Ağlama kızım! Sen ağladıkça gözünden aşağı inci gibi inen yaşlar dünyanın sonunu getirebilir. Bilir misin o yaşlar şimdiye kadar keşfedilmiş ve bundan sonra da keşfedilecek tüm zamanların bombalarından daha tesirlidir.
Sen ağlama kızım! Çünkü sen ağladıkça tüm melekler harekete geçiyor ve sıra sıra yeryüzüne doğru yol alıyorlar. Bu geliş insanlık için iyi olmaz bu geliş kıyamet olur. Geçen akşam senin ahlarının ardından İsrafilin bir boru öttürüşü vardı ki gökyüzünde yine de senin ibadetlerin ve duan sayesinde gelişlerini şimdilik ertelemiş gözüküyorlar.
Sen rahmete bürün sana reva görülen tüm olumsuzlukları sinende erit ve rahmet rahmet insanlara sun. Senin önderin Taifte öyle yapmadı mı?
Sevgili kızım gözümün nuru Bu da geçer yahu anlayışını ilke edin. Musa gelecek diye Firavunun kestiği iki yüz elli bin erkek çocuğu düşün. Kız olduğu için toprağa gömülen sevgili kardeşlerini içinde hisset. Tüm zamanların firavunlarının yapmış oldukları zulümleri bir araya getirsek evet şu anda senin iç dünyanın okyanusunda boğulacak kadar belki sığ kalırlar; ama sen boğucu olma diriltici ol.
Sevgili kızım! Senin hissettiklerini hiç kimsenin hissetme şansı yok; ama bütün bunlar seni melekleştiriyorsa katlan.
Sende Ayşe derinliği Fatıma zarafeti Hatice inceliği ve Meryem sükutu görüyorum. Bunların hepsi sonunda kazananlardan oldular. Gönlüm senin ebediyyen kazanmanı istiyor.
Ebu Sufyanın karısı Hind Hz. Hamzanın ciğerini yememiş miydi? O nasıl bir kindi? Ama kaybeden o olmadı mı? Mekke fethedilince neler düşünmüştür? Muhammedi rahmetin kuşatamayacak olduğu alan yoktur. Sen de bu rahmetin çocuğu değil misin?
Sevgili kızım! Biliyorum çoğu zaman seni ne annen ne baban ve ne de çevren anlıyor. Çile anlaşılmadığın yerde yaşamak değil midir? Sena kul olmayı seçtiğinde bu çile zaten kapında bekliyordu; çünkü bu tercihin tabiatı oydu. Kızım Muhammedi çileler oldurucudur onun için sen olmanın yolundasın. Sen firavuni öldürücü kahkahaların taliplisi zaten olamazsın; buna yapın uygun değildir.
Ey örtülerine bürünmüş bu çağın mazlum meleği! Biliyor musun güneşin beyinleri kaynattığı günde örtün tüm mahşer alanına gölge diye çekildiğinde bugün örtünden dolayı kanını içmeye kalkışanlar senin gölgene koşacaklardır. Ne dehşetli gündür o gün! Nefslerini ilahlaştırma uğruna Hakktan uzaklaşanlar; şan şöhret makam peşinde toz kadar değeri olmayan dünyayı kutsayanlar büyük bir sarsıntıyla sarsıldıklarında ve pişmanlıkları son noktaya geldiğinde bugünün firavunlarının hallerini göreceksin! Göreceksin ve Rabbine secde edeceksin bugün de ettiğin gibi. Kızım bu zamana kadar hangi secdeli alın kaybetmiştir ki?
Ey örtüsünden dolayı horlanan itilen ve dışlanan! Sana bütün bunları reva görenler bir gün önünde boyun bükerlerse affetmesini bil. Zor olduğu için yap bunu; çünkü sen zorla nikahlısın; bunun için hakikatin çocuğunu sen doğuracaksın. Bunun için nursun.
Ağla ama inci gibi gözyaşlarını yere akıtma sakın; onu kaldırabilecek hiçbir yer yok. Sen avuçlarında topla onları o incileri senin avuçlarından başkası kuşatamaz çünkü.
Tarihte (bazı istisnalar hariç) hiçbir kadının senin kadar iç dünyasına yolculuğu yoktur desem yanılmış olur muyum? Sen milenyumun kuyularında Yusufu büyüten anasın. Sen bir kuyusun ki Yusuf sende nefes alıyor. Yirmi birinci yüzyılı sen doğuracak ve bütün zamanların anası olacaksın. Bunun için ulu bunun için zarif ve muallasın mücellasın.
Sevgili kızım kalbimin ışığı! Bir gece yarısından sonra secde et ve evinin balkonuna çık. Gökyüzünü seyret sonsuzluğu fikret. Kendi küçük mağaralarında seni mahküm edenlerin ne kadar zavallı aciz ve acınacak durumda olduklarını göreceksin. Sen yüreğinin sonsuzluğunda yürü karşına Simurg çıkacak aynada kendini görecek ve varlığınla yüzleşmenin mutluluğunu tadacaksın. Ormanda farelerle yılanlarla çakallarla boğuşanların hallerine asla itibar etme.
İyi ki başın var kızım örtünüyorsun; yüreğin var ağlıyorsun. Ya onlar olmasaydı? Ya göz yaşların kurusa dilin dönmeseydi duaya?
Yürü kızım bu yol sanaın bir nimeti olarak sunulmuştur.
D. Ali Taşçı