Herşeyi görmemiz gerektiği gibi görebilseydik / her dileğimiz olduğu gibi gerçekleşiverseydi (gerçekleşse de bizim için hayırlı bi sonucu olmayacaktı kimbilir...) / gönlümüz sıkışıpdaraldığında dünya ve dünyadakiler üzerimize doğru koşarak geliyor sandığımız o anda; herşey O'ndan geliyor amenna! diyebilseydik hakiki bi şuurla / Birileri tarafından kırılmalar yaşadığımız zaman
asıl kırmak değil kırılmamak hüner diye söz geçirebilseydik yüreğimize / Ve daha bir çok olay karşısında teslim bir kul olabilseydik paniğe kapılmadan.
Ne güzel olurdu. Âh ne güzel... Ama böyle olunca da imtihanda olduğumuzun farkına varabilir miydik?
Bunca yaşanan ve yaşamak istenilip de yaşanamayan herşey imtihanda olduğumuz sonucunu çıkarmıyor mu karşımıza? Evet çıkarıyor.
Ya edinilen tecrübeler? Düşe kalka öğrenmiyor mu insan çoğu şeyi? Aynı yeni yeni adımlar atarak düşüpsendeleyen ama en sonunda yürümeyi başaran bir bebeğin çabası gibi...
Önce zahmetsonrası Rahmet inşaallah...
O halde duâmız;
Her hâl ve ahvâlde farkındalık istiyoruz Sen'den Yâ Rab! Nasip et!...
...
Mevlana h.z.leri Mesnevi'sinde bize ne güzel nasihat etmiş;
-Üzülme...
Bir yandan korku bir yandan ümidin varsa iki kanatlı olursuntek kanatla uçulmaz zaten. Sopayla kilime vuranın gayesi kilimi dövmek değil
kilimin tozunu almaktır.
sana sıkıntı vermekle tozunu
kirini alır.
Niye kederlenirsin? Taş taşlıktan geçmedikçe parmaklara yüzük olamaz. Yüzük olmak dileyen taşezilmeyi yontulmayı göze almalıdır.- *
Tozumuzukirimizi bizlerin iyiliği için alan Hay güzel
'ım
Sen ne büyüksün!