Vehb b. Hafs bulunuyor ki, bu zat za*yıftır. İtan Adiy'in rivayet zincirinde ise, el-Hakem b. Yâ'lâ b. Ata' bulunuyor ki, bu zat da münkerül-hadîstir.
îbn Mâce, Ömer'den ve Ali'den (R.A.) rivayet etmiştir. Onun da isnadında İbn Lahiy'â bulunuyor ki, bu zat da zayıf kabul edil*miştir. Nitekim daha önce Zehebî'nin onun hakkındaki tesbitlerini nak letmiş bulunuyoruz.
îmam Tirmizi ise, Enes (R.A.)'den rivayet etmiştir, onun da is*nadında Zıyad en-Nemeri bulunuyor ki, o da zayıf ravüerden sayıl*mıştır.
Aynı mealdeki hadîs daha birçok tariklerden rivayet edilmişse de çoğunun isnadında zayıf veya metruk kabul edilen raviler yer almaktadır.
Aynı hadisin birçok tariklerden rivayet edilmesi, aradaki bazı ravilerin zayıf kabul edilmesine rağmen sahih sayılır ve ihticaca el*verişlidir, denilebilir. O bakımdan mezhep imamları dahil bütün ilim adamları hadisin delâlet ettiği hususu aynen benimsemişlerdir.
510 nolu İbn Abbas hadîsini îbn Hibban sahihlemiş ve ricalinin sahih olduğunu belirtmiştir.
511 nolu Enes hadîsini îbn Huzeyme sahihlemiş ve Buharî'de Enes'den rivayet edip taliken şu lâfızla nakletmiştik «Mescidleri süs*leyip yük seîtmekle övünecekler, sonrada pek azı onları mamur ede*cek...»
Çıkarılan hükümler:
1- Camileri kireçle, altun ve gümüş suyuyla süslemekte birsakınca yoktur. Bu, Hanefîlere göredir.
2- Camilerin mihrab ve kıble cihetini süsleyip nakışlandırmak mekruhtur. Bu, Hanefîlerin birkaç ileri gelenlerinin içtihadıdır.
3 - Tavanını az miktarda süslemekte bir sakınca yoktur. Bu, Ebu Cafer'e göredir.
4- Camileri altun ve gümüş ile süsleyip nakışlamak haram*dır. Bu, Şâfiîlerle Hanbelîlere göredir.
5- Camileri süsleyip nakışlandırmak mekruhtur. Bu, İmam Mâlik'e göredir.
6- Camileri tezyin edip yükseltmek övünme, böbürlenme ve*silesi olmamalıdır. Çünkü camiler sırf Allah'a ibâdet için, O'nun rı*zasına erişmek maksadıyla yapılır. .
7- Camileri kireç, beton ve benzeri şeylerle yapıp sağlamlaş*tırmakta bir sakınca yoktur.
8- Vakıf gelirlerini camilerin tezyinatına harcamak mekruh*tur. Kişilerin kendi mallarından bu tezyinat için sarfetmesine cevaz verilmiştir.