'ın dini İslam
her devirde insanlara iki ana kaynaktan gelmektedir. Bunların birincisi
'ın kitabı Kur'an
ikincisi ise Resullerinin sünnetidir.
Kitap ve sünnet olarakiki kaynak adı altında zikredilen İslam'ın tümü vahiy cümlesindendir.
Kur'an![]()
'tan inen vahy olduğu gibi. sünnet de aynen
'tan inen bir vahy'dir.
Bunu reddedenlere sormak gerekir "...Sünnet nasıl vahy olarak kabul edilmesin
Bakınız'u Azze ve Celle ne buyuruyor:
"O kendi hevasından konuşmaz. Onun
konuşması kendisine İlka edilen bir vahy'den
ibarettir". (Necm 3.4)
Bu ayeti.kerime açıkça ifade ediyorkî; "Rasulullah (sav)'ın şeriatla alakalı bütün konuşmaları vahydir.Okendi heva ve arzusundan şeriata birşey!er sokma yetkisine sahip değildir.."
Ve yine bir ayeti kelimesinde Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
"Eğer Muhammed kendinden bazı sözler uydurup da bizim söylediğimizi iddia etseydielbette ki onun gücünü kuvvetini alır ve şah damarını keserdik. İçinizden biç biri de buna engel olamazdı" (Hakka44
47)
Yine bir ayeti celilede:
"...Muhakkak ki benancak bana vahyolunana tabi oluyorum. Ve ben apacık bir uyarıcıyım" (Ahkaf 9 ay} ifadesiyle
Resulü (sav)'in tabi olup uyguladığı her şeyin (Tabi ki din'le alakalı olan her şeyin) vahiy olduğu bildirilmektedir.
Zikredilen Ayeti kerimeler gayet açık bir şekilde şunu ifade etmektedir ki;
"...Resuldinle alakalı konuşmalarında vahye tabi olduğu gibi
yine aynı şekilde dinle alakalı uygulamalarında da vahye tabi olmaktadır..."
Nasıl böyle olmasın kibu dinin şâri'si
-uAzze ve Celle olduğu halde
nasıl olur da şeriata ait her hangi bir hükmü O'ndan başkası koyabilirki...?
"Hüküm yalnız'ındır... "(En am27) peki öyleyse..; Nasıl olur da resul
öğlen namazının rekat oluşunu kendiliğinden farz kılabilir ki. ve yine
yukarıda zikrettiğimiz ayeti kerimedeki Şiddetli uyarı ve tehditten sonra
ümmi nebi'nin kendiliğinden Helal ve haram hükmü koyması nasıl mümkün olabilir ki...?
:•"'Resulü (sav)'in bize olan bütün emirleri
nehiyleri
geçmiş ümmetlerden
gelecekten verdiği her haber vahy'den ibarettir.
ÇünküResulü (sav) "vahy" olmadan ne geçmişte ne degelecekte olanları ve olacakları asla bilemez.
-uAzze ve Celle
bu konuda resulüne şöyle dedirtiyor: "Ey muhammed onlara de ki:
'ın hazineleri yapımdadır demiyorum. G ay h ı da bilmiyorum. Size
ben meleğim de demiyorum. Ben sadece
bana vahy oluna n a tabi oluyorum..."(En'am 50)
Yine bir ayet'i celilede: "Rabbinizdensize indirilene uygun. .."(A'raf 3 ay). Onunla hareket edinonunla hükmedin. Çünkü "...Herkim ki
'ın indirdiği ile hükmetmez ise işte onlar kafirlerin ta kendileridirler". (Maide44)
Ve yine bir ayet-i celilede: "....Onların aralarında'ın indirdiği ile hükmet
sana gelen hakkı bırakıp da onların heveslerine uyma.."(Maide 49 ay- Nisa 105 ay).
Bu ayeti kerimelerin ortaya koyduğu mana göz önünde bulundurulursaartık mömkünmüdür ki Resul
...'
'ın indirdiğinden gayri şeylere tabi olsun.." Yine mümkünmüdür ki "...insanlar arasında
'ın indirdiğinin gayrisi ile hükmetsin..."
Daha açık bir ifade ile; "...Hiç mümkünmüdür ki resul insanlara öğleni dört kılınakşamı üç kılın
sabahı da iki kılın diye..." bir hüküm koysun.
Bunların hiç birisi de mümkün değildir... Ta ki-u Azze ve Celle'ninvahyindirerekkendi izni ile koydurması müstesna.
-u Azze ve Celle neyi indirmiştir...? Bu konudaki bilinmesi gereken şeye gelince bu da;
-u Subbanehu ve Teala'nın ayetlerinde buyurduğu gibi"...KİTAP VE HİKMET...'dır.
