ÖLüm-e Doğru

Ölüme Adım Adım...
Ve Ölüm Senin Adın...
Tüm bakışlarda bir soğukluk hissediliyor.Havası mı değişiyor bulunduğum yerin, her taraf serin...Sesler yükseliyor, tüm dudaklar kıpırtı halinde.Kelamların en yücesi okunuyor, nefes alış-verişleri gittikçe azalan bir insanın ruhuna sunuluyor tüm dualar.

Ömür dediğimiz çizginin en sonuna varmış birisi...Doğmuş, nasibi kadar görmüş-geçirmiş, iyi-kötü zamanlar yaşamış ve sonunda ölüm onu da selamlamış.Tüm evlatları yanında nöbette. Ama o başka bir âleme gitmeye hazır vaziyette... Bir yâsin, bir tebâreke, bir fâtiha, bir lâilahe illallah... -Allah de baba Allah! telkinleri veriyor evlatları.Üzülmek ne çâre! Hele gözlerden akan yaşlar, ölüme kucak açmış birini canlandırmaya yeter mi?
1,2,3,4 saniye sonra bir nefes... 1,2,3,...6 saniyede bir nefes... Ha gayret!
Bekleyiş...

Şu halde hayatın en zor bekleyişi olsa gerek.En üzen, en garip, en gözü yaşlı, en şaşkın, en duâlı, en sessiz, en çâresiz, en iç yankılı...
Meğer insan; aldığı her yeni nefesle yeniden doğuyor/muş, ne büyük nimet/miş!Ve insan her eksilen nefesle ölüme yaklaşıyor/muş.Bir varken, bir de yok olunuyor/muş...
1,2,.....8 saniyede bir nefes... 1,2,.....10... saniyede...
Ve son nefes!
1 ... - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Bitti!

Kapandı yaşam denilen fânilik perdesi...

Fâtıma Zeyyal