14-.......Sehl ibn Sa'd (R) şöyle demiştir: Rasûlullah'a bir bar*dak getirildi, O da bundan içti. Sağında sahâbîlerin en genci olan bir oğlan bulunuyordu. Yaşlılar da solunda idiler. Bu vaziyette Rasûlullah:
— "Ey delikanlı! Bardaktan kalanı yaşlılara vermem için bana izin verir misin?" dedi.
Bunun üzerine o genç sahâbî:
— Yâ Rasûlallah, ben Sen'den gelen nasibimi hiçbir kimseye ih*san edici değilim, dedi de, Rasûlullah bardakta kalanı bu gence verdi

15-.......Muhammed ibn Ziyâd şöyle demiştir: Ben Ebû Hureyre(R)'den işittim; Peygamber (S) şöyle buyurmuştur: "Nefsim elin*de olan Allah'ayemîn ederim ki (kıyamet gününde) ben bir takım adamları, yabancı
devenin havuz başından kovulup uzaklaştırıldığı gibi, muhakkak havuzumdan kovacağım".

16-....... İbnu Abbâs (R) şöyle demiştir: Peygamber (S) şöyle buyurdu: "Allah îsmâîl Peygamber'in annesi Hâcer'e rahmet etsin! Hâcer Zemzem suyunu (ilk çıkışında) kendi hâline bıraksaydı (yâhud da şöyle dedi: sudan avuçlamasaydı) elbette Zemzem akıcı bir pınar hâlinde kaynar dururdu. Bir müddet sonra Cürhüm kabilesi geldi de bunlar Zemzem'in sahibesi bulunan Hâcer'e:
— Senin yanına konup mekân tutmamıza izin verir misin? dediler.
Hâcer bunlara:
— Evet, izin veririm; fakat bu suda sizin mülkiyet hakkınız ol*mamak şartıyle, dedi.
Cürhümlüler de:
— Evet, Zemzem'de mülkiyet hakkımız olmamak üzere, dediler" .

17-....... Ebû Hureyre(R)'den: Peygamber (S) şöyle buyurmuş*tur: "Üç kişi vardır ki kıyamet gününde Allah onlara kelâm etmez, onlara bakmaz: aMetâ'ına revâc vermek için, müşterinin verdiğin*den daha fazla bedel vermiş olduğuna yalancı olarak yemîn eden kim*se. b-Müslümân bir kimsenin malım koparmak için ikindiden sonra yalan bir yemîn ile yemîn eden kimse. cFazla suyu (susuzlardan) men' eden kimse. Allah ona (kıyamet gününde):
— Bugün ben fadi ve ihsanımı senden men' ediyorum. Nitekim sen (vaktiyle) ellerinin i'mâl etmediği suyun fazlasını (susuzlardan) men' etmiş idin! buyurur" .
Râvî Alî ibnu'l-Medînî şöyle dedi: Bize Sufyân ibn Uyeyne, bir kerre olmayarak Amr ibn Dinar'dan tahdîs etti ki, kendisi Ebû Sa*lih'ten işitmiştir. Ebû Salih Zekvân es-Semmân bu hadîsi Peygam-ber'e ulaştırıyordu (yânî hadîs mürsel değil, merfû' bir hadîstir).