Rabbimizşöyle buyurmaktadır:
"....sana kitabı ve hikmeti indirdi. Ve bununla sana bilmediğin şeyleri öğretti.
'ın senin üzerindeki fazlu çok büyüktür." (Nisa113)
"...'ın ayetlerini eğlence edinmeyin.
'ın üzerinizdeki nimetini ve size öğüt vermek için indirdiği kitabı ve hikmeti hatırlayın.
'tan korkun ve bilin ki
![]()
herşeyi hakkıyla bilendir"."(Bakara 231)
Zikredilen ayeti kerimelerde açıkça ifade ediliyorki;
"...-u Azze ve Celle
insanların öğüt almaları icirıonlaratabiolacakları iki şey indirmştir. Bunlardan birinin adı kitap diğeri ise hikmettir..."
Biz ilk önceanlaşılmasında zorluk çekilen 'HİKMET'ibaresini ele alır bunun üzerinde biraz durmaya çalışır isek hikmet'in ne gibi bir manayı ihtiva ettiğini anlamış ve kavramış oluruz.
Zikredilen bu ibarenin ayetlerde anlatılan sıfatları şöyledir.
"Nitekim sizekendi içinizden ayetlerimizi okuyan
sizi arındıran
size kitap ve hikmeti öğreterek bilmediklerinizi talim ettiren bir peygamber gönderdik" (Ali imran 164
Bakara 151
Cuma 2
Bakara 129)
Bu ayeti kerimede kitapla beraber indirilen hikmetin öğretilen talim ettirilen bir vastı olduğu gayet açıktır. Yanı Kur'annasıl insanlara öğretilip ta'lim ettirilmiş ise
Hikmet de aynen insanlara öğretilip talim ettirilmiştir.
"Sizin evlerinizde okunan'ın ayetlerini ve bir de hikmeti hatırlayın. Şüphesiz
latiftir
habir'dir". (Ahzab 34)
Bu ayet'i kerimede de görüldüğü gibi. indirilen öğretilen ve ta'lim ettiıilen lıikmet'in vasıflarından birisi de okunmağıdır
Ayrıyeten![]()
Resulü (sav)'in şu hadisi şerifleri degözönündebuiundıırulursa;"Hi kmet'in. tabi olunması için
'tan resulüne vahyedilen şeriatın bir bölümü olduğu gayet açık bir şekilde anlaşılmışolacakiır.
"
Resuîullah (sav) buyurdular ki: "Dikkat edin! Bana Kur'an ve bir de misli verildi..." (EbuDavııd 5.4604}
...R e sulu ilah (sav) şöyle dedi' "Sizekendisine sarıldığınız takdirde dalalete düşmeyeceğiniz iki şey bıraktım.
'ın kitabı ve benîm sünnetim" (Hakim müstedrekl.c.93
Beyhaki Sünen 10.C.114)
Ayet ve hadislerin açık ifadelerinden de anlaşıldığı gibiinsanların tabi olmaları için indirilen bu şeriat
resulün
'tan alarak insanlara öğrettiği
okuttuğu ve sarılmalarını emrettiği kitap ve sünnet'ten ibarettir. Ayrıca zikredeceğimiz şu ayeti kerime de dikkatli bir şekilde ele alınırsa
Kur'an-ı n tefsiri
beyanı mahiyetinde olan sünnetin vahy olduğunu anlayabiliriz.
"(Ey muhammed) Cibril vahyi sana getirdiğinde dilini acele edip hareket ettirme. Onu gönlünde toplayı cem etmek bize aittir. Sen sadece onun okunuşunu takip et yeterSonra
muhakkak ki onu beyan etmek de bize aittir".(Kıyamet16
17.18
19)
Bu ayeti kerimede çok açık bir şekilde sünnetin vahy olduğu anlatılmaktadır
Şöyle ki; Peygamberimiz (sav) Kur'anın vahyedüışi esnasında acele ediyorindirilenin okunup ezberleneceği gibi
onun bir de izahı
tefsiri nasıl ne şekil olacak diye heyecanlanıyordu.
-u Azze ve Celle ise: "..Sen acele edip heyecanlanma. Kur'an-ı senin gönlünde toplamak bize aittir. Sen sadecetakipetyeter. Ondan sonra da indirilen ayetleri tefsir etmekyinebizeaittir.
Ayet-i Kerimedeki zikredilen beyaneh ibaresindeki "hu" zamiri önceden indirilendir. BinanaleyhKur'an-ı kerimdeki indirilen namazemri olsun
zekat emriolsun. Hac
orucv.s. emirleri olsun
b u n lan n hepsi de". ..Vahy-i gayri metluv... "dediğimiz sünnet'ie beyan ve tefsir edilmiştir.
Bu koudakısünnet'tendelilleregeli ncebu bir hayli kabarıktır.
