İhtimal ki sizin de aklınıza "nasihat" kelimesi
"öğüt" "tavsiye" gibi anlamları çağrıştırıyor. O halde
"din nasihattir" diyen Efendimizi (asm) "din öğüttür" mü demek istemiş. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda hadislere sadece ilmî değil kalbî vukufiyetine da tanık olduğum muhterem Prof. Dr. Mehmet Görmez'in makalesi
inşallah sizin de hayatınızda bir devrim yapar.. Mutlaka okuyun!
Peygamber efendimizin bazı hadisleri vardır ki bu hadisler hadisin özünü oluşturan ana temanın çevrildiği dilde karşılığının tam olarak bulunmamasından dolayı
anlamında değişmeler meydana gelmektedir. Bu gibi durumlarda izlenecek yol peygamber efendimizden bize kadar intikal eden rivayetler bütünü çerçevesinde hadisleri değerlendirmek ve ne anlama geldiğini tespit etmektir. Biz bu çalışmamızda Hz. Peygamber’in dini tanımlayan bir hadisini
Arapçadaki anlam kaymasından ve bu anlam kaymasının dikkate alınmamasından dolayı Türkçe’ye tercüme edilirken hadisin nasıl yanlış anlaşıldığını ortaya koymaya çalışacağız.
Din ve Nasihat
Muteber hadis kaynaklarında geçen ve günümüze kadar dilden dile dolaşarak gelen ve Temim Ed-Dari’den rivayet edilen bir hadiste Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Din nasihattır. Biz kime (yahut kim için) diye sorduk O da
’a
Kitabına
Rasulüne
Müslümanların (meşru) idarecilerine ve bütün Müslümanlara dedi.”
Bu hadiste geçen anahtar kavram “nasihat” kelimesidir. Hz. Peygamberin “nasihat” kelimesinden ne kastettiği belirlenmeden İslam’ın dörtte birine denk kabul edilen bu hadisin doğru bir şekilde anlaşılması mümkün değildir.
Kaynaklara göre “nasihat” kelimesinin manasını birkaç kelime ile izah etmek mümkün değildir. Çünkü bu kelimenin Arapça’da çok geniş manaları bulunmaktadır.
Nasihat
bir şeyi ve bir kimseyi içten ve gönülden sevmek
ona bağlanmak
ihlas sadakat ve samimiyet demektir. Arı
duru
saf oldu demektir. İçinde aldatma duygusu olmayan
kalbi halis kimseler için nasih veya nasuh ifadesi kullanılmıştır. Nitekim Kur’anda içten gelerek yapılan samimi tevbeler için Tevbe-i Nasuh ifadesi kullanılmıştır. Yani sahibini bir daha günaha götürmeyen halis tevbedir. Ayrıca Arapçada bir kumaş parçasının elbiseye dönüştürülmesi olayını ifade etmek için “nasuh” kelimesi kullanılmıştır. Bu sebeple Arapça’da dikiş iğnesinin bir adı “minsah”tır. Eğer biz kelimenin bu anlamını esas alacak olursak içten ve gönülden yapılan tevbeler için “nasuh” kelimesinin kullanılmasının sebebi ‘günahlarla yırtılan dinin tevbe ile yeniden dikilmesi’nden kaynaklanmaktadır.
Ayrıca “nasihat” kelimesi; insanları iyiye ve güzele sevketmek için yapılan güzel konuşma vaaz
öğüt verme
tavsiye etme
ihtar etme
ibret verici ders gibi ifadelerin yerlerine de kullanılmıştır. Bizim dilimize de sadece bu anlamı ile geçmiş ve ‘nasihat edilen kimsenin hayrını istemek’ diye ifade edilmiştir.
Burada esas yapılması gereken Hz. Peygamberin “Din nasihattir” derken bu anlam gruplarından hangisini kastettiğini belirlemek konunun en önemli noktasını teşkil etmektedir. Peygamber efendimizden rivayet edilen hadislerde “nasihat” kelimesi “samimiyet
içten ve gönülden bağlılık” manasında kullanılmıştır.
