- “ Namaz iyidir, hoştur. Yalnız her gün her gün beşer defa kılmak çoktur. Bitmediğinden usanç veriyor” diyen nefse bazı ikazlar:
- 1. İkaz: Ey talihsiz nefsim! Acaba ömrün ebedi mi? Sonsuza kadar mı yaşayacaksın?
- Gelecek seneye, belki yarına kadar yaşayacağına dair elinde bir senet var mı?
- “ ...seni usandıran, bıktıran; dünyada sanki devamlı kalacakmış gibi düşünmendir.
- Oysa bu dünyada ebedi kalmayacaksın. Ömrün azdır.
- Nasıl ömrün bir gün bitecekse, sonunda namaz ibadeti de bitecek.
- 2. İkaz: Ey midesine düşkün nefsim!
- Her gün ekmek yersin, su içersin, havayı teneffüs edersin, onlar sana usanç veriyor mu?”
- Madem usandırmıyor; çünkü bunlara sürekli ihtiyacın var. Usanmak değil, her seferinde lezzet alırsın.
- Öyle ise, vücudumda senin arkadaşların olan kalbimin gıdası,
- ...ruhumun hayat suyu,
- ...bütün duygularımı coşturan ve doyuran hoş bir havası olan namaz da seni usandırmamalı...
- 3. İkaz: Ey Sabırsız nefsim! Acaba geçmiş günlerdeki ibadet vazifesini ve namaz yorgunluğunu...
- ve musibet zahmetini, bugün düşünüp acı duymak,
- ...hem gelecek günlerdeki ibadet vazifesini...
- ve namaz hizmetini ve musibet elemini bugün hayal edip sabırsızlık göstermek hiç akıl k â rı mıdır?
- Şu sabırsızlıktaki misalin şöyle sersem bir kumandana benzer ki,
- Düşmanın sağ kanat kuvveti,
- onun sağındaki kuvvetine katılmış ve ona taze bir kuvvet olduğu halde,
- o, tutar; büyük bir kuvvetini sağ kanata gönderir. Merkezi zayıflaştırır.
- Hem, sol kanatta düşmanın askeri yok iken ve daha gelmeden, büyük bir kuvvet gönderir. “Ateş et!” emrini verir.
- Merkezi bütün bütün kuvvetten düşürtür. Düşman işi anlar, merkeze hücum eder, darmadağın eder.
- Evet, buna benzersin. Çünkü, geçmiş günlerin zahmeti, bugün rahmete dönmüş, Elemi gitmiş, lezzeti kalmış.
- Öyle ise, ondan usanç almak değil, belki yeni bir şevk, taze bir zevk ve devama ciddi bir gayret etmek lazım gelir.
- Gelecek günler ise madem gelmemişler,
- Şimdiden düşünüp usanmak; aynen o günlerin açlığı ve susuzluğu ile bugün bağırıp çağırmak gibi bir deliliktir.
- Sabır kuvvetini geçmiş ve geleceğe dağıtma.
- İbadet noktasında sabrı, bulunduğun günde ve anda kullan.
- İnsan üç sabır ile sorumludur:
- a) İbadetleri devamlı yapmada sabır.
- b) Günahlardan sakınmada sabır.
- c) Musibetlere, belalara, hastalıklara karşı sabırdır.
- 4. İkaz: Ey sersem nefsim!
- Acaba şu kulluk vazifesi olan namaz neticesiz midir?
- Ücreti az mıdır ki, sana usanç veriyor.
- Halbuki bir adam, sana birkaç para verse veyahut seni korkutsa,
- ...akşama kadar seni çalıştırır ve sen de usanmadan çalışırsın.
- Bir kulluk vazifesi olan namaz neticesiz değildir. Namazın meyveleri şunlardır:
- a) Dünyada aklın, ruhun ve kalbin rahatı,
- b) Kabrinde bir ışık ve gıda,
- c) Mahkemen olan mahşerde bir senet ve bir bilet,
- d) Sırat köprüsünde bir nur...
- ...ve bir burak.
- 5. İkaz: Ey Dünyaya çok bağlı nefsim!
- Acaba ibadetteki bıkkınlığın ve namazdaki kusurun dünyaya ait işlerinin çokluğundan mıdır?
- Acaba sırf dünya için mi yaratılmışsın ki, bütün vaktini ona harcıyorsun?
- Eğer namaz kılsan, dünyaya ait işlerin de ibadet olur.
- Hem dünyaya ait geçimini, hem de ahiret için hazırlığını yapmış olursun.
- Namaz, Kur’an’da en çok emredilen bir ibadettir.