Bunlardan bazıları şunlardır:
...Esma(ra)söyledemiştir. Peygamber f sav) buyurdu ki; "Sizlerkabirlerinizde mesihdeccal'ın imtihanına benzer bir imtihan geçireceksiniz..." (Buhari1C.243s.)
.Aişe (ra)dan; söyle demiştir; "Ben resulullah'ın kadınlarından hiç birine karşı Hadice'ye karşı kıskandığım derecede kıskanmadım. Çünkü resulullah onu çok anardı ve ona övgüleri çok olurdu. Halbuki Rasulullah'a Hadice için cennetle inciden borularla yapılmış bir ev ile müjdelemeside vahyolumuştu" .(Buhari 11 C 5307)
...ibn Abbas şöyle dedi."u teala namazların hazarda dört
seferde iki harp halinde de bir rekat kılınmasını peygamberinizin diliyle farz kılmıştır.. ."(Müslim 2.c. 687)
"...Ata İbnu ebi Rebah şöyle dedi: Bana safvan İbnu ebi Ya'la İbnu Umeyye şöyle haber verdi:- Ya'lakeski ben Resulullah'ı
üzerine vahy indirildiği sırada göreydim
der dururdu.
Nihayet peygamber (sav] Cirane'de bulunduğu zamanüzerinde bir kumaş kendisini gölgelendirmiş ve yanında da sahabilerinden bir takım insanlar bulunduğu sırada
güzel koku sürünmüş bir kimse yanına çıkageldi ve:- Ya resulullah! güzel koku suründükten sonrabircübbe içinde Umre için İhrama giren kimse hakkında ne dersiniz?diye sordu. Peygamber
birmüddet baktı. Akabinde kendisine vahy geldi. Bunun üzerine Umer
Ya'la'ya "gel" diye işaret etti. Ya'la geldi ve başını
peygamberi örtmekte olan örtünün içine soktu
Peygamber'1 yüzü kızarmış
uyuyan kimsenin gidip gelen nefesi gibi horulduyor vaziyette gördü.
Peygamber'in hali bir müddet böyle devam etti. Sonra peygamberden bu hal sıyrıldı. Bunun üzerine Peygamber (sav):-Biraz önce umreden bana sual soran kimse nerede? diye sordu. Hemen o suali soran kimse arandı ve bulunup peygamberin yanına getirildi. Peygamber:-Sendeki kokuya gelinceonu üç kere yıka
üzerindeki cübbeye gelince
onu da çıkar
sonra baççında yapmakta olduğun fiileri Umrede de yap" büyüdü. (Buhari 11 C 5079)
...İbnu Ömer (ra)şöylededi: Resulullah (sav) zamanındaResulullah'ın sahabilerinden birtakım insanlarrüyagörürlerdide
bu rüyalarını Resulullah (sav)'eanlatırlardı. Resulullah dao rüyalar hakkında
'ın dilediği tabirleri söylerdi..." (Buhari 15 c 6899)
...ZeydİbntipS^ra) şöyle dedi: Resulullah (sav) Hııdeybtyedff;4jeceleyin yağmış olan yağmurdan Spıjt3 bizlere sabah namazını kıldırdı. Namazdan çıkınca'yüzünü cemaate göndürdü ve: -Bilir misiniz
Rabbiniz ne buyurdu? diye sordu. Dediler ki
ve Resulü en iyi bilendir. Resulullah dedi ki; -
-u AzzeveCelle buyurdu ki: Kullarımdan kimi banaınü'min
kimide kafir olarak sabahetti. Her kim
'ın fadl ve rahmet iyle üzerimize yağmur f ydğ'clı dediyse işte o bana iman etmiş
yıldıza iman etmemiştir. Her kim de üzerimize yıldız sebebiyle yağmuryağdı dediyse işte o
bana iman etmemiş
yıld ıza iman etmiştir
buy urdu. (Müslim 1 C 71)
...Abdullah b. Amr(ra)'den rivayete göreo şöyle demiştir. "Ezberleme isteği ile resulullan (sav)'den işittiğim herşeyi yazardım. Kureyş beni bundan menederek şöyle dediler: "...Sen resulullah'tan işittiğin her şeyi yazıyorsun. Oysa
resulü (sav) de bir beşerdir
öfkeli haldeyken de konuşur". Bunun üzerine ben deyazmayı bıraktım. Sonra durumu Resulullah'a arz ettiğimde
Resulullah (sav) "...Yaz
nefsim elinde bulunan
'a yemin olsun ki
benden hakkın dışında bir şey çıkmaz..." Buyurdu"(A. ibni Hanbel 2.12.192-İbnKesir13.C. 7529 S)
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bana vahy olunmayan mes'eleierde ben de sizin gibiyim". (Taberani KebirHişkat 1 C. 51 69)