Bir hadis-i şerifinde Peygamberimiz: “Müslümanın Müslüman üzerinde altı hakkı vardır: Selam verdiğinde selamını almak
aksırdığında kendisine dua etmek
hastalandığında ziyaret etmek
davet ettiğinde icabet etmek
öldüğünde cenazesine iştirak etmek ve gıyabında ona karşı samimiyeti elden bırakmamak.”
Müslümanların sadece birbirlerinin yüzlerine karşı değil
birbirlerinin gıyabında da samimi olmaları
evli eşler arasında da nasihat (içten ve gönülden bağlılık) özellikle aranmıştır.
Yine bir hadis-i şerifinde peygamber efendimiz: Bir mü’min için takva’dan sonra saliha bir eş kadar hayırlı ve yararlı bir şey olamaz
emrettiğinde itaat eder
yüzüne baktığında sevinç duyar
üzerine yemin içtiğinde yeminini boşa çıkarmaz ve onun gıyabında gerek nefsi ve gerekse malı konusunda samimiyeti ve bağlılığı devam eder.
Din Nasihattır
Nasihat Samimiyettir!
‘Nasihat’ kelimesine; ihlas
samimiyet
içten ve gönülden bağlılık anlamını verdiğimiz takdirde zıt anlamı
aldatmak
kandırmak
ve iki yüzlü davranmak olur. Nitekim kaynaklarda da ‘nasihat’ kelimesinin karşılığı olarak ‘ğışş’ yani ‘aldatmak’ veya ‘adavet’ yani ‘düşmanlık’ kelimesi kullanılmıştır. Deylemi “el-Firdevs” adlı eserinde şöyle demektedir: “Her alimle oturmayın! Sadece sizi beş şeyi terk edip
beş haslete davet eden; yani şekden yakin’e
kibirden tevazuya
riya’dan ihlasa
rağmetten rahbete
adavetten nasihate davet eden alimlerle oturun.” Kurtubi’ye göre nasihatin zıddı ihanettir. Buna göre
’a Rasulüne
ve Kitabına karşı nasihat (samimiyet) içinde olmayanlar ihanet içindedirler. Beyhaki’ye göre Müslümanların birbirlerine karşı nasihat (samimiyet) içinde olmanın üç alameti vardır.
Bunlar:
1. Kalbin Müslümanların elem ve kederlerinden dolayı hüzün duyması
2. Müslümanların acılarına katlanmak
3. Müslümanları faydalı olan her işte bilgilendirmek.
Ebu Abdillah Muhammed b. Nasr el-Mervezi
nasihat kelimesinin asıl anlamı kim olursa olsun kalben bağlanmaktır. Nasihat farz ve nafile olmak üzere ikiye ayrılır. Farz olan nasihat
’ın emirlerini yerine getirmek ve haram kıldıklarından kaçınmak derecesinde bağlanmaktır
demektedir.
Bütün bu anlatılanlara rağmen gerek ülkemizde
gerekse İslam aleminin diğer bölgelerinde nasihat kelimesini aldatılmak
kandırılmak
ihanet
adavet ve iki yüzlü davranmanın zıddı olarak “ ihlas samimiyet
içten davranmak
gönülden bağlanmak” anlamı değil de “öğüt vermek
vaaz ve tavsiye
ihtar etme” gibi anlamları ön plana çıkmış ve bu hadis “din samimiyettir” yerine “din vaaz ve irşaddır” şeklinde anlaşılarak
hem dinin dörtte biri olduğu kabul edilen bu hadisin yanlış anlaşılmasına hem de Hz. Peygamberin yaptığı tek din tanımımın gözlerden kaybolmasına yol açmıştır.
Şimdi dinin dörtte birine denk gelen bu hadisin anahtar kelimesi olan ‘nasihat’i yanlış anladığımızda dinin dörtte biri vaaz ve irşad
doğru anladığımızda ise dinin dörtte biri ihlas ve samimiyet olacaktır.
Öyleyse din nasihattir
nasihat ise samimiyettir.