- En basit bir amirin emri karşısında hemen boyun eğen biz insanların,
- Kainatın Yaratıcısının bunca emir ve ısrarı karşısında itaat etmemiz gerekmez mi?
- Okulda öğretmenimiz, işyerinde müdürümüz, patronumuz,
- ...askerde komutanımız bir iş emrettiğinde derhal yapıp, onları hoşnut ederken;
- ...nasıl olur da, Rabbimizin bu emirlerine ka rşı, ilg is iz kalabiliriz?
- Peygamberimize(s.a.v): “Allah’ın en çok sevdiği amel hangisidir?” diye sorulduğunda;
- “ Vaktinde kılınan namazdır.” buyurdu.
- Bu Hadis gösteriyor ki, namazdan daha üstün bir ibadet yoktur ve olamaz.
- Kainatta imandan sonra en büyük hakikat, namazdır.
- Yaşadığımız asırda iman zayıflığıyla birlikte, ibadete gereken hassasiyeti göstermiyoruz.
- Miraç’ta namaz emrini alan ve nasıl kılınacağını bize gösteren Peygamberimiz ve sahabeleri, savaşta bile cemaatle namaz kılmaktan geri durmuyorlardı.
- Günümüzde ise, hiçbir ciddi mazereti olmayan nice Müslüman, basit bir tembellik yüzünden, asıl görevi olan namazı ihmal edebiliyor.
- “ Dünya ve içindekilerden hayırlıdır.” buyurmuştur. Sadece bir sabah namazı için, Peygamberimiz iki ayrı Hadiste :
- Halbuki Namaz, kişinin Rabbiyle buluşması ve Ona en yakın olduğu anıdır.
- Peygamber Efendimizin deyimiyle namaz: “dinin direği”, “gözün nuru” ve “müminin miracıdır”.
- Namaz, yaratılışın gayesi, kainatın neticesi ve meyvesidir.
- Namaz en vazgeçilmez bir ibadettir.
- Bu yüzden Bedir savaşında bile namazdan vazgeçilmedi.
- Bu yüzden Hz. Ömer yarasından kanlar akarken bile namaz kıldı.
- Yine Hz. Ali ayağındaki okun çıkarılması için namaza durdu.
- Peygamberimiz son nefeslerinde bile ümmetine şöyle diyordu:
- “ Emriniz altındakilere iyi davranınız. Namaza, namaza dikkat ve devam ediniz !
- Ey kızım Fatıma! Allah katında makbul olacak ameller işleyiniz. Bana güvenmeyiniz. Yoksa ben, sizi Allah’ın azabından kurtaramam.”
- Peygamberimiz: ”Kulun ilk hesaba çekileceği ameli, namazdır” buyurmuştur.
- Namaz, Allah’ın sonsuz nimetlerine en büyük bir şükürdür.
- Namazın manası, Rabbimizin Celaline karşı “ Sübhanallah” de yip, Onu her türlü kusur ve noksandan uzak tutup, tesbih etmek;
- Cemaline karşı “Elhamdülillah” deyip hamdetmek;
- ...Kemaline karşı “Allahuekber” deyip büyüklüğünü ilan edip, tazim etmektir.
- Bundan dolayıdır ki, bu üç kelime (Sübhanallah, Elhamdülillah ve Allahuekber) namazın her tarafında bulunmaktadır.
- Namaz, bütün ibadetleri ve zikirleri içinde toplayan, en kapsamlı bir ibadettir.
- Rabbimiz Kur’anda: “Muhakkak ki namaz, hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar” buyurmaktadır.
- Namazsızlık, insanı şirke ve küfre götürebilir. Çünkü bir Hadiste: “Kişiyle şirk ve küfür arasında, namazın terki vardır” denilmiştir.
- Bir Müslüman'ın en büyük alameti, belirtisi namaz kılmasıdır.
- Peygamberimiz: “Onlarla bizim aramızda alamet-i farika (ayırıcı işaret) namazdır.
- ...Dolayısıyla namazı terk eden, kafirlere benzemiştir.” buyurmuştur.
- Kim namaz kılma yolunda istekli ve gayretli olursa, Allah ona kolaylıklar yaratır ve tehlikelerden korur.
- Allah’ın bizim namazımıza ihtiyacı yoktur. Ancak bizim ruhumuzun ona ihtiyacı olduğundan dolayı, bize farz olarak emredilmiştir.
- Peygamberimiz: ”Ecel gelmeden önce tövbe etmekte; Vakit geçmeden önce namaz kılmakta acele ediniz.” buyurmuştur