Ve Allah'ın şu kavli:
"Ellerinizin mâlik olduğu (köle ve cariyelerden) mukâtebe isteyenleri, eğer onlarda bir hayır biliyorsanız, kitabete kesin, onlara Allah 'ı/ı size verdiği maldan Verin.*" (en-NÛr: 33)
Ve Ravh, İbn Cureyc'den söyledi ; o şöyle demiştir: Ben Atâ ibn Ebî Rebâh'a: (Kölem benden kitabet istediğinde) onun malı olduğunu bilirsem, onunla hürriyet satın alma yazışması yapmaklığım bana vâcib midir? dedim. Atâ: Ben bunu vâcibden başka görmüyorum, dedi.
Ve Amr ibn Dînâr da: Ben Atâ'ya: Sen bu görüşü bir kimseden mi rivayet ediyorsun? dedim. Atâ: Hayır,dedi. İbn Cureyc dedi ki: Sonra bana Atâ haber verdi ki, ona da Mûsâ ibn Enes şöyle haber vermiştir: Şîrîn, Enes ibn Mâlik'ten hürriyet satın alma yazışması yapmasını istedi. Hâlbuki Sîrîn'in malı çoktu. Enes, yazışma yapmayı kabul etmedi. Bunun üzerine Şîrîn, Umer ibn Hattâb'a gitti de, Enes'in kabul etmeyişini ona söyledi. Umer, Enes'e: Sîrîn'le hürriyetini satın alma yazışması yap, emrini verdi. Enes yine çekindi.
Bunun üzerine Umer, Enes'e kırbaçla vurdu ve: "Eğer onlarda bir hayır biliyorsanız kitabete kesin.." en-Nür: 33) âyetini okudu. Akabinde Enes, Şîrîn ile hürriyet satın alma mukaavelesini yazdı.
1- Ve el-Leys şöyle dedi: Bana Yûnus, İbn Şihâb'dan tahdîs et*ti. O şöyle demiştir: Urve şöyle dedi: Âişe şöyle dedi: Berîre, kitâbel bedeli hakkında yardım istemek için Âişe'ye geldi. Berîre'nin üzerin*de beş sene içinde taksitlere ayrılmış beş ûkıyye borç vardı. Âişe bı; hususta arzu duyarak, Berîre'ye:
Re'yirri bana haber ver! Ben senin sâhiblerine bu beş ûkıyye-yi bir defada saysam, sâhiblerin seni satarlar mı? Ve velâlık hakkın bana âid olmak üzere seni âzâd edeyim, dedi.
Berîre sâhiblerine gitti ve bu teklifi onlara arzetti. Onlar:
Hayır (seni satmayız), ancak velâ bize âid olursa (satmayı kabul ederiz), dediler.
Âişe dedi ki: Ben Rasûlullah'm huzuruna girdim ve onların de*diğini kendisine söyledim. Rasûlullah (S) Âişe'ye: "Sen Berîre'yi satın al ve onu hürriyete kavuştur. Şübhesiz velâ hakkı ancak hürriyete kavuşturanındır" buyurdu.
Sonra Rasûlullah hutbe yapmak üzere ayağa kalktı, (Allah'a hamd ve övgü yaptıktan sonra) şöyle buyurdu: "Bir takım adamlara ne oluyor ki, Allah'ın Kitabı 'nda olma*yan bir takım şartlar ileri sürüyorlar! Her kim Allah'ın Kitabı'nda bulunmayan bir şartla şart kılarsa, o şart bâtıldır; hükümsüzdür. Al*lah'ın şartı (ve kaanûnu) daha haklı ve daha kuvvetlidir".